(Fotoğraf: Zilan Azad)
LGBTİ+ aktivisti ve TİP üyesi İris Mozalar, 10 Temmuz Çarşamba akşamı Kayseri’deki ırkçı saldırılara tepki verdiği paylaşımları nedeniyle evine gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Emniyet ifadesinin ardından basın savcılığına sevk edilen Mozalar, gece boyu nezarethanede kalarak sonraki gün öğle saatlerinde Çağlayan Adliyesi'ne getirildi. Savcıya ifadesini veren Mozalar, tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Mahkeme, 11 Temmuz'da Mozalar’ın 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu' iddiasıyla tutuklanmasına karar verdi.
Tutuklama kararının verildiği gün Çağlayan adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar, feministler ve LGBTİ+ örgütleri, karara karşı bütün süreci azimli bir şekilde takip ederek Mozalar'ın en kısa sürede hapishaneden çıkması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Bir gün sonra Kadıköy Süreyya Operası önünde kitlesel bir basın açıklaması düzenlendi.
Açıklamada, "Alevi, Kürt, göçmen, LGBTİ+, birlikte yaşam isteği cezalandırılamaz. İris'i özgür bırakın" pankartının açılarak "Ne İris’i ne de bizi yalnızlaştırabilir, mücadeleden geriye düşürebilirsiniz. Bu hukuksuzluğa karşı arkadaşımızla dayanışmak için elimizden geleni yapacağız. Arkadaşımızın elini bir an olsun bırakmayacağız" denildi.
Sloganlarla dağılan kitle buradaki açıklamadan tam olarak 1 saat sonra avukat Gizem Karaköçek, İris'in tahliye olduğu haberini aldı.
Tahliye haberi, insan hakları aktivisti İris Mozalar’ın hukuksuz şekilde tutuklanmasına karşı açıldığı belirtilen "İris'e Özgürlük" isimli sosyal medya hesabından duyuruldu.
3 gün boyunca yaşadığı şeyler karşısında şok içerisinde olduğunu belirten İris Mozalar, "Dayanışmanın bir kez daha yaşattığını gördüm" dedi.
Hapishane önünde sloganlar, zılgıtlar ve sevinç çığlıkları duyuldu.