Halktv.com.tr’ye yaptığı açıklamalarla gündemi sarsan Orhan Sarıkaya, Seyhan Avşar’la yaptığı röportajda yeni ifşalarda bulundu. Sarıkaya, yıllar önce Sabah ve Star gazetesinde çalışmış bir isim. Ümraniye Belediyesi’nde görev yapan eski bir Aktroll. Ancak 2010’da girdiği Ümraniye Belediyesi ile yolları 2018 yılında ayrıldı. İddiasına göre aşırı sivrildiği ve FETÖ’cü isimleri ifşa ettiği için işten çıkarıldı. Bazı belediye çalışanlarının iddiasına göre ise “Çalışmıyor sadece tweet atıyordu.”
Orhan Sarıkaya nasıl Aktroll olduğunu, hangi grupla çalıştığını Aktroll’lerin neler yaptığını, nasıl finanse edildiklerini, Aktoller içerisindeki gruplaşmayı ve daha birçok soruyu halktv.com.tr için yanıtladı:
-Bir gönül kırgınlığıyla konuşmaya karar verdiniz?
Bir cuma akşamı bir Whatsapp mesajıyla işten kovuldum. Ümraniye belediyesinden. Gerekçe olarak çok şey söylediler. 2 defa itiraz ettiler. Temyize gittiler. Ve ben tertemiz çıktım.
-Gerekçe neydi? Neden atıldınız?
Mahkemeyi kazandım. Anlatırım. 3 defa kazandım. İstifalar falan ben yine kazandım. Orada çalışmadığımı söylediler. Bankoda çalışıyordum.
-Çalışmayıp ne yapıyormuşsunuz?
Tweet atıyormuşum falan. Günlük dokümanlarımız vardı. Her gün kaç parça iş yapmış. 3 arkadaşız. Aynı bankoda çalışıyoruz. Ben iki arkadaşın toplamı kadar iş yaptığımı belgesiyle mahkemeye sundum. Biz fikri olarak bazı şeyler yanlış gidiyor demeye başladığımız an özellikle 15 Temmuz’dan sonra ayrışmamız başladı. Sayın Erdoğan çıktı dedi ki FETÖ yapısı terör yapısıdır. Bu terör yapısının tamamını ihbar ederiz. Bildiğinizi söyleyin, ihbar edin dedi. Biz artık ülke kangrenden kurtulacak diye seviniyoruz. Bize gelen belgeli evraklı belgeleri yayınlamaya başladık.
-İçerik ne?
FETÖ ile ihale yapmış birlikte fotoğrafı var. Biz bunları yayınlamaya başladığımız zaman ortalık karışmaya başladı. Herkes başladı yok ben FETÖ’cü değilim. Bir arkadaşımız vardı. Bir belediye başkanının FETÖ ile ilgili evrakları var dedi. O belediye başkanının belgelerini koyarım dedi.
-Kim o belediye başkanı?
Tevfik Göksu. Ondan sonraki süreçte ben o zaman Akit TV’ye çıkıyorum. Ümraniye belediyesinde çalıştığım ortaya çıkınca o dönemki belediye başkanı seninle ilgili çok şikayet geliyor dedi. Son noktada sosyal medya hesaplarını kapat dediler. Siteyi kapat dediler. Kapattım. Tweet atma falan. Ben hiçbir zaman cemaatçi olmadım. Hayatımda hiç dershanesine gitmedim ihalesini almadım, maklubeye kaşık sallamadım. Bizler dedik ki reisin dershanelerle ilgili söylediği doğrudur. Onlar dedi ki yarın bir gün anlaşır. Bizi fitneci ilan ettiler. En son süreç 15 Temmuz. O zaman baktık ki biz onların öyle olduğunu bilmiyorduk demeye başladılar. Tevfik Göksu'nun açsınlar Youtube'dan Fethullah Gülen hazretleri dediği ortadadır. Biz nerede kaybettik? Dershane süreci başladıktan sonra kaybettik. Niye konuştunuz diyorsunuz. Çünkü vatanperverler kaybetti. FETÖ'cüler kazandı. Bülent Arınç. Damadı kim? Bilmem kaç bin tane Bylock yazışması var. Mahkeme sempatizan kararı verdi.
