Halk TV canlı yayınına katılan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e gerçekleştirilen saldırı anları ve öncesine ilişkin yaşananları anlattı.
CHP lideri Özgür Özel, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen cenaze programına katılmıştı.
Özel, programın ardından AKM çıkışında Selçuk Tengioğlu isimli şahısın yakın mesafeden fiziki saldırısına uğramıştı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, saldırı öncesinde yaşananları Halk TV'de Buket Güler ile Haber Masası'nda anlattı.
Özgür Özel'in anma programına 1 saat erken gelmesi nedeniyle yankındaki bir otele geçtiğini daha sonra programa dahil olduğunu söyleyen Çelik, Özel'in aracının protokol otoparkına girişinin emniyet tarafından engellendiğini belirtti. Çelik, "Resmi makamlar bir açıklama yaptılar. İşte Genel Başkan Sayın Özgür Özel'in aracı geldi ve pas geçerek belli bir mesafede uzakta durdu diye girişi söylüyorlar orada. Zaten Sayın Genel Başkan AKM'ye girerken protokol otoparkına girmek istemedi" dedi.
Saldırının AKM çıkışında yaşandığını hatırlatan Çelik, "Olması gereken şuydu. Genel Başkanımız içerideyken, Genel Başkanımızın aracının, diğer bakanların, diğer siyasi parti genel başkan yardımcılarının araçlarının alındığı otoparka alınması gerekiyordu. Çünkü saldırı zaten tam o noktada gerçekleşti" diye konuştu.
Saldırgan ilk ifadesinde sosyal yardım başvurusuna dönüş yapılmadığını iddia etmişti, CHP İstanbul İl Başkanı Çelik, "Doğru söylemiyor. Çünkü biz bu durum bu ifadeyi duyunca hemen Beyoğlu Belediye Başkanımıza sorduk. Dedik ki böyle bir ifade kullanmış, nedir durum? 8 aydır düzenli olarak belediye bu vatandaşa yardım ediyor. Bu caniye, bu saldırgana 8 aydır belediye düzenli olarak yardım ediyor" ifadelerini kullandı.
Çelik'in aktardıklarından öne çıkanlar şöyle:
OTOPARK TARTIŞMASI
Öncelikle otopark konusuyla ilgili şunu söyleyeyim. Genel Başkanımız günün erken saatlerinde Ankara'dan karayoluyla İstanbul'a geldi. Ankara'dan karayoluyla İstanbul'a geldiği için AKM'nin bulunduğu alana 1 saat önceden gelmiş oldu. Tam AKM'nin karşısında yürüyerek 30-40 saniye mesafede bir otel var. Saat 11.00'de tören başlayacaktı, anma töreni. Saat 11.00'de tören başlayacağı için, saat 10.00'da da Genel Başkanımız Taksim'e geldiği için, o 1 saatlik zaman diliminde tam AKM'nin karşısındaki otelde bir çay kahve içmesi, dinlenmesi için milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, partililerimiz, belediye başkanlarımızla bir araya geldik. Saat geldiğinde de Genel Başkanımızın ekibi şöyle bir karar aldı. 30-40 saniyelik bir yürüme mesafesi. Dolayısıyla buradan yürüyerek geçişimizi yapalım dediler. Yürüyerek geçişimizi yaptık ve törenin yapılacağı AKM'ye girişi yapmış olduk.
"EMNİYET ARACIN OTOPARKA GİRİŞİNE İZİN VERMEDİ"
Şimdi otopark konusuyla ilgili, içeriye giriş yapıldıktan sonra Genel Başkanımızın çıkışı için, Genel Başkanımızın ekibi tarafından araç protokol otoparkına alınmak istendi. Ancak protokol otoparkına alınmasına oradaki Emniyet yetkilileri tarafından izin verilmedi. Ve araç protokol otoparkının dışında bekletildi. Oysaki bakanların, başka siyasi partilerin genel başkan yardımcılarının o protokol otoparkına araçlarının girişine izin verilmişti. İzin verilmediği için protokol otoparkının karşısına arkadaşlar aracı konumlandırmışlardı ve Genel Başkan çıkışta yürüyerek oraya doğru gelmek zorunda kaldı. Bir açıklama var, resmi makamlar bir açıklama yaptılar. İşte Genel Başkan Sayın Özgür Özel'in aracı geldi ve pas geçerek eee belli bir mesafede uzakta durdu diye girişi söylüyorlar orada. Zaten Sayın Genel Başkan AKM'ye girerken protokol otoparkına girmek istemedi. Çünkü 1 saat önce geldiği için AKM'nin önünden otele geçiş yaptı. Genel Başkan içeride anma törenindeyken Genel Başkanın ekibi aracını içeriye sokmaya çalıştı ve orada bir engelle karşılaşıldı.
