Diyarbakır Bağlar Tavşantepe Köyü'nde kuran kursundan çıkıp evine gittikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeni, kaybolduktan 19 gün sonra 8 Eylül'de bulundu.
Evinden 1,5 kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi'nde çuval içinde okul çantasıyla birlikte bulunan Narin'in cinayete kurban gittiği ortaya çıktı.
4 SANIK VE TANIKLAR DİNLENDİ
Türkiye'nin takip ettiği Narin cinayeti davasında hakim sorgusu ile iki duruşma görüldü. Duruşmalarda, tutuklu sanıklar amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'in cesedini taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar ile tanık dinlendi.
Cinayet soruşturmasının başladığı günden bu yana olduğu gibi hakim sorgusunda da çelişkili ifadeler gelmeye devam etti. Herkesin vicdanını sızlatan davada katiller netlik kazanmazken ifadeler değişti, ortak ifade görmedim, duymadım, bilmiyorum oldu.
Gazeteci Rojda Altıntaş'ın mahkeme salonundan aktardığı bilgilere göre:
Duruşmaya ara verildi. Önce sanıklar çıkarıldı.
Mahkeme heyeti ara karar vermek için müzakere edecek.
Mahkeme Başkanı: Ara kararlarımıza lütfen saygı gösterelim
Duruşma 26 Aralık saat 09.00'a ertelendi
Sanıkların tutukluk hallerinin devamına karar verildi.
Hatalı olmaması açısından, kontrol edildi. Diğer ara kararlar aşağıdaki gibidir Diyarbakır Memorial Hastanesi’ne ait 22.08.2024 tarihli saat 01.00-02.00 arasındaki tüm kamera görüntüleri hastaneden talep edilecek. Daraltılmış baz raporuyla ilgili, raporu hazırlayanların kullandıkları yöntem, cihaz ve bilimsel verilerin ayrıntılı ek rapor olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan talep edilmesine karar verildi. Katılan Arif vekilinin Baran Güran’ın müşteki olarak dosyaya eklenmesi talebi reddedildi. Şahin Göz kamerasının olay günü 15.00-17.00 arasındaki kayıtlarının olup olmadığı veya neden kayıt yapılmadığına dair bilgi ve belgelerin Bağlar İlçe Jandarma’dan istenmesine karar verildi.
Diyarbakır Adliyesi'nde, 8 yaşındaki Narin cinayeti davasının 3 gün süren duruşmasının sonlanmasının ardından adliye boşaltıldı. Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyiciler 26 Aralık Perşembe günü saat 09.00'da tekrar bir araya gelecek.
Hakim duruşmayı savunma makamının tanıklarının dinlenmesi için bugün sabah saat 10.00’a erteledi.
Narin mahkemesinden bulunan ünlü polis muhabiri açıkladı: Nevzat'a seyrettirilen görüntüyü yayınladı
Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer gösterme ve keşif yaptığı görüntüler izletildi. Nevzat Bahtiyar ayakta kendi görüntülerini izledi.
Nahit Eren şu soruyu sordu: "Su içinde olan ceset nasıl olur da karasal larvalar taşır?"
Adli tıp raporunda Narin'in cansız bedeninin bir kısmının karada kaldığı ortaya çıktı. Cesedin üzerinde oluşan larvalar kaç gün önce öldürüldüğünü ortaya çıkarırken bu larvaların suda oluşmasının mümkün olmadığı Nahit Eren tarafından açıklandı.
NAHİT EREN ADLİ TIP KURUMU RAPORUNU BÖYLE AÇIKLADI
"Adli Tıp Kurumu dedi ki, bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, larvalardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki, bu naaş tamamen suyun içerisinde, bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum, Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?"
İşte Nevzat Bahtiyar'a izletilen görüntünün bir kısmını Gazeteci Emrullah Erdinç paylaştı:
.
MAHKEME BAŞKANI YALAN SÖYLEYEN TANIĞI ORTAYA ÇIKARDI
Mahkeme başkanı Narin cinayetinde savunma tanıklarının ifadelerini alıyor. Tanık Muhammet Kaya olay günü Enes Güran'ın bakkalda olduğunu söyledi. Bakkalın oğlunun orada olduğunu söyleyen Kaya'nın ifadesindeki çelişkiyi mahkeme başkanı ortaya çıkardı.
Süleyman Kaya ile konuşmaya "seninle tanışmak istedik" diyerek başlayan mahkeme başkanı önce su vererek Süleyman Kaya'yı rahatlattı. Mahkeme başkanı ifadesi alınan zihinsel engelli Süleyman Kaya'ya bakkalda olanları anlattırırken bakkalın yaşına dair bilgi aldı.
Mahkeme başkanı bu tavrı ile diğer ifadelerde şüphe uyandıran bakkalın yaşlı olduğu cevabı alındı.
Halil Güran'da bakkalın hep işyerinde olduğunu söylemişti.
Bakkalın sürekli açık olduğunu ifade eden Güran "sufi bakkal, 1 kuruş için gece yarısı bakkalı açan birisi. Ben bu yaşıma kadar o bakkalın hiç kapandığına şahit olmadım" dedi.
Gazeteci Emrullah Erdinç mahkemeden aktardı:
Gazeteci Rojda Altıntaş'ın mahkeme salonundan aktardığı bilgilere göre:
Enes Güran'ın savunmasını üstlenen dördüncü avukat devam etti:
"Şehir merkezlerinde olabilir, 33 metreye kadar şehirde hata olabilir. Köy yerlerinde ise 80 metreye kadar yanılma payı olabilir. Allah aşkına, Nevzat'ın evi ile Arif’in evi arasında kaç metre var?"
"Bu insanın 3 ay sonra Türkiye toplumundaki itibarını nasıl düzelteceksiniz? Derhal tahliyesini talep ediyorum. Suçtan doğrudan doğruya zarar gördüğünü de belirttim. Bu sebeple tahliyesi gerekli."
"ARA KARARLA ENES'İN SUÇSUZ OLDUĞU DUYURULSUN"
Enes Güran'ın dördüncü avukatı savunmaya başladı:
‘Ceza davaları çocuk oyuncağı değil. Soruşturmanın gizliliği, maddi gerçeğin çıkmasına yardımcı olur. İşkence altında beyanda bulununca, işkence bitsin diye ne söylenmesi gerekiyorsa söylersiniz.’
“Arada Twitter’a bakıyorum, kendi aralarında konuyu çözmüşler. Birinci ilginç talebim, ara karar talebim var. Basın yayın organlarından Enes Güran’ın suçsuz olduğunun duyurulması lazım. Sayın heyetinizden bunu istiyorum."
Enes Güran'ın savunmasını üstlenen üçüncü avukat savunmasını kısa tutarak "Tutukluluğa ilişkin, Narin’in acısını yaşayamadı. Çekirdek ailenin ona ihtiyacı var. Bu aşamada tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz" diye ifade verdi.
Enes Güran'ın savunmasını üstlenen ikinci avukatı savunmayı sürdürüyor:
“Dosyada delil durumu değişebilir. Tutuklama bir tedbirdir. En azından masumiyet karinesi uyarınca... Daha bu insanlar kardeşinin mezarını görmedi. Çocuk, kardeşiyle konuşuyor; ablası, oyun arkadaşı öldürüldü. Küçük çocuktan gizliyorlar. Konuşma şöyle geçiyor: 'Ben burada çalışıyorum, geleceğim,' diyor. 'Sen kimseyle konuşma, olur mu?' Konuşsa, diyecekler 'Abin tutuklu, kardeşin öldü.'”
Enes Güran'ın savunmasını üstlenen ikinci avukatı savunmaya devam ediyor:
Mahkeme Başkanı: “Son 4 dakika.”
“Terlik olayını öğrendik. Yarım saatte öğrenilmiş. Arif, 'Benim kızımın değil' demiş. Ama Muhammet serbest bırakılmamış. Terlik bulunduğunu söylemesinler mi? Biz aile bireyleri ile görüştük. Hedef hep kanal gösterilmiş. Bu köpekler de soruşturmanın seyrini mi değiştirmeye çalışıyordu? Kimin için evladı bu kadar değersiz olabilir? Çocuk terliği buldu diye tutuklu. Fuat Güran tutuklu. Telefonunu silmiş. Çevrenizde yok mu mesajını silen? Bu adam da öyle diyor. Bu adam olayda Diyarbakır’da değil. O da eşiyle, kendisiyle sınandı. Neymiş, arama çalışmaları sırasında dinlemiş. Ne duyabilir? Mahkeme dinlemeye bile gerek duymadı.”
Mahkeme Başkanı: “Son 4 dakika.”
Avukat: Savunma hakkımı kısıtlamayın.
Mahkeme Başkanı: 1 saat 14 dakikayı geçti. Burada savunma kısıtlanıyor diyorsanız, ben de sizin vicdanınıza bırakıyorum.
Avukat: Lütfen…
Mahkeme Başkanı: 15 dakika, toparlayın.
HTS KAYITLARININ HATALI OLDUĞUNU İDDİA ETTİ
Enes Güran'ın savunmasını üstlenen ikinci avukat konuşuyor:
“Yüksel Güran’ın 14.48’de telefonunun kapandığına, aynı gün 15.18’de telefonunun açıldığı belirtilmiş. Ancak HTS’de böyle bir şey yok. Enes Güran’ın 14.30’da telefonunun kapandığı, 17.40’ta açıldığı belirtilmiş. Enes de telefonunu kapattığını söylüyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise ‘telefon kapalı’ diyor. Yüksel Güran’ın CPS sinyalleri 15.18’e kadar yok. Bu, telefonun kapalı olduğu anlamına mı geliyor?”
“Diyarbakır Barosu da diyor ki, ‘kendine tanık üretti’. Kendi çocuğunu öldürmek için diğer çocuklarını kullandı. Bir anne çocuğunu öldürüyor ve sonra diğerlerini de kullanıyor. Öyle mi?”
