Gazeteci Murat Yetkin, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
Murat Yetkin'in değerlendirmesinden ilgi çeken başlıklar:
"Yine seçim konuşmasına döndü
Erdoğan doğrusu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütün avantajlarını bir arada kullanıyor. Salgın öncesinde hiç değilse AK Parti Grup toplantıları kontrol altındaki medya tarafından kesintisiz canlı verilirken isteyen vatandaş bakmıyor, kanal değiştiriyor, ya da kapatıyordu. O yayınları veren televizyonların diplerde gezinen izlenme oranlarından da görülebiliyordu bu. Oysa şimdi vatandaş Cumhurbaşkanı salgın önlemleri konusunda ne diyecek diye ekran başına geçtiğinde bir anda kendisini AK Parti Genel Başkanını dinlerken buluyor.
Sorulması gereken soru, neden? Erdoğan ne yapmaya çalışıyor? Yoksa Türkiye’nin pek çok ülkeye göre koronavirüsle mücadelesinde daha başarılı görünmesinden bir seçim zaferi çıkarmayı mı umuyor? Ekonominin artık kimseyi başarılı olduğuna ikna edemeyen görünümüyle seçime gidip başarılı olmayı mı kuruyor? Bu sertleşen siyasi ve ideolojik söylemin altında bu plan mı yatıyor?
Anketler öyle demiyor
Bu grafiğe göre MHP’nin tahmini oyu da 8,9, yani yüzde 10 barajının altında. Yani, yine Cumhur İttifakı olarak seçime girecek olsalar Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin ittifakı yüzde 43 alabilecek. Yüzde 50’nin hayli altında. Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ve Ali Babacan’ın Deva Partisi yüzde 2,5’ar civarındaki oylarıyla Cumhur İttifakına katılması ihtimali bir yana yüzde 50+1 formülü ilk seçimde işlemeyebilir. Bu da eğer ikinci tura kalırsa, yüzde 11 tahmini oy ile İYİ Parti’nin hemen altında görülen HDP’nin kilit önemde olacağı anlamına gelir. Zaten bu yüzden T24’te Murat Sabuncu’ya konuşan KONDA Araştırma şirketinin başı Bekir Ağırdır, Erdoğan’ın “seçim sistemi değişmedikçe” erken seçime gitmesi ihtimalini görmediğini söylüyor. Özellikle de ekonomi bu haldeyken. İşsizlik Covid-19 nedeniyle görülmemiş düzeylere fırlamış, enflasyona rağmen borç ödemelerinin yolu olarak karşılıksız para basmak tan medet umulurken, dolar 7 TL’yi aşmışken.
Tabandaki erimeyi durdurmak için mi?
Eğer gerçekten ağır risk taşıyan bir baskın seçim yoksa aklında Erdoğan açısından siyasi söylemi böylesine tırmandırmanın bir anlamı kalıyor geriye. O da tabandaki erimeyi durdurma çabası.
Erdoğan’ın görev onayı, Mart sonundan Nisan sonuna dek yüzde 3,8 azalmayla yüzde 52’ye düşmüş görünüyor. Üstelik onaylamayanların yüzdesinde de hafif bir düşme görülüyor olmasına rağmen. Dahası, son haftalarda toplumda hastalığın yayılmasının kontrol altına alınmaya başladığı algısı yükselirken.
Yani AK Parti’nin oranında 24 Haziran 2018 seçiminden bu yana yukarı doğru hiçbir kıpırdanma olmazken, Erdoğan geçici olarak yükselen destek oranını o düzeyde tutmaya çabalıyor olabilir. AK Parti tabanındaki soğumayı CHP karşıtı söylemi tırmandırarak alevlendirmeye çalışıyor olabilir. Ekonomi bu haldeyken baskın seçim riski almayı düşünmüyorsa, siyasi söylemindeki bu sertleşmeyi açıklamak için tabanındaki erimeyi durdurma çabası dışında seçenek kalmıyor sanki. Tabii Bahçeli seçim isterse o başka; Bahçeli’nin dediği olur o durumda."