MHP lideri Bahçeli, İBB'ye "yolsuzluk" soruşturması kapsamında tutuklanarak görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu hakkında 14 Nisan günü “Mahkeme ivedilikle karara bağlanmalı; suçsuzsa beraatı, değilse tecziyesi temin edilmeli” ifadelerine yer verdiği bir çağrıda bulunmuştu.
MHP’nin yayın organı Türkgün’ün başyazarı Yıldıray Çiçek, Bahçeli'nin çokça yorumlanan sözleri üzerine bugünkü yazısını bu konuya ayırdı.
Çiçek, “Masum çocuğu değil, canileri savunanlar!” başlığını taşıyan yazısında, Bahçeli’nin şu sözlerine dikkat çekti: “Ekrem İmamoğlu hakkında mahkeme süreçlerinin bir an evvel ele alınarak sonuçlandırılması gerekmektedir. Tanık beyanlarıyla birlikte açık ve gerçek delillerin, ayrıca diğer ilgili bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz şekilde eklenmesi suretiyle yargılama süreci tamamlanmalı; eğer zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beraat etmeli, suçluysa da toplum vicdanına uygun biçimde cezalandırılması gecikmeden sağlanmalıdır. Televizyonlarda, gazetelerde ya da sosyal medyada sabah akşam kendi kendini temize çıkaran bir yolsuzluk şüphelisiyle ilgili anlamsız görüş ve yorumları aziz milletimizin dinlemek ya da izlemek zorunda bırakılması kabul edilemez.”
Bu sözleri anımsatarak şu yorumda bulundu:
"FARKLI YORUMLANACAK DURUM SÖZ KONUSU DEĞİL"
"Herkes bu açıklamaları kendi bakış açısına ve duruşuna göre değerlendirdi. Oysa burada duruş noktasına ya da yakınlığına bağlı olarak farklı yorumlanacak bir durum söz konusu değil.
CHP’nin bu durumu açıkça toplumsal bir çatışmaya dönüştürme çabası içinde olduğu görülmektedir. Sokak çağrılarının üniversitelilerden liselilere kadar indirgenmeye çalışıldığı da oldukça nettir.
‘Yolsuzluk, rüşvet, terör’ odaklı suçlamalar, televizyon ekranlarında sabahtan akşama kadar magazinsel bir boyuta getirilmekte. Gerek hükümet yanlısı gerekse muhalefet yanlısı yorumcular, bu duruma sürekli bir katkı sağlamaktadır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, ortada bir sorun olduğunun ve bunun daha fazla kokuşmadan çözülmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Açıklaması, yoruma ihtiyaç duymayacak kadar nettir.
"HIZLA SONUÇLANDIRILMASINI İSTEMİŞTİR"
Sayın Bahçeli, yargılama sürecinin sulandırılmadan, gölgelenmeden, istismar edilmeden ve toplumsal çatışmalara araç yapılmadan, hukuki çerçevede hızla sonuçlandırılmasını vurgulamaktadır.
Ruşen Çakır’ın ‘Bahçeli burada bir beraat ihtimalinden bahsediyor’ şeklindeki algı yaratma çabası, açıkça olayı kendine yontma girişimidir. Ne Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenlerin anladığı gibi ‘İmamoğlu suçsuzdur’ demiştir, ne de bazı yorumcuların iddia ettiği gibi ‘Dosyayı hemen kapatın’ çağrısında bulunmuştur.
İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk, rüşvet, terör’ odaklı suçlamalar, oldukça ciddi iddialardır. Ancak kamuoyu vicdanının tatmin edilmesi ve hukuki zeminin sağlam bir şekilde oluşturulması için bu iddiaların somut delillerle ispatlanması şarttır.
"Bana, 'İmamoğlu ve ekibi bu suçları işledi mi?' diye sorulsa hissiyatım doğrultusunda tereddütsüz evet derdim" Şahsen bana ‘Ekrem İmamoğlu ve ekibi bu suçları işledi mi?’ diye sorulsaydı, kanaat ve hissiyatım doğrultusunda tereddütsüz ‘Evet, işlediler’ derdim.
İmamoğlu’nun bugüne kadar yaptıkları ya da yapmadıkları, İBB bütçesinin nerelere harcandığı incelendiğinde, bu kanaatin temelsiz olmadığı görülecektir.
"YARGILAMALAR HUKUKİ DAYANAKLARA BAĞLANMALIDIR"
Ancak böylesi yargılamalar, hissiyat ve kanaat üzerinden değil, hukuki dayanaklara bağlanmalıdır.
Kimsenin şeref, onur ve haysiyetiyle oynanmadan, iftira atılmadan, yalan karıştırılmadan ve hiç kimsenin siyasi menfaatleri için istismar alanı yaratılmadan bu tür davalar adaletle sonuçlandırılmalıdır.
Sayın Bahçeli’nin açıklamasının ana omurgası budur ve sorumlu bir siyaset anlayışına dayanmaktadır.
Hiç kimse bu açıklamaları kendi menfaatine ya da saplantılarına göre çarpıtmamalıdır.”