“Sinyalin neden verilmediğini sorduk. 40 dakikalık kesintiler var. Sebebini sordum uzmana. Uyku anında baz sinyal göndermek için işin yoksa telefonu bıraktıysan sinyal yollamaz. Baz, kendini uyku moduna alır. Bu teknik bir şey. Gerçekten böyle mi diye bakılmalı.”
"ŞİKAYETÇİ OLACAĞIZ"
Enes Güran'ın ikinci avukatı savunması sırasında Güran ailesi hakkında yapılan haberlere ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Avukat medyayı algı oluşturmakla itham ederek "1 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk, ancak şimdi herkes hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Masumiyet karinesi vardır. Kimseyi bu şekilde suçlayamayız. Herkes her senaryoyu yazdı. Biri kendisini ifade etmeye çalıştığında 'sen de bu işin içindesin' dediler." diye konuştu.
Enes Güran'ın ikinci avukatı savunmasına devam ediyor:
“Gömdüğü yerden 16:22'de çıkıyor. Cansız bedenimi gömdü, nereye gitti? Köye gidiyor. 16:48’e denk geliyor. Gönenli’ye gidiyor, ne kadar mesafe? Burada ise “16:35’te çıktı” diyor. Hani HTS şaşmazdı? 1 kilometre gitmiş, şaşmaz ayak izi HTS bunu görmemiş." (Harita üzerinden gösteriyor)
“Biz buna artık itibar edebilir miyiz? Herkesin dayandığı HTS aslında bir yalan. Bilimi inkar etmek akıllı insanın işi değildir.”
“Bilirkişi benim programımda bir kayma var demeliydi. Savcılık da fark etmemiş çünkü umurunda değil. 17.46’da Nevzat ile Salim’in bir görüşmesini görünce, ‘Aaa tamam biz yakaladık’ dediler. Bunu yazdın da bir dayanağın olmalı. Tüm Türkiye’nin takip ettiği bir dosya. Burada yapılan bir iddia, beyinlerden çıkmayacak. Bağıra bağıra söylüyorum, böyle bir WhatsApp araması yok.”
"Burada tüm Güran soyismini taşıyan herkes gözaltına alındı. Yeterli suç şüphesi var mıydı? Nevzat’ın ne şekilde gittiği bilinmiyor. Dosya içerisinde daha önce alınmış kameralar var. Burada doğru bir soruşturma yürütülmediği açık. Baz sinyallerini etkileyen çok şey var. Kabul etmeyeceksiniz, bunlar bir oldu. Kendilerini aklıyor diyorsunuz. Baz “ayak izidir” dendi. Bu çok iddialı bir laf”
Ağabey Enes Güran'ın avukatı gözaltında müvekkilinin işkenceye uğradığını savcı ve hakimin de bildiğini iddia etti.
"Bu insanlara ne işkence edildiğini biliyor, hakimi, savcı da biliyor..."
Mahkeme başkanı: Hakimi derken, ben bilmiyorum.
Savcı: Biz bunu bilmiyoruz. Bizim duruşmamızın merkezi Narin. Narin konusundan uzaklaşmayalım.
Mahkeme başkanı: Varsa suç duyurusunda bulunalım.
Savcı: Sanıklarınızın aleyhe bir ifade var mı?
Avukat: Bu dosyanın içerisinde yasak deliller var.
Mahkeme başkanı: Mahkeme işkenceyi biliyor, bir ihtamdır. Ben buradakiler ne söylediyse bunu biliyorum.
Ağabey Enes Güran'ın avukatı savunmasına devam ediyor:
"Bu insanlar devlet algısına çok güveniyorlardı. Çok büyük bir şok içerisindeler. Müvekkilim hakkında tahliye talep ediyorum."
"AİLE HAKKINDA KORKUNÇ BİR BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR"
"Son olarak tüm aile üyelerinin birden aynı gün banyo yaptığı, tüm halı ve battaniyelerin aynı amaçla yıkandığı, geriye dair bir röportajın görüntüsünde, halıların yıkandığı belirtildi. Kamuoyu alkışladı, Anadolu irfanı işte. Biri kendini tutamadı, Tavşantepe ile ilgili Amerikan romanını ortaya attı. X sohbet odalarında bunları konuştular, profesörler bile katıldı. Maktulenin gömüldüğü yere esnasında 3 kişinin görüldüğü söylendi. Bir ÖSO komutanının Tavşantepe’de gelip aile ile görüştüğü bilgisi kamuoyuna pompalandı. Korkunç bir bilgi kirliliğiydi. Bir de şunu açıklamak istiyorum. 'Güran ailesi' diye bir tanım yok. Bu 'Güran ailesi' kavramı kamuoyunda tuttu. Nevzat’ı zavallı olarak gösterdiler. Ben hayatımda bu kadar soğukkanlı bir insan görmedim. Bu adam ya içinden gülüyor ya da kaderine teslim olmuştur."
"SANIĞIN LEHİNE HİÇBİR DELİL YOK MU?"
Ağabey Enes Güran'ın avukatı savunmasına başladı:
“Sayın başkanım, biz soruşturma savcıları ile iletişime geçtiğimizde tüm taleplerimizi yazılı sunmaya özen gösterdik. Mümkünse odalara girmedik, kapılar açık vaziyette konuştuk. Kimsenin bizi taktığı yokmuş. Bunu sonradan fark ettik. Üzücü bir şekilde dosyadaki raporları basından öğrendik. Basın da değil, sosyal medyada anonim hesaplar. Bu konu iddianamede yer alıyor”
“Tutuklu sanık, Enes Güran’ın lehine hiçbir delil yok muydu? Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, kamuoyu baskısı altında iddianameyi hızlıca hazırlayıp size sundu. Ama bu çok tehlikeli bir durum. Enes Güran suçsuzsa, bu mesuliyet çok büyüktür. Bu, çok ağır bir mesuliyettir”
Ağabey Enes Güran annesine yapılan işkencenin videoya kaydedildiğini ve jandarma tarafından kendisine izletildiğini iddia etti.
Güran, "Bir komutan geldi, rapor çıkardık, 'Annenle ilişkin var' dedi. 'Yalan atıyorsun' dedim, beni ters kelepçeyle duvara yaslayıp dövdüler. 'Neden vuruyorsun?' dedim, 'Canım istiyor' dediler. Son gece yine annemi darbettikleri videoyu bana izletip güldüler. Neden sustum? (Babasını göstererek) Bu adam üzülmesin diye."
"ANNEMİN İŞKENCE VİDEOSUNU İZLETTİRDİLER"
Ağabey Enes Güran savunmasında sahte avukatla jandarmadaki ifadesine müdahale edildiğini iddia etti:
"Ben kardeşimi ararken abi dediğim jandarma bana "Annenle aranla ilişki var mı?" dedi. Narin, ben Malatya'dan geldiğimde bana "Abi, bana bebek alacaktın" dedi. Ben de ona "Sana gelinlik alacağım" demiştim. Ben kendimi ısırdım, sonra bunlar, "Yarın öbür gün görümce acaba Narin mi ısırdı?" diye mi düşünürler diye, kendim kolumu ısırdığımı gösteriyordum. Sonra beni dövmeye başladılar. Cezaevinde çorbama ilaç koydular. Sabah uyandığımda ağzımda köpükle uyandım. İkinci ifademde 16.30 demişsin diyorlar, ya orada bana sahte avukat getirdiler. Bana dediler, "Sen yaptıysan itiraf et, yaşın küçük, cezaevine girmezsin," dediler. Ben camideydim, bir haberci bana dedi ki, "Kardeşinin cesedi bulunmuş" dedi. Ben inanmadım."
Aranın ardından Enes Güran savunma vermeye başladı.
Enes Güran işkence gördüğünü iddia ettiği ifadesine şu sözlerle başladı:
"Diyorlar ya, ifadelerinde çelişki var, biri de ayağa kalkıp ne tür işkenceye uğradığımızı söylediler mi? Şu an işkence eden adamlar beni burada izliyor. Kimse ayağa kalkmıyor. Biriniz de ayağa kalkıp söyleyin, bunlar işkenceye uğramışlar. Benim annemin videosunu izleyip gülüyorlardı. Polis jopuyla vurdular, eşek muamelesi yaptılar, dişimi kırdılar, gelmişler, ifade bilmem ne... Ben cezaevinde intihar etme zamanına geldim. Ben kardeşimi bir gece gelinlikle rüyamda gördüm... Babam bana, 'Narin için dayan' dedi. Ben orada ne küfürler yedim”
"Şimdiye kadar 'devlet' diyorduk. Arkamızdadır, dedik. Ceset bulununca neden bunu yaptılar? Savcı bana, 'Suçsuz olsan da ömür boyu cezalandıracaksın' dediler. Bana, 'Annenle aranla ilişki mi var?' dediler. Annemdir, annemdir! Bu nedir Allah aşkına? Bana iftira, küfür ettiler. Ben işkence yedim. Aradığım tek kişi abimdi. Babam üzülmesin. Hepinizi Allah’a havale ediyorum”
Baba Arif Güran ağlayarak salondan çıktı.
Anne Yüksel Güran'ın dördüncü avukatı da savunmasına başladı:
"Okul kamerasına göre, Narin’in en son görüldüğü yer ile kendi evi arasında 40-50 metre kadar bir mesafe bulunmaktadır. Jandarma tutanağında yer almayan, Nevzat Bahtiyar isimli sanığın, küçük Narin ile Nevzat’ın evinin görüldüğü yer arasındaki mesafe ise sadece 4 buçuk metredir."
"Jandarma personelinin tutanağı tamamen sezgiseldir. Tahmini veriler ile hareket edilmektedir."
