Önce uçakta saldırı haberi, sonra milli takım kampından kovulma... Arda Turan'ın baş rolünde olduğu olaylar zinciri son olarak milli takımı bırakmasıyla nihayete erdi. Peki ama bu noktaya nasıl gelindi, perde arkasında neler yaşandı?
İşte adım adım kriz:
1-KAMPTA YAŞANANLAR
Milliler, Euro 2016’ya katıldığı için hatırı sayılır bir rakamın sahibi olmuştu. Bu süreçte Türkiye Futbol Direktörü sıfatıyla tepede bulunan Fatih Terim ve yıllardır birlikte çalıştığı kurmaylarının da toplam 7.5 milyon TL prim aldıkları iddia edildi. Fatih Terim, Terim’in profesyonelleri, futbolcular ve sağlık heyeti bu primi almıştı; ancak bu süreçte millilerle beraber tam gün mesai yapan geri hizmetliler (aşçılar, malzemeciler vb), göz ardı edilmiş, primden tek bir kalem dahi onlara verilmişti. Bazı maçlarda görev almadığı için çok az prim alan Burak Yılmaz’ın talebiyle başlayan ‘prim gerilimi’, hiç prim almayan personelin, kaptan Arda Turan ile konuşarak, kendilerinin de süreç boyunca gece gündüz çalıştıklarını ve az bile olsa prim almayı hak ettiklerini ifade etmesiyle tavan yapmıştı
2-KAMPTAN KULİS BİLGİLERİ
Fanatik'in 29 Haziran 2016 tarihli haberine göre; o tarihte personele hak veren kaptan Arda Turan, konuyu Fatih Terim ile konuşacağını ve çözüme ulaştıracağını ifade etmiş. Arda; Fatih Terim’e, personelin kendisine geldiğini, prim almadıkları için üzgün olduklarını söylediğini belirterek “Onların da prim almaya hakları var, öyle değil mi hocam” demiş. Arda’nın böyle bir taleple kendisine gelmesine şaşıran Terim’in, bu çıkış nedeniyle hayli öfkelendiği, milli takımlar konusundaki idari kararları sadece kendisinin vereceğini söylediği ileri sürülüyor. Hatta, “Bu konuya kaptan dahi olsan sen bile müdahale edemezsin” dediği duyulmuş. Fatih Terim’den böylesi bir olumsuz çıkışı hiç beklemeyen Arda ise ortada bir haksızlık olduğu ve personele de prim dağıtılması gerektiği konusunda ısrarcı olduğu öne sürülmüş. Habere göre; Arda’nın ısrarcı tavrıyla daha da çok sinirlenen Terim, Arda’ya "Çık dışarı" dahi demiş.
3-BİLAL MEŞE'NİN O YAZISI
İşte o günlerde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in sahibi olduğu Milliyet gazetesinin köşe yazarlarından Bilal Meşe, "Paranın gözü kör olsun" başlıklı bir yazı kaleme aldı. O yazıda, prim krizine atıf yapılarak 'içeriden' bilgiler veriliyordu. 'İçeriden' bilgilerin kaynağını ise önceki gün NTV Spor yorumcusu Mehmet Demirkol açıkladı. Demirkol'un anlatımına göre; 2016'daki milli kampta futbolcular ve teknik heyet uzun süre medyadan kaçmış ve/veya kaçırılmıştı. Bu durumda gazetecilerin tek bilgi kaynağı 'içeriden' gelenler oldu. 'İçeriden' bilgiler de genelde teknik heyet kapısından sızıyordu. Prim konusunun da kampta duyulduğunu ifade eden Demirkol, futbolcuların konuşmaması hasebiyle teknik heyet cephesinden sızanların gazetelerde yer aldığını vurguladı. Bu tanıklıklara göre; prim krizinde Arda'yı odadan kovan Terim, Bilal Meşe'ye de sızdırma yaptıran kişiydi ve olay futbolcuların üzerine yıkılıyordu.
İşte Bilal Meşe'nin 1 Temmuz 2016'da Milliyet gazetesinde yazmış olduğu "Paranın gözü kör olsun" başlıklı yazıdan bir bölüm:
"Eğer kötü bir düşüncesi olsa, Arda'yı takıma çağırmazdı. Çağırıyor ve ona kaptanlık bandını veriyorsa Terim art niyetli olabilir mi? Üstelik Arda'yı kaptan yapan da Terim'di…(...) Diyeceğimiz o ki Arda Turan'ın takım içindeki sıkıntıları, istekleri teknik direktöre taşımasından doğal ne olabilir ki? Ancak o kişiyi bay-pass ederek, yan yollara saparsanız, krizlere de çanak tutarsınız, fitili asıl siz ateşlemiş olursunuz! Ne var ki Arda'nın arkadaşlarını toplayıp, "Bu takım yıldızların takımıdır" demesini çok yadırgadık! Yani, Fatih Terim'e olan kırgınlığını-kızgınlığını bu şekilde ifade etmesini asla ona yakıştıramadık!".
TATSIZ FİNAL
Sonuç olarak; Arda'nın çirkin darplı saldırısında kullandığı küfürler ("Seni bu uçağa alanların a.k...") asıl hedefin TFF Başkanı Demirören ve Fatih Terim olduğunu gösteriyor. Kriz tepede başlayıp, tepenin hedef alınmasıyla sonlanıyor.