Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Samsun’da düzenlenen TBB’nin 35. Olağan Mali Genel Kurulu öncesi açıklamalar yaptı.
YSK’nin sandık iradesine saygı göstermesi gerektiğini hatırlatan Feyzioğlu, şunları kaydetti: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda milli irade vardır, millet vardır, sandık vardır. Bugün sandığa sahip çıkma, sandığın demokrasiye gölge düşürmesini önleme zamanıdır. Bugün Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) düşen görev, artık milletin iradesini tartışmasız desteklemektir.”
'Yargı erki korunmalı'
YSK’nin vereceği olası yanlış bir kararın hukukun güvenirliği ilkesini ortadan kaldıracağını belirten İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Futbol tabiriyle örneklersek, topun oyunda ne kadar kalacağını, hakemliği kimin yapacağı, sonucun nasıl belirleneceğini söyleyen YSK’nin kendisidir. Şimdi maç bitti sonuç belli, ama kendi koyduğu kuralları yeniden yazmak istiyorlar” dedi.
Seçim iptalinin demokrasiye vurulmuş ağır bir darbe olacağına dikkat çeken Yücel, “Her seferinde sandığa gideriz, demokrasiye gideriz diyorlardı. Seçim bitti, seçim iptali gibi bir durum, demokrasinin temeline konmuş dinamit olacaktır. Biz sık sık dile getirdik, başkanın(YSK) görev süresinin bir yıl uzatılması, siyasi iktidarın bütün karar mekanizmalarının içerisine dahil edilmiş olması ve ayrı olması gereken yargı erkinin, tamamen yürütmenin aline bırakılmış olması, bu sonucu başlatan nedenlerden biridir. Bunun temelden düzeltilmesi gerekiyor, siyasi iktidarın baskılarına karşı koruyacak mekanizmaların mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Verecekleri kararın sonrasında başlarına ne geleceğinden emin olamayan YSK üyeleri ve mahkeme üyelerinin olduğuna da değinen Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuk güvenliği ilkesini ortadan kaldırdığınız zaman ortaya çıkacak sonuç hepimiz altüst edecektir. Bu hepimiz bu enkazın altında kalırız. Düşünsenize, seçim sonrası bütün işlemler tamamlandıktan sonra işinize gelmeyince seçimi yenilemeye çalışacaksınız. Bu kabul edilebilir bir tutum değil. Kim nereden bilecek orada kısıtlılar oy kullandırılmışsa onları AKP’lilerin getirmediğini? Devlet memuru olmayan sandık görevlilerini AKP’nin atamadığını? Binlerce felaket senaryosu mümkün. Seçim öncesinde CHP’nin itirazları vardı. Sahte seçmenler yığılıyor vs diye. Bu dönem siyasi iktidar ve YSK böyle bir şey yok demişti. Temennim o ki YSK doğru kararlar verir. Bu yalnız İstanbul için değil, aynı zamanda Türkiye için kaotik bir çatışmaya dönüşür. Yeni yapılacak bir seçimde halk daha büyük ölçüde sahip çıkacaktır ama bu yöntem devam ettiği müddetçe sonuçtan asla emin olamayacaktır.”
YSK KAMUOYUNUN GÜVENİNİ KAZANACAK ADIM ATMALI
Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan ise şöyle konuştu: “31 Mart’tan beri itirazlar oldu. Oysaki YSK tarafından seçim öncesi yürütülen süreçte seçimlerin usulsüzlüğüne dair bir şey çıkmadı. Bir seçim süreci bir seçim takvimine göre yürütülür. Bu takvim de seçim kanununda belirlenir. Eğer siz kanundaki seçim usulsüzlüklerini tanımıyorum derseniz hiçbir seçimi sonlandıramazsınız.
Burada sürekli itirazlarla süreç durmaksızın uzatıldı. Demokrasinin en önemli unsuru olan seçim bu durumda ciddi anlamda zarar gördü. Bizim baştan beri gördüğümüz durum budur. Demokrasimizin her zaman sıkıntıları oldu. Ancak sandık hep insanların kendilerini ifade edebildiği bir sistemdi. YSK’nin mühürsüz oy kararına kadar. Burada yaşananlar demokrasiye ve sandığa verilen en büyük zararı görüyoruz. Pazartesi günü YSK, gerekçeleriyle birlikte insanların güvenini ortaya koyacak kararı vermesi gerekiyor.