"Küçük Narin’in bulunduğu haberinin kadın jandarma tarafından bildirilmesiyle, anne Yüksel Güran’ın orada verdiği tepki ‘Hani bana Narinimi sağ getirecektin?’ diyerek bayılması bellidir." “Halıların incelenmesi sırasında birçok basın mensubu haber yapmıştır. Kriminal dairede yapılan incelemelerde ise halılarda herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür”
"Güran ailesi üzerinden senaryo ile devam eden bir soruşturma dosyası vardı. Aile, bu olayın komple faili gibi değerlendirildi. Kamera kayıtları ile somut deliller ortaya çıkacak. Tahliyesine karar verilmesini istiyoruz”
Anne Yüksel Güran'ın üçüncü avukatı da savunmasını yaptı. Savunma makamı köy mezarlığını da kapsayacak mesafede ev hapsi tedbirinin uygulanmasını talep etti.
Enes Güran'ın uyuşturucu kullanıp kullanmadığına ilişkin hazırlanan raporun dosyada olduğu görüldü.
Mahkeme Başkanı rapor sonucunun negatif olduğunu belirtti
Anne Yüksel Güran'ın avukatı müvekkilinin cezaevinden tahliyesini talep etti. İkinci avukat da savunma vermeye başladı.
“Nevzat Bahtiyar, Yüksel Güran’ın kızının kendine ait DNA raporundan sonra ifade değiştirdi. Jandarmanın ‘kızının öldüğünden adeta emin’ olarak ifadesiyle iddia makamının nasıl kesinliğe gittiğini hala anlayamadık. İddianame bir tarafa, beyanlar bir tarafa.”
"Düşünsenize, bir annesiniz, gözaltına alınıyorsunuz, alın. Geçen süreye bakın. Biz hep duruşma gününü bekledik. Elimizde kanıtlı deliller olduğunu söyledik. Bir duruşmanın üç gün sürdüğü kolay kolay görülmez. Hepimiz bu ana şahit olduk. Hepimizin tek derdi katilin bulunması. CMK madde 100'ün şartları bellidir. Bir kadının en haklı isyanıdır bu. Adil yargılama hakkının ihlali söz konusudur."
Anne Yüksel Güran'ın avukatı savunma vermeye başladı. Avukat, "Türkiye'nin Yüksel Güran'a bir özür borcu olduğunu" söyledi.
"Türkiye'nin Yüksel Güran’a bir özür borcu vardır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle, eğitim hakkından yoksun kalmış bir Kürt kadını olarak, kendisini anlatamayan bir anne, kızının mezarını dahi görememiştir."
YÜKSEL GÜRAN'IN AVUKATI DA SALİM GÜRAN'I SAVUNDU
Yüksel Güran’ın avukatı devam ediyor:
"Salim Güran, kayıp saati olarak 15.00-15.30 arası bildiriyor. Devam eden görüşmelerde jandarma personeli, bizim bahsettiğimiz Dara-2 kamerasını kastediyor. Bu delil bugüne kadar neden dosyaya konulmadı? Buradan nereye varmak istiyoruz? Arif Bey'in haykırışı haklıdır. O kamera için siz mücadele ettiniz, getirdiniz ama detaylı bir analizini hep beraber yapacağız. Şunu demek istiyorum: Aileden yapılan ilk ihbarlarda dahi başlangıçta doğru saatler verilmişti"
"Yüksel Güran ile ilgili başka tespit de var. Anne kızının ölümüne üzülmek ile beraber Enes’i korumak çabası içerisinde kızının öldüğünden adeta emin şekilde hareket ediyor. Bu çok iddialı. Herkes duysun.
‘Bizim yaşanan olayla ilgili bir bilgim bulunmamaktadır, gelişen bir durum olursa ya da size haber vereyim hatta telefon numaramı vereyim’ (söz edilen diyalog)
Jandarma ile arasındaki iletişim bu. Bir kadın olarak müvekkil, duygusal anlamda da istismar edilmiştir."
“Tavşantepe İlkokulu’nun kamera kayıtları incelendi. Salim Güran’ın kullandığı araç okulun önünden geçiyor ve bu 18.59’da gerçekleşiyor. Bilirkişi raporuna bakalım. Aynı dakikada baz, Arif Güran’ın evinde olduğunu gösteriyor.”
“Demem o ki, kişileri dar alan baz kayıtları ile masum olan insanları töhmet algısında bırakmak mümkün değil. Tavşantepe Mahallesi şöyle bir yer: Nevzat Bahtiyar’ın evi, biraz ilerleyince Arif Güran’ın evi, az ileride de Salim Güran’ın evi var. Komşu yerde elbette sapma olacaktır.”
"Narin henüz patika yola girmeden, Nevzat'ın hareketlendiği belli. Nevzat Bahtiyar, Narin kızımız camiden çıkıp kuzenlerinden ayrıldığında, beyanında da belirtti; önce bahçedeki ağaçları suluyordum dedi, ancak ifade değiştirdi, patlıcan suluyordum, ahırın arkasında dedi. Eşine sorduk, inkar etti, olmadı dedi. 24 Eylül'de gittik, gerçekten de patlıcan varmış orada. Hemen arkasında bir alan var, kuzenlerden ayrılıp patikaya çıkıp son görülme yeri, işte orası."
''NAMUSUMUN DERDİNDEYİM''
Yüksel Güran, derdinin artık kızının öldürülmesi olmadığını, namusunun derdine düştüğünü söyleyerek şunları dile getirdi:
"Ben okul okumamışım. Ben kızımı unutmuşum, namusumun derdindeyim. Salim benim abimdir. Bir kadının gözü dışarıda olsa, ben bir gün tokat yememişim. Narin’in katili çıksın. Biz kimiz? Biz kimin çocuğunu öldürmüşüz. Ayıptır size. Ben anneyim, hayırdır size. Siz nasıl elinizi vicdanınıza koyacaksınız?"
Anne Yüksel Güran savunma verirken isyan etti:
"Yeter! Bize niye böyle yapıyorsunuz? Bizi neyle suçluyorlar? Enes o gün deli olmuştu, deli. Jandarma yanımda, eğer ben kızımın katili olsam, ben niye başörtüsünü göstereyim? Her şey ortada. Allahtan başka kimse yok. Bizi mahvettiniz."
Nevzat Bahtiyar'ın avukatının ardından anne Yüksel Güran yeniden mahkeme salonuna getirildi.
"ŞU AN DÜNYADAKİ EN MAĞDUR ANNE BENİM"
Yüksel Güran tanık ifadelerinin ardından şu ifadeyi verdi:
"Şu anda en acılı dünyada, en acılı, en mağdur anne ben. Hem kızımı vahşete verdim, hem namusumla suçladılar, hem mezarına gidemedim. Ben neler çektim, kimse demedi. Beni bir şalla suçladılar. Ben kızımın katili olsaydım, ben zaten göstermezdim. Katili olsam, söylemedim. Beni kolluk oğlumu öldürmekle suçladı. Ben cahil olabilirim ama ben akıllı bir kadınım. Kimse demedi, oğlunu öldürmekle tehdit ettiler diye. Enes, Enes dediğimi kimse düşünmedi. Benim kayınlarım, elitlerimin sesini, işkencelerini asla unutmayacağım. Dedim anne, ben bir anneyim, kızını kaybetmiş bir anneyim. Polis yüzüme tükürüp, yüzümü silmeme bile izin vermedi. Ben katil yerine konuşuyorum, onun eşi bu zulmü görseydi Nevzat konuşacaktı. Beni asın, beni öldürün, ama benim namusuma laf etmeyin. (Elini kürsüye vurdu, sesi yükseldi) Kimse gerçekleri demiyor, yalanla dolanla bizi kandırıyorlar. Biz bunu hak etmedik. Ne varsa çıkarın. Türkiye’ye sesleniyorum, eğer katil bizsek bizi asın.”
Nevzat Bahtiyar’ın zorunlu avukatı konuştu. Avukat, "Bir kadın olarak, Narin için dosyadan çekilmeme kararı aldık." dedi ve ifadesine şunları ekledi:
"Hepimizin amacı maddi gerçekliğin ortaya çıkmasıdır. Nevzat hatırladığı kadarıyla tüm beyanlarını zaptırapta geçiriyor. Bu yüzden ekleyeceğimiz herhangi bir husus yoktur. Nevzat kızımızı öldürmediğini söylemiştir, katili biliyorsak burada durmamızın amacı yoktur. Nevzat Bahtiyar öldüren kişi gibi algı yapılsa da, eminim 85 milyon gerçek failin bulunmasını istiyor. Nevzatın itiraflarına ekleyecek hususumuz yoktur. Tutukluluk talebini mahkememize bırakıyorum."
"BEN DE SUÇLUYUM, İTİRAZ ETMİYORUM"
Avukat Onur Akdağ'ın savunmasının ardından Nevzat Bahtiyar mahkeme salonuna getirildi:
Mahkeme Başkanı: Ne söyleyeceksiniz?
Nevzat Bahtiyar: Ben de suçluyum, ben itiraz etmiyorum ama benim üzerime atılan bu şeyler yalandır.
"BAZIN ODA ODA KONUM GÖSTERMESİ BİR FANTEZİDİR"
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ müvekkilinin ardından söz aldı.
“Bu ülkenin bakanı bile bu magazinsel haberlerle, bu aileye başsağlığı dilememiştir. Biz hukukçuları tatmin eden bir iddianame hazırlanmadı. Soruşturmanın bütünselliği bozulmuş, aynı olayla ilgili onlarca tutuklu varken, kusura bakmayın ama acele işe şeytan karışır derler. Bu acele bizi hataya götürecektir. Soruşturma, en başından beri kasıtlı olarak Güran ailesi üzerine yoğunlaştırılmıştır. Üfürükçülere aile mi götürmüş?”
