Özkök, yazısında "New York Times’ın araştırmacı gazetecilerine göre, Haiti Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Birimi Türkiye’den 260 M4 silah satın almıştır. Acaba Türkiye’de resmi makamların Haiti’ye giden bu 260 silah hakkında bilgisi var mı?" diye sordu.
Özkök'ün "Tansu'ya Mektuplar" dizisinde "Öldürülen Haiti Başkanı'nın koruma müdürü Türkiye'den giden 260 M4 silahı katillere mi sattı?" başlıklı son yazısı şöyle:
"İddia şu:
Haiti Başkanını öldüren çeteye 260 uzun menzilli M4 ve el tabancası gitti.
Silahlar hangi tarihte gitti belli değil…
Hangi yolla gitti o da belli değil.
Kim gönderdi bilinmiyor.
Ama alıcısı kim biliniyor.
Adres resmi…Haiti Cumhurbaşkanlığı…
Sipariş Amerikan menşeli savaş silahı M4 ve el silahları…
Tam 260 adet…
Siparişi veren ve alan kişi Haiti Cumhurbaşkanı Jovenel Moise’in koruma ekibinin başkanı Dimitri Herard…
Sabah karşı saat 01.00, başkanlık sarayına giriliyor
Şimdi anlatacağım hikaye, düne kadar hiç bilinmiyordu.
Daha doğrusu Haiti’de işlenen cinayete kadar.
Şimdi temmuz ayına dönüp filmi oradan başlatalım.
7 Temmuz 2021 günü Haiti Cumhurbaşkanı Jovenel Moise, gece sabaha karşı saat 01’de Haiti’nin başkenti Port- au-Prince’a tepeden bakan evine giren silahlı kişilerce karısı Martine Moise’in gözünün önünde öldürülüyor.
Başkanın üzerinden 26 kurşun çıkıyor.
Saldırganlar Martine Moise’e de ateş edip vuruyorlar ve öldü diye bırakıp kaçıyorlar.
Ağır yaralanan Martine Moise hemen Florida’ya götürülüp tedavi altına alınıyor.
Bu cinayet ertesi gün bütün dünya medyasında yer alıyor.
Olayı çözen küçücük cümle: "İşte bulduk hemen gidelim"
İşte tam bu noktada çok ilginç bir ayrıntı var.
Küçücük bir cümle…
Başkanın ağır yaralanan eşi, cinayetten sonra New York Times’a verdiği mülakatta şöyle bir şey diyor:
“Bizi vurduktan sonra evi alt üst ettiler. Sonunda içlerinden biri ‘İşte bu’ dedi ve bir kağıdı alıp kaçtılar.”
O sabah evde olup bitenler hakkında bildiklerimiz, düne kadar böyleydi.
Ancak New York Times bu küçücük cümlenin peşine takılıp müthiş bir gazetecilik yapıydr ve sonunda dün olay patlıyor.
Katillerden birinin “İşte bu” dediği şeyin sırrı da çözülüyor.
Ve olayın arkasından Narcos” dizisinde gördüğümüz Meddelin Karteli gibi bir Haiti Karteli hikayesi çıkıyor.
Zaten saldırıyı yapanların 6’sı Kolombiya ordusundan emekli kişiler. İki de Haiti asıllı Amerikan vatandaşı var.
Başkan o kâğıtta yazılı liste yüzünden öldürülüyor
Şimdi cinayetten iki dakika sonrasına tekrar dönelim.
Katiller başkan ve eşini öldürdükten sonra evde bulup götürdükleri iki kağıdın sırrı dün çözüldü.
New York Times’a göre, Haiti Cumhurbaşkanı işte o iki kağıtta yazılı şeyler yüzünden öldürülüyor…
Neydi bu kağıtta yazılanlar…
New York Times ekibinin yaptığı harika gazetecilik sonunda işin aslı ortaya çıkıyor.
Haiti tam anlamıyla bir uyuşturucu merkezi olmuştur.
Yeni Başkan bu uyuşturucu karteline karşı savaş başlatmaya karar vermiştir.
Bu Kartele mensup kim varsa, hiç ayırım yapılmadan, kimse korunmadan belirlenmesini istemiştir.
Bunun sonunda bir liste hazırlanmıştır.
Ama listede kimler yoktur ki…
Eski Cumhurbaşkanından, Haiti’nin en ünlü işinsanlarına, eski Cumhurbaşkanının kayınbiraderinden, yeni Başkanın koruma müdürüne kadar onlarca bürokrat, polis, asker insanın ismi vardır.
İşin en ilginci, Başkan Moise, ülkesinde kimseye güvenmediği için bu listeyi Haiti güvenlik yetkilileri yerine Amerikalı yetkililere vermeye karar vermiştir.
Katillerin o gece evde arayıp, “İşte bulduk” dedikleri liste budur.
O 260 M4 silahın adresi belli: Başkanlık sarayı ama alıcı kim?
İşte dün itibariyle geldiğimiz noktada bizi de ilgilendiren çok ilginç bir iddia ortaya atılıyor.
