MHP'de, yüzde 50+1 barajının “toplumsal mutabakat sağlamak” amacıyla Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği anımsatılırken, yeni sistemin inşasının üzerinden henüz çok az bir süre geçmesine karşın yeniden “baraj konusunu” gündeme getirilmesinin “sistemi yeniden tartışmaya açmak” anlamını taşıyacağına dikkat çekiliyor. Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun haberine göre; barajın yüzde 40'a çekilmesine MHP’nin neden “soğuk” yaklaştığı başlıklar halinde şu şekilde sıralanıyor:
Sistem tartışmaya açılır: Barajın yüzde 40 olarak belirlenmesi demek “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni tartışmaya açmak demektir.
Erdoğan’ı sıkıntıya sokar: Yüzde 40 gibi bir baraj, sadece AKP’nin değil, diğer partilerin adayları için de geçerli olur. Önceki cumhurbaşkanlığı seçimleri anımsandığında, ilk turda yüzde 40’ın üzerinde oy alan bir adayın seçilmesi anlamına gelir ki bu da öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sıkıntıya sokar. Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesinin önünde muhalefet bloğu yeni bir “cephe” oluşturur.
Parlamenter sistem için harekete geçirilir: Olası anayasa değişikliğinin konusu da bu çerçevede sadece “seçim barajı” olmaz, “parlamenter sisteme dönüş hazırlığı” da olur. Parlamenter sisteme yeniden dönüş de iç ve dış tehdit altında bulunan ve kararlılıkla yürütülen başta terörle mücadele gibi operasyonları sekteye uğratır. Türkiye, ekonomi, terörle mücadele gibi sorunlarını bir kenera bırakıp parlamenter sistem tartışmalarının içine çekilir.
Nitelikli çoğunluk yüzde 50+1’dir: MHP, yüzde 50+1 seçim barajını önerirken, “nitelikli çoğunluğu” baz aldı. Yüzde 40 demek, “nitelikli çoğunluk yok” anlamına gelebilir. Yani “Yüzde 60’lık kesim sana oy vermedi” tartışmalarını da beraberinde getirir.