AKP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki, bakanlığı döneminde Ankara'nın 1/100 binlik planlarını hazırladığını ve imzaladığını belirterek, "Böyle bir şey olabilir mi? Orada konutlaşma nerede olacak, iş yerleri nerede olacak, ulaşım aksı nasıl sağlanacak, konut alanları neresi, yeşil alanlar nerede olacak? Daha bunun ana planlamasını 2 yıl önce imzalayan bir Ankara düşünün, başkent düşünün. Planlama geç, burada bir arıza var, burada bir sıkıntı var" dedi.
Mehmet Özhaseki, bakanlığı döneminde Ankara'nın 1/100 binlik planlarını hazırladığını ve imzaladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Böyle bir şey olabilir mi? Orada konutlaşma nerede olacak, iş yerleri nerede olacak, ulaşım aksı nasıl sağlanacak, konut alanları neresi, yeşil alanlar nerede olacak? Daha bunun ana planlamasını 2 yıl önce imzalayan bir Ankara düşünün, başkent düşünün. Planlama geç, burada bir arıza var, burada bir sıkıntı var. Büyükşehirlere doğru insanlar iş bulabilmek ümidi ile gelmişler. O göçler karşısında yerel idareler ve merkezi idare hazırlıksız yakalanmış. O göçleri görememiş, o göçler karşısında tuhaf tavırlar içerisine girmiş. Kimi idareler gelmiş 'Ben yıkarım arkadaş' demişler, gece 10 tane gecekondu yapılmış, sabah idare 1- 2 tanesini yıkabilmiş. Ama ertesi gün 20 tane daha yapılmış ve devam etmiş, şehirlerimizin etrafını çepeçevre ur gibi adeta bu gecekondular sarmaya başlamış."
'İnsanlar vahşi bir şekilde rant peşinde koşup istedikleri yerlere binalar dikebilmek amacı ile saldırıyor adeta'
Özhaseki, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatarak sağlıksız yapılara dikkat çekti ve şöyle devam etti:
"İnsanlar vahşi bir şekilde rant peşinde koşup istedikleri yerlere binalar dikebilmek amacı ile saldırıyor adeta. İçeride, belediyede buldukları yerli iş birlikçileri de bunlara temin edip sürdürüyorlar. Sonra da başımıza felaket geldiğinde oturup ağlamaya başlıyoruz. 1999 depremi böyle değil mi? Evet Osmanlı döneminde o topraklara hiçbir şey yaptırmamışlar. Nasıl oluyor da aradan 400 sene geçiyor, biz gelip fay hatlarının üstüne koca koca binalar dikiyoruz? Hem de sağlıksız yapılar yapıyoruz hem de orada hiçbir teknoloji gerçeğine dikkat etmeden yapıyoruz. Bir gün kuşların yuvasını yaparken nelere dikkat ettikleri bir okuyun. Kuş bile ağacın üzerine yaptığı yuvanın nelere dikkat ediyor, nasıl bakıyor bir bakın. Tamamı ile organik yapıyor, sağlam yapıyor, onu kendi dilindeki tükürükle de sağlamlaştırıyor. Yuvasının mayasını veriyor. İnsanoğlu geliyor, bir şey yapıyor, 2 gün sonra en ufacık bir sarsıntıda yıkılıp gidecek, içinde de en sevdikleri gidecek, Allah korusun en sevdiği ne varsa evin içerisinde bırakıp gidecek. Bunlara da dikkat etmiyoruz. İşte bizim artık bundan sonra böyle büyük bir düşünce ile hareket etmemiz gerekiyor."