15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen ve geçtiğimi günlerde beşinci kez uzatılan olağanüstü hal (OHAL) ile birlikte cezaevlerindeki hak ihlalleri sürüyor.
İhlallere ilişkin son haberler bu kez Elazığ, Ağrı ve Kırıkkale’den geldi.
İki tutukludan 6 gündür haber yok
Elazığ Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu Özay Özer, arkadaşları Bülent Akar ve Leşker Acar’ın yanlarından götürüldüğünü ve kendilerinden bir daha haber alınamadığını aktardı.
Gönderdiği mektupta olan biteni anlatan Bülent Akar, 14 Eylül 2017 tarihinde “Robocop” elbiseli 25 kişilik bir grup ile kurum müdürlerinin bulundukları odaya gelerek iki arkadaşını tek hücreli odalara götürdüğünü ve götürülen arkadaşları hakkında kendilerine bilgi verilmediğini bildirdi:
Zorla götürülen arkadaşlarımızın akıbetini yetkililere sorduğumuzda ‘Size mi soracağız, istediğimiz zaman istediğimizi götürür’ şeklinde tehdit edildik. Arkadaşlarımızdan hiçbir şekilde haber alamıyoruz. Hiçbir hakkımızdan yararlanamıyoruz.
Patnos Cezaevi’nde ‘çıplak aramayı reddedenlere işkence’
Tutukluların hak ihlaline maruz bırakıldığı bir diğer yer de Patnos L Tipi Cezaevi.
Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden 26 ve Rize L Tipi Cezaevi’nden 12 tutuklunun sevk edildikleri Patnos L Tipi Cezaevi’nde çıplak aramayı kabul etmedikleri için işkenceye maruz kaldıkları belirtildi.
Patnos Cezaevi’ne sevk edilenler arasında bulunan Remzi Akkaya’nın babası Arif Akkaya, oğlunun kendilerini telefonla arayarak maruz kaldıkları uygulamaları şöyle anlattığını aktardı:
Bir arkadaşlarının hücreye götürülmesine karşı direndiklerini, bunun üzerine çıplak aramaya maruz kalıyorlar. 26 kişinin tek tek çıplak aramadan geçirildiği ve elbiselerine el konulduğunu söyledi. Devamında ise gardiyanlar tarafından darp edilerek, işkenceye maruz kalıyorlar.
Yaşananlar üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’ne başvuran Akkaya, cezaevi uygulamalarına karşı suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
Tutukluların hak ihlali raporuna sansür
Kırıkkale Cezaevi’nde ise tutukluların hazırladığı hak ihlalleri raporunun bazı bölümlerinin “sakıncalı” denilerek cezaevi yönetimi tarafından sansürlendiği öğrenildi.
Tutuklular ise gönderdikleri raporda, yayınlanmayan kısımları çıkartmak zorunda kaldı.
Tutukluların sansürlü halde aktardıklarına göre sohbet hakkının kısıtlanması, baskın tarzında aramaların yoğunlaştırılması, şebeke suyunun kirliliği, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru için istenen dilekçe örneklerinin verilmemesi ihlallerden bazıları.