Çukurca'da şehit düşen Piyade Er Yener Kırıkçı'nın 21 Nisan 2019 Pazar günü Akkuzulu Köyü'ndeki cenaze namazına katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve beraberindeki CHP heyetine yönelik linç girişimine ilişkin davanın üçüncü duruşması Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
İlk iddianamedeki 36’sı yetişkin hakkındaki davaya 21 kişi daha eklendi. Linç girişimine ilişkin 10 çocuğun yargılaması ise ayrı yürütülüyordu. Çocukların 18 yaşını doldurması ile onlar da ana dosyaya eklendi ve toplam sanık sayısı 67’ye çıktı.
Duruşmada sanık savunmaları alındı. İddianamede Kılıçdaroğlu’na ve CHP’lilere “Hainler dışarı” diye bağırdığı, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellediği kaydedilen sanık Halil İbrahim Topçu, kendisinin Kılıçdaroğlu ve milletvekillerine küfretmediğini ve PKK’ya küfrettiğini savunarak, “Arbede olduktan 10-15 dakika sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğu evin balkonuna çıktım, sigara içiyordum. Kemal Kılıçdaroğlu gelmeden oradaydım. Orada biz yine slogan attık... Balkondan aşağı Kemal Kılıçdaroğlu eve girdikten 3-5 dakika sonra balkondan aşağı indim” diye konuştu.
'Elim havalandı'
Topçu, Kılıçdaroğlu’na neden yumruk salladığına ilişkin soruyu “Yanımdakilerden biri elini koltuğumun altına sokması nedeniyle elim havalandı” diye açıkladı. Görüntüler izletilen Topçu, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı eve yönelerek bağırdığını söyledi. Topçu, hakimin “Hainler dışarı’ diye bağırdın mı?” sorusuna “Niye hain olsun efendim. O da bizim başkanımız” diye yanıtladı.
Görüntü kaydında “Hainler dışarı” diye slogan atarken görülen Topçu, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez diyordum” savunması yaptı ancak hakim “Burada (görüntüde) şehitler ölmez, vatan bölünmez sözü yok” dedi. Topçu, “Efendim ne söylediğimi bilmiyorum” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün ensesinden tutarak çekiştirdiği tespit edilen sanık Hasan Hüseyin Destan, daha önce açık kalp ameliyatı geçirdiğini belirterek, olay günü kalabalığın arasında kaldığını ve fenalaşmamak için etrafındakileri itelediğini söyledi. Destan, “Etrafımdakileri iterken elim Levent Gök’e değmiş olabilir” dedi. Olay gününe ait görüntülerin izletildiği Destan, Gök’ü tutmadığını ancak göğsüne değmesin diye Gök’ü eliyle iteklemiş olabileceğini dile getirdi.
Destan, izletilen görüntüsünün ardından “Benim dokunma gibi bir imkanım yok ya” dedi. Gök’ün arkasındaki kişinin kendi olduğunu ancak elleriyle tutmadığını anlatan Destan, “Benim niyetim cenazeye katılmaktı, yoksa benim kimseyle alıp veremediğim yok” diye konuştu.
CHP Avukatı Çelik, Destan’ın Gök’ün ceketinden çektiğinin fotoğraf karesinde net olduğunu ve suçu işlediğini dile getirdi.
'Askerlik heyecanı'
CHP aracına taş attığı, Kılıçdaroğlu’na küfrettiği ve onun sığındığı evden çıkmasını engelleyen grupta yer aldığı tespit edilen sanık Hasan Durut, olay günü asker yemeğinin olduğu için Çubuk’ta bulunduğunu, asker cenazesi olduğunu öğrenince cenazeye katıldığını söyledi. Durut, arkadaşlarıyla cenazeye katıldığını aktararak, su deposunun üzerinde arkadaşlarıyla oturduğunu ve o sırada küfürler söylendiğini kaydetti. “Askerlik heyecanı biz de katıldık” diye kalabalığa dahil olduklarını belirten Durut, herkesin kolkola girerek Kılıçdaroğlu’nun yanına doğru gittiklerini belirtti. Durut, “Hemen önümdeydi zaten isteseydim vururdum” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evinin önüne de köyden ayrılması için gittiklerini söyleyen Durut, CHP aracına taş atmaya çalıştığını ancak taşın isabet etmediğini belirtti. Durut, ilk ifadesi alınırken küfür ettiğine yönelik beyanın astsubay tarafından yazıldığını ancak ifadesinde böyle bir beyanda bulunmadığını kaydetti.
