CHP'nin erken seçim çağrısıyla başlattığı, ‘Milletin Sesi’ olarak adlandırdığı mitinglerin ilki bugün Mersin'de gerçekleşti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması öncesi atanamayan öğretmen, çiftçi ve işsiz yurttaşlar kürsüde konuştu.
İlk olarak kürsüye çıkan Kale Köyü’nden Naile Uyanık şunları söyledi:
“Şu anda bahçelerimizin limonları satılmıyor, dalında kaldı. Limonumuz, portakalımız, mandalinalarımız… Gübrelerimizi alamıyoruz. Eskiden gübre 80 lirayken 400 liraya çıktı, çuvalı. İlacımızı alamıyoruz. Bu sene bırakmak zorundayız bahçelerimizi. Çok kötü durumu, köylü şu anda aç köylü aç. Eskiden bahçelerimizi satınca oğlumuzu, kızımızı evlendiriyorduk. Şimdi, ne oğlan ne kız… Bir çuval un alabilirse köylü ona da şükür etsin. Çünkü, bir çuval un 200 lirayken, 50 kiloluk; şimdi 400 lira. 5 kilo 5 kilo alıyor köylü. Çünkü alamıyor, çok kötü durumu köylünün. Ne olursunuz yardım edin. Türkiye duy sesimi.”
'24-25 yaşında ailemin eline bakmak istemiyorum'
PDR mezunu işsiz Ebru Akyürek ise, “Niğde’de, Ömer Halis Demir Üniversitesi’nde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Çok zor şartlarda bu zamana kadar eğitim gördüm. Bu bölümü okumak için çok emek verdim. Ailem çok emek verdi. Benim için çok çabaladı. Gecenin beşinde kalkıp yevmiyeye gitti, ama beni okuttular. Sırf atanmak için bu bölüme geldim. Hukuk, geldiği halde bunun atama ihtimali daha yüksek diye bu bölümü okudum ama iki yıldır işsizim. Bir kadın olarak, ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Bu yaşta, 24- 25 yaşında ailemin eline bakmak istemiyorum ama bakıyorum. İleride eşimin eline bakmak istemiyorum. Burada, bugün bütün atanamayan, işsiz, emek veren, çalışan ama atanamayan bütün arkadaşlarımın, bütün öğretmen arkadaşlarımın sesi için, sesi olmak için buradayım.” diye konuştu.
'Kemal amca bizi kurtarsın bu düzenden'
Mersin'in merkez ilçelerinden Yenişehir’de esnaflık yapan Mesut Tur ise şunları söyledi:
“Ben Mersin’de Batıkent’te bir esnaf olarak burada bulunuyorum. Yani olur ya bir yerden bir şey öğrenmek isterseniz mahalle esnafına veya bir yerdeki bir esnafa gidin. Ülke olarak gerçekten hiç ama hiç iyi durumda değiliz. Döviz, her gün başını alıp gidiyor. Benim iki tane kız çocuğum var. Biri, bir buçuk yaşında, biri 5 yaşında. Bir buçuk yaşındaki bu aralar gerçekten beni çok zorluyor. Mamasını alamıyorum, bezini alamıyorum. Küçük kız kreşe gidiyor, servis ücreti 400 lira. Yani çok uzağa gitmeyim, dün bir tüp aldım, 250 liraya ben bir tüp aldım. Ki ben esnafım diye belki bunu ucuza aldım. Çoğu kişi burada onu aynı fiyata alamaz. Yani Kemal amca, Kemal abi, artık siz her ne diyorsanız… Bize yardım etsin, bizi kurtarsın bu düzenden. Gerçekten çok ama çok zor durumdayız.”
'Kemal amcama geldim başka yer bulamadım'
İki üniversite mezunu işsiz Cennet Yünlü ise sorunlarını şu ifadelerle anlattı:
“Artık, içimizdeki çığlığı duyurmaya geldik. Öncelikle hayat hikayemden başlamak istiyorum. Biz altı kardeş olarak büyüdük ve evin tek okuyanı bendim. Otele giderdim. Gündüz otelde çalışır, akşam ikinci öğretim okurdum. Ben çok zor şartlarda okudum. Tarih öğretmenliği bitirdim. Aynı zamanda sosyal hizmetler uzmanlığını bitirdim ve otelde çalışarak bu zor hayatta bir şekilde diplomamı aldım. Babam dedi ki, ‘Kızım sen tek elinle iki karpuz tutamazsın.’ Tutarım baba dedim ben, tutarım. İki üniversite bitiririm, bana iş vermeyenler utansın dedim. İşim yok şu anda işsizim. Bizim umudumuz yarı yolda kaldı. Çok şey istemedik. En kötü anımı da size anlatmak istiyorum. Giyim danışmanı olarak bir işe girmek istedim. Başvuru yaptım. Dedim ki, ben iki üniversite mezunuyum. İş bulamadım, lütfen beni işe alın dedim. Almadılar. Bana verdikleri cevap da şu oldu. Sen üniversite bitirmişsin, KPSS’ye girer bizi yarı yolda bırakır gidersin. Söyleyin nereye gideyim? Tarlaya mı gideyim? Kemal amcama geldim zaten, başka yer bulamadım. Ben de her sabah erkenden uyanmak istiyorum. İşe gitmek istiyorum. Çalışmak istiyorum. Çok mu zor yani? Atanamamak, bu psikolojiyi yaşamak o kadar zor ki… Sabah saat 10’da uyanmak, 11- 12’de uyanmak, o kadar zor bir psikoloji ki… 8’de uyanmak, iş başı yapmak istiyorum. Bir çift mavi gözün izinde gidelim dedik, ama biz yarı yolda bırakıldık. Sesimizi duyun lütfen.”
'8 aydır ilaç alamıyoruz'
Çiftçilik yapan Elif Yıldırım ise şunları söyledi:
“Mezitli Belediyesi Kadın Üretici Pazarı’nda esnafım. Ektiğimiz sebzeleri getirip, götürürken yorulduk artık. Mazot pahalı, hayat pahalı. Biz eşimle beraber kronik hastayız. Biz 8 aydır ilaç alamıyoruz. Şu an şeker, benim gözüme vuruyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
CHP’den Mersin’de tarihi miting: Ahdım var! Memlekete barışı, huzuru, sevgiyi, adaleti, getireceğim