MEhmet Cengiz'in sahibi olduğu Cengiz Holding'e bağlı Eti Bakır A.Ş., Artvin'in Arhavi ve Hopa ilçelerinde 10 köyü tehdit eden maden projesi için sondaj başlatacak. Sondaj çalışmalarını protesto etmek için Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan Arhavi halkına destek AKP'li Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim'den geldi.
Eski CHP Artvin Milletvekili Yüksel Çorbacıoğlu ile maden karşıtı eyleme katılan Ataselim, "Arhavi’de madencilik yapılması doğru değildir ve buna karşıyız" dedi.
Eski CHP Artvin Milletvekili Yüksel Çorbacıoğlu ise “Bu meydanda bu davalarda Arhavi’nin en solundan en sağına kadar bütün partilerin temsil edildiği davacılar var. Bu dava Arhavi’nin davasıdır. Bu bir partinin değil, bu sadece bir derneğin değil, bu sadece Arhavi Belediye Başkanlığı’nın değil bütün Arhavi’nin davası ve bu sağlanmıştır bunu onurla gururla sizinle paylaşıyorum" dedi.
AKP'Lİ BAŞKANDAN AÇIKLAMA
Arhavi'de madencilik yapılmasının doğru olmadığını ve ilçede maden çalışmasına karşı olduklarını ifade eden AKP'li Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 3 aydır madenle ilgili gündemimiz aynı şekilde devam ediyor. Bununla ilgili bu süreç içerisinde özellikle Oğuz Hocamız vatandaşlarımızı bilgilendiriyor. Ve Arhavi halkı madencilik konusunda tam olarak bilgi sahibi olmaya başladı. Biz dedik ki Arhavi’de madencilik yapılmaz, Arhavi deki madenciliğe karşıyız dedik. Şimdi dün ne dediysek teşkilatımızla, milletvekillerimizle, bütün ekip arkadaşlarımla, meclis üyelerimizle birlikte bugünde de aynı yerdeyiz. Arhavi’de madencilik yapılması doğru değildir ve buna karşıyız."
"MADEN FAALİYETİNİ İLÇEMİZDE İSTEMİYORUZ"
Arhavi halkı adına ortak açıklamayı Aşağışahinler köyü Muhtarı Levent Yılmaz yaptı. Yılmaz, şunları söyledi:
"13.06.2024 tarih ve 32575 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve ilçemiz Arhavi'de bulunan 10 köye ait toplamda bin 930 hektarlık alanı kapsayan maden arama ihalesi 27 Temmuz 2024 tarihinde yapıldı ve Eti Bakır A.Ş. tarafından ihale kazanıldı. İlçemiz tarihi, kültürel, yöresel değerleri ve tahrip edilmemiş, el değmemiş doğa yapısıyla ön plana çıkmaktadır. Ayrıca ilçemiz nüfusunun çoğunluğu tarım yapmakta ve başta çay ve fındık tarımı olmak üzere tarım faaliyetleri ile geçimini sağlamaktadır. İlçemizde işlenebilir tarım alanı olan 48 bin dekarlık alanda çay, fındık, mısır, sebze ve meyve üretimi yapılmaktadır. Son dönemlerde iklimi ve uygunluğu nedeniyle likapa yetiştiriciliği de bölgemizde ayrıca önem kazanmıştır. Ayrıca ilçemiz deniz kıyı sahanlığında kurulmuş olup; deniz ve dağ turizmi ile birçok kültürel yapı ve tarihi mirasa sahiptir. Belirtilen maden sahasında birçok tarihi taş kemer köprü de bulunmaktadır. Son yıllarda ilçemizde turizme yapılan yatırım artmakta ve bölge halkına ve ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır.
Yine ilçemizde bulunan Kamilet Vadisi ve su havzasında Bern Sözleşmesi kapsamına giren 87 endemik türden 3'ü bulunmakta olup; sahip olduğu yaklaşık bin 100 adet bitki taksonu ile biyolojik çeşitlilik açısından ülkenin en önemli havzalarından biridir. Kamilet Vadisi'nde neredeyse yok olmak üzere olan ve bu bölgeye özel olan pek çok bitki topluluğu yer almaktadır. Bunlar; Doğu Karadeniz meşesi, kızılağaç yapraklı huş, pembe çiçekli orman gülü, sarı çiçekli orman gülüdür. Ayrıca vadide bulunan acı yonca da sadece Kamilet Vadisi'nde yetişmektedir. İlçemiz Dikyamaç köyünde Doğu Karadeniz bölgesinin ilk ve tek yaşam tarzı müzesi bulunmakta, ayrıca maden sahası olarak ilan edilen yerlerde ilçemizde önemli bir kültür olan atmacacılığın yapılması ve diğer göçmen kuşların da geçiş noktası olması özelliği vardır. UNESCO tarafından bölgemiz gelecek yüz yılın turizm bölgesi olarak ilan edilmiştir.
