Küçükkaya: Karşımızdaki iktidar da olsa, itiraz etmeye hasretiz

Gazeteci İsmail Küçükkaya, 'Biraz Cesaret' isimli kitabının tanıtımı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Küçükkaya, "Açıkça ve özgürce konuşmaya hasretiz. Karşımızdaki iktidar da olsa, yeri gelince itiraz etmeye hasretiz" dedi.

Gazeteci İsmail Küçükkaya, 'Biraz Cesaret' isimli kitabının tanıtımı nedeniyle Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'e konuştu.

"Kitabın ana felsefesi önce haber, gerçekler. sessizin sesini duyurmak, sorunları açık yüreklilikle ortaya koymak. Kimseden korkmadan, kimseye yaranma gayreti içinde olmadan ve sorunlara çözüm önerisi getirmek, yapıcı bir dille eleştiri ve itiraz hakkımızı kullanmak. Yerelden ulusala, oradan da evrensele uzanan bir bakış açısı ile vizyon aramak. Yani insanımıza hak ettiği huzur, barış, demokrasi, insan hakları, yüksek refah ve yaşam standardını sunmak. Zor dönemi aşmak, sorunları çözmek için metodumuz ortak aklı aramaktır" diyen Küçükkaya, şöyle devam etti:

"Tek adam, tek parti, tek bakış açısı Türkiye'ye yetmez. Bu bakış ülkemize dar gelir. Aradığımız katılımcılık ve çoğulculuktur. Sorunlarımız çözülmez değildir. Yeter ki; umutsuzluğa kapılmayalım. Yeter ki inanalım ve çalışalım. Herkes üzerine düşeni yaparsa aydınlık geleceğe uzanmak ve ulaşmak sanılandan çok daha kolaydır."
Küçükkaya, "Peki bunlar nasıl olacak?" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:

"Biraz cesaret, biraz umut. Aradığımız işte budur. Yolumuz bellidir; Atatürk Cumhuriyeti'ni tam ve gerçek demokrasi ile taçlandırmak. Beni de bu yolda her zaman cesaretlendiren Nihal Kemaloğlu'na minnettarım. Bana Çalar Saat yolunu açan Doğan Şentürk'e ne kadar teşekkür etsem azdır."

‘HER YERE GİDECEĞİZ'

Konuya ilişkin olarak Küçükkaya'nın, 'Biraz Cesaret' adlı kitabının son sayfasında şu yazı yer alıyor:

"Açıkça ve özgürce konuşmaya hasretiz. Çekinmeden soru sormaya… Karşımızdaki iktidar da olsa, yeri gelince itiraz etmeye hasretiz. Bizi yönetenlerin, gazetecilerin karşısına çıkmasına, halkın merak ettiği konuların serbestçe konuşulmasına, tartışılmasına hasretiz. İşte bu hasreti gidermeye çalışıyoruz. Ankara, İzmir, Manisa, Eskişehir, Bursa yayınlarımıza gösterilen olağanüstü ilgiyi buna yoruyorum. Diyarbakır'a da gideceğiz. Batman'a da. Doğu illerinde yayın yapacağız. Karadeniz'e, Akdeniz'e, Trakya'ya… Ülkemizin tüm bölgelerinde adaylarla ve halkımızla buluşacağız.

Bunu niye yapıyoruz peki? Anlatalım. Basına güven azaldı. Medya halktan uzak. Gerçekleri göstermiyor. Halkımızda bir karamsarlık, bir umutsuzluk havası hakim. Aslında toplum depresyonda. Travma yaşıyor. Bunun çıkışı var. Çare mümkün. Ama tedavi için önce teşhis gerek… Bunu kim yapacak? Teşhisi kim koyacak? Basın. Yapmıyor. Bir doktor hastaya doğruyu söylemezse ne olur? Aynen o hesap. Bu durumu geleceğimiz açısından riskli buluyoruz. Demokrasiye inancımızı korumalıyız. Toplumsal umutsuzluk çok tehlikelidir. Bunu aşmak için görev en başta bağımsız medyaya düşüyor. Halkın gerçeğini görmek, anlamak ve aktarmak. İktidarları uyarmak. Görev budur. Yaşadığımız sorunları çözmenin yolu var; Herkes işini iyi yapacak. İşte o zaman kurtuluruz."

'ÜLKEMİN İLK İHTİYACI GERÇEKLERİ ÖĞRENMEKTİR'

2013 yılının 2 Eylül günü FOX TV'de 'Çalar Saat' programına başladığında halkın kendisinden beklentisinin ne olduğunu düşündüğünü belirten Küçükkaya, şunları kaydetti:

"Ülkemin ilk ihtiyacı gerçekleri öğrenmekti. İşimiz, saklamadan, eğip bükmeden, abartmadan aktarmaktı. O tarihte 21 yıllık gazeteciydim. Muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine dek gazeteciliğin tüm kademelerinde tecrübe biriktirmiştim. Fakat televizyon başka bir serüvendi. Bana bu yolu açan dostum, kardeşim, FOX Haber'in kaptanı sevgili Doğan Şentürk'e, yaşadığım sürece teşekkür borçluyum. Doğan, ‘biraderim en iyi yaptığın iş gazete 1. sayfası hazırlamak. Gel bunu televizyonda da yap' deyince Çalar Saat'in dijital baskılarına başladık."

 

Türkiye Haberleri