CHP Sözcüsü Faik Öztrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ek bütçeye ilişkin “AK Parti 20 yılda iki kere ek bütçe yaptı. Biri iş başına geldiğinde, diğeri de bu yıl, giderayak. Bu ek bütçeyle, 2022 bütçesi, bugüne kadar Meclis’te kabul edilen bütçeler içinde, ömrü en kısa bütçe olmuştur. Altı ay dayanamamıştır… Bu ek bütçenin tercihi milletimiz değil; yandaş ve faiz lobileri. Yılbaşında faiz ödemek için aldıkları 240 milyar lira ödeneğe; ek bütçeyle, 89 milyar lira ilave ediyorlar. Böylece milletten toplanacak 330 milyar lira vergiyi, faiz lobilerinin cebine koyacaklar” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Öztrak, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen ek bütçeye ilişkin kanun teklifi ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son açıklamalarını değerlendirdi. Öztrak, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Ankara ziyareti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Selman onuruna verdiği akşam yemeğinde çekilen görüntüleri; Cemal Kaşıkçı cinayeti üzerinden eleştirdi. Öztrak ayrıca, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin orman yangınları için gece görüşü helikopterlerin 4 Temmuz’da envantere gireceğine yönelik açıklamasına da tepki gösterdi.
Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'Bugüne kadar ömrü en kısa bütçe olmuştur'
Dört yılın sonunda, bu ucube yönetim iflas etmiştir. TBMM’ye bu hafta getirdikleri ek bütçe bunun ilanıdır. AK Parti, 20 yılda iki kere ek bütçe yaptı. Biri iş başına geldiğinde, diğeri de bu yıl, yani giderayak. Getirdikleri bu ek bütçe, birçok ilki de barındırıyor. Haziran ayında Meclis’e getirdikleri bu ek bütçeyle; 2022 bütçesi, bugüne kadar Meclis’te kabul edilen bütçeler arasında, ömrü en kısa bütçe olmuştur. Altı ay dayanamadı. 2022 bütçesinin serencamı, ucube rejimin devleti ne hale getirdiğinin göstergesi. 2022 bütçesini hazırlayan Hazine ve Maliye Bakanı, bütçesinin yasalaştığını görmeden görevden alındı. 2022 bütçesi en başından itibaren sahipsiz kaldı. Eski Bakanın yerine gelen Nebati Bakan, eline tutuşturulan ‘düşük faiz-yüksek kur’ safsatasını, sarayın zoruyla uygulamaya başlayınca, ekonomi tepetaklak oluverdi. Bütçe Meclis’te tartışılmadan, kur da faiz de şirazesinden çıktı. O zaman liyakatsiz kadroları çok uyardık. ‘Bu bütçeyi Meclis’ten çekin; yerine samimi, gerçekçi, yeni bir bütçe hazırlayın’ dedik. Ama söylediklerimiz, bir kulaklarından girdi, diğer kulaklarından çıktı. Bütçenin nefesi yılın yarısında tükendi. Ek bütçeyi getirmenin, özrü kabahatinden büyük. ‘Faiz sebep, enflasyon netice’ deyip paramızı pul ettiler, enflasyon canavarını azdırdılar; kibirli saray yönetimi, şimdi sıkılmadan, ‘enflasyon sebep, ek bütçe netice’ diyerek Meclis’e ek bütçe getiriyor. Bütçe bir hükümetin ekonomik tercihlerini gösterir. Bu ek bütçenin tercihlerinde de enflasyonla mücadele yok, işsizlikle mücadele yok. Çiftçi, işçi, memur, emekli yok. Bu ek bütçenin tercihi milletimiz değil; yandaş ve faiz lobileri. Yılbaşında faiz ödemek için aldıkları 240 milyar lira ödeneğe; ek bütçeyle, 89 milyar daha ilave ediyorlar. Böylece milletten toplanacak 330 milyar lira vergiyi, faiz lobilerinin cebine koyacaklar. Bu inanılmaz, korkunç bir rekor.
