Ankara'da, tutuklu öğrenciler için Adalet Bakanlığı önünde 'adalet nöbeti'ne başlayan CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, bakanlık önünde açıklama yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan öğrenci eylemlerinde 301 genç tutuklanarak cezaevlerine gönderilmişti.
Son tahliyeler ile birlikte 294 genç halen tutuklu. Gençlerin sınavlarının da yaklaşması ile hem aileleri hem de muhalefet vekilleri tarafından çağrılar devam ediyor.
Öğrenci eylemlerine verdiği destek ile gündem olan ve sosyal medyada da geniş yurttaş kitlesini arkasına alan CHP Milletvekili Mahmut Tanal, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle Adalet Bakanlığı önünde çadırlı 'Adalet ve Özgürlük Nöbeti'ne başladı.
Tanal yaptığı paylaşımda, "Bu akşamdan yarın sabaha kadar Atatürk Bulvarı’nda, Adalet Bakanlığı önünde; haksız yere tutuklanan gençler ve öğrenciler için ÖZGÜRLÜK ve ADALET nöbetindeyim" ifadelerini kullandı.
POLİS MÜDAHALE ETTİ
Tanal, Bakanlık önünde Özgürlük ve Adalet nöbetine başladığını duyurduktan sonra, sosyal medyadan Tanal'a destek çağrılar yapılmaya başlandı.
Polis ekipleri, kısa bir süre sonra Tanal'ın yanına gelerek nöbeti bitirmesini istedi. Polis ile Tanal arasında tartışma devam ederken, bir başka polis gazetecilerin görüntü almasına engel oldu.
GECE BOYU SÜRDÜRDÜ
Tanal polis müdahalesine rağmen bakanlık önündeki nöbet eylemini sürdürdü. Gece boyunca bakanlık önünde bekleyen Tanal, sabah saat 07.30'da gençler ve öğrenciler için çağrıda bulundu.
"ÖĞRENCİLER SINAVLARINA GİREMİYOR"
ANKA Haber Ajansı'na konuşan Tanal şunları söyledi:
"Cezaevinde bulunan öğrenciler, sınavlarına giremiyorlar. Online eğitim alamıyorlar. Bu cezaevindeki öğrencilerin dışında aynı zamanda, ev hapsiyle, adli kontrol sistemiyle evde bulunan öğrenciler de yine sınavlarına giremiyorlar. Online eğitim sisteminden yararlanamıyorlar.
Anayasamızın 20. maddesi uyarınca, cezaevinde bulunan bir kişi, eğitim hakkından mahrum bırakılamaz. Ceza İnfaz Kurumları 35. maddesi uyarınca, cezaevinde bulunan bir kişi, eğitim hakkından mahrum bırakılamaz. Bu öğrencilerin ya cezaevinden, üniversiteye götürüp sınava girmesini sağlanması lazım."
"BURS KAYBI DA SÖZ KONUSU"
"Cezaevinde bulunan öğrencilerin burs kaybı da söz konusu oluyor. Burs kaybı söz konusu olunca ailevi durumları ekonomik anlamda iyi değilse, o zaman bir dönemde eğitim hakkından mahrum bırakılıyor.
Anayasal anlamda da suç teşkil ediyor, Ceza Kanunu anlamında da suç teşkil ediyor. Burslu olan öğrencilerden, burs kaybı da söz konusu oluyor. Sınavlardan mahrum bırakılmaması lazım. Bu mağduriyetin giderilmesi lazım."
"SİSTEM SÜREKLİ SUÇ ÜRETİYOR"
"Bir başka konumuz da şu anda Türkiye'de mevcut olan 264 kapalı ceza infaz kurumu var. 264 kapalı cezaevinde toplam kapasitesi ise 299 bin 940 kişi ama şuan cezaevinde kaç kişi tutuluyor, 398 bin 694 tutuklu ve hükümlü bulunuyor.
Yani bu mevcut olan sistem sürekli suç üretiyor. Şu anda cezaevinde insanların yatacak yatakları olmuyor. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi için tutuklu ve hükümlüler için Adalet Bakanlığı'na çadır götürdük ve nöbeti burada başlattık. Nöbetimiz bugün için saat 8:30'da sona erecek."
ANAYASA KİTAPLARININ ADALET BAKANLI ÖNÜNDE BULUNMASI YASAK!
"Ayrıca buraya anayasa kitaplarını getirmiştik, ceza kanunlarını getirmiştik, ceza infaz kanunlarını getirmiştik, şu anda kamerayla kaydı alan emniyet mensupları burada anayasa kitaplarının bulunmasının yasak olduğunu, buraya çadır kuramayacağını, söyledi."
"BİZ POLİS DEVLETİ İSTEMİYORUZ"
"Çadırımızı onlar çekti, ben çektim, çadırımız çekilirken burada kırıldı. Basın mensubunun haberle röportaj yapmasını engellediler. Emniyet tarafından benim vatandaşa vereceği mesaj, röportaj yapmamı engelleyerek, eee, bir siyasi partinin milletvekilinin halka vereceği olan mesajları polis engelledi. Biz polis devleti istemiyoruz. Burası hukuk devletidir, parti devleti değildir."
"BU SUÇLAR ZAMAN AŞIMINA UĞRAMAZ"
"Emniyet mensuplarının bu şekilde parti devleti anlayışından vazgeçmelerini istiyoruz. Bu yaptıkları suçtur. Bu suçlar zaman aşımına uğramaz. Günü geldiğinde bunu yapan tüm emniyet mensupları tarafsız, bağımsız yargı önünde bunun hesabını verecektir. Onun için bu eylemi de şiddetle kınıyorum. İçişleri Bakanlığı'nı, Cumhurbaşkanlığı'nı, Adalet Bakanlığı'nı hepsini de bu konuda göreve davet ediyorum."