Gaziantep’in ilk kuyumcu ustası, 1918 sonrası Türkistan'dan gelen Sait Türkistanlı oldu. Sait Usta, mesleğe başlamadan önce bir süre Ermeni bir usta ile çalıştı. Bu dönemde Ermeni ustalar yanında çalışan iki çırak daha vardı.
KÜÇÜK YAŞTA MESLEĞE BAŞLAYAN MEHMET ALEMLİ
Gaziantep27.net'in haberine göre ilk çırak Mehmet Alemli, küçük yaşta Ermeni bir ustanın yanında işe başladı. İkinci çırak ise lise öğrencisi olan Mahmut Uğurgel’di. Mahmut Uğurgel, lise eğitiminden dolayı kimya bilgisine sahipti. Bir gün, bir Ermeni kuyumcunun dükkan dışında kömürle altın erittiğini gördü.
TEKNİĞİ ÖĞRENMEKTEKİ ISRAR
Mahmut Uğurgel, kuyumcuya metali nasıl erittiğini sordu. Kuyumcu yeterli cevap veremedi. Mahmut'un tekniği öğrenme ısrarı, kuyumcuyu etkiledi. Kuyumcu, metal eritme işini yarım bıraktı ve Mahmut'u çırak olarak yanına aldı.
ŞEHİR DIŞINDAN GELEN USTALARIN ETKİSİ
Kuyumculuk mesleğine şehir dışından gelen ustalar da katkı sağladı. Adana’dan Celal Bozkurt Eriş, Kafkasya’dan Abdullah Kandemirli ve Nizip’ten Sırrı Özkaya bu ustalar arasındaydı.
ÇIRAKLARIN YETİŞTİRİLMESİ
Çıraklar, "yürü ateşe, yürü suya" ve "aha yere tükürdüm, kurumadan yetiş" anlayışı ile yetiştirilirdi. Çırağın dürüst, çalışkan ve zeki olması önemliydi. Yaz aylarında iş talebi arttığı için çırak ihtiyacı da artardı. Çıraklar, nakit para, döviz ve kıymetli metal taşıma gibi görevler üstlenirdi. Güvenlik ve müşteri kontrolü de çırakların sorumluluğundaydı. İşletmeler arası emtia gidiş gelişini de çıraklar sağlardı.
BÖLGEDE KULLANILAN TERİMLER
Bölgede kalfa kelimesi yerine "halfe", çırak yerine ise "şert" kelimesi kullanılırdı. Gaziantep’in kuyumculuk geleneği, ustaların ve çırakların katkılarıyla bugünlere geldi.