"Soruyorum size; evin kapısı yok mu? Kapının kilidi yok mu? Söylenen iddialar doğruysa, o 3 çocuk o evde amcayı yaşatır mıydı? Diğer iddia ise, Enes’in çocuğu öldürmüş olduğu yönünde. HTS kayıtlarına baktığımızda ise ne Enes’le ne de Yüksel ile Salim Güran arasında herhangi bir irtibat göremezsiniz”
"O çocuk o tepeye çıkmamış, Nevzat tarafından vahşice katledilmiştir. Sayın başkan, sebepsiz yere öldürmek diye bir kavram da vardır. 4 insanın sebepsiz yere öldürmesi saçmalıktır. Gerçek olan şu ki, minnacık bir beden toprağa gömülmüştür”
"Aile, Uğurcan Güran’ın düğün davetiyesini dağıtmak için batmana ve Derik’e gitti. Nevzat bunu biliyordu, önceden planladı. Annesi Zeynep Bahtiyar, kimin nereye gideceğini önceden sormuştu. Sayın başkan, Nevzat’ın yaptığı iğrençlik ve acımasızlık ortadadır. Biz bunun Nevzat tarafından yapıldığına yüzde yüz eminiz. Nevzat bir katildir."
“Nevzat Bahtiyar, elleriyle eski muhtarı boğmaya çalışmıştır. Salim Güran kurtarmasa o da cem verecekti. Eylemdeki benzerliği görüyor musunuz? Bahtiyar’ın çocuklarının ifadelerine bakın. Ferhat Bahtiyar, “Babam Yüksel’in feryadına tepki vermedi” dedi. Nevzat’ın öz kızı, Salim’in ne kadar üzgün olduğunu ifadesinde belirtmiş”
“Savcıların 4 elle sarıldığı baz raporuna göre, bazın oda oda gösterdiği bir fantaziden ibarettir. Daraltılmış baza ilişkin teknik bilirkişilerin duruşmada hazır dinlenilmesini talep ediyoruz. Salim’in gece Eğerturmaz Deresi’ne gittiği söyleniyor. Daraltılmış baz ile tespit edilmiş öyle mi? Külliyen yalan. O gece kolluğun gözü önünde kimin haddine bir yere ayrılmak? Bir kamera görüntüsü çıkarıldı. O araç gerçekten nereden nereye gidiyor, tespit edilmeli. Dosyadaki en büyük kanıtlardan biri Salim’in aracındaki DNA. DNA kalıntılarına ölümcül derecede önem atfediliyor, Yüksel kızının daha önce o araca binerek nişana gittiğini söylediği dikkate alınmadı mı?”
"Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, tüm kanunlar çiğnenerek yasak usullerle ifade alınmış, işkenceler uygulanmış, müvekkilim jandarmanın ağır hakaretlerine maruz kalmış ve baskı ile uzun süre ters kelepçeyle ayakta bırakılmıştır. Üst düzey bir komutan, 'Seni Irak’a götürürüz, yüzünü değiştiririz' şeklinde konuşmuştur."
Salim Güran savunma için söz aldı:
"Çoğu senaryo, bu çocuğu diyor evde öldürdüler, baz kaydırdılar, öyle şey mi olur? 8 yaşında melek ya. Suçsuzum, beraatimi istiyorum."
BAKANLIK AVUKATI DA KATİLİ TARİF ETTİ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukat konuşuyor:
'Enes Güran'da diş içi ve gözünde morluklar görülüyor ama maalesef diş izinde ayrım yapılamıyor. Salim Güran’ın aracı inceleniyor, aracın şoför koltuğunda oturma kısmında DNA tespit ediliyor. Bunlar tespit edilince amca Salim Güran tutuklanıyor. 6 gün sonra Narin kızımızın bedeni bulunuyor. Yüksel Güran, kızının öldüğünden gayet emin, oğlu Enes’i ise koruma çabasında. Bunlar benim beyanım değil, jandarma tutanaklarına dayanan verilerdir.' "
Adli Tıp Raporu okunuyor, Arif Güran dışarı çıktı
BAKANLIK AVUKATI İMAMI DA İSTEDİ
Duruşmaya verilen kısa bir aradan sonra Bakanlık avukatının konuşması ile devam edildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukat konuşuyor:
"Narin kızımızın öldürülmesindeki maddi gerçeğin ortaya çıkması herkes için önemlidir. Tüm sanıklardan şikayetçiyiz.
İmam Recep Kaya, Devran Güran (terlik konusu ile aşama geçemedi), İsa Kaya, İbrahim Kaya (Nevzat'a teklif ileten aracılar), ve yaşı küçük iki kız çocuğun da ifadelerinin alınması gerek.
Bu olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve saklandığı görülmektedir. Nitekim alacak verecek meselesinde bir sorun olmadığı belirlenmiştir. Tutukluluk hallerinin devamına ve sanıkların üst sınırdan cezalandırılmalarını talep ediyoruz."
BARO AVUKATI: NARİN'İN ÜVEY BABAANNESİ DİNLENSİN
Nahit Eren'in müşteki savunmasını bitirmesinin ardından Diyarbakır barosuna bağlı başka bir avukat söz aldı ve Ramazan Atasoy ile beraber Narin'in üvey babaannesi Süheyla Özkan'ın dinlenmesini talep ettiklerini ifade etti.
Baro avukatının bu talebinin ardından mahkeme başkanı tarafından duruşmaya 15-20 dakikalık bir ara verildi.
NAHİT EREN SAVUNMASINI BİTİRDİ
Rojda Altıntaş duruşmada müşteki savunmasını bitirdi.
NAHİT EREN: ENES CEZAEVİNDE HER DEFASINDA RAPOR VE BELGELERİ SORUYOR
"O görüntülerde Enes her defasında raporları ve belgeleri soruyor. Sorguda da söyledim, diş fırçası ve camiye giderken kendisini öpme konusu gibi detaylar var. Bir şekilde kaygılı bir hali vardı. Bir narinin kimler tarafından ve nasıl öldürüldüğüne dair şüphelerimiz var. Sanıkların mahkumiyet alacağına kesinlikle inanıyoruz. Bu cinayetten dördünün de sorumlu olduğuna inanıyorum. Bu nedenle sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum."
NAHİT EREN: ENES O EVDEN ÇIKARILIP BAKKALA KONDU
"Enes, tek kız kardeşin kaybolmuş. Telefonu 16.13’te okulun yanında kapanıyor, peki telefon şarjdaydı da nasıl şarj bitti? Ve ne zaman açılıyor bu telefon? Gece sabaha karşı 04.00’te. Enes o evden çıkarıldı, getirildi bakkala kondu. (Plana göre anlamında diyor) Orada tanıklardan biri konuştu. Eğer Enes dışarı çıktıysa, Muhammet Yağmur’un arasına bindi. 200 metreyi tarif et dedim, edemedi. Çok yakın bir nokta. Enes’in evde uyuduğuna dair beyanlar verildi. Peki organizasyonda bir ihmal de var. Furkan bize ne söylüyor? Ufuk’un ağabeyi, eve geldim kardeşimi tek başına gördüm dedi. Çıktım baktım, Ufuk yoktu, Enes’le evde oturuyordu."
NAHİT EREN: 'ENES'İ EVDEN ÇIKARMAMIZ LAZIM' DİYE DÜŞÜNÜLÜYOR
"Organizasyon şöyle devam ediyor: 'Bizim Enes’i evden çıkarmamız lazım' diye düşünülüyor. Ama Enes aslında evin içerisinde. Elimizde bilimsel anlamı olan daraltılmış baz istasyonu verisi var, belki bunu tartışacağız. Savcı hanım sordu. Osman Güran’a, Dicle Üniversitesi'nin Salim’in verdiği bazdan bahsettiniz. Bu dosyada inanılmaz bir avantajımız vardı, surdan, bağlardan, çarıklı’ya kadar olan alanı kapsayan bir baz istasyonu verisi var. Alıyor. Yani şunu anladım: Hareketlilik, değişen baza göre size yer belirtiliyor. Bu dosyayla birlikte şunu anladım: Bu cep telefonu, benim ayak izim. Birçok uzmana sordum, evet HTS kayıtları kesin olmayabilir ama baz istasyonu verisi, sağlıklı bilimsel anlamda, kesik bir delil olarak kabul edilebilir."
NARİN ADINA KONUŞAN AVUKAT: O ARACI GÖRMEMELERİNİN ŞANSI YOK
"Yüksel Güran gerçekten evinde bir gün önce oğlu uzun yoldan gelmiş, kalkmış sabah bamya toplamaya gitmiş, kahvaltılarını hazırlamış, baba Batmana götürüyor. Düşünün, yeğeninin düğünü için Batmana davetiye götürüyor, ne kadar kıymetli bir şey ama muhtar köyde, o ne yapıyor? Çocuklarını alışverişe götürüyor, geri geliyorlar.
Peki… Devam edeyim. Narin… Müşteki avukatı olarak konuşuyorum, narinin adına konuşuyorum. Enes Güran evde diyorsunuz, tamam, ama uyuyor diyorsunuz, ispat? Bunları evde uyurken gören birine ihtiyaç var. Kim?
Hediye Güran. Eğer Salim Güran, eşi ve çocukları mahkemedeki ifadeleri doğruysa, o aracı görmemelerinin şansı yok. Hediye Güran eve gittiğinde Salim kendi evindeyse, neler oluyor? Ama geldiğimiz nokta şu; Hediye Güran gidiyor, eğer sen 15.00’te çamaşırlarını bırakıp gittiysen, iddialara göre 15.00’te de 16.00’da da Salim evde. Bu araba nasıl görülmez?"
NAHİT EREN: İNANILMAZ BİR KURGU YAPTILAR
Rojda Altıntaş, Diyarbakır Barosu eski başkanının sözünün kesilmeden dinlendiğini ifade ediyor:
"Bunu bilen insanlar 17.40’a yönelik inanılmaz bir kurgu yaptılar. Arif Güran da bilsin, bu dosyaya giren her şeye vakıf olmak için inanılmaz mücadele gösterdik. Bu dosyadaki tek bir bilgiyi tek bir gazeteciye vermedim. Bu şüpheliler dışarıdayken, içerideki ifadeler yayınlandı."
