İYİ Parti'nin Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleşen Tüzük Kurultayı'nda Genel Başkan Meral Akşener önemli açıklamalarda bulundu.
Akşener'in konuşması şöyle:
"TÜRKİYE BİR YANDAN 6 MAYIS DARBESİNİN YARALARIYLA UĞRAŞIYOR"
31 Mart seçimleri göstermiş oldu ki: Türkiye’de çeyrek asırdır değişmeyeni değiştiren güç sizsiniz. Türkiye’ye nefes aldıran güç sizsiniz. Milletimize, “yapabiliriz” dedirten güç, sizsiniz. Bir kez daha güç kattınız, hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bizleri bu günlere kavuşturan yüce Mevlama şükürler olsun…
Değerli delege arkadaşlarım; Bu salonda Türkiye var. Ülkemizin dört bir yanından gelmiş, iyi ve cesur insanlar var. Bu salonda, uçurumun kıyısına getirilmiş bir ülkenin umudu var. Biliyorsunuz, ekonomik sorunlarla boğuşur hale getirilen Türkiye, bir yandan da 6 Mayıs darbesinin yaralarıyla uğraşıyor. Demokrasi geleneğimize vurulan darbe, Türkiye’de hukukun, adaletin yerle bir edildiğinin en önemli göstergesi.
DIŞ POLİTİKA
Türkiye, yeni bir çözüm saçmalığının başında, dış politikada ise oradan oraya savrulan ve artık bu iktidar tarafından yönetilemez bir ülke haline getirildi. Milletimiz çoluk çocuğunun geleceğinden endişe eder hale geldi. Bütün kurumlar çürütülmüş, cami açılışları bile Sayın Erdoğan’ın oy istediği, propaganda yaptığı yerler olmuştur. Hicap duyuyoruz. Türk devletinin ciddiyeti ve itibarı yerle bir edilmiştir. Üzülüyoruz. Emin olun ki, bu şartlarda size, siz iyi ve cesur insanlara, her zamankinden daha çok ihtiyaç var… İyi ki varsınız. İyi ki buradasınız.
Kıymetli dava arkadaşlarım; Dış politikada altı ay önce Fırat’ın doğusuna girmekten bahsedilirken, bugün görüyoruz ki Akdeniz’in doğusu da elden gitmek üzere. Türkistan’ın doğusu ise iktidarın ve ortağının umurunda değil. Müslüman Uygur Türklerine “terörist” diyecek kadar kendini kaybeden dışişleri yetkilisi maalesef halen görevde. Zulme uğrayan Türk olduğunda, görmemek, duymamak, konuşmamak, iktidarın değişmeyen politikasıdır. BOPçu oldular. Avrusyacı oldular. Üstün cesaret madalyasıyla dolaştılar, Ama bir türlü Türk olamadılar.
"3-5 OY FAZLA ALMAK İÇİN İLLET-ZİLLET-TERÖRİST DEYİP DURDULAR"
YSK adeta AK Parti seçim işleri başkanlığı İktidar adeta sandık darbecisi. Ortağı da onun “hınk” deyicisi. Bir de damat var ki düşman başına. Bastığı yerde ot bitmiyor. Tablo ne yazık ki bu. İktidarın bu tabloyu değiştirmek için herhangi bir çabası da yok. Sayın Erdoğan “bu kardeşinize yetkiyi verin, faizle dövizle nasıl uğraşılırmış görün” diyordu. Yetkiyi aldı. Ama faizle dövizle uğraşacağına, milletle uğraşıyor. Üç-beş oy fazla almak için millete “illet, zillet, terörist” deyip durdular. Hani Türkiye’nin beka sorunu vardı… Ne oldu beka sorununa? Söyleyin; ne oldu? Ben söyleyeyim, ne oldu. 31 Mart’ta o kulak çekildi. Olan biten bu. Şimdi hepsi sevgi kelebeği pozu veriyor.
