Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Siirt'e gelen Feyzioğlu Yargı Reformu ile ilgili hazırlıkların tümünde başından sonuna kadar yer aldıklarını belirterek bu reformu çok önemsediklerini söyledi.
Feyzioğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile büyük özveri içinde mücadele ettiğini ifade ederek, "Ortak aklı bulalım diyen ve bulmak için canla başla çalışan Bakanımız ve Adalet Bakanlığı var. Bir taraftan FETÖ ile mücadelede Adalet Bakanı üzerine düşeni yaptı, diğer taraftan da Türkiye'yi bir daha FETÖ gibi bir bela teslim almaya kalkışmasın diye çoğulcu, katılımcı anlayışla yargı reformu ile buluşturmak istedi." dedi.
"BÖYLE BİR ÇALIŞMAYI DAHA ÖNCE GÖRMEDİNİZ"
Yargı reformunun tek başına çözüm olmadığını ama insanlara umutsuzluk vermeye de hiç kimsenin hakkı bulunmadığını anlatan Feyzioğlu, bu çalışmaların çözüm isteyen herkesçe desteklendiğini vurguladı.
Metin Feyzioğlu, yol haritasını gördüklerini ve haklı bir umutla yaşadıklarını belirterek, "Bazı sürekli umutsuzlar ya da her çözüme bir sorun üretenler, 'Biz çok reform gördük, çok şey gördük. Hayata geçmedi, o olmadı, bu olmadı' diyor. İddia ediyorum, böyle bir çalışmayı, birlikte çalışmayı daha önce görmediniz." diye konuştu.
"BU BİR SİYASİ PARTİ ÇALIŞMASI DEĞİL"
Hukuk fakülteleri, barolar ve çözüm isteyenlerin yargı reformunu sahiplendiğini aktaran Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Çözümsüzlükten beslenenler sahiplenmeyebilir. Yani Türkiye'nin sorunlarından beslenenler, 'Türkiye hep sorunlar içinde olsun ve hiç çözmesin ki biz bunları suistimal edelim.' diyen ve dünyaya ideolojik bakanlar sahiplenmeyebilir. Bu, bir siyasi parti çalışması değil. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ortak aklı bulduğu bir çalışmadır. İstediğimiz bu değil miydi zaten? İstediğimiz buydu."
"YARGITAY DENETİMİ GETİRİYORUZ"
İlk paketin ekim ayında yasalaşacağına işaret eden Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Ekimde çıktığında önemli sorunları çözülmeye başladığını göreceksiniz. Mesela neyi çözecek? Mesela bugün istinaf mahkemelerinde kesinleşen ama 'Keşke Yargıtay da inceleseydi.' denilen hassas konular var. Bu hassas konuların çoğunluğu düşünce özgürlüğüyle ilgili."
Feyzioğlu, "Türkiye'de düşünce özgürlüğü yok.' diye bir cümle kuruluyor." diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düşünceyi ifade özgürlüğünde çeşitli sıkıntılar, uygulamadan kaynaklı yanlışlıklar olduğunu ben de söylüyorum. Kim düzeltecek bunu? Elin Alman'ı, Fransız'ı, İngiliz'i mi düzeltecek? Biz mi düzelteceğiz? Biz düzelteceğimize göre neyi getiriyoruz burada, Yargıtay denetimini getiriyoruz. Yani Türkiye'nin en üst mahkemesinin 'Düşünce özgürlüğü müdür yoksa örneğin terör propagandası mıdır? Düşünce özgürlüğü müdür yoksa hakaret suçu mudur? Yargıtayın yerleşik çok güzel içtihatları var. Bunları hayata geçirecek, bunları hakimlere, 'böyle uygulayın.' dedirtecek bir sistem getiriyoruz."
AA