halkv.com.tr Haber Merkezi
CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa aday adayı olan İlhan Cihaner, Aytuğ Atıcı ve Tolga Yarman'ın delegelerden gereken imzayı toplayamaması üzerine kurultaydaki seçime tek aday olarak girdi.
Kurultayda bulunan 1356 delegeden 1319'u 44 sandıkta oy kullandı. Covid-19 nedeniyle yığılmaların önüne geçmek amacıyla 132 kabin oluşturuldu. İlçe Seçim Kurulu görevlileri delegeleri sosyal mesafe kurallarına uymaları konusunda uyardı.
Seçimde 1318 delege oy kullandı. Kılıçdaroğlu geçersiz kabul edilen 67 oy hariç geçerli 1251 oyu alarak 6'ncı kez Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı seçildi.
Yeniden genel başkan seçilmesinin ardından bir kez daha kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu konuşma yaptı. Konuşmasında 'birliktelik' vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, tüm delegelere teşekkür etti.
"Birlikte imza attık"
Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildikten sonra yaptığı konuşmasının başında “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganlarını, “Bir şeyi unutmayalım, hepimiz 2’nci yüzyıla girerken beyannamenin altına imza attık. İmza atan her delegemiz bu halkın umududur” sözleriyle kesti.
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
Biz, çok ama çok önemli bir söz verdik. 2023’te, Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’üncü yılında Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandıracağız dedik.
"En geç 2023'te Cumhuriyet'i demokrasiyle taçlandıracağız"
Cumhuriyet’i kuranlar, Cumhuriyet’in demokrasiyle taçlandırılmasını hep istemişlerdir. Ne dedik, en önemli devrimlerin altında CHP imza atmıştır. Cumhuriyet’in kurulması, 1946’da çok partili yaşama geçilmesi, 1970’lerde sosyal demokrat hareketin demokrasinin en önemli unsuru olarak politikada yer alması, şimdi de 4’üncü devrime hazır olacağız. En geç 2023’te Cumhuriyet’imizi demokrasiyle taçlandıracağız.
"Ortadoğu'yu savaş alanı olmaktan çıkaracağız"
Zor bir sorumluluk üstlendik ama bu zorluk bizim umudumuzu perçinledi. Birlikte yola çıktık, birlikte yürüyeceğiz. Kimseyi kırmadan, kimseyi ötekileştirmeden, 83 milyon insanı kucaklayarak onlara demokrasiyi anlatarak yola çıkacağız. Biz söz verirken sadece kendi ülkemiz için değil, bütün Ortadoğu’yu bir savaş alanı olmaktan çıkarıp bir barış havzasına dönüştürme sözü verdik.
Ortadoğu Barış Teşkilatını kuracağız dedik. İran’la, Irak’la, Suriye’yle beraber olacağız. Ortak tarihimiz, ortak kültürümüz var. Bütün farklılıkları zenginlik kabul ederek, bu coğrafyayı bir barış havzasına dönüştüreceğiz. Böylece Türkiye, göreceksiniz ki Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyet, 21’inci yüzyılın da parlayan yıldızı olacaktır.
"Linç girişiminde bulunabilirler ama inancımızdan vazgeçmeyeceğiz"
Barıştan yana olmayanlar, iktidar oldu diye sadece kendi cebini düşünenler, toplumu kutuplaştırarak kendi iktidarlarını korumak isteyenler bize karşı çıkabilirler. Baskı yapabilirler, linç girişiminde bulunabilirler ama ne yaparlarsa yapsınlar inancımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Oy verdiniz, sağ olun teşekkür ederim. Verdiğiniz her oya layık olmaya çalışacağım. Yeri gelir, 24 saat çalışırım. Bu ülkeyi huzura kavuşturmak için 24 saat çalışacağım. Bu arada bu taahhütlerimizi dostlarımızla birlikte yerine getireceğimizi söyledik. Demokrasiden, insan haklarından, kadın-erkek fırsat eşitliğini savunan, hiçbir çocuğun aç girmemesini savunan herkesle birlikte yapacağız. Kavga, ayrışma zamanı değil birlikte olma zamanıdır.
Birliktelik vurgusu
Herkes bizim gibi düşünmeyebilir ama her düşünceye saygı göstermek bizim görevimizdir. Farklı görüşleri mutlaka dinlemeliyiz. Olur ya bizim de eksiğimiz olabilir, olur ya bizim de yanlışımız olabilir. Bakın biz ne kadar hoşgörülüyüz. Hoşgörüyü toplumun her tabakasına ulaştırmak zorundayız. Sevgi kadar güzel bir şey yoktur. Bu toprakların hamurunda sevgi vardır. Yunus Emre, Erzurumlu Emrah, Mevlana, Hacı Bektaş Veli bu toprakların insanıdır. Şöyle bir baktığınızda bu toprakların mayasında bereket, kardeşlik, sevgi, hoşgörü var. Ayrışma yok. Ayrıştırmak isteyenler kendi koltuklarını korumak isteyenlerdir. Biz bunlardan olmayacağız. Bizim siyaset anlayışımız asla böyle olmayacaktır. Yeni bir siyaset anlayışı başlattık, yeni siyaset anlayışıyla yola çıkacağız.
Ekoloji vurgusu: Anayasamıza ekleyeceğiz
Dünyanın en güzel ülkesi Türkiye aslında. Denizlerimiz var, göllerimiz var, kuşlarımız var, dağlarda keçilerimiz var, kedilerimiz var… Pandemi bize şunu öğretti; ağaca, suya muhtaç olduğumuzu öğretti. Kuş sesine hasret kaldık. Sokaklarda beraber olabiliriz ama bizim dışımızdaki canlıların da biz evlerde kapanırken bütün canlıların özgürce gezdiklerini düşünün. Ne kadar güzel bir doğa… Biz o doğayı korumak zorundayız. Gelecek çocuklarımıza, doğacak olan çocuklarımıza güzel bir coğrafyayı hediye etmek zorundayız. Biz bunu Anayasamıza yazacağız. Bizim sorumluluğumuz bizden ibaret değil, bizden sonraki kuşakları da korumak zorundayız.
Hep birlikte çalışacağız. Derler ya bir elin nesi var iki elin sesi var… Oysa bizde milyonlarca el var. Milyonlarca el ortak söylemi gerçekleştirdiğimizde emin olun sadece Türkiye’de değil dünyanın en ücra köşelerinde bile bizim sesimiz olacaktır.
"Sorumluluğumuz demokrasiyi getirerek dünyaya örnek olmaktır"
Konuşmamda, bu kurultay sadece Türkiye’deki vatandaşların izlediği bir kurultay değil, Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’ya kadar herkesin büyük bir dikkatle izleyeceği bir kurultay demiştim. Teknoloji tüm dünyayı yakınlaştırdı. Bizim sorumluluğumuz demokrasiyi getirerek, dünyaya örnek olan bir yönetim kurmaktır. Farklılıklarımızı zengin olarak kabul edip onun üzerinden kendimize yol çizeceğiz. Bu yol Gazi Mustafa Kemal’in söylediği çağdaş medeniyet seviyesini aşmaktır.
Bana verdiğiniz görev için bütün delegelere yürekten teşekkür ediyorum.