Mahçupyan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'hırslarının eşiği geçtiğini ve geri dönüş olmadığını' ifade etti. 'Erdoğan'ın MHP'ye bağımlılığının MHP'nin Erdoğan'a bağımlılığından daha fazla' olduğunu söyleyen Mahçupyan, "Erdoğan yalnız kaldığı zaman ve şu andaki gibi çapsız kadroyla yürüdüğünde oradan iyi bir strateji çıkarma şansı yok; bildiği şeyi yapmaya devam edecektir. Ortağını da unutmadan konuşmak lazım. Tek başına karar alma noktasında değil ve artık olmayacak" dedi.
"Ahmet Davutoğlu kendi bildiklerini ve yaşadıklarını anlatırsa bir gün bütün bu yakın tarih yeniden başka türlü yazılacak. Biliyorum çünkü bazı bölümleri dinledim, ancak anlatmak bana düşmez. Biraz o ortamın da olması gerekiyor, kendisine açık olarak da sormak mümkün.
Bu olay, tek kişinin konuşması üzerinden olmayacaktır. Aynı anda yavaş yavaş tomurcuklanan bir başka ortamın içinde olduğumuzun hissedilmesi lazım. İnsanlar geçmişe bir çizgi çektiğimizi hissettikleri zaman daha fazla konuşacaklardır."
Gelecek Partisi'ni demokrat bir parti olarak tanımlayan Mahçupyan, "Demokrat olmak, başkalarını demokratlığa çağırmak ve bu zeminde ittifaklar kurmak istiyoruz, bunun için çaba sarf edeceğiz ancak 'ben şuyum' diyerek kendimize ideolojik olarak bir kalkan çekmenin mantığı yok" dedi.
İlkelerin uyuşması doğrultusunda her partiyle ittifak yapabileceklerini dile getiren Mahçupyan, "Yüzde 1 alsak da yüzde 51 alsak da değişmeyen bir şey var. Hiçbir parti Türkiye'nin sorunlarını tek başına çözemez. Bu ilke önümüzde duruyor. Başkalarıyla beraber davranmak zorundasınız" ifadelerini kullandı.
Bugünkü AKP'yi 'Kendi pilotu tarafından rehin edilmiş bir uçak' olarak tasvir eden Mahçupyan, "Adı aynı ama karşımızda gördüğümüz başka bir oluşum. MHP ile yapılan iş birliği farklı bir organik yapı üretmiş durumda. AK Parti'ye baktığımda 2002'deki hassasiyetlerinin hiçbirini görmüyorum. Epeyce merkezi otoriter, çevresi oportünist olan bir sosyolojik oluşum" yorumunu yaptı.
AKP'nin yozlaştığını ve sona gelmeye başladığını dile getiren Mahçupyan, "Yozlaşması, bittiği anlamına gelmiyor. Alternatif çıkar ve Türkiye'ye güç belirtisi gösterir güven verirse o zaman sonuna gelmiş demektir" diye konuştu.
Siyaseti 'iktidara gelme gücü olarak değil bir etkileme mekanizması' olarak gördüğünü ifade eden Mahçupyan, "Türkiyenin geldiği nokta iktidar olmak için siyaset yapmaya değmez. Bunun için uğraşmak ilginç değil. Türkiye, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana yaşadıklarından sonra başka bir şey yapmak istiyor mu istemiyor mu bize ilginç gelen şey bu. Becermek istediğimiz şey bu problematiği ortaya çıkarmak" dedi.