MİT’te yaşadığı mobbingi Müsteşar Hakan Fidan’a şikâyet edip sonuç alamayınca Cumhuriyet Gazetesi'ne mektup yazan MİT personeli M.Y’nin zorla emekli edilmesinin ardından Nisan'da intihar ettiği ortaya çıktı. 25 yıllık MİT’çinin intiharında “emekli MİT’çi kimliği” bile verilmemesinin etkili olduğu öğrenildi. Kimlik kartı olmadığı için korumasız kalan, ‘sakıncalı personel’ ilan edilmesi nedeniyle kimsenin selam vermediği M.Y. depresyon tedavisi gördüğü hastanenin 6. katından atlayarak yaşamına son verdi. M.Y’nin mobbingle suçladığı müdire, intihardan sonra görevden alınarak düz memur yapıldı.
MİT’te yaşadığı mobbing olaylarını Müsteşar Hakan Fidan’a şikâyet eden, sonuç alamayınca da durumu anlatan mektubu Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlatan MİT personeli M.Y’nin zorla emekli edilmesinin ardından, geçen Nisan ayında intihar ettiği ortaya çıktı. M.Y’nin intiharında, 25 yıl hizmet verdiği MİT’ten emekli edildikten sonra “emekli MİT personeli kimliği” verilmemesinin etkili olduğu öğrenildi. Kimlik kartı olmadığı için korumasız kalan, ‘sakıncalı personel’ ilan edilmesi nedeniyle arkadaşlarının dahi selam vermediği M.Y’nin bu durumu içine sindiremediği öğrenildi. Ağır depresyona giren M.Y. bunun sonucunda psikolojik tedavi gördüğü hastanenin 6. katından kendisini aşağı atarak yaşamına son verdi. M.Y’nin MİT’te mobbing yapmakla suçladığı müdire, intihar olayının ardından görevden alınarak düz memur yapıldı.
Cumhuriyet’in daha önce iki kez haber yaparak gündeme getirdiği MİT mensubu M.Y. teşkilatın Ankara Bölge Başkanlığı’nın telefon dinleme biriminde 25 yıl boyunca hizmet verdi. Çalıştığı birimde mobbing olaylarının artması üzerine, Ocak 2016’da Müsteşar Hakan Fidan’a mektup yazan M.Y. bundan sonuç alamadı.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, gördüğü mobbingi Hakan Fidan'a mektupla anlatan ancak sonuç alamayınca Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlatan MİT personeli M.Y. zorla emekli edildi. Emekli kartı verilmeyen, 'sakıncalı personel' ilan edilen M.Y. teşkilattan soyutlandı. Depresyona girdi, hastanede tedavi altına alındı. Sessiz sedasız toprağa verilen M.Y.'nin mobbing uygulamakla suçladığı müdire, intihar olayının ardından görevden alınarak düz memur yapıldı.
‘Zorla günaydın...’
M.Y. mektubun bir örneğini Haziran 2016’da Cumhuriyet ile paylaştı. 27 Haziran 2016’da haberleştirilen mektupta başına gelenler, “Şubemizde inanılmaz bir mobbing olayı cereyan etmektedir” denilerek şöyle anlatıldı:
- Konuşulan her şeyin, yapılan her yorumun müdire ve başkan tarafından bilinmesi, müdirenin personele “Sen kalk şuraya otur, sen kalk buraya otur” diyerek kendisine yakın kişileri istediği yerlere yerleştirerek jurnal yoluyla haber aldığı şüpheleri doğurmakta, ayrıca her fırsatta müdirenin “Şöyle söylemişsin“, başkanın “Sizin aldığınız nefesten bile haberim var” şeklinde ifadelerle bu durumu doğrulaması.
- İş ile ilgili olabilecek en basit hatanın bile müdirenin odasına çağrılarak rencide edici ve aşağılayıcı dil kullanılarak uyarılması.
- İdarenin işleyiş ile ilgili bütün önerilere kapalı olması ve “buranın kuralları böyle” veya “benim emrim” diye kestirip atması.
- 50 kişilik personelin her sabah müdirenin odasına gidip “günaydın’”, her akşam “iyi akşamlar” demeye mecbur tutulması.
- Daha pek çok mustarip olunan konulardan dolayı ben dahil şubemizde pek çok kişinin psikoloğa gitmesi, antidepresan ve uyku ilaçları kullanması...
M.Y. mektubun sonunda Hakan Fidan’a da şöyle çağrıda bulunulmuştu: “Hiçbir cümlemi tam olarak bitiremediğim gibi işitmediğim azar da kalmadı. Bütün bunların kendi emri olduğunu bağırdı. Benimli ilgili araştırma yapıp en ağır şekilde cezalandırılacağımı söyledi. Ben de kendisine Müsteşarlık Makamına başvuracağımı söyledim. Sayın Müsteşarım sizden istirhamım, lütfen yapılmayan Arapça görüşmelerin istatistiğini çıkartınız ve şubenin içinde bulunduğu ağır mobbing konusunda personelin dinlenmesi için gerekli araştırmayı yaptırınız.”
Mağdura ceza
Mektubun Cumhuriyet'te yayımlanmasının ardından iddialarla ilgili soruşturma başlatması gereken MİT, bunun yerine M.Y’yi cezalandırma yoluna gitti. Önce oturduğu lojmandan çıkarılan ve birimi değiştirilen M.Y. zorla emekli edildi. Emekli olunca “sakıncalı” ilan edilen M.Y’ye kurum tarafından emekli personel kimliği ile silah ruhsatı verilmedi. Bu durum da 7 Aralık 2016’da gazetemizde haber oldu.
Emekli olduktan sonra avukat tutan M.Y. emekli kartını alabilmek için hukuk mücadelesi başlattı. Ancak bir türlü emekli kurum kimliğini alamadı. Görevi nedeniyle 25 yıl boyunca toplumdan soyutlanmış bir hayat yaşayan M.Y, emekli kartı verilmeyince kendini bir anda dışarıya karşı “çırılçıplak” buldu. Bu süreçte M.Y’nin mesai arkadaşları dahi kendisine sırt çevirdi. Bir anda teşkilattan da soyutlanan M.Y’nin, ailesi dışında görüşecek kimsesi kalmadı.
Psikolojisi bozuldu
Emekli kartı olmadığı için devlet kurumlarında bunun imkânlarından yararlanamayan, MİT’in tatil köylerine giremeyen, polis çevirmesinde MİT’çi olduğunu dahi söyleyemeyen M.Y’nin bu süreçte psikolojisi bozuldu. Haksızlığa uğradığını düşünen M.Y. yaşadıklarını sindiremeyince ağır depresyona girdi.
6. kattan atladı
Bunun üzerine M.Y, geçen nisan ayında Ankara’da bir hastanenin psikiyatri servisine yatırıldı. Doktorlar, hafızasını boşaltması ve yaşadıklarını unutması için kendisine özel bir ilaç verdi ve M.Y., 4 gün sürecek bir uykuya yatırıldı. 3. gün uyanan M.Y., 25 Nisan 2018’de bir anda hastanenin 6. katına çıkarak kendisini aşağı attı, yaşamına son verdi.
Görevden alındı
Olay savcılık kayıtlarına “intihar” olarak geçerken, M.Y. sessiz sedasız toprağa verildi. M.Y’nin intiharı, MİT’te deprem etkisi yarattı. M.Y’nin mobbing uygulamakla suçladığı müdire, görevden alınarak düz memur yapıldı. M.Y’den geriye üniversite öğrencisi iki çocuk ve gözü yaşlı bir eş kaldı.