'Kifayetsiz saray rejimi, bütçe yapamaz hale gelmiştir'
Getirdikleri ek bütçeyle de kur korumalı mevduat için 40 milyar liralık ilave ödenek istiyorlar. Vazgeçtikleri vergi tahsilatlarıyla beraber, dövize endeksli bu mevduatın bütçeye maliyetinin, en az 100 milyar lira olacağı anlaşılıyor. O da her şey yolunda giderse. Yani enflasyon ve döviz kuru daha da azmazsa. Oysa Nebati Bakan, ‘hazine kasasından tek kuruş çıkmayacak’ diyordu, bu işi getirdiğinde. Bütçedeki tercihler böyle olunca, çiftçinin, şoförün mazotundan alınan vergiler arttıkça artıyor. Petrol ürünlerinden ilave 47 milyar lira ÖTV alacaklar. Karı-koca çalışan genç bir ailenin yeni araba alması hayal oldu. Ama motorlu taşıtlardaki ÖTV’den, ilave 70 milyar lira daha tahsil edeceğiz diyorlar. Mazottan, benzinden, arabadan alınan bu ÖTV’lerle de bütçenin faiz giderlerini karşılayacaklar, kur korumalı mevduat sahiplerine faiz ödeyecekler. Üstatlarının dediği gibi; ‘Allah’ın bir pulunu bekleye dursun on kul, bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul; bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa.’ Nebati Bakan’ın, Türkiye’nin temel ekonomik göstergelerinden bihaber olduğunu, dün Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bir defa daha gördük. Azalan dış finansman ihtiyacıyla birlikte, enflasyon üzerindeki kur baskısı azalacakmış. Bir de ilave etmiş, ‘Her türlü pozisyona hazırım’ demiş. Siz kendi pozisyonunuzu bırakın da milleti ve ülkeyi ne duruma düşürdünüz asıl ona bakın. Cari açık hedefi ise bütçeden de erken ilk dört ayda aşıldı. Cari açık rekor üstüne rekor kırıyor. Ülkenin önümüzdeki bir yılda ödeyeceği dış borç 182 milyar dolar. Bunu Nebati Bakana bağlı olan kuruluş söylüyor. Yani, iyimser bir tahminle önümüzdeki bir yılda, 220 milyar dolar civarında bir dış kaynağa ihtiyaç var. Dış finansman ihtiyacı rekorlar kırıyor. Dışarıda tüm merkez bankaları faiz artırıyor. Borçlanma maliyetleri yükseliyor. Döviz rezervlerimiz suyunu çekmiş. Kredi temerrüt risk primimiz 800 puanın üzerine yerleşmiş, ülkenin acil döviz ihtiyacını karşılamak için, ihracatçının dövizlerine el koymak da dâhil, bir sürü piyasa dışı uygulama yapılıyor. İşte böyle bir ortamda getirilen bu ek bütçe, Türkiye ekonomisinin yönetilmediğini, savrulduğunu bir defa daha açıkça ortaya koyuyor. Kifayetsiz saray rejimi, bütçe yapamaz hale gelmiştir.
'Millete nas, faize pas'
Daha iki hafta önce, Erdoğan; ‘faizi düşürmeye devam edeceğiz’ dedi. Ama Merkez Bankası dün üst üste altıncı kez faiz indirimine ‘pas’ dedi. Herkes biliyor ki, Merkez Bankası sarayın talimatından bir adım dışarı çıkamaz. Millete nas, faize pas… Neden? Çünkü, kasada dolar kalmadı. Milletin de bu hükümete güveni kalmadı. Faizi düşürse kur patlayacak. Yanlış siyaset kibirli sarayı meflûç etti.
'Bu nasıl bir beceriksizliktir'
Hafta başında, THK’daki kayyum heyeti başkanı, sarayın geçen sene ‘hurda’ dediği hangarlarda çürütülen yangın söndürme uçaklarını dört milyon dolar harcayarak göreve hazır hale getirdiklerini açıkladı. Ama bu uçaklar ancak temmuz ayından itibaren yangın bölgelerine gönderilebilecekmiş. Demek ki bu uçaklar hala göreve hazır hale getirilememiş. Tarım ve Orman Bakanı’nın açıklamasına göre gece görüşü olan helikopterler ise ancak 4 Temmuz’da envantere girecekmiş. Yangın sezonu mayıs başında başlıyor, yangın haziranda yangın uçağı ve gece görüşlü helikopter temmuzda… İçişleri Bakanı’na bakarsanız, o da başka bir tarih veriyor. Sorduğunuzda, ‘imkânları kullanıp öne çektik’ diyorlar. Madem öne çekebiliyorsunuz, Yangın mevsiminin başında bunu neden yapmadınız? Bu nasıl bir yönetimdir? Bu nasıl bir beceriksizliktir?