"GİRERSİN, GİRMZESİN TARTIŞMASI ÇIKTI"
(Peki Emniyetin ya da Valiliğin sizce, neye istinaden sizce şimdi orada bir trafik vardı, bu bunu beklemek istemediği için, o trafikte kalmak istemediği için Özgür Özel böyle yaptı gibi o açıklamada yer aldı. Aslında o Özgür Özel'in ilk otele geçiş anından bahsediyorlar değil mi?)
Tabii. Kesinlikle. Yani yapılan açıklamada ilk AKM'ye geliş anından bahsediyorlar ama zaten AKM'nin önünden otele geldi ve aslında 1 saat öncesinden gelmişti, otelin önünde inmişti. Çünkü zaten direkt AKM'ye değil, otelde o 1 saatlik süreyi beklemek için bekleme alanına geçiş yapacaktı. Genel Başkanımızın eee anma töreninin içerisindeyken Genel Başkan, Genel Başkanımızın aracı içeriye alınmadı ve orada hatta Genel Başkanın ekibinden arkadaşlarla Emniyet yetkilileri arasında girersin giremezsin tartışması da çıktı. Bu tartışmaya tanıklık eden arkadaşlar da var. Bu tartışmaya tanıklık eden arkadaşlar da var. Dolayısıyla bu otopark meselesi konusunda yapılan açıklama kamuoyunu yöneltmeye yönelik bir açıklamadır. Onun altını çizmek isterim.
"SALDIRI TAM O NOKTADA GERÇEKLEŞTİ"
(Olması gereken neydi o esnada? Olması gereken neydi? Ne yapmaları gerekiyordu?)
Olması gereken şuydu. Genel Başkanımız içerideyken, Genel Başkanımızın aracının, diğer bakanların, diğer siyasi parti genel başkan yardımcılarının araçlarının alındığı otoparka alınması gerekiyordu. Çünkü saldırı zaten tam o noktada gerçekleşti. O protokol otoparkının olduğu yerde gerçekleşti. Burada bir ayrıntının daha altını çizmek lazım. Peki o protokol alanına saldırgan nasıl girdi? Saldırgan o alana nasıl girebiliyor? Çünkü o alana biz girişi o alandan yaptık. Orada bariyerler vardı ve herkesin oradan geçişine izin vermiyorlardı. Orası bir protokol otopark alanı. Biz o alandan giriş yaptık, çıkışı da Genel Başkan oradan yaptı. Peki bu saldırgan, sabıkalı birisi, hırsızlıktan, tehditten, cinayetten, uyuşturucudan sabıkalı birisi nasıl girebildi o alana? Bu da bir güvenlik zafiyetidir. Dolayısıyla hem otoparkın alınmasıyla, aracın otoparka alınmasıyla ilgili ihmali olanlar hem de güvenlik konusunda ihmali olanlarla ilgili gerekli suç duyurusunda bulunuyoruz.
Genel Başkanımız AKM'den içeriye girince Genel Başkanımızın aslında AKM'deki protokol salonu, protokol sıralaması diğer siyasi partilerin genel başkan yardımcılarının, bakanların, valinin oturduğu sıralama aslında böyle önden saydığımız zaman arkaya doğru 5., 6. koltuk. Genel Başkanımız içeriye girdi fakat ön tarafta aile ve DEM Parti heyetinden insanlar olduğu için onlara bir başsağlığında bulundu. Genel Başkanımızı orada aile ve DEM Partililer başsağlığı diledikten sonra Genel Başkanımız, oradakilerin ricasıyla en öne oturdu. Ancak orta noktadaki yani 5., 6. sıradaki protokol kısmına Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletvekilleri, genel başkan yardımcıları oturdu. Ve dolayısıyla Genel Başkanla CHP heyeti arasında da bir mesafe zorunlu olarak öyle oluştu. Yani ön taraftakilerin Genel Başkanı önde misafir etme isteğiyle öyle oluştu.