New York Times’ın araştırmacı gazetecilerine göre, Haiti Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Birimi Türkiye’den 260 M4 silah satın almıştır.
Bu silahlar Haiti Cumhurbaşkanlığı için koruma müdürü Dimitri alınmıştır.
Yani Türkiye’ye gelen siparişin meşru bir gerekçesi ve adresi vardır.
Ancak işin sonraki bölümü o kadar meşru değildir.
Çünkü, bu 240 silah Cumhurbaşkanlığı Muhafız alayında kalmamış, bizzat koruma müdürü Dimitri Herard tarafından ülkedeki uyuşturucu çetelerine satılmıştı.
Kayıp 240 silahın sırrı bugün Maltepe'de mi?
Tabii New York Times’da yayınlanan bu haber gözleri 16 Kasım 2021’e çevirdi.
O gün saat 06.55’de İstanbul Hava Limanından transit geçiş yapan bir kişi gözaltına alındı.
Adı Samir Handal’dı…
Üzerinde Haiti, Ürdün ve Filistin olmak üzere 3 pasaport vardı
Samir Handal’ın Haiti Cumhurbaşkanını öldüren ekip içinde olduğu iddia ediliyordu.
Gözaltına alınan bu kişi halen Maltepe Cezaevi’nde bulunuyor.
40 günlük bir gözaltı süresi var.
Türk Polisi heralde bazı bilgileri almıştır…
İşin ilginç yanı, bu kişi hakkındaki istihbarat İnterpol aracılığıyla ABD’den gelmişti.
O zaman ABD’li yetkililer bu kişiyi nerden oradayken almamışlardı da İstanbul’a bırakmışlardı?
Cevabı bilinmiyor.
New York Times bu bilgiyi Ankara'dan doğrulattı mı?
260 silah konusu New York Times tarafından ortaya atılan bir iddia…
Şu yazıyı yazdığım dakikaya kadar Türkiye’den bu konuda yapılmış bir açıklama yoktu.
O nedenle bunun doğru bir bilgi olup olmadığını bilmiyoruz.
Sadece şu sorular akla geliyor.
(*) Acaba Türkiye’de resmi makamların Haiti’ye giden bu 260 silah hakkında bilgisi var mı?
(*) Varsa veya bu haber doğruysa, bu silahlar acaba Türkiye’de resmi görevlilerin bilgisi dahilinde mi Haiti’ye satılmıştır? Durum böyleyse silahların numaraları Interpol’e bildirilmiş midir?
(*) Amerikan menşeli M4 silahlar her ülke tarafından serbestçe satılabilmekte midir?
(*) Yoksa bu silahlar, Irak veya Suriye’den gelip, Türkiye üzerinden illegal yollardan mı Haiti’ye gitmiştir.
(*) Bir de şu; Bugün New York Times’ın yayınladığı iddiadan sonra, İstanbul’da yakalanan şüpheliye Türkiye’den gittiği iddia edilen silahlarla ilgili soru soruldu mu?
Ama altını çizerek tekrar edeyim.
Silahların Türkiye’den geldiği iki Haitili yetkilinin New York Times’a söylediği söz…
New York Times bu bilgiyi Türkiye’den doğrulattı mı, yazıda herhangi bir bilgi de yok.
Doğrulatmadıysa tabii ki büyük bir eksiklik…
Ben dün İçişleri Bakanlığı’da sordum.
Sanırım bir bilgi vereceklerdir…
İşin bir ucu Venezuela'da Maduro'ya değiyor
Biraz geriye dönelim ve iki küçük olaya bakalım.
Venezuela Cumhurbaşkanı Maduro’nın bir aile üyesi 2015 yılında Haiti’deki Amerikan DEA (Amerikan Narkotik Şubesi) elemanları tarafından tutuklandı.
Aynı ekip yine Haiti’de Honduras’ın eski Cumhurbaşkanının oğlunu da uyuşturucu kaçakçılığından tutuklamıştı.
Görünen o ki, Haiti Cumhurbaşkanının öldürülmesi olayı dünyada birçok ülkedeki yeraltı dünyalarına dokunacak şekilde genişleyecek ve sonunda belki de bugüne kadar yapılmıy en büyük Narcos dizisi çıkacak.
O gece baskında tek mermi atmayan koruma müdürü
Narcos dizisinin ilk sezonunun finali yine Haiti Başkanının öldürüldüğü gecede bitiyor.
O gece Yeni başkanın koruma müdürü Dimitri Herard ve ekibi başkanın evini basan katillere tek mermi atmamıştı…
Çünkü yeni başkanın koruma müdürü, eski başkan Martelly’nin adamıydı.
Ve onun adı, öldürülen başkanın çekmecesinden alınan listenin başında yer alıyordu…
Böylece Narcos dizisinin ikinci sezonunun ilk sahnesine geliyoruz.
Gelecek yıl Haiti’de başkanlık seçimleri yapılacak.
Eski Başkan Martelly yeniden aday..
Ve artık önünde hiçbir rakip yok…
Sadık koruma müdürü de kayıp M4’leri ve el silahları ile birlikte Saray’da olacak."