BARO ESKİ BAŞKANI NAHİT EREN: ORTAYA ÇIKAN HER DELİL AİLEYİ YENİ BİR STRATEJİYE GÖTÜRDÜ
“Biz bu karanlıkla bu dosyanın içerisindeydik ama her ortaya çıkan delil, maalesef aile bireyleri açısından yeni bir stratejiye götürdü. Kolluk soruşturma aşamasında Narin’in kaybolduğu tarihi 18.00 olarak biliyorlar.
Bu yüzden kamerada 18.00 görüntüleri var. Neden diyorsunuz? Çünkü bulunduktan sonra yeniden görüntüler incelendi, kırmızı araç tespit edildi ve bir şekilde Nevzat Bahtiyar, kırmızı aracın sahibi olarak tespit edildi.
Aylardır Narin’e çalışan bir avukat olarak, Narin’in evden çıktıktan sonra aracın görüldüğü saati 15.40 olarak belirledik. Narin’in kesin bilgi vermiyor. Biz Narin’in öldürüldüğü saati 18.00’den sonra biliyoruz.
Neden? Çünkü kurgu düzeni var. Yani bir şekilde 15.11’de eve doğru giderken, o okulun tesadüfi kamerası olmasa biz gerçekten Narin’in nereden nereye gittiğini bilmeyeceğiz. Patika yoldan yukarıya gidiyor, kendisiyle birlikte olan akranları, Narin’in kendisine tepeden el salladığını söylüyorlar. Bu bize ne zaman söylendi?”
BARO ESKİ BAŞKANI NAHİT EREN: NARİN'İN ÇEVRESİNİN İFADELERİNİN BİR GÜNÜ BİR GÜNLERİNE UYMUYOR
Gazeteci Rojda Altıntaş, mahkemede olan biteni an be an aktarmaya devam ederken Diyarbakır Barosu eski başkanının konuşması sırasına hakimin ayakta ve elleri bağlı bir şekilde dinlediğini söylüyor:
"Şu an öldürmekten 4 sanık var. Öldürmeye iştirak alanında yeni faillerin çıkacağı anlamında eklemeler olabileceği kanaatindeyim. Benim en çok dosyada şaşırdığım konu şu; belki hayatınızın en değerlisini kaybediyorsunuz ve dönüp baktığınızda o günü ilmik ilmik hatırlarsınız. 'Ben o gün ne yaptım?' deriz” “Narin'in daha erken bir iddianame ile faillerinin getirilmesini maalesef yaşayamadık. Köydeki çevredeki şüpheler keşke daha erken fark edilebilseydi. Bir şekilde gecikti. Ama dediğim gibi, hayatlarında hiçbir şekilde unutmayacakları, saniye saniye söylemeleri gereken Narin’in çevresinin ifadeleri bir günü bir günlerine uymuyor."
AVUKAT: DOSYADA ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA GELDİK
"Dosyada önemli bir aşamaya geldik. Narin'e bunu yapanların, buna göz yumanların ya da bulunmasını geciktirenlerin adalet önünde cezalandırılması gerektiği üzerine çalışacağız” “Diyarbakır Barosu olarak, Türkiye’de çok benzerine rastlamadık ama önceki başkan olarak Diyarbakır Barosu'nun katılmasına yer verilmesini kutluyorum. Bu anlamda kıymetli, bir şey daha ifade ederek dosyaya geçeceğim."
AVUKAT: MAHKEMENİZE TEŞEKKÜR ETMEK İSTERİM
"Vecdi Bahtiyar, Ali Rıza Güran dolaylı olarak haber göndermiş, Nevzat suçu üstlensin diye. Bu maddi gerçeği ortaya çıkaracağımıza inancımız tam. Mahkemenizden bir kez daha teşekkür etmek isterim. Adil bir yargılama yürütüldüğü için teşekkür ederim."
AVUKAT: RAMAZAN ATASOY SALİM'İN AYAK BİLEĞİNE KADAR SUYA GİRDİĞİNİ SÖYLEMİŞTİ
"Ramazan Atasoy'un kendi beyanını okuyorum: 'Senin yüzünden başımız belaya girdi (Salim’e diyor) komutanım, Salim her ayak bileğine kadar suyun içerisine girmiş gibiydi.' Ramazan’ın da bu organizasyondan haberdar olduğu burada açıkça anlaşılıyor."
AVUKAT: RAMAZAN ATASOY GÖZCÜLÜK YAPTI
"Nevzat Bahtiyar, Vecdi Bahtiyar’ı arıyor, o da Salim Güran’ı arıyor. Vecdi Bahtiyar, kaybolan Narin için endişelense de, esasen kendisinin de haberi olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyor. Vecdi Bahtiyar, 24 Ağustos’tan sonra Diyarbakır’a geliyor ve 8 Eylül tarihi, hepimizin canını acıtan Narin’in cansız bedeninin bulunduğu bir tarih. O gün, Vecdi, 06:34’te Nevzat’ı arıyor, aralarında işbirliği yaptıkları burada açıkça görülüyor. Ramazan Atasoy ise gözcülük yapmaktadır. Ramazan Atasoy’un ne için dilenmesi gerektiğini de size açıklayacağım."
DİYARBAKIR BAROSUNDAN AVUKAT: ŞU AN ÇARPITILARAK DEĞİŞTİRİLİYOR
Diyarbakır barosundan avukat, kadınlar arasındaki kavganın çok konuşulduğunu ve o zaman "doğruyu konuşsaydınız bu durum buraya gelmezdi" demiş. Şu an çarpıtılarak birine beddua edildiği söyleniyor ifadelerini kullandı:
"Kadınlar arasındaki kavga çok konuşuldu; Mişar Yasemin ve kızları arasındaki kavgadan bahsediyoruz. Yasemin, Yüksel’in kardeşi, dolayısıyla Narin’in vefatını öğrendiğinde verdiği tepki diğerlerine göre daha samimi. Gayet açık bir şekilde “doğruyu konuşsaydınız, bu durum buraya gelmezdi” demiş. Şu an çarpıtılarak, birine beddua edildiği söyleniyor, değiştiriliyor. Enes bile 'Ben teyzemi aldım ve oradan uzaklaştırdım' derken, teyze 'Enes’i görmedim' diyor. Melek Güran ve çocuklarıyla ilgili de bir çeşit çelişki var."
BARO AVUKATI: HEPSİ SENARYO HALİNDE ORTAK İFADE VERİYOR
Diyarbakır barosundan başka bir avukat dosyada ifade verenlerin yakınlarını korumaya yönelik ifade verdiklerini söyledi:
"Dosyada ifade verenler, yakınlarını korumaya yönelik davranıyor. Evet, köy yerinde kimse saate bakmaz ama karıştırılmayacak durumlar vardır; bir insanın biriyle kaç defa görüştüğü, görüldüğü zaman yanında kimlerin olduğu gibi. Melike, Maşallah Güran ile ilgili dikkat çekmek istiyorum. Saati karıştırmış olabilirler ama daha önce, 2 kez Narin’in geldiğini belirtmişler. Bu farklı anlamlara gelmektedir. Melike Güran, '14.00’te uyandım, Narin 17.40’ta geldi' diyor. Bu, karıştırılabilecek bir husus değil. Şimdi yeni ifadelerle 'Mina geldi' diyorlar. Bunlar neden önemli? Bunların hepsi senaryo halinde ortak ifade verdiğini gösteriyor."
BARO AVUKATI: ENES KOLUNU KENDİ ISIRDI DENİYOR. ARAŞTIRDIM BİLİMSEL OLARAK MÜMKÜN DEĞİL
Baro avukatı bilimsel olarak araştırma yaptığını ve insanın kendisine belli bir seviyeye kadar acı verebildiğini, dolayısı ile Enes'in kolundaki ısırığı kendisinin yapmış olmasının mümkün olmadığını aktardı:
"Koldaki diş izinin Enes tarafından kendi kendine yapıldığı iddia ediliyor. Sayın başkan, çöl araştırdım, birçok makale okudum. Vücut belli bir dereceye kadar acıya dayanabilir, ağzınızı ve burnunuzu kapatın; bir süre sonra kendinizi boğamazsınız. Bu da böyle bir şey. Belli bir acı seviyesinden sonra vücut eyleme izin vermez. Enes’in diş izi 3 gün geçmesine rağmen çok net izler bıraktı. Enes sinirlendiği için bunu meydana getiremez."
Mahkeme Başkanı: "Teşekkür ederim avukat bey."
DİYARBAKIR BARO AVUKAT: YÜKSEL GÜRAN'İN FAİL OLDUĞUNA İNANIYORUZ
Diyarbakır Barosu'ndan avukat, mahkeme başkanına Narin'in annesi Yüksel Güran'ın bu cinayette fail olduğuna inandıklarını söyledi. Annenin oğlu Enes'i korumaya yönelik davranışlar sergilediğini kaydeden avukat Enes'in beyanında çelişkiler olduğunu öne sürdü.
"Yüksel Güran’ın bu eylemde fail olduğuna inanıyoruz, daha önce verdiği röportajlar var. Annenin Enes’i korumaya yönelik davranışları garip. Nihayetinde jandarma görevlisinin kendisiyle bir husumeti yok, ancak Enes ile ilgili 'ne yapabilirim' diyorsa, bu doğru tespit edilmiştir. Enes’in beyanında ise şu çelişkiler var: 'Ben 17.30’da eve gittiğimde Hediye’yi görmedim, ama Hediye çıkarken ben Enes’i gördüm' diyor. Bu çelişkiler nelerdir?"
DİYARBAKIR BARO AVUKATI: SAYIN BAŞKAN SALİM BU SAATİ NEREDEN BİLİYOR?
Diyarbakır Barosu avukatı mahkeme başkanına Salim Güran'ın olay günü birçok görüşme yaptığını ve söylemlerinin kuşkulu olduğunu ifade etti. Avukat, Salim Güran'ın kıyafet değiştirme noktasında çelişkili ifadelerde bulunduğunu aktardı.
