Marmara Depremi'nin 23. yılı: Sadece İstanbul'da 11 milyon kişi risk altında

Marmara Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen hala yeterli önlemler alınmadı. Sadece İstanbul'da yaklaşık 11 milyon vatandaşımız deprem riskli binalarda yaşıyor. İBB Genel Sekreteri Gökçe, İBB'nin Marmara'nın güncel depremselliğini de ölçtüklerini söyledi ve tsunami riskinin de böyle ortaya çıktığını ifade etti.

Marmara 23 yıl önce bugün bir felakete uyandı. Büyük Marmara Depremi binlerce insanı canından ve yerinden etti. Öte yandan aradan geçen 23 yılda Marmara'nın deprem gerçeğine ne kadar hazır olduğu ise tartışmaların odağında. Uzmanlar beklenen İstanbul depreminin çok şiddetli olacağını ve İstanbul'un ise bu kadar büyük bir depreme hazır olmadığını belirtiyor. Sadece İstanbul’da 79 bin 891 adet binada 425 bin 868 bağımsız birim riskli yapı olarak tespit edildi.

Yaklaşık 11 milyon vatandaşımız deprem riskli binalarda yaşıyor.

BirGün'e yazan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra GÖKÇE, Marmara Depremi'ni, bugünü ve yarını anlattı.

Depremden bugüne çok bir aşama kaydedilmediğini belirten Gökçe, bugün çok ileri gidilmediğini ifade etti ve "Peki bu süre tamamen boş mu geçti? Hiç mi bir şey yapılmadı?" diye sordu.

İleriye doğru birkaç adım olduğunu söyleyen Gökçe, "17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından 2012 yılında -altını çizmek isterim depremden 13 yıl sonra- merkezi hükümet öncülüğünde TBMM 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’u kabul etti. Kanun genel olarak afet riskine sahip alanlardaki yapıların dönüştürülmesine ilişkin süreçleri belirliyor. Tek yetkili kurum Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. Bakanlık uygun bulursa Büyükşehir ve İlçe Belediyelerini de yetkilendirebiliyor. Önemli bir konu. Neden? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, bizzat kendisi, önemli bir açıklama yaptı, dedi ki: “Nüfusun yüzde 71’i deprem riski olan alanlarda yaşıyor. Türkiye genelinde 1.5 milyon, İstanbul’da da 300 bin bağımsız birimin çok acil bir şekilde dönüşmesi gerekiyor.” Rakamların temelini bulmak pek mümkün değil. Türkiye’de hala yapı envanterimiz yok. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ve Türkiye’nin genelinde kaç yapı var, bunlar hangi tarihlerde yapıldı, sağlıklı mı, değil mi bilmiyoruz. Aradan geçen 23 yılda merkezi hükümet bu konuda normal bir adım atıp bina envanterini çıkartmadı" dedi.

2000 yılında yapılan bir sayımda Türkiye genelindeki 7 milyon 838 bin binanın yüzde 38,7’sinin sağlıksız olduğu ve yıkılıp yenilenmesi gerektiğinin tespit edildiğini hatırlatan Gökçe, bunun yalnızca tespit edilmekle kaldığını söyledi. Nüfusun yüzde 71'inin deprem riski olan yapılarda yaşadığını söyleyen Gökçe, tam 8 noktada sorun olduğunu söyledi:

1. Yetkinin delegasyonu,
2. Riskin tespit edilip boyutunun ortaya konması,
3. Risk teşkil eden unsurların etaplanarak uygulama amacıyla önceliklendirilmesi,
4. Şeffaf bütçeleme ve uygulanacak finansman modellerinin netleştirilmesi,
5. Koordinasyon ve eşgüdümün sağlanması,
6. Gelir kaynaklarının kurumlar arasında dengeli dağıtılması,
7. Katılımcı bir yaklaşımın izlenmesi,
8. Uzlaşma süreçlerindeki belirsizliklerinin giderilerek tanımlı bir hale getirilmesi konusunda eksiklikler var.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi AKP döneminde İstanbul’da yapılan 130 projeyi incelediğini söyleyen Gökçe, "İmar planlarında kamu kullanımına ayrılan yol, yeşil alan, okul, karakol, ibadet yeri, sağlık tesisi gibi donatı alanlarının özel imara açılması, imar ve emsal artışı, imara açılan orman alanları, imar mevzuatına aykırı ek inşaat üreten kaçak imalatlarla bu projelerde toplam 85 milyar dolar bir avuç insanın cebine gitti. 85 milyar dolar ile kaç konut üretilir? İstanbul’da metrekaresi 10 bin liradan hesap edersek, 80 metrekarelik 1 milyon 912 bin 500 konut üretebilir, 191 bin 250 yapıyı yenileyebilir, 6 milyon 311 bin insanımıza sağlıklı, deprem riski olmayan, nitelikli konutta yaşam imkanı sunabilirdik. Sadece 130 projeden elde edilen gelirle. Ne yazık ki tablo böyle olmadı. Hala 3 milyon 270 bin konutta insanlarımız deprem riski altında yaşıyor" ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandıktan sonra tablonun değiştiğini söyleyen Gökçe, hızlı adımlar attıklarını belirtti. Gökçe, "İstanbul Hızlı Müdahale ve Deprem Erken Uyarı Sistemi kuruldu. Marmara’da toplam binden fazla farklı kuruma ait ivmeölçer entegre bir sistemle bütünleştirildi. Bu sistemle 10-15 saniyelik zaman kazanılacak. Az gelmesin. 10 - 15 saniye kritik. Bu bilgi ile deprem sonrası oluşabilecek ikincil afetlerin önüne geçmek için kritik altyapı hizmetleri durdurulacak. Yani yangınlar, su baskınları, elektrik kazaları engellenecek, metrolar duracak, doğalgaz iletimi kesilecek. Depremden sonra oluşabilecek felaketler engellenecek, bu felaketlerde insanlarımız hayatlarını kaybetmeyecek. Binlerce insan kurtulacak" dedi.

Gökçe ayrıca daha önce yapılmayan başka bir şeyi daha yaptıklarını ve Marmara'nın güncel depremselliğini de ölçtüklerini belirterek tsunami riskinin de bu sayede gündeme geldiğini söyledi. "Deprem ile birlikte oluşması beklenen tsunami de deprem kadar tehlikelidir ve hayatımızı tehdit eder" diyen Gökçe, hükümetin tsunami riskine karşı planlarını güncellemesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye Haberleri