Kılıçdaroğlu, yeni yıl öncesinde bir araya geldiği gazetecilerin Ankara temsilcilerinin sorularını yanıtladı.
Hürriyet'ten Hande Fırat'ın haberine göre, Kanal İstanbul'un yapılacağına inanmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "CHP iktidar olduğunda bu kanalın yapımına kim talip olduysa beş kuruş ödenmeyecek. Ben bunu deyince ‘Devlette devamlılık esastır’ dedi. Yolsuzluğun, kul hakkı yemenin, israfın, hortumculuğun devamlılığı olmaz. Herkes şapkasını önüne ona göre koysun. Bu, İstanbul’u yok etme projesi. Erdoğan, ‘Ekrem Bey bizi ikna etsin’ demiş. Ekrem Bey’e randevu vereceksiniz. Ekibini alacak, gidecek. Nasıl bir felaket projesi olduğunu ona anlatacak" dedi.
Proje ile gündemin değiştirilmeye çalışıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Hangi parayla yapacaklar. Katarlılara güveniyorlar, onlar gelip yapacak” ifadelerini kullandı. Proje sayesinde Erdoğan’ın 'fizikçi, kimyacı olduğunu da kamuoyunun öğrendiğini' söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir de ahlak, erdem, adalet nedir bunu öğrense mutlu olacağım” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu 'Proje iptali için itiraz dilekçesi verecek misiniz?' sorusuna ise "Siyasetçiden çok vatandaşların dilekçesi daha anlamlı. Benim imza vermem olayı bağlamından koparabilir" diye cevap verdi.
"Yargı rantlara kılıf hazırlıyor"
Sinan Aygün’ün CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik suçlamalarını da değerlendiren Kılıçdaroğlu “Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’a ‘Hukukun gereği neyse yapın’ dedim. Rantiyeciler yargıyı kullanarak idareyi dolaylı olarak baypas ederek kendi rantlarını sağlıyorlar. Yargı bir anlamda haksız olarak elde edilen rantlara hukuki kılıf hazırlıyor. Haksızlığın, kul hakkı yemenin, yolsuzluğun hakkı mı olur? Haksızlığa karşı çıkanın yerine kayyum mu atanır? Sadece Togo kuleleri değil, Eskişehir yolunda haksız rant elde edilen başka yapılar da var. Bunların hepsinin üzerinde durmak lazım" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet'in aktardığına göre Kılıçdaroğlu ayrıca, "Eskişehir yolundaki rantı 5-6 kişi kontrol ediyor. Hazine, TOGO kulelerinin arsasına el koymalı, Maliye denetmenleri devreye girmeli" diye konuştu.
Aygün’den rüşvet istendi iddiasına ilişkin "Bildiğim kadarıyla rüşvet yok. Okul binası yapımı var" diyen Kılıçdaroğlu, Aygün'ün ihracı için Ankara İl Başkanlığı'nın süreci başlattığını vurguladı.
"Erken seçim beklentim yok"
2020'de erken seçim beklentisi olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi'ne ilişkin sorulara ise şu yanıtı verdi:
"Erdoğan iktidarda kalmak için ne gerekiyorsa yapıyor. En büyük endişem, giderken Türkiye’ye büyük zarar vermesi. 2020’de erken seçim beklentim yok. Ali Babacan ile henüz görüşmedim. Abdullah Gül ile bir yakınının sağlık sorunu ile ilgili telefonda görüştüm. Yeni ittifaklar olabilir. Türkiye iki bağlamda ayrıştı. Demokrasiden yana olanlar, otoriter rejimden yana olanlar. Böyle olunca iki ayrı ittifak olması lazım. Gerek Babacan gerek Davutoğlu yaptıkları açıklamalarda güçlü parlamenter sistemden yana olduklarını ifade ediyorlar. Bizi memnun ediyor. Demokrasiden yana olan tüm tarafların iş birliği yapması lazım."
"Türkiye savaşmak için değil tarafları barıştırmak için orada olmalı'
Türkiye'nin Libya politikasına da değinen Kılıçdaroğlu,“Askerimizin kanının Arap çöllerine dökülmesini istemiyoruz. Suriye politikasının Türkiye’nin başına açtığı dertleri görmüyorlar mı? İhvan eksenli bir dış politika oluşturursanız geleceğiniz nokta burasıdır. Libya’ya da İhvan kardeşliği için gidiliyor. Sağlıklı bir dış politika yok, derinlik yok, tarih yok. Gerek Suriye gerek Libya açısından izlenen dış politika Türkiye’ye yarar değil zarar getirecektir. Mısır tanklarını soktu, ne olacak şimdi? Askerimiz Libya’da Mısır güçleri ile mi çatışacak? Niye gidiyoruz? Kendisini kefenle karşılayanlar vardı, sonra paralı askerleri oldu, onları derlesin toparlasın, göndersin. TSK’yı Libya’ya göndermek asla doğru değil. Türkiye savaşmak için değil, tarafları barıştırmak için orada olmalı, böyle bir rol üstlenmeli” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Atatürk de Libya’ya gitti” şeklindeki sözünü de eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Bu kadar tarih bilgisinden yoksun olan bir kişi ilk kez görüyorum, devleti yönetenler arasında... Libya o zaman Osmanlı toprağı. Osmanlı toprağını korumak için Osmanlı paşasından ne beklenir. O da gidecek oraya mücadele edecek. Sadece o değil ki İnönü de Osmanlı coğrafyasında savaştı. Ama şimdi Libya devletine ait. Hangi gerekçeyle oraya gidiyoruz. Mısır oraya tanklarını soktu, ne olacak şimdi Libya? Bizim askerimiz Rusya, Mısır ve Libya güçleriyle çatışacaklar” dedi.
"Asgari ücret açlık sınırı oldu"
Kılıçdaroğlu, açıklanan asgari ücretle ilgili, “asgari ücret aslında açlık sınırını belirleyen ücret haline geldi” değerlendirmesini yaptı.
Yaşanan krizin faturasını emekli, memur, işçi, esnaf ve çiftçinin ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Saray, çevresi, devletten dolar basında ihale ve garanti alanlar. Paralarını Londra’ya götürüp lüks villalar alanlar. Bunlar da kazananları. Saray kazananların arkasında duruyor. Yoksullardan elde ettiği tasarrufu, ödemesi gereken parayı kısarak eksik ödeyerek kaynakları bir şekilde bu tarafa aktarmış oluyor” diye konuştu.