İşte İnce’nin sözlerinden satır başları:
Çiftçiyi bitirdi, köylüyü bitirdi. Ta buradan dünyanın öbür ucundan hayvanları gemilere dolduruyorlar. 1 ay mı 2 ay mı sürüyor, telef oluyorlar zaten. Buradan geliyorlar, okyanusu geçiyorlar, Akdeniz'e giriyorlar, Türkiye'ye geliyorlar. Yazık günah değil mi? Ta buradan hayvan getireceğine Karslıya destek ol alasını yetiştirsin sana.
Bunların 1200 odalı sarayı var ama bunların yatacak yeri yok. 6 milyar dolarlık canlı hayvan ithal etmişiz. Bırak 6 milyar doları, 1 milyar doları Karslıya Vanlıya verseydin hayvancılık uçar giderdi. Yeni Zelanda, nüfusu 4,5 milyon. Türkiye'nin nüfusu 80 milyon. Yeni Zelanda'daki koyun sayısı Türkiye'dekine eşit. Yazıktır, günahtır.
“TÜRK TÜTÜNÜ ZARARLI DA AMERİKAN TÜTÜNÜNDE VİTAMİN Mİ VAR?”
80 milyonu perişan etti. Bana Adıyamanlıların anlattığını anlatayım. Diyor ki, tütün ekiyoruz biz. Geçimimiz bu. “ekemezsin, yasak” diyor. Niye? Amerikan tekel şirketleri öyle istiyor. Adıyaman’a gelmiş şöyle demiş, “tütün zararlıdır” demiş. Tütünün zararlı olduğunu bilmeyen var mı? Ama Türk tütünü zararlı da Amerikan tütününde vitamin mi var? Sigara sağlığa zararlı ama Erdoğan her şeye zararlı.
Şimdi çocuklarımız sınava girdi. Ne zaman açıklanacaktı? Seçimden önce açıklamayacaklar, şimdi 26’sına aldılar. Böyle bir üç kağıtçılık olmaz. Çünkü 1 milyon 200 bin çocuk sınava girdi. Bunlardan 120 bini yerleşecek, 1 milyonu açıkta kalacak. Üç kağıtçıları görüyor musun? Sınavın tarihini değiştir, açıklanmasını değiştir. Ya sen niye korkuyorsun seçimden önce açıklanmasından? Ayıp değil mi? O çocukları ağlatıyorsun, velileri ağlatıyorsun. Perişan ettiler eğitimi.
“SİZE SÖZ ÇOCUKLARIN BEZİNDEN YÜZDE 18 KDV ALINMAYACAK”
Erdoğan meydanlarda 3 çocuk yapın, 5 çocuk yapın diyor değil mi? Çocuğu yapması kolay, bakması zor. Sonra diyor ki, normal doğum olsun diyor, oraya karışıyor. Peki, bu çocuk bezi. Bunda KDV kaç? Yüzde 18. Cumhurbaşkanı’nın görevi çocuk sayısına karışmak mı? Bundaki KDV’yi düşürmek mi? Cumhurbaşkanı’nın görevi, sezaryen ile doğum olmaz normal doğum olacak demek mi? Yoksa bundaki KDV’yi düşürmek mi? Ben sizin çocuk sayınıza karışamam, nasıl doğum yapacağınıza da karışamam. Ama size söz çocukların bezinden yüzde 18 KDV alınmayacak.
“DÜNYADA DOSTUMUZ KALMADI”
Bir de meydanlarda bir şey daha yapıyor. Diyor ki, benim için ‘çırak’ diyor. Desin, problem değil. Ben de ona Türkiye’nin en kuzeyinden sesleniyorum. Bay ekonomist, büyük ekonomist sana sesleniyorum. Eğer yüreğin varsa, bilgin varsa, eğer diploman varsa gel bir televizyon kanalına şu ekonomi bilgini bir anlat bakayım. Bakın, dolar 2002’de iş başına geldiğinde 1.30’du, şimdi 4.50’yi geçti. Eğer Erdoğan’ı bir daha seçerseniz dolar 10 lira. Niye dolar 10 lira? Dünyada kavga etmediği kimse yok. Sadece Türkiye’de değil. Hani mahallenin yaramaz çocukları vardır ya herkesle kavga eder. Dünyada dostumuz kalmadı. Bir daha seçilirse dolar 10 lira.