-FETÖ’nün siyasi ayağı temizlenmedi mi diyorsunuz?
Kesinlikle öyle. Bekir Bozdağ. Fethullah Gülen videoları yok mu? Bizler kriptoyuz öyle mi? Süleyman Soylu. Söyledikleri ortada.
-Çok önemli bir sistemi deşifre ettiniz. Aktroller istediği kişiyi linç ediyor? Aktroller kimdir?
Ben Gezi olaylarıyla başladım sosyal medyada yazmaya. Gezi olaylarını görüp de bir hesap açayım da kalkıp bir şeyler yapayım. Gezi olayları başladığında Hasan Can Ümraniye Belediye Başkanı. Bizi topladı, sosyal medya hesabı açmamızı istedi. Hükümetin yanında durmamız lazım. Biz dedik ki doğru bir mantık. Kötü bir şey yok. Ben sürece o şekilde başladım. Ondan sonraki süreçte tabii ki bu bir kartopu. Büyüdü büyüdü. Kitleler büyüdü.
-Profesyonel hale gelmesi ne zaman başladı?
Başlangıcı Gezi olaylarıdır ki biz başarılı olduk o dönemde. O sürecin devamında da Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı dönemine kadar. Davutoğlu dönemi bir milattır.
-FETÖ’den ayrışmak için mi?
Tabii ki. Ahmet Davutoğlu’nun bir FETÖ geçmişinin olmadığını bilen bir adamım.
-Neler yaptınız gezi döneminde?
Belediye otobüsünü yakan bankaya taş atan herkesi lanetledik.
-Gezi'ye katılanların sosyal medyayı kullandığını görüp karşı atağa mı geçtiniz?
Evet öyle ama bizim samimi vatandaşların hiçbiriyle derdimiz yok. Ne zaman ki polis arabaları yakılmaya başlandı, belediye otobüsleri yakılmaya başlandı, işte biz onlara karşı tepki koyduk. Süreç devam etti. O sürecin devamında da Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı dönemine kadar. Aslında Davutoğlu dönemine kadar mükemmel bir organizasyon vardı.
-Siz Aktroll’lerin 3 gruptan oluştuğunu söylediniz. Soylu, Albayrak ve Metin Külünk? Nedir 3 ayrı ekip?
Ben hiçbir zaman Metin Külünk bana para verdi demedim. Ben dedim ki Külünk ile birlikte yola çıkan bir grup vardı. Onlardan biri de bendim. Ve biz Erdoğan’ı destekledik dedim. Vatan millet dedik.
-Peki Soylu ve Albayrak grubu?
15 Temmuz’a kadar Soylu AKP’de sevilen bir adam değildi. TRT baskınından sonra Soylu’nun yükselmesi başladı. Biz ondan önceyiz.
-Peki Albayrak ekibi?
Ben onun ekonomi politikaları hiç beğenmedim. Soylu 15 Temmuz’dan sonra. Ondan sonra Erdoğan’ın yerine kim gelecek diye AKP içinde konuşmalar başladı. Yiğit adam vs Soylu’nun kendi içinde bir ekibi oluşmaya başladı. Para alıyor mu almıyor mu bunu bilmem. Sonraki süreçte Albayrak dönemi var. Enerji bakanıydı. Maliye bakanı oldu. Enerji bakanıyken de çok da fazla ısınamadım. Çünkü ben geçmişini biliyorum. Albayrak dediğimiz grup yani bana göre o grup eski Pelikancı grup Beratçı grup oldu. Sonra iletişim başkanlığı kuruldu. Başına kim geldi. Fahrettin Altun. Nereden geldi, Sabah’tan, atv’den. Yani Berat sadece kendisi gelmedi kabineye.
-Mesela Hilal Kaplan ve Fahrettin Altun. Aynı yerde çalıştınız. Haliyle burada gruplar oluştu mu?
