CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. 104 emekli amiralin yayınladığı bildiri üzerinden başlayan darbe tartışmaları hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Vay efendim Türkiye'de darbeciler var. Ne darbesi, ne darbesi kardeşim? Montrö Sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçiler açıklama yaptı tık yok. Emekli amiraller açıklama yaptı vay efendim yeniden darbe. Ne darbesi kardeşim. Ne darbe paranoyası bu?" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Önce bir durum tespiti yapmamız gerekiyor çünkü Türkiye farklı bir sürecin içine evrilmeye başladı. Tümüyle yönetimi, yönetim erkini kaybetmiş bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye'yi yönetemiyor, ağır sorunların altında ezilen, çaresizlik üreten, çaresizliği örtbas etmek için sağa sola saldıran yapay gündemlerle toplumu meşgul etmek isteyen tek kişi hükümeti ile karşı karşıyayız.
"Milleti canından bezdirdiler"
Şu anda pandemi sürecindeyiz. İnsanlar can derdinde aşı bekliyorlar. Nerede aşılar? Kim halkın can güvenliğini sağlayacak? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Bu soruyu herkesin kendisine sorması lazım. Özellikle AK Parti'ye geçmişte oy vermiş şimdi kafası karışık kardeşlerime sesleniyorum. Türkiye'nin gidişinden memnunsan alkışla, bu gidiş gidiş değil diyorsan bu kardeşini dinleyeceksin. Ben sana her zaman her yerde doğruları söylemeye devam edeceğim.
Sağlık çalışanlarını hep beraber alkışlıyoruz. Çocuklarını görmeden 24 saat çalışıyorlar. Pandemi ile mücadele ederken hayatlarını feda ediyorlar. Bu insanların elleri öpülmez mi? Bir istekleri vardı. Covid-19 dolayısıyla hayatını kaybedenler için bunu meslek hastalığı kabul edin dediler. Yapmıyorlar. Vicdan yok mu siz de? Bir taleplerini neden yerine getirmiyorsunuz? Bunun sorgulanması lazım. Çok sayıda sağlık çalışanı hayatını kaybetti bu süreçte. Bütün bunların sorumlusu kim? Bu ülkeyi yöneten kim? Bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olan kim? Milleti canından bezdirdiler.
"Dayısı olanlara ambulans uçaklar hazır. Peki garibanlara?"
İki örnek vereceğim. Aslı Özkısırlar. İzmir'de elleri ile yaptığı takıları satarak geçimini sağlıyor. Bir hastalığı var yatarak tedavi olması lazım. Bir türlü boş yatak bulamıyorlar. Sonunda, "Neredeyse 10 günden fazladır hastaneye yatış için bekliyorum. Yatak yok ama siz yapın kongrenizi benim çektiğim ağrının, eziyetin ne önemi var sonuçta. Sürünerek ölürsünüz umarım" diye de beddua ediyor. 21. yüzyılın Türkiye'sinde yatak bulunamadı ve hayatını kaybetti. Kim sorumlusu? "Bay Kemal sorumlusu" diyecek. Beyefendi bunun sorumlusu sensin sen. Sırtı kalın olanlara, dayısı olanlara ambulans uçaklar hazır. Peki garibanlara? Dayısı olmayanlara? Sözcüsü kim olacak onların dertlerini kim dile getirecek. Ben getireceğim, biz getireceğiz. Dostlarımız bu ülkenin garibanlarıdır, işsizleridir.
"Çifte standart devlet yönetiminde olmaz"
Kayseri'de Sidar adında 16 yaşında bir kızımız. Evine giderken güvenlik görevlisi çağırıyor. Maskeyi nizami takmadın diyor ve ceza kesiyor. Sidar'ın babası esnaf. 900 lira ceza kesiyorlar. Nereden ödeyecekler? Ödeyemiyorlar. 22 Mart'ta kendisine bir mektup. 23 Mart'ta icraya geleceksin diyorlar ve gidiyor. Kendisine bir ödeme emri geliyor. Sen ödemezsen babandan haczedeceğiz, parayı alacağız diyor. Bu bir zulüm değil mi?
AK Parti'nin kongresinde bir sürü maskesiz adam var. Ceza yazan var mı yok. Bunların dayıları var, bunlara ceza yok. Bunu vicdan kabul eder mi? AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. 16 yaşındaki kıza 900 lira ceza bunlara sadece alkış. Çifte standart devlet yönetiminde olmaz. Birisi için farklı, birisi için farklı. Buna da devlet yönetimi diyeceksin. Farklılık yaratarak devlet yönetilmez. Bu tabloyu eğer AK Partili, MHP'li kardeşlerim içlerine sindiriyorsa bir şey demiyorum. Sözüm sözdür, bu ülkeyi adaleti getireceğim.
"CHP bilin ki devleti adalet ile yönetecektir"
Kongrelere Karadeniz'den başladılar. Defalarca dedik yanlış bu arkadaş diye. CHP Kurultayı'nda bütün sosyal mesafeler korunmuştur. AK Parti kurultayında yoktur. CHP devleti yönetmemektedir. AK Parti'nin bir kişisi devleti yönetmektedir. Bu tablodan hangisi örnektir? CHP bilin ki devleti adalet ile yönetecektir.