İzletilen görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu kabul eden Durut, “Milletin galeyanına geldik” diyerek, slogan attığını kabul etti. Durut, CHP aracına attığı taşı “Küçük bir taş vardı, onu da zaten montumdan atamadım. Attık taş kendi köyümüzden vatandaşın birine geldi” diye konuştu.
'Kılıçdaroğlu'na söylemedim'
Kılıçdaroğlu’na “Şerefsizi kaçırmasınlar” diye bağırdığı ve sığındığı evin içinden çıkmasını engellediği iddianamede belirtilen sanık Hüseyin Aydın’a olay gününe ait görüntüler izletildi. “Yolda yürürken şerefsizler cenazeyi bile gömdürmüyorlar” sözünü Kılıçdaroğlu’na değil ona saldıranlara söylediğini ileri süren Aydın, cenazede MHP’li gençlerle beraber yürüdüğünü de söyledi. Aydın, kendisinin kurt işareti yaparkenki görüntüsünü de kabul etti.
Hakimin “Kaçırmayın o şerefsizi, şehit cenazemizi gömemedik sesi var videoda” dediği Aydın, “Şehit cenazemizi gömemedik, şerefsizi kaçırmasınlar sözünü kullandım. Kılıçdaroğlu’na söylemedim, cenazeyi karıştıranları kastettim” diye hakime yanıt verdi.
Aydın, görüntüde yer alan “Vay şerefsizler” sözünü kendisinin söylemediğini savundu. Aydın ayrıca Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin önündeki “Nereden çıkacakmış, çık bakalım” sözünü de kabul etmedi.
'Önümdeymiş, bilmiyordum'
İddianamede Kılıçdaroğlu’na hakaret ettiği ve sığındığı evin içinden çıkmasını engelleyen grupta yer aldığı anlatılan sanık Hüseyin Kestir, cenaze sırasında top arabasının önünde olduğunu ve Kılıçdaroğlu’nun de kendisinin önünde bulunduğunu söyleyerek, “Önümdeymiş, bilmiyordum” dedi. “Defol” diye bağırdığını kabul eden ancak Kılıçdaroğlu’na yönelik olmadığını dile getiren Kestir, “Bağırdım ama kim olduğunu bilmiyordum” diye kendini savundu. Görüntüler izletilen Kestir, Kılıçdaroğlu’nun korumasının önünde duran kişinin kendisi olduğunu kabul ederek, “Öfkeyle şeyler yapmaya çalışıyorum” dedi. Hakim “Ne yapmaya çalışıyorsun?” diye sordu, Kestir “Millet ne yapmaya çalışıyorsa, onu” diye yanıt verdi.
'Utandım'
CHP aracına taş attığı, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engelleyen grupta yer aldığı iddianamede belirtilen sanık Hüseyin Üzüm, araca taş atıp, atmadığını hatırlamadığını dile getirerek, taş attığı anın görüntüsünün kollukta gösterildiğini aktardı. Üzüm, Kılıçdaroğlu’ndan özür dileyerek, “Kamerada kendimi görünce utandım. Özür diliyorum. Çok pişmanım” dedi.
Görüntülerin izletilmesinin ardından Üzüm, CHP aracına taş attığını kabul etti. CHP Avukatı Çelik, Üzüm ve beraberindekilerin jandarma ile konuşurken Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evden çıkmasını engellemeye çalıştığını belirtti.
Kılıçdaroğlu’na “Şerefsizin yeri yok burada” dediği belirlenen sanık Mehmet Arif Arslan, Melek’te oturduğunu ve kendisinin gazi olduğunu belirterek, Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı’nın yönetim kurulunda görev yaptığı için şehit cenazesinden haberi olduğunu belirtti. Olay öncesinde kendisini ve şehit babasını birinin iterek geçtiğini aktaran Aslan, polislere “Bunlar Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber gelen ekipten. Hem beni hem de şehit babasını itti. Bunlar provoke etmeye gelmişler’ dedim. Ben sonradan olayın kamera görüntülerini izlediğimde şu adam bizi itti diye işaretledim. (Kolluk ifadesinde) Yazıldı mı, yazılmadı mı bilmiyorum” diye konuştu.