"Salim Güran, olay günü birçok görüşme yapıyor. Bir görüşmede saat 15:16 diyor, bir sonraki görüşmesinde ise 'Çingeneler kaçırmış olabilir' diyor. Sayın Başkan, Salim bu saati nereden biliyor? Salim Güran, kendi beyanıyla karşıdakine 15:16 demesi kuşkuludur. Peki, çingenelere yönelik bir adım atıldı mı? Ben böyle bir şeye rastlamadım. Sayın Başkan, Salim Güran mahkemede ısrarla 'kıyafet değiştirmedim' diyor ama daha önce kıyafet değiştirdiğini söyledi. Biz hangisine inanacağız? Narin’in DNA’sının çıktığı araç peki? Birazdan sanık avukatları savunma yapacak ama sayın başkan, araçta bulunan tek DNA o. Dolayısıyla bir şekilde aylar önceki nişan konusuyla DNA oraya gitmemiştir."
DİYARBAKIT BARO AVUKATI: AİLE NEDEN TOPLANTILARI GİZLİYOR
Diyarbakır baro avukatı, Güran ailesinin toplantılarını gizli bir şekilde yaptıklarını ve bunun nedenini sordu. Yine Güran ailesinin telefon kayıtlarını silmesine değinen avukat, sadece Salim Güran'ın silmesinin tesadüf olabileceğini ancak birden fazla kişinin bu hamleyi yapmasının şüphe uyandırdığını ifade etti:
"Aile neden toplantıları gizliyor? Bir kısmı yapıldığını, bir kısmı yapılmadığını söylüyor. Güran ailesinin telefon kayıtlarını silmesi ise ayrı bir konu. Buradakilere soruyorum, en son ne zaman telefon kayıtlarınızı sildiniz? Eğer sadece Salim Güran silseydi, tesadüf olabilir diye düşünebilirdik. Ancak eğer birden fazla kişi bunu yapıyorsa, bu durum şüphe uyandırır."
"TUTUKLULUK DEVAMI TALEBİNE KATILIYORUZ"
Avukat, savcının talep ettiği tutukluluk hallerinin devam kararına katıldıklarını, Birsen Güran'ın 4 ayrı ifade verdiğini ve bunun da Salim Güran'ın yönlendirmesi olduğunu söyledi:
“Tutukluluk devamı talebine katılıyoruz. Birsen Güran, 4 ayrı ifade verdi ve eski beyanlarını kabul etmedi. 23 Ekim'de verdiğiniz ifade gerçek iradenize uygun muydu? Birsen Güran’ın ifadesinde, "Narin 17:40’ta evimize geldi" şeklinde çok net bir açıklama var. Salim Güran’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Mantık şu: Bir terlik bulsam ve bunun Narin'e ait olduğunu düşünsem, kolluk kuvvetlerine teslim ederim. Muhammet Kaya aracına alıyor, fakat Muhammet Kaya, bu terliğin Narin'e ait olduğunu düşündüğü halde nasıl olur da vermiyor?”
GÖRÜNTÜLER İZLENDİ. ARİF GÜRAN'IN İSTEDİĞİ GÖRÜNTÜLER DEĞİL
Baba Arif Güran'ın talep ettiği görüntülerin izletildiğini, ancak söz konusu görüntülerin baba Arif Güran'ın talep ettiği görüntüler olmadığı aktarıldı.
ŞAHİNGÖZ KAMERA GÖRÜNTÜLERİ İSTENECEK
Kilit kamera Dara-2'den alınan görüntülerde teknik açıdan eksik olup olmadığı araştırılacak. Farklı açılardan desteklenmesi için inceleme yapılacak.
Baba güran Şahingöz kamerasının incelenmesini talep etti. Mahkeme başkanı yazılı talepte bulunulacağını söyledi.
Savcı: "Sizin istediğiniz görüntünün iyileştirilmişi var. Açıdan eksiklik var mı, farklı açılardan bakabildiniz mi?"
Nahit Eren: "Bunu ilk defa izleyeceğiz."
Savcı: "Görüntü 2’ye girelim."
Mahkeme başkanı: "İddia makamı tarafından en net görüntü bu. Bize gönderilen bu."
Sanık avukatı: "Araç hareketleri var mı?"
Mahkeme başkanı: "Bize de yeni geldi. Arif Güran, emin misiniz, istediğiniz görüntü bu mu?"
Arif Güran: (şahingöz… Anlaşılmadı)
Mahkeme başkanı: "Şahingöz dediğiniz kamera kayıt yapmıyor, anlık izleniyor müdahale için."
Arif Güran: "Askeri bölgeye herhangi bir saldırı olsa orada kayıtlı olmuyor mu?"
Mahkeme Başkanı: Yazılı talep edeceğiz
DARA-2 GÖRÜNTÜLERİ HAZIRLANDI İZLETTİRİLİYOR
Savcılık tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
"Kızı öldürülmüş babanın talebini çok görmemeli"
Mahkeme başkanı Arif Güran'ın ısrarla yeniden izlenmesini istediği görüntülerin ayrıştırılıp getirileceğini söyledi. Görüntüler hazırlanırken Arif Güran'ın avukatı "Arif Güran, kamera kayıtlarından bahsediyor. Bugün alınmış olan kayıtların incelemesinde hata olduğunu biliyoruz. Kızı öldürülmüş bir babanın bu talebini çok görmemek gerek. Kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemeli. 5 Kasım’da Arif Güran ifadeye alındı. Arif Güran’ın acısı es geçiliyor." dedi.
NARİN OLAYINDA SON GELİŞME: KADIN SAVCI YUMRUKLA SUSTURULAN TANIĞA TAK DİYE SORDU
Tanık Oya Yorulmaz, Mahkeme Başkanına ifade veriyor:
Mahkeme Başkanı: "Oya Hanım, niye geldiniz?"
Oya Yorulmaz: "Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi."
Mahkeme Başkanı: "Kardeşiniz kim?"
Oya Yorulmaz: "Taner..." (anlaşılmadı)
Mahkeme Başkanı: "Orada ne söylediniz?"
Oya Yorulmaz: "Gidin yalan haber yapın dedim."
Mahkeme Başkanı: "Kime?"
Oya Yorulmaz: "Basına."
Mahkeme Başkanı: "Ciddi misiniz?"
Oya Yorulmaz: "Evet."
Mahkeme Başkanı: "Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?"
Oya Yorulmaz: "Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı."
Kadın savcı araya girdi: "Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar."
Oya Yorulmaz: Basına söyledim.
HAKİM ARİF GÜRAN'I YERİNDEN KALDIRDI, DURUŞMA BAŞLADI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Savcı konuşuyor:
"Bu kadınlar kavgasına ilişkin her şey yerine oturdu, mahkeme huzurunda çözülmeyen durum kalmadı. Ek olarak soru işareti kalmaması için tanık 'Oya'yı getirdik. Adli Tıp Kurumu’nda kendisinin görüntüleri vardı, kavga olmuştu. Kendisini dinleyelim."
ARİF GÜRAN, TUTUKLU ANNE YÜKSEL GÜRAN'A YAKIN OTURDU
Tutuklu sanıklar jandarma eşliğinde salona getirildi. Narin'in babası Arif Güran, tutuklu anne Yüksel Güran'a yakın bir yere oturdu.
Baba Güran, mahkeme başkanı izniyle eşine sarılmış alnından öpmüştü.
Duruşmaya ara verildi...
NAHİT EREN, NEVZAT BAHTİYAR’I YALANLADI
Bazı kısımları hassasiyet nedeniyle yazamıyorum. Narin’in otopsisi hakkındaki kısımlar için kullanılan kelimeler var. Kısaca Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar’ı yalanladı.
HAKİM CÜBBEYİ ÇIKARDI: NEVZAT'A EN SERT SORUYU SORDU
Narin'in adli tıp raporu okundu ve cansız bedeninin görüntüleri izletildi. Nahit Eren'in Narin'in bedenindeki larvalar üzerinden aktardığı bilgiler, Nevzat Bahtiyar'ın anlattıklarında şüphe oluşturdu.
Hakim üzerindeki cübbeyi çıkararak Nevzat Bahtiyar'a en sert soruyu sordu "Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum. Verdiğin beyanlar doğru mu?"
Mahkeme başkanı:
Nevzat Bahtiyar dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum.
(Mahkeme başkanı üzerindeki cübbeyi çıkarttı.)
Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? İftira mı? Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir
Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum hatırlamıyorum.
Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?
Nevzat Bahtiyar: Yok
NAHİT EREN: CEVABIMI ALDIM
Nahit Eren: "Az önce bir kısmı dışarıda kaldı dedin, senin yol mesafen bilemedin 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?"
Nevzat Bahtiyar: "Orada ip aradım."
Nahit Eren: "Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı.."
Nevzat Bahtiyar: "Bacağını hatırlamıyorum."
Nahit Eren: "O kısmın toprağa mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?"
Nevzat Bahtiyar: "Suyun üstünde kaldı."
Mahkeme Başkanı: "Sayın Başkan, ben alacağım cevabı aldım."
Görüntüler izlendi.
Mahkeme Başkanı: "Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyurun Nahit Bey, sorunuzu alalım."
Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar’a döndü ve sordu:
"Bu raporu anladın mı?"
Nevzat Bahtiyar: "Anlamadım."
Nahit Eren: "Bu rapor diyor ki, Narin’in naaşından, cesed diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki, bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, larvalardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki, bu naaş tamamen suyun içerisinde, bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum, Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?"
Nevzat Bahtiyar: "Kesinlikle hayır."
Mahkeme Başkanı: "Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?"
Nevzat Bahtiyar: "Taş hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum."
Nahit Eren: "Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?"
Nevzat Bahtiyar: "Evet."
NARİN'İN BEDENİNİ BİR KISMI KARADA KALDI
Adli tıp raporunda Narin'in cansız bedeninin bir kısmının karada kaldığı ortaya çıktı. Cesedin üzerinde oluşan larvalar kaç gün önce öldürüldüğünü ortaya çıkarırken bu larvaların suda oluşmasının mümkün olmadığı Nahit Eren tarafından açıklandı.
