HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidara ve muhalefete seslenen Sancar, "Kürtler sayı değil, kimse Kürtleri oy hesabında basit bir sayı olarak görme yanılgısına düşmesin. Bu hesaptan vazgeçin, vazgeçmiyorsanız seçim günü; Kürtler ve HDP'nin temsil ettiği bütün halklar, size onun faturasını ağır ödetecektir" dedi.
'Ölüm cezasından medet umanların ülkeye vereceği hiçbir şey yok'
Gündemine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun idam cezası açıklamalarına da alan Sancar, "Her gün Suriye'ye Rojava'ya operasyonu gündeme getiriyorlar. Bir de üstüne idamı gündeme getirdiler. Biz ise her türlü savaş politikasını, ölüm üzerine kurular her türlü uygulamayı reddediyoruz. O nedenle ısrarla yaşamı savunuyoruz. Ölüm cezasından medet umacak kadar çürümüş bir zihniyetin bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Gerçek muhalefet savaş oyunlarına bağlı kan siyasetine karşı çıkmaktır" ifadelerini kullandı.
'Bizi yok etmeye çalışanlara kongremiz en güçlü cevabı verecek'
Sancar'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"3 Temmuz, HDP ülkenin üzerinde dolaşan tüm kara bulutların dağıtıldığı gün olacak. Kobani kumpas davasına, kapatma davasına, yoldaşlarımıza, tüm muhaliflere karşı düzenlenen operasyonlara tüm coşkumuzla vereceğiz. Bizi yok etmeye çalışanlara bizsiz bir ülke tasarlayanlara kongremiz en güçlü cevabı verecek. Biz büyük bir yer yüzü sofrası kuruyoruz, bu sofraya, bu topraklarda yaşayan tüm insanları davet ediyoruz. Hep birlikte bu sofrada buluşalım.
Partimizi yalnız bırakmamış tüm yoldaşlarımız zaten orada olacaklar ama esasen partimizin kapısını çalmamış, çeşitli nedenlerle partimize karşı önyargılar beslemiş, demokrasiye inancı olan herkesi bu kongrede bir araya gelmeye çağırıyoruz. Gelin, bize yakından bakın, gördüğünüz şey dostluk ve dayanışma olacaktır.
'İktidar bloğu çözülüyor'
Bu iktidar bloğunun yolun sonunu gördüğü açıktır, erimekte, çözülmektedir ama bunu yaparken ülkeyi çözmeye, toplumu çökertmeye çalışmaktadır.
Alttan alta 'kaybetseler de gitmezler' sözleri yayılıyor. Bu kara propagandanın etkili olmadığını söyleyemeyiz. İnsanları karamsarlığa sevk eden faktörlerden biri de iktidarın yaymaya çalıştığı bu çaresizlik duygusudur. Bir diğeri de, güçlü alternatiflerin ortaya konmasında diğer muhalefet partilerin yetersizliğidir. Bu toplumun önüne gerçek çözüm, gerçek alternatif koyarsak bu iktidar açık ara kaybedecektir seçimi. Sorumluluğumuz büyüktür, bunun farkındayız. Bu farkındalık ile kongreye gidiyoruz. Halklarımız da bunu görüyor.
Yayınlanan anketleri bir kenara bırakıyorum, ama anketler yerine sokağa kulak verin, pazarlara bakın. Yoksulluğa, işsizliğe, acılı yüreklere bakın.
'Seçimlerde oy oranımızın belirleyici olacağını kimse saklayamıyor'
Son günlerde yine gündemde biz varız. Türkiye'nin gündemi ikiye ayrılıyor: HDP ve diğer konular. Kendimizi dev aynasında görmüyoruz ama tartışmaların tamamında ve bütün siyasi aktörlerin gündeminde biz varız. Çünkü bu ülkede bütün bu kısır döngüyü ve sürekli yeniden tekrarlanan felaketleri önleyecek gerçek alternatif HDP fikriyatındadır. Seçimlerde oy oranımızın belirleyici olacağını kimse saklayamıyor. Ama bizim gücümüz siyasetten gelmektedir.
'İktidar sürekli saldırıyor ama nafile'
Bu güçlü fikriyat büyük bir halk desteğini de yaratmaktadır. Bu kadar büyük kara propagandaya rağmen gücü artan bir parti bu gücü ancak haklılığından alabilir. Bizim dışımızda kalan güçlerin kısır çekişmeleriyle bu ülkeyi düzlüğe çıkarılamayacağını gören bu ülkenin kadınlarından, yoksullarından, gençlerinden alıyoruz. Çünkü herkesin eşit yurttaş olduğu bir siyasal düzeni arzuluyoruz. Ve bunun için de boyun eğmeden, bedeli neyse ödeyerek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Bu yüzden iktidar sürekli saldırıyor. Ama nafile başaramayacaklar, bizler başaracağız.
'Kimse Kürtleri oy hesabında basit bir sayı olarak görmesin'
Seçim yaklaştıkça Kürtleri ve HDP'lileri hatırlıyorlar. Seçim dönemi Kürtleri ve HDP'lileri hatırlayanlar Kürtlere sadece sayı ve oy olarak bakıyorlar. Kürtler sayı değil, kimse Kürtleri oy hesabında basit bir sayı olarak görme yanılgısına düşmesin. Kim HDP'yi ve Kürtleri sayı üzerinden değerlendiriyorsa çok geç değil diyeceğim ama aslında geciktiler, yine de neresinden dönerlerse kârdır. Bu hesaptan vazgeçin, güzel sözlerle, boş laflarla bir yere çekilebilecek örgütsüz ve bilinçsiz bir kitle olarak görmekten vazgeçin. Vazgeçmiyorsanız seçim günü; Kürtler ve HDP'nin temsil ettiği bütün halklar, size onun faturasını ağır ödetecektir. İktidara da bizim dışımızdaki muhalefete de, siyasette yer almak isteyen herkese bunu hatırlatmak görevimizdir.