'Manşet olduk'
Top arabasının arkasından giderken oluşan karışıklıkta kendisine de vurulduğunu ve kendisine vuranlara “Şerefsiz” dediğini aktaran Arslan, Kılıçdaroğlu’nu kastetmediğini belirterek , “Olayı o kadar provoke etmişler ki Oda TV’ye bile manşet olduk” dedi. Olaya ilişkin görüntüler haber olurken Oda TV’nin kendisini “IŞİD teröristi” olarak gösterdiğini ileri süren Arslan, Kılıçdaroğlu ile geldiğini iddia ettiği birinin olayı provake ettiğini yineleyerek, gözlüklü bir şahsın insanları ittiğini belirtti. Başka bir cenazede de bu kişiye gördüğünü kaydeden Arslan, “O cenazede beni gördü bir şey yapamadı. Azarı yemiş” dedi.
“Allah belanı versin” dediğini ancak bu sözü kendini itenlere söylediğini açıklayan Arslan, güvenlik görevlisi olduğunu bilmediği bir kişiye “Şerefizlerin burada yeri yok, ben gaziyim çekil ya” dediğini kabul etti. Görüntülerde CHP Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir’ e “Şerefsizlerin burada yeri yok” dediğini de kabul eden Arslan, Demir’in Kılıçdaroğlu’nun danışmanı olduğunu bilmediğini söyledi.
CHP Avukatı Çelik, Arslan’ın olayın en başından sonuna kadar provokasyon yaptığını belirterek, “Kare kare kanıtlayacağız, Sayın Genel Başkanımızın korumasıyla bağlantı kurulmasını kabul etmiyoruz. Kendisi polis memurudur... Sayın Genel Başkanımızın geldiği andan itibaren onu işaret ettiğini göstereceğiz” diye konuştu.
'Kuzu kuzu dinledik'
Kılıçdaroğlu’na yönelik “Evi kilitleyin, gömün koyman” dediği belirlenen sanık Mustafa Günebakan, Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin önüne neden gittiğini anlattı. “Evi kitleyin” diye bir sözünün olmadığını savunan Günebakan, izletilen görüntülerin ardından kendisini korumak için Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evin balkonuna çıktığını, “Kahrolsun PKK” sloganı attığını söyledi. Milli Savunma Bakan Hulusi Akar kitleyi sakinleştirmeye çalıştığını aktaran Günebakan, “Kendisini kuzu kuzu dinledik, ben de ‘Bırakın arkadaşlar, gitsin’ diye bağırdım” sözleriyle kendini savundu. Hakimin “Götürsenize buradan, götürsenize buradan, diyorsun. Kılıçdaroğlu’na mı söylüyorsun?” sorusuna Günebakan, “Kime söylediğimi bilmiyorum” diye yanıt verdi. Hakim, “Kime söylediğini bilmeden işaret ederek nasıl götürsenize buradan diyorsun” diye konuştu.
'Gömün demedim, büyütmeyelim dedim'
CHP Avukatı Çelik, Günebakan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik “Gömün” dediğini ve kitleyi provoke eden kişiler arasında yer aldığını söyledi. Çelik, Günebakan hakkında suç işlemeyi tahrikten değil öldürmeye teşebbüsten yargılama yapılması gerektiğini belirterek, davanın “halen asliye ceza mahkemesinde” görülmesini eleştirdi. Günebakan, Kılıçdaroğlu’na “Gömün” demediğini söyleyerek, “Arkadaşlara bırakın,
'Bir an önce gitmesini istedim'
Kılıçdaroğlu’na “Hainler dışarı” diye bağırdığı ve onun sığındığı evden çıkmasını engelleyen grupta yer aldığı tespit edilen Nuh Resimci, Kılıçdaroğlu’na yönelik slogan atmadığını ancak askere “Araca bindirin götürün” dediğini kabul etti. Olayın görüntüsü izletilen Resimci, Kılıçdaroğlu’nun bir an önce gitmesini sığındığı evin yakılma ihtimali nedeniyle olduğunu belirterek, “Halk evin yakılacağını söylediği için bir an önce gitmesini istedim” dedi.