CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı yaptı.
Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Ekonomiyi yönettiğini sanan çakma bir ekonomist; en sinsi, en acımasız, en ahlaksız halk düşmanını, enflasyon canavarını, ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ diyerek, ‘nas’ diyerek, bilerek, isteyerek hortlattı. Erdoğan hükümete geldiğinde, elinde tüm dünyada güven uyandıran ve enflasyonun belini kırmış bir program vardı. İşe başladıklarında; tüketici enflasyonu yüzde 30’du, üretici enflasyonu yüzde 31’di. Enflasyon hızla düşüyordu. Ama bugün, milletimiz bu beceriksizlerden vekâletini geri almaya hazırlanırken; tüketici enflasyonu yüzde 70, üretici enflasyonu ise yüzde 122. Erdoğan 20 yılın sonunda, tüketici enflasyonunu 2 buçuğa, üretici enflasyonunu ise dörde katladı. Milleti, enflasyon canavarının dişleri arasına attı.
Savaş Ukrayna’da, ambargolar Rusya’da; ama üç haneli enflasyon ve enflasyonda dünya şampiyonlukları bizde. Bu nasıl bir yıkımdır? Çakma ekonomist ve şürekâsının yarattığı bu yıkım, savaştan da beter. Moğol ordularının bu ülkeye veremediği zararı, bunların cehaleti ve kibri verdi. Erdoğan bugün konuştu. O konuştu, dolar koştu. Altı ay sonra kur yeniden 15 lirayı geçti. Nasıl geçmesin? Enflasyonun sebebi, küresel enerji fiyatlarındaki artışmış. Türkiye tüm OECD’nin enerji enflasyonunun şampiyonu. Türkiye’deki enerji enflasyonun sadece dörtte biri dışarıda. Dörtte üçü Erdoğan’ın kendi hatasından, Saray mamulü.
Dünyada ortalama gıda enflasyonu yüzde 30. Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 89. Gıda fiyatları, dünyada bir yükseliyorsa, Türkiye’de üç yükseliyor. Yani bizdeki gıda enflasyonunun dörtte bir dünyadan, dörtte üçü sarayın beceriksizliğinden. Çakma ekonomist ve şürekâsının kifayetsizliği ve liyakatsizliğinden… Türkiye’nin de üyesi olduğu, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı’nda (OECD) gıda enflasyonu şampiyonu olduk. Orada; ortalama gıda enflasyonu yüzde 10. Bizdeki gıda enflasyonu yüzde 89. OECD’nin 9 katı. Bizdeki gıda enflasyonun biri dünyadan geliyor, sekizi bizden kaynaklanıyor, saray kaynaklı. Ama turpun büyüğü heybede. Bunların beceriksizliği yüzünden, et ve süt ürünlerinde çok büyük bir kriz kapıda.
Emek sömürüsünün tablosu bu: 2021’in ocak ayından bu yana gerçekleşen enflasyon yüzde 76, aynı dönemde yapılan asgari ücret zammı yüzde 50,5. Bunun adı emeğin sömürüsüdür. Emekçinin hakkını gasp etmektir. İşverenler bile artık yıl ortasında asgari ücrette ayarlama yapılabileceğini söylüyor. Ama saraydan ve şürekâsından tık yok. Sadece işçilerimizin emekleri değil, memurlarımızın emekleri de sömürülüyor. Bu yılın ilk 6 ayı için memur maaşlarına yüzde 7,5 zam yapıldı. Ama yılın daha ilk dört ayında gerçekleşen enflasyon yüzde 31,7. TÜİK’in makyajlı enflasyon rakamları bile, memur zammının 4 katından fazla. Ne diyor sevgili peygamberimiz; ‘işçinin ücretini alın teri kurumadan ödeyiniz.’ Çünkü en kutsal kazanç, alın teriyle kazanılan helal kazançtır. Ama bu hükümet, emekçilerimizin alınlarındaki ter daha kurumadan, ücretlerini enflasyon canavarıyla iç ediyor. Bu kul hakkı yemenin daniskasıdır. Bu kölelik düzeninin daniskasıdır. Buradan bir kez daha uyarıyoruz. Kulağınızın üstüne daha fazla yatmayın. Asgari ücret zammı için aralık ayına randevu vermekten vazgeçin. En geç temmuzda memur ve emeklilere verilecek enflasyon farkıyla beraber, asgari ücrette enflasyon düzeltmesini mutlaka yapın.