'Savaş politikalarıyla kapıyı kilitlemiş olanlara diyoruz ki anahtar bizde'
Demokratik çözüm ve barış için her türlü çabayı harcıyoruz. Seçim vakti gelince bugüne kadar Kürt sorununu ağzına almaya bile çekinenler konuşmaya başladılar. Oysa bu zihniyet Kürt sorununa demokratik çözüm getiremez. Şimdiye kadar savaş politikalarıyla bu kapıyı kilitlemiş olanlara diyoruz ki anahtar bizdedir. Çözüm biziz. Bu kapıyı açacak anahtar bizdedir. Sadece HDP'nin sayısal gücünde değildir, siyasal iradesi ve kararlılığındadır. Bunu da gerçekleştirecek yol ve yöntemleri aylardır üretiyoruz.
27 Eylül 2021'de ilan ettiğimiz deklarasyon bunun apaçık yol haritasıdır. Hiçbir şeyi gizli saklı yapmıyoruz. Hesabımız birkaç sandalye, makam-mevki değildir. Muhalefette bulunan partilere de sesleniyoruz. Kimse spekülasyonlar üzerinden senaryo üretmekle uğraşmasın. Bize baksın, gözlerimizin içine baksın. Hedeflerimizi, amaçlarımızı görecekleri yer budur. Yeter ki bunu görecek bir yürekte olsunlar.
'Ölüm cezasından medet umanların ülkeye vereceği hiçbir şey yok'
Büyük barışı kalıcı kılmak için ölüm siyasetine karşı çıkıyoruz. Bu iktidar bütün varlığını savaş siyasetine ve ölüm politikalarına bağlamıştır. Her gün Suriye'ye Rojava'ya operasyonu gündeme getiriyorlar. Bir de üstüne idamı gündeme getirdiler. Biz ise her türlü savaş politikasını, ölüm üzerine kurular her türlü uygulamayı reddediyoruz. O nedenle ısrarla yaşamı savunuyoruz. Ölüm cezasından medet umacak kadar çürümüş bir zihniyetin bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Gerçek muhalefet savaş oyunlarına bağlı kan siyasetine karşı çıkmaktır. HDP budur. HDP savaşa, kana, talana karşı çıktığı için gerçek alternatiftir. Güç, çözüm biziz, sözümüz var.
Hayatın her yanını kaplayan sömürü çarkı acımasızca işlemeye devam ediyor. Milyonlar bugün savaş değil çözüm istiyor. Talan değil refah istiyor. Sömürü değil sosyal adalet istiyor. Yalanı bitirmeye sözümüz var. Bunları nasıl bitireceğimize dair politikamız var.
Bugün sellerle, yangınlarla hayat alanlarını kaybeden, köylüye çiftçiye, her gün zamların altında ezilen emekçiye, Alevilere buradan bir kez daha söylüyoruz. Programımız bütün sorunları çözecek bir programdır.
Geçtiğimiz 2 buçuk yıl boyunca pek çok şey yaptık. Sadece başlıklara bakarsak bile toplumun tüm kesimlerine çözüm bulmak için halkla buluşmaya gayret ettik. Elimizden gelen her türlü çabayı harcadık. Pek çok kampanya yürüttük. İktidarın halkı hiçe sayan politikalarına karşı kampanya yürüttük. Dayanışmayla engellerin aşılabileceğini ortaya koymaya çalıştık.
'Sorumluların hesap vermesini sağlayarak hesap soracağız'
2 Temmuz yüreklerimizin yandığı birgündür. Bu ülkede iktidar zihniyetinin devlet pratiğinin en temel yöntemlerindendir. 100 yılı aşkın süredir yok edilmek istenen toplum, inanç kesimlerine, halklara karşı bu devletin temel yöntem olarak elinde tutmak istediği bir yoldur. Ermenilerden Alevilere ve toplumun farklı kesimlerine karşı kullanılar ve her an kullanılmak üzere hazır tutulan katliamlara karşı hep birlikte duracağız. Sorumluların hesap vermesini sağlayarak hesap soracağız. 2 Temmuz'da hunharca katledilen bütün canlara bir kez daha saygılarımı iletiyorum. İçleri rahat olsun, bizler varız. Onların anıları bize yol gösteriyor. 3 Temmuz benzer bir katliamın Çorum'da yaşandığı bir tarihtir. Yaslarımızı tutacağız ama bununla yetinmeyeceğiz.
Hatalarımız ve eksiklerimiz olduğunu biliyoruz. Biz sizleri ve bütün halkımızı bizimle buluşmaya davet ederken aynı zamanda onlardan ricada da bulunuyoruz. Eksiklerimizi söyleyin. Bizi doğru yolda yürümeye cesaretlendirmek isteyen dostlarımız sadece alkış ve destekle yetinmesinler. Eleştirilerini ve önerilerini de açıkça söylesinler."