1 Haziran genelgesinde müzisyenlere yönelik herhangi bir adımın atılmamasına müzisyenler tepkili. Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası (MÜZİK-SEN) Genel Mali Sekreteri Ali Abacı, "İnsanların toplu bulunduğu alanların hiçbirinde bulaşmayan bu virüs sadece enstrümanlardan ve notalardan mı geçiyor acaba?" diye sorarak tepkisini dile getirdi.
1 Haziran günü İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede müzisyenlere yönelik herhangi bir adımın atılmamasını, MÜZİK-SEN Genel Sekreteri Savaş Gençavcı ve MÜZİK-SEN Genel Mali Sekreteri Ali Abacı, ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Gençavcı, herhangi bir kısıtlama olmadan işletmelerin ruhsatlarında yer alan açık kalma saatleri dahilinde işletmelerin açılması gerektiğini savundu ve "Tam kısıtlama denen dönemde bile bütün herkes faaliyetlerine devam etti. Garezleri müziğeyse bunu bize söylesinler biz de bu işi bırakalım" dedi.
"Bundan önce de müzisyenlerin durumu çok kötüydü"
Gençsavcı, "Bundan önce de zaten müzisyenlerin durumu çok kötüydü. Sosyal haklara sahip değillerdi, müzisyenler gerçekten bilinçsizdi. Son 15-16 ayda ise o kadar büyük sıkıntılar yaşandı ki destek olması adına verilen bin liralarla geçinmenin mümkün olmadığını artık hepimiz biliyoruz. Kredi yöntemine insanlar başvurdu ve işletmeler halen kapalı olduğu için bu kredileri ödeyemez oldu ve borçlu duruma düştüler. Bu yüzden çok büyük zorluklar var'' diye konuştu.
"Garezleri müziğeyse bunu bize söylesinler biz de bu işi bırakalım"
Karar işletmenin bulunduğu ildeki valiliklere bırakılacak diye düşündüklerini söyleyen Gençsavcı, ''Onun da bizim için hayırlı bir şey olup olmayacağını bilmiyorum. Sadece 15 buçuk aydır müzisyenlerin yaşadığı psikolojik problemleri atlatmalarına yönelik bir şeyler yapılacaktır diye düşünüyorum. Yapılan hibe ve desteklerin yetersiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Müzisyenlerin hibe ve destekle yaşamak istemediklerini de artık herkes biliyor. Ben şahsım adıma diyorum ki ‘Ben müzisyen olarak hibe istemiyorum. Saat kısıtlaması da istemiyorum. İşletmelerin çalışma ruhsatında hangi saat yazıyorsa o saate kadar açılmasını, serbest kalmasını istiyorum.’ Çünkü tam kısıtlama denen dönemde bile bütün herkes faaliyetlerine devam etti. İster 5’e kadar deyin, ister 7’ye kadar deyin sokaklar vızır vızır insanlarla doluydu. Eline market poşetini alan geziyordu. Garezleri müziğeyse bunu bize söylesinler biz de bu işi bırakalım" dedi.
"370 lira banka kredisi taksitini ödeyemiyorum"
Abacı ise "Mesleğimiz icabı hayatımızı kazandığımız işimiz bu. Yani bir hobi olarak ya da haftanın belli günleri ek gelir sağlamak amacıyla yaptığımız bir iş değil bu. Maalesef bu pandemi döneminde çok büyük sıkıntılar yaşadık, hâlâ da bu sıkıntılar devam ediyor. 15 Mart 2020 itibariyle çalıştığımız mekanlar kapatıldı. Yaklaşık olarak 15 ay bitti 16'ncı aya girdik. 1 Haziran itibariyle de kısmi olarak yeni kararlar açıklandı ama maalesef bizim bağlı bulunduğumuz yani işimizin olduğu konu yine mağdur olmaya devam ediyor ve bu mağduriyetin bitmesi bizim tahminlerimize göre en erken 2022 yılını bulacak gibi. Eşim devlet memuru olduğundan dolayı konuyu biraz telafi eder gibi oldum ama iki tane çocuğum var. Bu çocukların okulu, büyük çocuğun dershane taksiti, geçen sene pandemi başında çektiğim kredinin aylık ödemeleri… Bunlarla alakalı ciddi mağduriyetler yaşadım ve hâlâ devam ediyor. Aylık 370 lira gibi banka kredisi taksitini ödeyemiyorum. Bu dönemde az da olsa yerel yönetimler konuya duyarlı davrandı. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a teşekkürlerimi sunuyorum. Onun haricinde sendikamızın ve meslek kuruluşlarının çabalarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sunduğumuz projenin kabulüyle beraber son 5 aydır biner lira nakit destek aldık. Bunun haricinde bir destek ya da ödenek olmadı'' diyerek yaşadıklarını mağduriyeti anlatı.
"Bu virüs sadece enstürmanlardan ve notalardan mı geçiyor acaba?"
Biz bir an önce işleri yapacakları ortamların, mekanların tekrardan açılmasını istediklerini söyleyen Abacı, ''Ortamların, mekanların tekrardan açılmasını istiyoruz. İşimizi yapmak istiyoruz. Buna mecburuz çünkü hayatımızın bundan sonraki döneminde devlete ya da başkalarına el açmak gibi bir durum bizi ciddi anlamda üzer. Bu yüzden biz bir an evvel işimize dönmeyi ümit ediyoruz. Sanki virüsü yayan, icrasını yapmakla mükellef olduğum enstrümanla alakalı işletmeler ve bu işletmelerdeki bu canlı müziği icra eden müzisyenlermiş gibi bir algı oluşturuldu. Yüzme havuzunda, halı sahada, restoranda, aklınıza gelebilecek insanların toplu bulunduğu alanların hiçbirinde bulaşmayan bu virüs sadece enstrümanlardan ve notalardan mı geçiyor acaba?'' dedi.