Atama Çalışma Bakanı çıktı, ‘bin 100 liralık ikramiyeyi biz 400 lira artırmış olsaydık, bunun tek seferde maliyeti 10 milyar lira olacaktı’ dedi. Ama diğer taraftan; kur korumalı mevduat için bir avuç mevduat sahibine tek seferde 22 milyar lirayı buldular. Sıra milyonlarca emekliye gelince 10 milyar lirayı bulamadılar. Atama Çalışma Bakanı bunun yerine başka bir söz verdi. Dedi ki, ‘Temmuzda en düşük emekli maaşları için bir artış yapacaklarını, detayları da 1 Mayıs'ta açıklayacaklarını’ ifade etti. 1 Mayıs geçti gitti, Ramazan Bayramı geçti gitti ama ortada açıklamaydı, sürprizdi yok. Bakan maşallah dut yemiş bülbül. Bugün sarayda kabine toplantısı var. Bu konuda bir açıklama yapacaklar mı, göreceğiz. Bunların gözünde de gönlünde de emeklilerimiz yok. Çünkü bunlar fakiri, fukarayı değil, faiz lobilerini ve beşli çetelerini sever. Emekçinin, emeklinin, çiftçinin, esnafın haklarını gasp edip, emeklerini ve haklarını sömürüp, yandaşlarını ihya ediyorlar. İnanmayan; ‘faiz lobisi’ diyerek, Erdoğan’ın ağzından düşürmediği, bankaların son kârlarına bir baksın. Geçtiğimiz yılın ilk üç ayında, 16 milyar 383 milyon lira kâr eden bankalar, bu yılın ilk üç ayında, 63 milyar 245 milyon lira kâr etmişler. Banka kârlarındaki artış yüzde 286. Son bir yılda emeklinin aylığı yüzde 286 artmadı. Emekçinin asgari ücreti yüzde 286 artmadı. Çiftçinin, esnafın kazancı yüzde 286 artmadı. Peki, kimin kârı yüzde 286 arttı? Bankaların, yani faiz lobilerinin… Ağızlarından faizi düşürmezler, ama faiz lobilerini ihya ederler. Siyasi riyanın daniskası budur.
İzahını yapamadıkları şeylerin mizahına katlanamazlar. Televizyonda çok izlenen bir mizah programı, Bakan Nebati ile ilgili bir skeç hazırlamış. Ama birileri bu skece müdahale edip, yayından kaldırmış. Saraydakiler millete yaşattıkları acıların skecine dahi katlanamıyor. Ama yaşattığı acılara milletin katlanmasını bekliyor, şükretmesini bekliyor. Aslında saraydakiler de şunu çok iyi biliyorlar; tarihte bir despot, bir zalim fıkralara ve mizaha konu olmaya başladıysa, zevali de yaklaşmıştır. Zevali yaklaşanın mizaha hiç tahammülü olmaz”
Faik Öztrak, basın mensuplarından gelen sorulara da yanıt verdi.
'Bayramda küslük olmaz, barışmak swaptır’ dediler, Suudi Arabistan’a gittiler'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turuna İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imkanlarıyla gittiği yönündeki eleştirilerin sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’mızın Karadeniz ziyaretinin iki boyutu var. İlki, hemşerileriyle bayramlaşma; ikincisi bazı belediyelerimizin daveti üzerine yürütülen faaliyet ve projelerle ilgili görüş alışverişinde bulunmak, açılışlara katılmak, teknik destek taleplerini görüşmek. Kamu kaynaklarının kullanımına hassasiyetinizi önemsiyoruz, aynı hassasiyetin keşke bayram öncesi Suudi Arabistan’a yapılan ziyaret için gösterilmesini de sorgulasaydınız. ‘Bayramda küslük olmaz, barışmak swaptır’ dediler, koşa koşa Suudi Arabistan’a gittiler, baktılar swap olmadı ‘bari sevap olsun’ diyerek geziyi umreye çevirdiler. Gazeteciler, bakanlar, tüm saray şürekası ihrama girdi, boy boy poz verdi. Kamu kaynağı ile sevap olur mu? Bunu sormadınız. Yine Cumhurbaşkanı’nın birinci derece akrabaları devlet protokolünün başına oturup ülke ülke geziyorlar. Bunlara da aynı soruyu sorabiliyor musunuz? Umarım bu saatten sonra bu soruyu onlara da sorabilirsiniz”
'Bu konuda söylenmedik söz kalmadı'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turundaki otobüs içinde yer alan gazeteciler nedeniyle de tepki çekmesine ilişkin soru üzerine Faik Öztrak, “Bu konuda söylenmedik söz kalmadı. Aslında Türkiye’nin gerçek sorunları bellidir. Milletimizi ezip geçen hayat pahalılığı, mutfaktaki yangın, artan emek sömürüsü, Nasreddin Hoca’nın türbesine dönen sınırları, ülkemizin sessiz demografik işgali ve kaçak göçmen sorunudur. Ben bunlar konuşulmasın diye gösterilen gayretleri anlıyorum. Ama biz ülkemizin gerçek sorunlarıyla ilgilenmeye devam edeceğiz” dedi.
