CHP İstanbul İl Danışma Kurulu Toplantısı’nın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Ankara’da partisinin İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı.
Burada konuşan Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
"Türkiye'ye demokrasi vaat ediyorsanız, kendi içinizde demokratik olacaksınız. Örgütün sesini her aşamada her kademede dinleyip örgütün iradesine saygılı olacaksınız.
Bir diğeri de hiç şüphesiz, tüzük kadar önemlisi partinin programı. Kötü bir program değil, okuyanı utanmaz, uygulansa bugünden iyi olur. Çağın yazıldığı günden beri zamanın getirdikleri kapsamayan, geleceğe dönük eksik kalan yanları var.
Türkiye'de CHP iktidar olduğunda nasıl yönetir sorusuna yanıt vermesi gerekiyor 4-9 Eylül arası, bu partinin tarihinde 12 günlük kurultaylar bolca çalışalım, bu salonda güçlenerek çıkalım diyen, benim de çok katıldığım bu söyleme uygun olarak 6 günlük değişim kurultayı ön gördük.
"SAHTE TÜZÜK TASLAĞI PİYASAYA SÜRDÜLER"
Havada tüzük taslakları uçuşuyor, yalan yanlış bilgilerle birileri partiye sosyal medyadan karıştıramayan çıktıkları televizyon programları karıştıramayan, iktidara müzahir gazetecilere, sözde sızdırdıkları bilgilerle karıştıramayanlar sahte tüzük taslakları ile çıkıyor.
Tüzük taslağı, Ankara il danışma kurulu görüşü alınmadan şekli verilmiş olabilir mi, parti meclisi ile tartışılmadan verilmiş olabilir mi?
Yarın 16'de Türkiye'nin dört bir yanından gelip tüzüğün taslağı olabilir mi? Bazısı ham taslak bazısı tamamen uydurma.
Biz 5'inde taslağa şekil verilecek, 6'sında da tüzüğümüzü iddia ediyorum Türkiye'nin en demokratik, kadın haklarına en saygılı, gençleşmeyi öne alan, kimsenin bu öncekinden daha kötü demeyeceği bir tüzük ortaya çıkartacağız.
Olabilecek en mükemmel için çalışacak. Yazılı metinler, mutabakat metinleridir. Çoğunluk keşke oybirliği ile olsa, onu çok özlüyoruz, Türkiye'yi çok iyi bir mesaj olur"
KILIÇDAROĞLU İLE BİR ARAYA GELECEK
"En iyi tüzüğün üzerinde uzlaşma çabamız var. Bunun dışında kimsenin bir planı çabası yok.
6 Eylül'de bu işi bitirdikten sonra programımızın hazırlığına başlıyoruz. 7-8 Eylül'de o toplantıda delegelerimiz, akademisyenler, Avrupa Sosyalist Enternasyol üyeleri olacak.
Tüzük ile nisandan beri meşgulüz. Kurultay'da da söz vermiştik. Sayın genel başkanımızın Kemal beyin hem kendi değişim ile ortaya koyduğumuz ortaya koyduğumuz tutum belgesinin, kırmızı kitabın gereğini yapacağız
Bugün akşam bir aksilik olmazsa sözleştiğimiz üzere Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya gelip ona tüzük ile geldiğimiz noktayı anlatıp, görüşlerini alacağım."
"ANITKABİR'DE EL SIKIŞMAYANLARDAN BİRİ OLMAMAYA KARAR VERDİM"
"CHP kavga edecek, kendi içinde çatışacak, oradan bilmem ne olacak, bunlar mı yönetecek ülkeyi diyecekler. Ankara'yı Mersin'i 422 belediyeyi nasıl yönetiyorsa, bunlar yönetsin diye millet bizi gösterecek
Ben Anıtkabir'de el sıkışmayanlardan biri olmamaya karar verdim. Ama yaş ortalaması 43 Merkezi Yönetim Kurulu'nun yaş ortalaması 46 Parti Meclisi'nde konuşa konuşa geçtik.
Sürekli olur olmaz kavgalarla didişip, benim derdim ne bunlar ne dedirtenlerden olmamaya karar verdim
Kavgayı emeklinin maaşı için, Rize'deki çaycı için Antep'teki fıstık üreticisi için veririm. Onların hakkını alamasam da yeri göğü inletirim dedim. Biz CHP'yi ittifakları reddedenlerden değiliz ama hiçbir ittifaka muhtaç değiliz çok güçlü bir ittifakımız var o da Türkiye ittifakı."
ERDOĞAN'IN ZİYARETİ
"Zaman zaman suni tartışmalar oluyor. Cumhurbaşkanı neden geldi. Foslu Türk bayrağı neden çekildi.
Cumhurbaşkanı'na gidilir gelinir. O forslu bayrak bizde yoktu, en son kim bilir ne zaman kullandık. 1946'da olabilir.
Cumhurbaşkanı'na gittik, 3 koltuktan birini gösterdiler ortaya oturdular. İtiraz ettik.
Telafi etmek için size gelsek olur mu dediler. Bizim düzenimizde oturmayı kabul ettiler.
Cumhurbaşkanı geliyorlarsa, kanuna göre üzerinde Cumhurbaşkanı forsu olan bayrak çekilir.
O bayraktan Cumhurbaşkanlığı'ndan bir tane isteyin.