'Bu kadar ahlaksızca yalanları nasıl söylersiniz'
Kurumlardaki çöküş bunlarla da sınırlı değil. Güzel ülkemizi Avrupa’nın açık hava sığınmacı kampı haline getirdiler. İçişleri Bakan Yardımcısı, sıkılmadan; ‘122 bin Suriyeli kayıp’ diye açıklama yapıyor. Bunlara sorsanız, devleti yönetiyoruz diyecekler. Ne yapalım Sayın Bakan Yardımcısı? Kaybettiğiniz 122 bin Suriyeliyi biz mi bulalım? Tabi böyle saraya böyle bakan, böyle bakana böyle bakan yardımcısı. Malum İçişleri Bakanlığı’nda herkesin kendi işinden başka, pek çok önemli işi var. Memlekette ormanlar yanıyor, İçişleri Bakanı, yangınla nasıl mücadele ettiklerini anlatırken, ‘biz üç gündür toplam 3-4 saat uykuyla duruyoruz’ diye sesi titriyor. Sonra her zaman olduğu gibi yine partimiz, belediyelerimiz hakkında bir sürü hilafı hakikat lafları sıralıyor. Biz, ‘yangınla mücadele ne zamandan beri İçişleri Bakanlığı’na havale edildi’ diye soracakken bir de bakıyoruz, üç gündür yangınla mücadele için uyku bile uyumayan atama bakan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’yle çalgılı çengili sofralarda, eğlencede. Parmağını ağzına sokmuş, dişini karıştırıyor. Allah muhabbetinizi arttırsın da sizde hiç mi vicdan yok. Bu kadar yalanı nasıl söylüyorsunuz?
'Ey doların yeşili sen nelere kadirsin'
Sarayın kibirlisi, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmesinin ardından demediğini bırakmadığı Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Selman’la can ciğer kuzu sarması oldu. Üstatları diyor ya, ‘insanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork.’ Sarayın kibirlisi devlet protokolünü bir yana bırakmış, Veliaht Prensini Esenboğa Havalimanı’na kadar geçiriyor. Ey doların yeşili sen nelere kadirsin?”
'Bu yönetim hiçbir felaketten ders çıkarmayacak'
Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarından gelen sorulara da yanıt verdi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un envanterde hiç yangın söndürme uçağı olmadığını söylemesine ilişkin gelen soruya Öztrak, “Söyledikleri açıktır, lafı eğip bükmeye gerek yoktur. Orman Bakanlığı’nın envanterinde, kendisine ait uçak olmadığını söylemiştir. Evet yoktur. Bahsedilen uçaklar kiralıktır. Haziran sonuna gelmesine karşın neden yeterli sayıda uçak, helikopter, gece görüşlü helikopter yok? Geçen yıl daha, bunların eksikliğinin acısını çekmedik mi? Bu yönetim hiçbir felaketten ders almayacak, hiçbir zaman akılları başlarına gelmeyecek” yanıtını verdi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın “Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakarız, isterse destek veririz” açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, “Teşekkür ediyoruz. Zaten cumhurbaşkanı adayına, milletin masasını oluşturan altı partinin genel başkanları karar verecek. Acele etmeyin bekleyin. 13. Cumhurbaşkanı milletin masasının belirleyeceği aday olacaktır” dedi.
'Cumhurbaşkanı için ne kadar zam talep ettiklerini söylesinler'
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın Cumhurbaşkanı maaşına yapılan zamlara ilişkin yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanımızın böyle bir talebi olmadı. Emekli maaşlarının endeksli olmasından dolayı, eski cumhurbaşkanları, milletvekillerinin emekli maaşlarına yansıtılmak zorunda kalındı” ifadelerini kullanmasının hatırlatılması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı da Sayın Ünal da kendi maaşlarına yaptıkları zammı, emekli insanların maaşlarının arkasına saklamaktan vazgeçsinler. Çıksınlar, açık açık, ne için ne kadar zam talep ettiklerini söylesinler Cumhurbaşkanı için. Bugün ülkemizin en önemli meselesi yüksek enflasyon ve hayat pahalılığıdır. Milletin güvenini yitirmiş hükümet kime ne zam yaparsa yapsın yapılan zamların ömrü zaten birkaç ayla sınırlı olacaktır. Çünkü bu hükümet metal yorgunudur. Hükümetin raf ömrü dolmuştur”
'Kendi adaylarını muhataralı hale getirir'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır, adaylığı yasaldır” açıklamasının sorulması ve Erdoğan’ın adaylığına muhalefetin itirazının olup olmadığına ilişkin soruya Öztrak, şu karşılığı verdi:
“Türkiye bu konuları geçti. Cumhurbaşkanı adayı kim olacak? Kimin durumu hukuki, kimin durumu hukuki değil, bunlar hep Cumhur İttifakı’nın içinde tartışılıyor. İlginçtir, bizim adayımızı da en çok onlar merak ediyor, öğrenmek için kıvranıp duruyorlar. Bizim için Cumhur İttifakı adayının kim olduğunun kıymeti harbiyesi yoktur. 13. Cumhurbaşkanı milletin masasında belirlenecek isim olacaktır. Adalet Bakanı dikkat etsin. Üç kez Adalet Bakanlığı koltuğuna oturmuş Bekir Bozdağ, ihsası reyin ne olduğunu iyi bilir. Bu konularda konuşurken çok daha dikkatli olması gerekir. Böyle konuşmaya devam ederse kendi adaylarını muhataralı hale getirir.”