Hatta Sayın Erdoğan’ın kalbi maşallah o kadar yumuşamış ki “hepimiz aynı gemideyiz” demeye başladı. Şimdi, gelelim şu gemi meselesine… Doğrudur, hepimiz aynı gemideyiz. Ama Kaptan Köşkü’nde -ki artık kaptan Sarayı oldu- siz oturuyorsunuz ve göz göre göre gemiyi batırıyorsunuz. Aynı gemideyiz diye sessiz mi kalalım? “Gemiyi ne güzel batırıyorsunuz” diyerek alkış mı tutalım? Doğrudur, hepimiz aynı gemideyiz. Ama biz, “bu gemi milleti selamete çıkaracak bir bandırma vapuru olsun” diyoruz. Biz, “Türkiye gemisi Nuh’un gemisi olsun, insanlığa umut olsun” istiyoruz. Bu yüzden de, bu gemiyi batırmanıza izin vermeyeceğiz.
"ERDOĞAN DARBECİ KENAN EVREN'İN BİLE YAPMADIĞI İŞİ YAPTI"
İyi Partinin kıymetli delegeleri; Bütün bu yumuşama söylemlerinin bir tek maksadı var: 6 Mayıs darbesini unutturmak istiyorlar. Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan, darbeci Kenan Evren’in bile yapmadığı bir işi yaptı, sandığı tekmeledi. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi Erdoğan’ın millet iradesine karşı yaptığı bir sivil darbedir. YSK’nın gerekçeli kararı açıklandı. Minareyi çaldılar, kılıfı 250 sayfa. İspatlanmış, belgelenmiş bir tek çalma çırpma yok. Bir tarafta muhteremler adaletin üzerinde tepinirken, Diğer tarafta, ilginçtir; Sayın Erdoğan bu suçluluk psikolojisi ile olsa gerek, filozof kesildi. Adalet ile ilgili lügat parçalıyor…
“Ülkedeki yasalar halkın bunalıp da semaya “ya rabbi “çığlığı yükselmesin diyedir” diyor. “Allah Devleti, iktidarı, gücü halk bunalıp göklere el açmasın diye vermiştir” diyor. Kendini devletin, iktidarın ve gücün sahibi sanan bu muhteremin psikolojisi çok ilginç. Olayı direkt Allah’a bağlayarak kendini de arada konumlandırıyor. Bu son derece sakat bir zihniyettir. İslam tarihi bu sakat zihniyetin örnekleriyle doludur. Ayrıca, Sayın Erdoğan’a hatırlatmak isterim: Türk devlet geleneğinde “Töre konuşunca Han susar” diye bir anlayış vardır. Töre nicedir konuşuyor da sen televizyonlardan bağıra bağıra törenin sesini kesmeye çalışıyorsun. Şunu açıkça ortaya koyalım: Darbenin gerekçesi olmaz. Darbe darbedir. YSK’nın açıkladığı şey gerekçeli karar değil darbe bildirisidir. Yüzlerce sayfa yazıp da söyleyemedikleri şey şudur: “Ne yapsaydık yani? Sn. Erdoğan talimat verdi, biz de mecburen iptal ettik…” Mesele bu kadar açık.
Darbeye karşı alınacak tavır bellidir: Sonuna kadar milletin yanında ve demokrasi safında yer almak. İyi Parti de tam olarak bunu yapacak. İyi Parti “hukuk – demokrasi - adalet” diyecek. İyi Parti “iş - aş – hürriyet” diyecek. İyi Parti “milli egemenlik” diyecek. İyi Parti “önce millet, sadece millet” diyecek. İlkemiz ve çizgimiz budur. Buradan dönüş yoktur. Allah, bizi her rüzgârda ezilmekten korusun. Allah, bizi rüzgâr gülü gibi dönmekten korusun. Allah, bizi harmanın tozu gibi savrulmaktan korusun. Türkiye’de olan bitene baktığınızda “İyi ki kurmuşuz bu partiyi” diyorsunuz değil mi? Savrulanlara bakın. Milletin adamı olarak başladıkları yolu, milletin iradesine darbe yaptırarak bitirenlere bakın… “Bilge” olarak başladıkları yolu, yeni ihanet açılımlarına ortak olarak bitirenlere bakın… Bunlara baktıkça da kendinizle gurur duyun. Türk Milleti’nin en çok ihtiyaç duyduğu günde ayağa kalktınız ve çeyrek asırlık kibri sarstınız. Siz varsanız, umut var. Siz varsanız, milletin sesi var. Siz varsanız, herkes hesabını yeniden ve iyi yapmak zorunda. Bir kez daha, iyi ki varsınız.