ÖZGÜR ÖZEL CENAZEYİ TAŞIMAK İSTEDİ
Salon da hınca hınç doluydu, koridorlar doluydu. Genel Başkanımız cenazeyi de taşımak yani Sırrı Süreyya Önder çünkü kendisinin çok yakından tanıdığı birisi, tekrar başsağlığı diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun, hem ailesinin başı sağ olsun. Eee Allah'tan rahmet diliyorum kendisine. Genel Başkanımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de kendisiyle bir mesaisi olduğu için cenazeye de omuz vermek amacıyla sahnenin üzerine çıktı. Koridorlar çok doluydu, hınca hınç insanla dolu olduğu için CHP heyeti ve korumaların bir bölümü de Genel Başkanın yanına gidemedi. Genel Başkanımız cenazenin eee taşınma kısmına eşlik etti, cenazeyi taşıdı oradaki heyetle birlikte ve orada aslında arka kapıdan mı çıkacak, ön kapıdan mı çıkacak, CHP heyetiyle Genel Başkan arasında öyle bir mesafe oluştu. Ancak CHP heyeti o eee dışarıya çıktı ve aslında bir yandan araç nerede, aracın orayı planlama çabası içerisine girdi CHP heyeti. Bir bölümü o protokol kısmında Genel Başkanı bekledi. Yani cenazenin taşınması ve salonun hınca hınç dolu olmasından kaynaklı CHP milletvekilleriyle, CHP Genel Başkan yardımcılarıyla Genel Başkan arasında bir mesafe oluştu. Araç otoparkın içerisine girebilmiş olsaydı bu saldırı gerçekleşmemiş olacaktı. Çünkü o heyet de orada karşılamış olacaktı. Bunu da ifade etmek isterim.
GÜVENLİK ZAAFI MI VAR?
Genel Başkanımızın aslında çok sayıda koruması var. Benim, benim bildiğim kadarıyla programlarında en az 10 kişilik bir koruma ekibi kendisine eşlik ediyor. Genel Başkanımızın şöyle bir tarzı var. Genel Başkanımız vatandaşla tokalaşmayı, vatandaşı dinlemeyi, vatandaşla selamlaşmayı çok arzu ettiği için aslında kendisi bir miktar hani korumaların belli bir mesafede tutulması gerektiğini düşünüyor. Günün sonunda yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, bir de Genel Başkanımız cesaretli, cesur, yani gözünü budaktan sakınmayan bir kişiliği, bir karakteri de var.
Dolayısıyla kendisi vatandaşla selamlaşmayı, vatandaşı dinlemeyi, vatandaşla kucaklaşmayı çok önemsediği için kendisi korumaların aslında belli bir mesafeden süreci takip etmesini arzu ediyor. Ancak bundan sonra korumalar daha yakın mesafeden bir biçimiyle süreci takip edecektir.
"8 AYDIR BELEDİYEDEN YARDIM ALIYORDU"
(Açıklaması var ya, eee sinirlendim o esnada görünce. Daha önce ben CHP yemek kartına başvurmuştum. Bana vermemişler falan gibi bir açıklaması var.)
Şimdi işte 'yardım almadım ve bunu gerçekleştirdim' diyor. Doğru söylemiyor. Çünkü biz bu durum bu ifadeyi duyunca hemen Beyoğlu Belediye Başkanımıza sorduk. Dedik ki böyle bir ifade kullanmış, nedir durum? 8 aydır düzenli olarak belediye bu vatandaşa yardım ediyor. Bu caniye, bu saldırgana 8 aydır belediye düzenli olarak yardım ediyor. Şimdi tabii arkasında kimler var? Cumhuriyet Halk Partisi bu işin arkasında kimler var, bunu sonuna kadar araştıracak. Şu anda saldırgan Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'nde. Bizim avukatlarımız dün oradaydı. Bugün de avukatlarımız aracılığıyla takip ediyoruz. Tabii kamuoyuna yansıyan bazı sözlü ifadeler var ama henüz bir yazılı ifadesinin alınmadığına yönelik bir bilgi var bizde. O sürecin çok sıkı ve dikkatle takipçisiyiz.
"TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE YAPILMIŞ BİR SALDIRI"
Saldırganın arkasındaki bütün bağlantıların ortaya çıkması gerektiğini mutlaka düşünüyoruz. Açık bir biçimde kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Çünkü bu saldırı Türkiye demokrasisine yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı millet iradesine yapılmış bir saldırıdır. Türkiye'nin birinci partisinin genel başkanına yapılmış bu saldırıyla ilgili yargılama sürecinin de çok açık, şeffaf bir biçimde araştırmaların kamuoyunun gözünün önünde yapılması gerekir. Biz de hem Genel Merkez avukatlarımızla hem İstanbul İl Hukuk Komisyonundaki avukatlarımızla sıkı sıkıya bu sürecin takipçisi olacağımızı ifade etmek isterim.