AİLE SALONDAN ÇIKARILDI. NEVZAT'A GÖRÜNTÜLER İZLETİLİYOR
Aktarılan son bilgilere göre Narin'in ailesi salondan çıkarıldı. Nevzat Bahtiyar'a Narin'i gömdüğünü canlandırdığı görüntüler izletiliyor.
ENES GÜRAN CANLANDIRMA YAPTI
Narin'in ağabeyi Enes'in kolunda bulunan ısırık izleri merak ediliyordu. Enes kendisini ısırdığını söylemişti. Nasıl ısırdığını göstermesi istendi.
NEVZAT BAHTİYAR SALONDAN ÇIKARKEN İTİRAF ETTİ: BÜTÜN SANIKLAR DUYDU
Tanıkların dinlendiği dün ki duruşmada Nevzat Bahtiyar, salondan 8 jandarma eşliğinde salondan çıkarılmak için bekledi.
Enes Güran, salondan çıkarılırken bağıran Nevzat Bahtiyar, "Kamera kayıtları çıkınca göreceğiz” dedi. Enes Güran'ın ardından Nevzat Bahtiyar da mahkeme salonundan 8 jandarma eşliğinde çıkarıldı.
KÜRTÇE SES KAYDI DİNLETİLİP TERCÜME EDİLİYOR
Diyarbakır Baro eski başkanının talebi üzerine dün tanık olmak istemeyen Ramazan Atasoy ile Salim Güran arasındaki telefon kaydı Kürtçe'den Türkçe'ye çevriliyor.
BABA ARİF GÜRAN ISRARLA İSTEDİ: KİLİT GÖRÜNTÜ DARA-2
Baba Arif Güran'ın ısrarla üzerinde durduğu Dara-2 görüntüsü izlenmeye geçildi. Diyarbakır Cumhuriyet Baş savcılığı görüntüleri izlemiş bir husus olmadığı için es geçilmişti.
Mahkeme başkanı: "Kamera görüntüleri ile ilgili bir değerlendirme yapacağız. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na telefonla arayıp, hangi kayıt olduğunu soracağız. Yanlış anlaşılmasın."
Mahkeme heyeti dışarıya çıktı.
"SADECE NARİN YOKTU"
Pedagog, Narin’in erkek kardeşine sordu. Kayıtları izletiliyor:
Pedagog: "Peki o yengen gelmişti, çamaşırları sana bıraktı sonra ne yaptı?"
E.G.: "Bıraktı, gitti."
Pedagog: "Peki böyle telaşlı mı gitti?"
E.G.: "Sakin gitti."
Pedagog: "Peki o gün ne oluyor, bunlar niye böyle konuşuyor diye düşündün mü?"
E.G.: "Sadece Narin yoktu."
Pedagog: "Sana bir şey dedi mi abilerin?"
E.G.: "Demedi."
Pedagog: "Peki baban sormadı mı sana?"
E.G.: "Sen de evdeydin, Narin evde miydi?"
E.G.: "Babam evde değildi."
Pedagog: "Sonra geldi ama değil mi?"
E.G.: "Geldi."
EVDE SAAT 15.00'DA ÇIKTI
Narin’in 6 yaşlarındaki erkek kardeşi
E.G., pedagog eşliğinde ifade verirken, mahkemeye şu şekilde anlatıyor:
KAYIT İZLETİLDİ. DÜN AĞLADIĞI İÇİN İFADESİ ALINMAMIŞTI
"Odada kim vardı uyuyordu?"
E.G.: "Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu."
Mahkeme başkanı: "Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?"
E.G.: "Onu bilmiyorum. İlk gelişinde bilmiyorum."
Mahkeme başkanı: "İkinci gelişinde neden gelmişti?"
E.G.: "Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan."
Mahkeme başkanı: "Peki, acele ediyor muydu?"
E.G.: "Normaldi."
ÇOCUK İFADESİNDE NARİN’IN EVDEN ÇIKIŞ SAATİ
“NARİN SAAT 3’TE ÇIKTI”
(15.00)
Pedagog: "Narin nereye gitti?"
E.G.: "Camiye gitti. Saat 3’te çıktı (15.00) çıktı, daha gelmedi."
Pedagog: "Narin camiye gidince siz ne yapıyordunuz?"
E.G.: "Karpuz yiyorduk."
Pedagog: "Sonra ne yaptınız?"
E.G.: "Teyzemgile gittik." (Bazı kısımlar net anlaşılmıyor.)
Pedagog: "Annen evdeyken ne yapıyordu?"
E.G.: "Uyuyordu."
Pedagog: "Yengem geldi, çamaşırları bana verdi, gitti. Annen nerede uyuyordu?"
E.G.: "Klima odasında uyuyordu."
Pedagog: "Sonra yengen geldi mi?"
E.G.: "Evet, ikinci defa geldi."
Pedagog: "Peki yengen ilk geldiğinde sana kızdı mı?"
E.G.: "Kızmadı."
Pedagog: "Sinirli, mutsuz oldu mu hiç?"
E.G.: "Normaldi."
NARİN'İN KÜÇÜK KARDEŞİNİN GÖRÜNTÜLÜ İFADESİNE GEÇİLDİ
"TARLADA 2 ÇOCUK VARDI"
Tanık Abdulsamed Yeşildağ, Mahkeme Başkanı'na ifade veriyor:
Mahkeme Başkanı: "Narinin kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim."
Mahkeme Başkanı: "Ne kadarsa anlaştınız?"
Abdulsamed Yeşildağ: "3 bin TL'ye anlaştık."
Mahkeme Başkanı: "Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Evet."
Mahkeme Başkanı: "Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?"
Abdulsamed Yeşildağ: "16.00 gibiydi."
Mahkeme Başkanı: "Tarlada ne yediniz?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Karpuz yedik."
Mahkeme Başkanı: "Menemende yemişsiniz?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Evet."
Mahkeme Başkanı: "Kim kim yediniz?"
"Çocuk var mıydı?"
Abdulsamed Yeşildağ: "2 çocuk vardı."
Mahkeme Başkanı: "Kız erkek?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Valla bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı: "Ramazan Atasoy orada mıydı?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Çevre."
Mahkeme Başkanı: "Babası orada mıydı?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Babası yoktu."
Mahkeme Başkanı: "Oradan kaçta ayrıldınız?"
Abdulsamed Yeşildağ: "17.40 gibi."
Mahkeme Başkanı: "Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Çocuk vardı."
Mahkeme Başkanı: "Ne yapıyorlardı?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Oyun oynuyorlardı."
Mahkeme Başkanı: "Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?"
Abdulsamed Yeşildağ: "Valla hatırlamıyorum."
TARLADA İKİ İSİM DAHA VARDI İDDİASI
Diyarbakır Baro eski Başkanı Nahit Eren, Hasan'a şu şekilde soruyor:
Nahit Eren: "Az önce Ramazan Atasoy ve Mehmet Selim Atasoy orada dediniz."
Hasan: "Doğrudur."
Nahit Eren: "Siz 15 dakika karpuz yediniz, sonra işi yaptınız. 17.30 gibi birbirinizden ayrıldınız, doğru mu?"
Hasan: "Evet."
Nahit Eren: "Ramazan ve Mehmet Selim Atasoy 17.30 gibi orada mıydı?"
Hasan: "Hayır, değillerdi."
SALİM İLE TARLADA GÖRÜŞMÜŞ
Tanık Hasan, mahkeme başkanına şu şekilde anlatıyor:
Mahkeme Başkanı: "O gün ne yapıyordunuz?"
Hasan: "Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık."
Mahkeme Başkanı: "İkindi ezanı okunmuş muydu?"
Hasan: "Bilmiyorum, okunmuş olabilir."
Mahkeme Başkanı: "Nerede görüştünüz?"
Hasan: "Tarlada."
Mahkeme Başkanı: "Neden görüştünüz?"
Hasan: "Elektrik işleri vardı."
Mahkeme Başkanı: "Kim vardı?"
Hasan: "Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı."
Mahkeme Başkanı: "Ne yaptınız?"
Hasan: "Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık."
Mahkeme Başkanı: "Başka yere gittik mi?"
Hasan: "Tahmini, 16.00 gibi Salim’in yanından ayrıldım."
Mahkeme Başkanı: "Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz."
Hasan: "..."
Mahkeme Başkanı: "Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?"
Hasan: "Hayır."
Mahkeme Başkanı: "Salim ile nasıl haberleştiniz?"
Hasan: "Gittiğimiz zaman oradaydı."
Mahkeme Başkanı: "Doğaçlama mı gittiniz?"
Hasan: "Doğrudan gittim."
ÇOCUK TANIK GELDİ AMA DİNLENMEDİ
"BAKKAL YOKTU OĞLU VARDI"
Muhammet Kaya, Mahkeme Başkanına anlatıyor:
Mahkeme Başkanı: "Olay günü Enes’i gördün mü?"
Muhammet Kaya: "Evet. Enes, Muhammet Yakut ve Yağmur gittiler.
Mahkeme Başkanı: "Enes sinirli miydi?"
Muhammet Kaya: "Hayır, sakindi."
Muhammet Kaya: "Muhammet, Yağmur ve Enes arabaya bindiler”
Mahkeme Başkanı: “Neden?"
Muhammet Kaya: "Muhammet Yakut dedi ki, 'Ben eve gidicem, Enes beni de bırak dedi.'"
Mahkeme Başkanı: "Sen de bütün hayatına devam ettin sonra?"
Muhammet Kaya: "Evet."
Mahkeme Başkanı: "Süheylanın evini biliyor musun?"
Muhammet Kaya: "Biliyorum."
Mahkeme Başkanı: "Oraya gittin mi?"
Muhammet Kaya: "Gitmedim."
Mahkeme Başkanı: "Enes'in yüzünde morluk var mıydı?"