“SÜLEYMAN ŞAH SAĞLIĞINDA BİLE O KADAR SEYAHAT ETMEDİ”
Meydanlara gelmiş diyor ki bay ekonomist, televizyona çıkamayacak şunu anlatacak. “Ben yerliyim ve milliyim” diyecek. Sorum şu, Süleyman Şah Türbesi’ni taşırken Süleyman Şah sağlığında bile o kadar seyahat etmedi. Sen mi millisin? 1 Mart tezkeresinde Amerikan askerlerine evet diyen sen değil misin? Sen mi millisin? Senin uçağın mı yerli? Gözlüğün mü yerli? Neyin yerli? Ayran diyor milli içecektir. İnek Uruguay’dan saman Bulgaristan’dan geliyor, ayran nasıl milli? Ayran bile gitti.
“SİZ HER GÜN ERDOĞAN’IN YAPTIĞI KÖPRÜDEN GEÇİYORSUNUZ, PARALARI ÖDÜYORSUNUZ”
Geçen hafta veya bugün siz Erdoğan’ın yaptığı köprülerden geçen var mı? Yanlış biliyorsunuz hepiniz geçtiniz. Her gün hepiniz geçiyorsunuz. Bakın neden? Garanti vermiş garanti. Demiş ki günlük 40 bin araç geçecek, 14 bin geçti ne olacak? Üstünü devlet ödeyecek. Yani değerli Karslılar, siz her gün Erdoğan’ın yaptığı köprüden geçiyorsunuz, paraları ödüyorsunuz. Erdoğan cebinizden köprü parasını çekip alıyor, her gün.
Önümüzde bayram var, buradan İstanbul’a gittin. Demirel’in geçtiği köprüden geçersen bedava geçeceksin. Erdoğan’ın yaptığı köprüden geçersen 114 lira ödeyeceksin, bayramda. Dedin ki, normal zamanda gideyim. Demirel’in yaptığı köprüden 11 liraya geçeceksin, gidiş geliş. Erdoğan’ın yaptığı köprüden sadece gidişi 114 liraya geçeceksin. Yani birisi gidiş geliş 11 lira, öbürü gidiş geliş 228 lira. Demirel’in yaptığı köprünün geliri hazineye gidiyor, Erdoğan’ın yaptığı köprünün geliri yabancılara düşüyor.
Siz destek olmadan bunu yapamayız. Ne yapacaksınız? Şunu bileceksiniz. Bir, bir oy kaderinizi değiştirir. Bir oy, cumhuriyeti kurtarır. Bir oy, çocuğunun geleceğini değiştirir. Bir oy, seni yoksulluktan kurtarır.
Diyor ki, ben gelirsem yardımları kesecekmişim. Ya niye keseyim yardımları? O paralar Erdoğan mı veriyor? AK Parti mi veriyor? Ya devlet veriyor devlet. Hatta benim dönemimde hırsızlık olmayacağı için daha çok vereceğiz. Babanın parasını mı veriyorsun? Asgari ücret 2200 lira olacak. En düşük emekli maaşı 1500 lira olacak. Yolu yok olacak bu. Kadınlar çalışma yaşamına dahil olacak. Bugün 100 kadından 32’si çalışıyor, bunu iki katına çıkaracağız. Kadınlar nasıl çalışacak? Kadının çalışmasındaki en büyük engel, çocuk. Çocuk olunca çalışamıyor. Çocuğu da göç olduğu için Türkiye’de, artık anneanneler babaanneler çocukla aynı yerde yaşayamıyor. Dolayısıyla çocuğun bakım problemi çıktığından kadın da çalışamıyor. Bunun çözümü ne? Çözümü şu, her mahalleye bir kreş açacağız. Yani çocuk kreşe, kadın işe.
Kurban pazarında hep hayvan satardık. Orada da Karslı amcalar hayvan satardı. Ellerimiz pisli olurdu, o seyyar köftecilerde köfte yerdik. Şimdi bu hayvancıların sorunun Muharrem İnce çözebilir mi? Bir örnek anlatacağım. Çocukluğum hayvan otlatarak geçti. Kitap okurduk, bazı hayvanlar kaçardı. Sonra milletvekili oldum 2002’de. Babam da 25 30 tane düveyi satmış kurbanlık olarak, satmış ama bayram sabahı alacaklar evden. Ben de milletvekili oldum, anama sordum “ben ahıra girecek miyim” Anam dedi ki, “baban kızar gireceksin” Neyse çizmeleri çektik, eski elbiseleri giydim, ahıra girdim. Babam da söylüyor, kahverengiyi çek, büyük boynuzluyu çek… Tabi bu beygire binmeye benzemez bu.
İkinci kurban bayramı geldi, yine babamızın evindeyiz. Ana dedim, “yine ahıra girecek miyiz” Yine girdim ahıra. İkinci bayramdan sonra “abim artık milletvekili ahıra sokmayalım ayıp oluyor” O arada da pek tanınmıyorum tabi. Adamın biri de kurbanlık almış babamdan, “abi seni birine benzettim. Muharrem İnce’ye” dedi. “Çok benzeri amcaoğlu benim” dedim.