Sivas Katliamı davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesinin ardından Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruya karşı 22 sayfalık skandallarla savunma metni gönderdi.
Adalet Bakanlığı’nın savunma metninden yer alan skandal ifadeleri Meclis gündemine taşıyan CHP’li Mehmet Tüm, Bakanlığın katliamdan “olay” diye bahsettiğini ve katliamda insanlığa karşı suç ve yaşam hakkı ihlali olmadığını savunduğunu ifade etti.
‘Madımak’ta yakılan ateş hâlâ yanmaya devam ediyor’
Bakanlığın savunmasıyla insanlığa karşı suç işlediğini belirten CHP’li Tüm, skandal açıklamalarına ilişkin “2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli’nde yakılan ateş hâlâ yanmaya devam ediyor. Adalet Bakanlığının Sivas Katliamının zamanaşımı sonrası düşmesine yönelik Anayasa Mahkemesi’ne verdiği savunma, bu ateşi ne yazık ki daha da körüklemiştir. Bakanlık katliamdan ‘olay’ diye bahsediliyor, katliam insanlığa karşı suç ve yaşam hakkı ihlali olmadığı belirtiliyor. Üstelik bakanlığa, tazminat aldıkları için başvurucular artık ‘mağdur’ değil; mağdurlardan yaralanmalarını ispatlamalarını istiyorlar. Bu bir insanlık ayıbıdır, insanlı adına utançtır. Özellikle Alevi yurttaşlarımızın hassasiyetinin olduğu böyle bir konuda, bu şekilde utanç bir savunma yapılması, AKP’nin hâlâ Sivas katliamının avukatlığını yapmaya devam ettiğini göstermektedir. Adalet Bakanlığının bu savunması, insanlığa karşı işlenmiş suça ortak olmaktır.” dedi.
‘Adalet Bakanlığının savunması insani ve ahlaki değerlerle örtüşmekte midir?’
CHP’li Mehmet Tüm, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e verdiği soru önergesinde şu soruları yöneltti:
Sivas Katliamı hangi gerekçeyle insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edilmemektedir?
Bakanlığın savunmasında başvurucuların ‘tazminat almaları nedeniyle mağdur olmadığını’ belirtmesi, insani ve ahlaki değerlerle örtüşmekte midir?
Bakanlık, katliamdan sağ kurtulanların “yaşam hakkı ihlali” iddiasını kanıtlamalarını istemiş midir?
Özellikle Alevi yurttaşlarımızın hassasiyetle yaklaştığı Sivas Katliamıyla neden hâlâ yüzleşilmemektedir?