CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Adalet için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yürüyüş sırasında giydiği 4 ayakkasıbından birini Koç Müzesi'nin istediğini yazdı.
Mustafa Balbay'ın Yurt Gazetesi'nde yayınlanan yazısı şöyle;
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde demokrasi için en temel gereksinim olan toplumsal mutabakatı güçlendirme anlamında tarihsel bir fırsat kaçırıldı.
Belki de daha doğru bir söylemle, iktidar tercihini bu yönde kullandı.
Hem her fırsatta milli birlik ve beraberlikten söz edip hem de ayrımcılık yapmak AKP’nin en iyi bildiği işlerden biri. Önce şunu vurgulayalım; adalet yürüyüşüne günlerce “adalet yolda aranmaz”, “yürümekle yollar aşınmaz”, “yürüyerek kendinize eziyet etmekten başka bir şey yapmıyorsunuz” diyenler 15 Temmuz’daki planlarının çoğunu yürümek üzerine yaptılar.
Biz de onlara “hani yürümekle bir şey olmazdı” demek yerine şunu söylüyoruz:
“Keşke topluma mal olmuş bir yıldönümünü herkesin katılacağı bir düzenlemeyle karşılasaydınız...”
İktidarın 15 Temmuz gece yarısı etkinliklerinin içeriğini üç kez değiştirmesi metal yorgunluğundan çok daha öte bir şey olmalı!
***
Öyle anlaşılıyor ki; Kılıçdaroğlu’nun Meclis konuşmasında gerçeklerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkması gerektiğine yönelik söylemleri sonrasında program değişikliğine gidildi.
Kılıçdaroğlu Meclis’teki gündüz programından sonra milletvekilleri ile grup odasında bir araya geldi.
Yürüyüş sonrası kravat, takım elbise hepimize bir garip geldi. Kılıçdaroğlu ile yollardan sonra ilk kez resmî kıyafetlerle görüştük.
Milletvekillerinin bazıları yürüyüş havasını atmamış, sakalını kesmemişti.
Kılıçdaroğlu da yürüyüş ikliminden çıkmamış görünüyordu.
Öyle bir dinamizm ve özgüven içindeydi.
Milletvekilleri ile genel görüşme sonrasında bir süre makamında görüştüğümüz Kılıçdaroğlu, elde edilen başarı kadar bunun getirdiği sorumluluğun da farkındaydı.
16 Nisan referandumu öncesindeki HAYIR’lı buluşmanın daha da genişlemesi için iyi bir zemin oluştuğu görüşünde.
Yürüyüş sırasında ve sonrasında oluşan “bundan sonra ne yapılacak” sorusuna yanıt çok gecikmeyecek.
Belki daha bölgesel çıkışlar söz konusu...
Yürüyüşün topluma ve tarihe mal olması konusunda da ilginç bir ayrıntı var; Kılıçdaroğlu’nun eskittiği dört spor ayakkabısından birini Koç Müzesi istemiş.
Bu durumda Kılıçdaroğlu’nun kırdığı rekor tarihteki yerini aldı diyebiliriz.
Şimdi sıra gelecekteki yerini almasında. Her türlü tehdide, yok saymaya, provokasyon fısıltılarına karşın yürüyüşe katılanlar adımların geleceğe attıklarını biliyorlardı.
AKP Genel Başkanı’nın 15 Temmuz günü çizdiği gelecek kendi iktidarını sağlamlaştırma arayışından başka bir şey değil. Halkın aradığı gelecek ise hak, hukuk, adalet sözcüklerinin gerçekten içinin doldurulacağı bir Türkiye.
Yürüyüşün bir sonucu da bu oldu; hak, hukuk, adalet açlığı tam olarak açığa çıktı.
Kılıçdaroğlu, deyim yerindeyse ayağının hakkıyla elde ettiği başarıyı bu kavramların daha da yerleşeceği söylemlerle zenginleştirip yürüyecek.