Yapılacak olan maden araması ve ardından kurulacak olan maden sahası nedeniyle; çevreye, hayvanlara, ekosisteme ve insana geri dönüşü olmayan zararlar verilecek olup; maden faaliyetleri nedeniyle birçok ağır metal de çevreye yayılacaktır. Tüm bunların dışında ilçemizin coğrafi yapısı nedeniyle yapılan bu çalışma sonucunda ciddi heyelanların meydana gelme olasılığı bulunmaktadır. Sınırsız olmayan rezerv bittikten sonra ise geriye çok ciddi bir çevre tahribatı bırakılmaktadır. Arhavili bir vatandaş olarak devlete ve yöre halkına yarardan çok zarar getirecek olan, uzun vadede sadece belirtilen alanla sınırlı kalmayıp tüm doğaya, suya, insanlara ve diğer canlılara, bölge tarihi mirasına ve turizmine zarar verecek olan maden faaliyetinin ilçemizde yapılmasını istemiyorum. Yapılan maden arama ihalesinin iptal edilmesini, Arhavi'de maden sahası ilan edilen yerlerin maden sahasından çıkarılmasını saygılarımla arz ve talep ederim."
"UNUTMAYALIM Kİ HEP BİRLİKTE BAŞARILI OLABİLİRİZ"
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, şöyle konuştu:
"Hepimiz biliyoruz Murgul yanı başımızda. Eğer yaşamak istiyor isek eğer Arhavi çok sağlıklı kalsın, bu doğamız bozulmasın bizler de burada hayvancılığımızı, tarımımızı, çaylarımızı, fındığımızı yapıyor istiyorsak, yaşam sürsün torunlarımız, çocuklarımız da buradaki yaşamdan nasibini alsın istiyorsak, daha sondajdan itibaren yaylalarımızdan başlanacağı söylenen bu madencilik garabeti eğer böyle olsun böyle yapsın istemiyorsak memleketimizi; hep bir arada karşı çıkmak zorundayız. Elbette ki hükümetin, hükümetteki partilerin yanımızda olması bizimle birlikte olması bizim için büyük şanstır. Bu anlamda da onların desteklerini daha fazlasıyla bekliyoruz. Unutmayalım ki hep birlikte başarılı olabiliriz. Ne onlarla ne sadece bizlerle hep beraber tek bir yumruk gibi kimseyi incitmeden kimseyi kırmadan ama doğamızı da aynen bu haliyle koruyarak geleceğe götürmemiz ve yaşanılır bu halini devam ettirmemiz lazım. Durum bütün ülke için bunun bütün ülke içi madencilikte büyük bir felakete doğru gitmektedir. Bunun mutlaka madencilik politikası ortaya konarak bazı yerlerin hızla ve kesinlikle madencilik ve pek çok başka ekonomik faaliyetin dışında tutulması lazım."
"MADENİ KONUŞALIM, GÜNDEMDE TUTALIM"
Arhavi halkı adına Gamze Canoğlu da şunları söyledi:
"Artvin Cerattepe'deki madeni durduran Anayasa Mahkemesi kararı, Eti Bakır işlerinin ilk etabını bitirdiğinde, dokuz yıl sonra çıkabildi. Ne olursa olsun, mahkemelerde avukatlarımızın, siyasi ve bürokratik kanallarda belediye başkanımızın elini güçlendirecek, ama asıl, maden şirketini durdurabilecek oyuncu biziz hem tek tek hem hep birlikte Arhavililer. Bilelim ki, biz ortada yoksak zafer de yok, kurtuluş da. Öğrenelim, öğretelim, konuşalım, tartışalım, madenciyi durdurmanın yollarını arayalım, çözümler bulalım. Evde, kahvede, meyhanede, camide, parkta, sokakta madeni konuşalım, gündemde tutalım, unutmayalım. Çünkü maden şirketi durmadan çalışıyor, her tür şeytanlığa başvurarak hem de. Eti Bakır yerel gazetelere boy boy reklamlar veriyor. Arhavi’deki yerel gazetelere de sesleniyoruz: Maden şirketi üzerinden para kazanmayı reddedin. Arhavi'ye ihanet etmeyin. Aynı şekilde esnafımızı, sanatkarımızı, lokantalarımızı, otellerimizi maden şirketine ve çalışanlarına destek olmamaya, su yemek yatak vermemeye çağırıyoruz. Bırakın köylerimize ve dağlarımıza, Eti Bakır Arhavi'ye bile girememeli. İlerleyen günlerde, köyümüzde madencileri takip edebileceğimiz bir noktada bir nöbet alanı kurmayı planlıyoruz. Madencileri Arhavi’ye sokmamak için gözümüz hep dört açık olacak. Tüm Arhavilileri ve yaşam dostlarını nöbetimize destek olmaya çağırıyoruz. Arhavililer, muhtaç olduğumuz güç sadece biz de var. Kahraman da biziz, başoyuncu da biz. Hayde keyseli, Arhavi seni çağırıyor, Arhavi sana muhtaç. Yurdumuza, doğamıza sahip çıkma zamanı."