Evet geçiş yaptı. Ve şu anda hali hazırda sosyal medyada bu grup etkin mi evet etkin. Soylu grubu etkin mi, evet etkin. Külünk grubu tasfiye oldu tasfiye. Sadece gönül bağı olanlar tasfiye oldu. Onlardan biri de benim.
-Soylu bir gece istifa etti ve sosyal medya gündemine oturdu. İstifa kararını geri çeksin diye. Külünk grubu o gece Soylu’ya destek verdi dediniz…
O gece 2-3 milyon tweet atıldı. Erdoğan istifayı kabul etmişti o gece.
-Gelelim en çok merak edilen konulardan birine. Kimi gönüldaş kimileri de tweet başına 300-500 para alıyor dediniz…
Ben hiçbir zaman bu işi para için yapmadım ama bu işi yapıp para kazananlar var dedim. Tweet başına 300-500 gönder değil. Çok sağlam hesap düşünün. Biri gider der ki şöyle bir RT et şöyle tweet at. Asgari ücret dediğiniz şey sosyal medyayı iş olarak yapan bir grup var. Bunun için bir maaş alıyor mu? evet alıyor. Bu işin başı bu kurumun başı Fahrettin Altun’dur dedim. Bütçesine bakın dedim. 600 milyon bütçesi var.
-Röportajlarınızda Aktroll’lerin çoğunun ev hanımları olduğunu söylediniz… Peki onlar niye atıyor? Çıkar yok mu burada?
O zaman şöyle söyleyeyim size. Neden? Çok basit. Ya eşi belediyede, kamuda taşerondur, bir yerde çalışıyordur. O sistemi desteklemek zorunda ki ekmek yiyebilsin ailesi. İlle birinin cebine para vermenize gerek yok. Der ki benim damat şurada çalışıyor. İyisi mi bunları destekleyelim.
-Başka hangi meslek grupları var?
Gazeteci biliyorum. Televizyonlara çıkan bir tayfa var. Doktor biliyorum. Mühendis biliyorum. İş adamı var mı evet var. Kiminin organik, kiminin inorganik bu yapıdan fayda sağladığı bir ortam var.
-Röportajın ardından Metin Külünk aradı mı?
Evet aradı. 3 yıldır görüşmüyorum. “Ben sizin babanızın öldüğünü bilmiyordum. Kalp krizi geçirmişsin bilmiyordum” dedi. Numaran değişmiş dedi. Röportajla ilgili bir şey söylemedi.
-Üstüne basarak bu soruyu sormak istiyorum çünkü cevap vermediniz. 3 grup dediniz. Trollerin başında kimler vardı?
Aynı şeyi tekrarlayacağım. Soylu grubunu tanımam. Osmanlı Ocakları diye bir şey de var. Onun destek verdiği. Muhtemelen o gruplarla devam ediyordur. Öbür tarafta Pelikancı eşittir Albayrak eşittir iletişim başkanlığı dediğim bir grup var. Külünk grubunun esamesi okunmaz. Yani çünkü yukarıda iki büyük yapı var. Soylu ve iletişim başkanlığının destek verdiği yapı. Birbirlerinin içine geçmiştir.
-Aktroll’lerin bir gün yargılanacağını düşünüyor musunuz?
İnşallah diyorum. Ben korkmuyorum çünkü verilemeyecek hesabım yok . Kimseye iftira atmadım. Yalan yanlış bir şeyin üzerine gidip şey yapmadım. Tepki alıyorum zaten. Para almadım, ihale de koşturmadım. Makam mevki pazarlığı yapmadım. Kitabınızı bastık diye kimsenin kapısına gitmedim. Konferansa gidip cebimi doldurmadım. İnandığım şeyleri yaptım. Ben yanlış giden şeyler olduğunda yanlış dedim. Yanlış dediğimde de linç yedim. Yargılayacaklarmış, kimseden korkum yok. Umarım tarihe bir ışık tutmuş oluruz.