"BU SÜREÇ ÇÖZÜM SÜRECİNİN TEKRARIDIR"
Değerli dava arkadaşlarım; Bugün, milletimize bir kez daha “çözüm” adı altında tuzak kurulmaya çalışılmaktadır. İktidarın küçük ortağının, “Öcalan avukatlarıyla görüşsün” diyerek başlattığı bu süreç, çözüm sürecinin tekrarıdır. Terörist başının avukatlarıyla görüştürülmesi, bölücü örgütü yönetmesine izin vermek demektir. Yine takalar gidip geliyor. Yine hükümetin izni ile mektuplar okunuyor. 793 şehit vererek hendekten çıkardığımız devletimiz, yine bir çukura sürüklenmek isteniyor. Bu kirli süreç, Türk milletinin başına çuval geçirme girişimidir. İhanete karşı milli direnci kırma görevinin, kime verildiği de ortadadır. Türk milliyetçilerini, kirli oyunlara ortak etmek isteyenleri, buradan uyarıyorum: Türk milliyetçileri, yeni çözüm sürecinin “heyet-i nasıha”sı olmayacak. Türk milliyetçileri, bu ihanet sürecinin “akiller heyeti” olmayacak. Aylarca “beka, beka” diye gezdiler. “Terörü bitirdik, sadece 700 terörist kaldı” dediler.
Şimdi neden pazarlığa oturduklarını, Türk milletine izah etmek zorundalar. Sn. Erdoğan ve ortağına soruyorum: Bu aziz milletle ne derdiniz var? Aç bıraktığınız, yoksulluğa mahkûm ettiğiniz, bu cefakâr milletle ne derdiniz var? “Muhtar bile olamaz” diyenlere inat sizi Cumhurbaşkanı yapan bu milletle ne derdiniz var? Ne derdiniz var da koşa koşa terörist başına gidiyorsunuz? Ne derdiniz var da, sandığı devirip teröristle pazarlık masası kuruyorsunuz? O masadan derhal kalkın. İhanet sürecine derhal son verin. Milli iradeye hak ettiği saygıyı gösterin İyi Partililer! Aramızda farklı siyasi parti geçmişine sahip olanlarımız var. Bir kısmımız için ise mensubu olduğumuz ilk siyasi parti İyi Parti. Hepimiz daha iyi bir Türkiye’nin mümkün olduğuna inandığımız için bir aradayız. Bizi birleştiren ideallerimizde yaşattığımız huzurun resmidir. Bizi birleştiren, güçlü bir Türkiye’nin resmidir. Bizi birleştiren mutlu yüzlerle dolu ailelerin resmidir. Hepimiz, bu resmi gerçeğe dönüştürmek için İyi Partiliyiz! İyi Partili için hiç kimse milletten büyük değildir. İyi Partili, adaletin herkes için olduğuna inanır. İyi Partili için Cumhuriyet ve demokrasi, tek kişinin eline bırakılamayacak kadar değerlidir, o değeri taşıyacak olan da demokratik parlamenter sistemdir. İyi Partili, ülkenin tüm kaynakları ırk, din, mezhep, dil, cinsiyet, politika ayrımı yapılmaksızın herkese eşit dağıtılması için çalışır. İyi Partili, her zaman güçsüz ve korunmaya muhtaç insanlarımızın yanındadır. İyi Partili, insanın iyiliğini ve devletin güvenliğini önde tutmayan hiçbir plan ve projenin içinde yer almaz. İyi Partili, ahlâki değerlere, bilimsel düşünceye bağlı, sorumluluk duygusuna sahiptir. İyi Partili, inanç, ifade ve teşebbüs özgürlüğünü demokrasinin temel değerleri olarak görür. Dava arkadaşlarım; Çıktığımız bu yolda, daha yolun başındayız dedik. Yarın iktidara geldiğimizde, yine yolun başındayız diyeceğiz. Çünkü vatanını sevmenin sonu yoktur. Çünkü milliyetçiliğin sonu yoktur. Çünkü vatanını, milletini sevenler için yolun sonu yoktur. Biz İyi Partililer her günümüzü “bugün geriye kalan hayatımın ilk günü” diyerek çalışacağız.