Tarihi yapı, mezarlık, ibadethane ve mülkleri valilik tarafından hazineye devredildikten sonra kaygıları artan Mardin Süryanileri, 2 yıl içerisinde çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan akrabalarının yanına dönemsel olarak döndü. Süryaniler, Avrupa’ya dönemsel dönüşlerin kalıcılaşmaması için barış ortamının sağlanmasını istiyor.
Süryaniler, tarihi yapı, mezarlık, ibadethane ve mülklerinin hazineye devredilmesinden sonra endişeli.
dihaber’deki habere Mardin Süryanileri bir kez daha soykırım endişesi yaşıyor.
Müzakerelerin sürdüğü dönemde yapılan çağrıların da etkisi ile 1980’li yıllarda göç ettikleri Avrupa ülkelerinden topraklarına geri dönen Süryanilerin sayısı 2 bin 500’den 3 bine yaklaşmıştı.
Ancak tekrar başlayan çatışmalı süreç ve hükümetin son dönemki politikalarından kaygılı olan Süryaniler, yeniden Avrupa’ya dönmeyi tartışıyor.
Valiliğin tescil kararı kaygıları arttırdı
Özelikle Mardin Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun kendilerine ait çok sayıda kilise, manastır ve mezarlığı Diyanet İşleri Başkanlığı’na devir edip daha sonra kararı iptal ederek tescili hazineye devretmesi Süryanilerin kaygılarını arttıran etkenlerin başında geliyor.
Yine kentte uzun süredir yaşayan Süryaniler “giderek daha belirsizleşen siyasi ve ekonomik ortam”, “yaşam tehlikesi”, “eskiden yaşanılan katliamların tekrarlanması” ve “devletin farklı inanç ve kültürlere olan yaklaşımı” gibi nedenlerle de kaygılı.
Bu kaygılardan ötürü son 2 yıl içerisinde onlarca Süryani çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan akrabalarının yanına dönemsel olarak dönmüş durumda.
dihaber, kentte görüştüğü Süryanilerin, ‘kaygıların giderilmemesi halinde göçün artacağını belirttiğini’ aktarıyor.
Öyle ki Süryanilerin korkusu, dönemsel dönüşlerin kalıcılaşabileceği ihtimali.
Yine çocuklarını Avrupa ülkelerine gönderen birçok Süryani’nin vize başvurusunda bulunduğu kentte, çifte vatandaşlık için başvuruda bulunan çok sayıda kişinin olduğu da belirtiliyor.
Topraklarını yeniden terk etmek istemeyen Süryanilerin talebi ise, geri dönüşlerin tekrardan başlaması için barış adımlarının atılması, farklı inanç ve halkların bir arada yaşayabileceği bir ortamın sağlanmasını.