Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman bir yazılı açıklamayla İYİ Parti’nin milliyetçilik söylemlerini eleştirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “MHP’ye geri dönün” çağrısını hatırlatan Büyükataman, “Yanlışta ısrar etmek, helak olmaya koşmaktır” dedi.
İYİ Parti’nin geçen hafta belirlediği Başkanlık Divanı üyelerine dair de eleştirilerini açıklamasında sıralayan Büyükataman, “Türk Milliyetçiliğinin zor zamanlarında ortalarda görünmeyenlerin, onun karşısında yer alanların ‘Milliyetçiyiz, ülkücüyüz’ söylemleri Türk milliyetçiliğini ve ülkücülüğü sulandırma çabalarından başka bir şey değildir. Kılıçdaroğlu’nun ve Akşener’in Türk milliyetçisi, ülkücü olduğu yerde Karl Marx’ın papazlık iddiası hafif kalacaktır” ifadelerini kullandı.
‘KENDİSİNE HAYIRLI OLSUN’
Büyükataman şöyle devam etti: “Okyanus ötesinin sözcüsü, Kandil’in paspası, HDP’nin eteğinin altına sığınmış olmak kendisine yetersiz gelmiş ki bu sefer Türk milletinin bir parçası, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin herkes gibi eşit vatandaşları olan Çerkez kardeşlerimize Cumhuriyet’in ilk gününden beri asimilasyon uygulandığını iddia eden ve bu iddiasını Türkiye’nin birliğine kasteden yabancıların fonladığı bir platformda gündemde tutmaya çalışan zevatı ‘İnsan Haklarından Sorumlu’ sıfatıyla divanına almıştır. Kendisine hayırlı olsun.”
‘MİLLİYETÇİLİĞİN ŞUURUNA ERİŞEMEMİŞ…’
Türk milliyetçiliğinin kapsayıcı ve bütünleştirici olduğunu belirten MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın açıklamasının satır başları şöyle:
FİTNE ÇIKARMAK İÇİN GELDİLER
Milliyetçiliğin şuuruna erişememiş, onu geçici bir heves ve siyasi bir söylem zannedenlerin milliyetçilik iddiaları, kuru bir çalının kayın ağacına öykünmesinden başka bir anlam ihtiva etmemektedir. Kandil’le birleşip Milliyetçi Hareket’e saldıranların, Türk milletini parça parça ayırmak isteyenlerin, Mehmetçiğin sınırımızda sözde devlet oluşturmak hayali gören hainlerin tepesine binmesine karşı çıkanların bu necip millete sevdası söz konusu olamayacağı gibi bunlar, insanımızın ve dahi insanlığın bizatihi düşmanıdır, yeryüzüne fitne çıkarmak için gelmişlerdir.
SAYIN GENEL BAŞKANIN SAMİMİ ÇAĞRISI
Türk Milliyetçiliğinin zor zamanlarında ortalarda görünmeyenlerin, onun karşısında yer alanların “Milliyetçiyiz, ülkücüyüz” söylemleri Türk milliyetçiliğini ve ülkücülüğü sulandırma çabalarından başka bir şey değildir. Kılıçdaroğlu’nun ve Akşener’in Türk milliyetçisi, ülkücü olduğu yerde Karl Marx’ın papazlık iddiası hafif kalacaktır. Görünen tüm bu rezilliklerin yanında perde arkasındaki kirli ittifaklar da düşünüldüğünde Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in Sayın Genel Başkanı’nın samimi çağrısının zamanlamasının ne kadar da isabetli olduğu ortadadır.
BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISINA İCABET ZORUNLULUK
Akşener’in İP’ine sarıldığı hâlde buradaki pis kokuya duyuları hissizleşmeyen, pisliğe daha çok bulaştığının farkında olan, aklı Ülkücü-Milliyetçi Hareket’te olduğu hâlde bedeni orada bulunan herkesin liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısına icabet etmesi tarihî bir zorunluluktur. Yanlışta ısrar etmek, helak olmaya koşmaktır. İnsanlık tarihi bunun acı misalleriyle doludur. Türk Milliyetçileri denize düşmemiştir ki yılana sarılsın, Türk Milliyetçileri çaresiz değildir ki kimin attığına bakmaksızın önüne çıkan ilk ipe tutunsun. Türk Milliyetçilerinin han otağı Milliyetçi-Ülkücü Hareket, otağın Bey’i de Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’dir.”