Ama söyleyin, geri vermeyin. İleride çok kullanacağız. Bazılarınız forsu gördü ama, bayrağı indirecekler propagandasının yapıldığı TRT'de ve yandaş kanallarda bayrağın göndere çekildiğini izlediler. Mesele bir de buradan bakın.
Örgütün ve anketlerdeki desteklerden çok memnunum. Sosyal medyadan olur olmaz ne yaptıklarına bakın.
Kutuplaşan Türkiye'ye birilerine yarıyor.
Çünkü, Hitler'in dediği şu sözü unutmayın. Sizin çocuklarınızın tereyağına değil güçlü tanklarımızın gres yağına ihtiyacı var. Oraya parayı harcayacağız demiştir.
Bu iklimde o şartlarda Hitler'in söylediği o sözü, 'tehlike büyük aman ha' diyenlere, CHP'nin kurucu parti olduğunu, İstiklal Marşı'nı bağıra bağıra okuduğunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Ne mutlu Türküm' sözünün tüm vatandaşları kapsadığını, söyleyen bir parti olduğunu söylendiği... İktidar partisi bu çizgide olacaktır.
Müzakere edeceğimiz zaman müzakere mücadele edeceğimiz zaman mücadele edeceğiz. Dilruba'ya Suavi'ye gidip sahip çıkacağız. Bunun ötesi yok."
"DİLRUBA'YA SAHİP ÇIKIP DİLARA'YA SIRT DÖNERSEN OLMAZ"
Dilruba'ya sahip çıkıp Dilara'ya sırt dönersen olmaz. Başörtüsü nedeniyle uluslararası kongre çağrılmadı. Biz başörtüsünden dolayı ötekileştirene de düşüncesi nedeniyle hapse atılana da sahip çıkmak zorundayız.
Bütün faili meçhullerle beraber Sinan Ateş'e sahip çıkabilen, birileri kendi başkanının yerde bırakırken, öbür tarafta 80'lerin 90'ların cinayetlerine de hesap sorabilen bir partiye ihtiyaç v
Bu arada geçtiğimiz gün Dilruba, serbest kaldı. Şunu bilinmesini isterim, hapishanede gitttim dedim. Sen dışarı çıkana kadar mücadele edeceğim. Ama şunu demiştim, sözlerinin maksadını aştığını, istemeden kalp kırdığını söyle.
Dün de akşam telefonda benzer bir konuşma yaptık. Birileri düşünceleri yüzünden hapse atılıyorsa ona sahip çıkmak boynumuzun borcu.
Ama ifadelerinde kalp kıracak, birileri tarafından istismar edecek söz varsa, o söylemden erken ayrışmak gerekir.
Geçen söylediğimde birileri çok kızdı, bidon kafa dendiğinde erken ayrışabilseydik hepsinin bagajını sırtımıza yüklemezdik.
TEĞMENLERİN YEMİNİNDEN RAHATSIZ OLANLARA YANIT
Ağustos ayı Türk Silahlı Kuvvetleri için de çok önemli bir ay. Bu törende ilk kez üç birinci de kadın. Onları yürekten alkışlıyorum.
Tören bittikten sonra gelenek var, toplanıp and içiyorlar.
Bu metin, 2016 yılına kadar resmi törende okunan bir metin. 2016'dan sonra bu metni biraz kendilerine benzettiler olsun varsınlar.
Birileri bu metinden rahatrız olmuş, Mustafa Kemal'in askeriyiz demiş.
Ne diyeceklerdi? Sizin kanaat önderiniz fesli deli Kadir'in 'keşke Yunan kazansaydı' deyip, size benzeyip 'hepimiz Trikopis'in askeriyiz' mi diyeceklerdi?
Elbette Mustafa Kemal'in askeri onlar.
Mustafa Kemal'in Askeriyiz demeyen bir teğmen varsa, beka sorunu oradadır. Buna itiraz edecek bir teğmen mezun ediyorsak, işte yandığımızın resmi oradadır.
Mustafa Kemal'in askeriyiz demeyen bir teğmenden sadakat beklemek, liyakat beklemek, vatan için ölümü göze alması saflıktır.
Sadakatı Mustafa Kemal'e değil de elini eteğini öptüğünüz, ne istese de verdiğiniz, şimdi Amerika'da bulunan 15 Temmuz'da sağladığınız imkanlar sayesinde başarabilseydi, ülkenin başına dini lider olana sadık olanın geçmişte milletin üzerine nasıl tank sürdüğünü gördük.
"TARİH RAHATSIZ OLANLARI AFFETMEYECEK"
Biz geçmişte doğru yerde durduk, 15 Temmuz'da doğru yerde durduk şimdi de doğru yerde duruyoruz.
Sizin gibi 15 Temmuz'a kadar ne istediyse verenler, 15 Temmuz'da Atatürk'ün resimlerini sallayanlar, şimdi başka tarikat eşleşmelerine giriyorlar.
Bir gün askerler bizim işlerimize karışmaya kalkarsa 15 Temmuz'da nasıl durduysak karşı durmayı biliriz
Ama o korkuyu yönetip, Mustafa Kemal'in askeriyiz diyenleri hedef koymaya kalkanların, bu andın herhangi bir kelimesi ile çelişkili olanları biz de tarih de affetmeyecek"