'Spekülasyon yapmam hem nezaketsizlik olur hem yetkili değilim'
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun DEVA ve Saadet Partisi ile ayrı bir ittifak kurmak istediği yönündeki iddianın sorulması üzerine Faik Öztrak, “Altılı masa etrafında bir araya gelen partiler ve sayın genel başkanlarının ne düşündükleri konusunda spekülasyon yapmam hem nezaketsizlik olur hem yetkili değilim buna. Masa etrafında toplanan partiler elbette seçimlerde en üst başarıyı yakalamak için alternatifleri değerlendirirler. Ama ben şunu ifade etmek isterim; altı partinin etrafında toplandığı bu masa her gün biraz daha güçleniyor. Tavsiyem kimse boş yere heyecanlanmasın” açıklamasını yaptı.
'Genel Başkan’ımız Sayın İmamoğlu ile de elbette görüşür'
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turu sonrası başlayan tartışmalar çerçevesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşme yapıp yapmadığı sorusuna Faik Öztrak, “Sayın İmamoğlu, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’dır. Genel Başkan’ımız nasıl bütün büyükşehir belediye başkanlarımız ile görüşüyorsa, Sayın İmamoğlu ile de elbette görüşür. Gerçekten bu sorunun mahiyetini anlamış değilim” dedi.
'Devletin kesesinden, milletin kesesinden ensarlık yapılmaz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sığınmacılar ile ilgili bir hafta önce ‘bir milyon Suriyelinin dönüş hazırlığında olduğunu söylemesinin ardından bugün “Suriye'den savaştan çıkıp ülkemize sığınan bu kardeşlerimize sonuna kadar sahip çıkacağız, kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmadık ve kovmayacağız” sözlerinin sorulmasıyla Öztrak, şu yanıtı verdi:
“Anlaşılıyor ki Erdoğan, Suriyeliler konusunda asli görüşüne geri dönmüş bayramdan sonra. Erdoğan’ın sık sık görüş değiştirmesi; bu devleti yönetemediğini, bugün yaşadığımız sıkıntıların sebebini de ortaya koyuyor. 2011’den bu yana kimseye sormadan; ensar, muhacir diyerek milletimizin on milyarlarca dolarını harcadılar. Sadece 2021 sonunda harcanan paranın 51 milyar doları bulduğu yazılıyor, Cumhurbaşkanlığı raporlarında. Türkiye ve Suriye’de 9 milyon Suriyeliye baktıklarını ballandıra ballandıra kendileri anlatıyorlar. Ülkede milletimiz oturacak ev bulamıyor. Bunlar İdlib’te evler, okullar, park ve bahçeler inşa ediyorlar. Siz kimin parasını kime harcıyorsunuz, bunları yaparken kime soruyorsunuz? Milletimize sormadığınız açık.
Peki madem böyleydi, bayramdan önce Suriyelilerin gidişini neden yasakladınız? Anlaşılan küçük ortağınızdan korktunuz. Bayram bitti; yeniden ‘ensar, muhacir’ demeye başladınız. Ensarlık yapacaksanız, milletimizin sırtından kurban kesmeyi bırakacaksınız? Ensar mı olacaksınız? Beştepe’de bin 100 odalı sarayınızın odalarını, Ahlat’taki Kışlık Sarayı’nızın odalarını, Okluk’taki yazlık sarayınızın odalarını açın bakalım Suriyeli ve Afganlı göçmenlere. Bunları da devletin kesesinden değil, kendi şahsi servetinizle yapın. Devletin kesesinden, milletin kesesinden ensarlık yapılmaz”