Muhammet Kaya: "Hayır."
Mahkeme Başkanı: "Kıyafetini hatırlıyor musun?"
Muhammet Kaya: "Hayır."
Mahkeme Başkanı: "Nereden hatırlayacaksın, doğru."
Sanık Avukatı araya girdi.
Sanık Avukatı: "Süleyman Kaya o gün yanında mıydı?"
Muhammet Kaya: "Ben gittiğimde Enes, Muhammet ve Yağmur oradaydı, bakkalın ön tarafında. Enes yeni geldiği için biz birinizle sarıldık."
Mahkeme Başkanı: "Bakkal orada mıydı?"
Muhammet Kaya: "Bakkalın oğlu oradaydı."
ENES'İN KOLUNDAKİ ISIRIK İZLERİ SORULDU
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soruyor:
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı: "Enes’in öfke problemi var mıydı o gün?"
Muhammet Yakut: "Her zamanki gibiydi."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı: "Ne demek 'her zamanki gibi'?"
Muhammet Yakut: "Yani sakindi."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Avukatı: "Hava sıcaktı, kısa kol giymiştir, kolunda iz bir şey var mıydı? (Isırıktan bahsediyor.)"
Muhammet Yakut: "Hayır, yoktu."
"ÜVEY BABAANNEM BENİ GÖRÜR, İŞ YAPTIRIR, BEN EVE GİDEYİM"
Tanık Muhammet Yakut, mahkeme başkanına anlatıyor:
Mahkeme Başkanı: "Salim Güran neyin olur?"
Muhammet Yakut: "Bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı: "Boşver o zaman.
"Muhammet niye geldin, hayırdır?"
Muhammet Yakut: "Tanıklık yapacakmışım dediler."
Mahkeme Başkanı: "Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?"
Muhammet Yakut: "Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim dedi."
Diyarbakır Barosu avukatı soruyor:
Diyarbakır Barosu Avukatı: "Orada başka kim vardı?"
Muhammet Yakut: "Muhammet Kaya ve… Kaya."
Diyarbakır Barosu Avukatı: "Sohbet ettiniz mi?"
Muhammet Yakut: "Evet."
Diyarbakır Barosu Avukatı: "Ne kadar sürdü?"
Muhammet Yakut: "15 dakika falan."
Diyarbakır Barosu Avukatı: "Başka sohbetiniz oldu mu? "Yanınızda kim vardı?"
Muhammet Yakut: "Muhammet ve Süleyman Kaya."
Diyarbakır Barosu Avukatı: "Bir daha o gün görmediniz mi?"
Muhammet Yakut: "Hayır, görmedim."
Sanık Avukatı dahil oldu, isim hatası olduğunu söyledi.
Nahit Eren soruyor:
Nahit Eren: "Eve gittiğinde saat kaç olduğunu hatırlıyor musun?"
Muhammet Yakut: "Hayır."
Nahit Eren: "Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var, 200 metre kadar tarif eder misin, 200 metre ne kadar?"
Tanık Gösterdi.
Mahkeme Başkanı: "Saat soruldu."
Sanık Avukatı araya giriyor, "Zorlama sorular soruluyor," diyor.
Nahit Eren devam ediyor:
Nahit Eren: "Öğle yemeği yedin mi?"
Muhammet Yakut: "Evet."
Nahit Eren: "Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?"
Muhammet Yakut: "Hatırlamıyorum, ama 12 buçukta evdeydim."
Sanık Avukatı araya giriyor: "Çarpraz sorgu yapılıyor."
Mahkeme Başkanı: "Devam edin."
HAKİM TANIĞA SU GETİRDİ
Tanık Süleyman Kaya geldi (Kendisi zihinsel ve bedensel engelli).
Mahkeme Başkanı: "Süleyman nasılsın?"
Süleyman Kaya: "İyiyim."
Mahkeme Başkanı, Süleyman Kaya'nın yanına giderek, "Rahat ol, heyecan yapma" dedi ve ona su getirdi.
Mahkeme Başkanı: "Süleyman biz seninle tanışmak istedik sadece."
Mahkeme Başkanı: "Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?"
Süleyman Kaya: "Gittik."
Mahkeme Başkanı: "Ne aldınız?"
Süleyman Kaya: "Enerji."
Mahkeme Başkanı: "Enerji içeceği mi?"
Süleyman Kaya: "Evet."
Mahkeme Başkanı: "Bakkaldaki yaşlı mıydı, genç miydi?"
Süleyman Kaya: "Yaşlı."
"EVE GİRMEDEN BİRİNİN KAÇIRDIĞINI DÜŞÜNDÜK"
Sanık avukatı, tanık İbrahim Halil Güran'a soruyor:
"Balkonda Narin’e ait olabileceği bir yazma görmüşsünüz. Siz bu ailece ne düşündünüz?"
Tanık İbrahim Halil Güran: "Biz hep diyorduk, bu çocuğun tepeye çıkma durumu varsa da eve girmeden, onu birinin kaçırdığını düşündük. Hiçbir zaman bizim köy tarihinde çocuğun öleceğine dair söylenti çıkmadı."
Sanık avukatı: "Yani siz yazma ile geldiğini mi düşündünüz?"
Tanık İbrahim Halil Güran: "Evet."
NARİN'İN GİTTİĞİ BAKKALDA SAAT DETAYI
Tanık İbrahim Halil Güran, Mahkeme Başkanı'na anlatıyor:
Mahkeme Başkanı: "Tanıklık yapacak mısın?"
Tanık: "Yaparım."
Mahkeme Başkanı: "Yap, sorun anlatayım."
Tanık: "Ben ne bileyim, getir dediler, getirdik. Ben ve küçük oğlum bakkala gittik, oradan buzlaç aldık."
Mahkeme Başkanı: "Kaç paraya aldınız?"
Tanık: "Hatırlamıyorum, sufi bakkal, 1 kuruş için gece yarısı bakkalı açan birisi. Ben bu yaşıma kadar o bakkalın hiç kapandığına şahit olmadım."
Mahkeme Başkanı: "Suheylanın orada kaç kişi vardı?"
Tanık: "Bedirhan… (Anlaşılmadı.)"
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren araya girdi:
Nahit Eren: "Çocuğunla gittiğin saati söyler misin?"
Tanık: "17.35 sıralarıydı."
HAKİMDEN TANIĞA UYARI
Rubbettin Kaya, Mahkeme Başkanı'na anlatıyor:
"Bizim evimize gelebilir misin dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Dava nedir dedim. Araba konusunun nedenini sordum, Arif Güran Nevzat Bahtiyar kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, 'Bizim aramızda dava olmaz' dedi."
Nevzat Bahtiyar’a doğru yöneldi, Tanık: "Doğru mu Nevzat?" dedi.
Mahkeme Başkanı uyardı: "Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma."
Tanık: "Tamam."
Mahkeme Başkanı: "Siz aile meclisinde yapılan toplantılara girdiniz mi?"
Tanık: "Hayır."
"NEVZAT ÖDEMEYİ NASIL KABUL ETTİ BİLMİYORUM"
Veysel Subatan, Mahkeme Başkanına “araba” meselesini anlatıyor:
"Arif ve Nevzat arasında adaba problemi vardı. Akşam Salim'in evine gittim."
Mahkeme Başkanı: Seni kim çağırdı?
Veysel Subatan: Arif Güran çağırdı.
Mahkeme Başkanı: Tamamdır.
Veysel Subatan: Nevzat'ı çağırdılar o da geldi. Nevzat’ın verdiği araba Çakınlı çıkmış, 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. Arife haksızlık yapıyorsun dedik. "80'i gibi ödemezsen mahkemede avukat masrafı daha fazla olacak" dedim. Aranızda anlaşın dedim. Nevzat Bahtiyar yanaşmadı. Ben bu parayı ödemiyorum dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri de çağırdı. Nevzat Bahtiyar kabul etmedi. Ben arabayı satmışım, gitmiş dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da dedi, "Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim." Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.
Mahkeme Başkanı: Nasıl kabul etti?
Veysel Subatan: Zorla kabul etti gibi.
Mahkeme Başkanı: Normal, Nevzat sizi tehdit etti mi?
Veysel Subatan: Hayır. Biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.
Mahkeme Başkanı: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten. Bu olay ne zaman oldu?
Veysel Subatan: Aşağı yukarı 2 ay var.
Mahkeme Başkanı: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?
Veysel Subatan: Şahit olmadım.
NEVZAT BAHTİYAR VE ARİF GÜRAN'IN ARABA TARTIŞMASI
Savunma makamı tanıklarından Cahit, Nevzat Bahtiyar ve Arif Güran arasında maddi zarar nedeniyle tartışma çıktığı iddia edilen araba satışını anlatıyor:
“Nevzat ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Önce Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Araba Nevzat’a aitti. Nevzat’a para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.”
Mahkeme Başkanı: "Nevzat, 'yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim' dedi mi?"
Tanık Cahit: "Salim Güran dedi ki, '10 bin lira ben, 10 bin Arif ödesin, 50 bin Nevzat ödesin' dedi."
Mahkeme Başkanı: "Nevzat kabul etti mi?"
Tanık Cahit: "Önce param yok dedi, sonra kabul etti."
Mahkeme Başkanı: "Yani çıkarken, 'ben bu paranın hesabını sorarım' dedi mi?"
Tanık Cahit: "Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum."
Mahkeme Başkanı: "Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim."
Tanık Cahit, şöyle devam ediyor:
Mahkeme Başkanı: "Siz neden aile meclisi kurup olaya el attınız?"
Tanık Cahit: "İkisi de bizim akrabamızdır."
Mahkeme Başkanı: "Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?"
Tanık Cahit: "Evet, Arif Güran çağırdı."
Mahkeme Başkanı: "Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?"
Tanık Cahit: "Yok, katılmadım."
MAHKEME HEYETİ VE SANIKLAR YERİNİ ALDI
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Narin duruşması, 3. gününde başladı.
Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyiciler yerini aldı.