Kurultay öncesi, gazeteciler burada sorsunlar onlara. CHP kurultayı nasıl oldu diye. Bütün AK Parti'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Kurultay'dan önce Sağlık Bakanlığı'na yazdık. Açık yerde yapacaksınız dediler, biz de yaptık. Hiçbir vatandaşımızın hayatını tehlikeye atmadık. Şimdi söyleyin kim devleti daha iyi yönetir? Kim vatandaşına değer verir? Diyorlar ya, "CHP gelse acaba yönetebilir mi?" diye. Bal gibi yönetir. Güzellikle yönetir. Açlık olmaz.
"Bilim Kurulu ayrı havada, Sağlık Bakanı ayrı telden çalıyor"
Bir de Bilim Kurulu var. Ne dedikleri, söyledikleri belli değil. 4 Nisan itibariyle ABD'yi geçtik vaka sayısında. Dün 193 kişi hayatını kaybetti. Nasıl yönetiliyor bu ülke? Bilim Kurulu hikaye tamamen. Hiçbirisinin bilim ile ilgisi yoktur. Bilim Kurulu dediğin senin dediğin kurallara iktidar uymazsa, izzeti ikbal ile çekileceksin oradan. Tam tersi oluyor. Bilim Kurulu ayrı havada, Sağlık Bakanı ayrı telden çalıyor. Saray ise kaç kişi ölürse ölsün diyor. Bu mudur devleti adalet ile yönetmek?
Bunun bir faturası vardır. Kime çıkıyor bu fatura? Saray ve beslemelerinin durumu çok iyi. Beş ayrı yerden maaş alıyorlar. Vergide ödemiyor bunlar. O da başka kurumlar tarafından ödeniyor. Bir elleri yağda, bir elleri balda. 193 kişi hayatını kaybetmiş insan gece uyuyamaz ya. Bunların umurlarında değil. Bekledikleri tek şey ceplerini doldurmak. Bunların derdi o, tefecilere çalışıyorlar. Beşli çetede memnun hayatından peki esnafın, manavın, taksicinin, apartman görevlisinin, simitçinin bunların durumu nedir? Saray biliyor mu? Sarayın umrunda bile değil. Bin lira verdim idare edin. Sen bir ay geçin bakalım. Sen bin liraya para bile demiyorsun. Senin gözünün önünde Amerikan doları var.
"Bu esnaf sana sandıkta hesabı soracak ben bunu biliyorum"
Arkadaşlarımızı illere gönderiyoruz. Isparta'da esnaf diyor ki Ramazan'da kapatıyoruz. Senin en çok kazanacağın dönemde kapatan kim? CHP'de kongre yaptı. Bir kişinin burnu kanadı mı? Sağlık sorunu yaşadı mı? Hayır. Her 100 metrede bir dükkan kapatıldığını görüyoruz. Geçinemiyor adam. Kirayı ödeyemiyor. Saray'dakiler bunu biliyor mu? Bilse ne olur? Onun gözünde esnaf yok ki zaten. "Nasılsa vururum ensesine tokatı alırım oyu" diyor. Bu esnaf sana sandıkta hesabı soracak ben bunu biliyorum.
"İkinci Dünya Savaşı'nda bile böyle olmamıştı"
Saray'a ve beslemelerine sormak lazım vatandaşın yaşadığı travmayı, sorunları siz yeteri kadar biliyor musunuz? İntiharlardan, yoksulluklardan haberiniz var mı? Aksu ilçesinde bir ayakkabıcı, "30 yıldır ayakkabı satarım. İlk defa bana ikinci el ayakkabı var mı? diye sormaya başladı insanlar" diyor. Halkın ayakkabı alamadığı bir dönemden geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı'nda bile böyle olmamıştı.
"Sarayda Lale Devri yaşanıyor"
Tamamen kontrolü kaybetmişler. Sarayda Lale Devri yaşanıyor. Ahali felaket vaziyette. Erdoğan, esnafın önüne gidebilir mi? Aksu ilçesine gidip esnaflarla birebir konuşabilir mi? Belki 50 bin koruma ile gider. Aynı şeyi Bahçeli'ye de soruyorum. Ülkücüleri bunun dışında tutuyorum. Bütün bu yoksulluğun temeline su taşıyan kişidir. Emin olun bunlarda vicdan yok. Sandık gelecek bu kardeşine, CHP'ye oy vereceksin.
Devleti yönetiyorlar perişan ettiler. 2020 yılında esnaf ve sanatkar sicil gazetesi var. 99 bin 588 esnaf 2020 yılında iflas etti. Bu 99 bin kişi nasıl yaşıyor acaba? Devleti yöneten kişinin sorması lazım geçimini ne ile sağlıyor diye. Saray bunu sorabilir mi? Soramaz. Sormaz da zaten. Umurunda değil. Umurunda olan tek şey koltuğunu nasıl koruyacağı. Koltuk insanı büyütmez. Koltuğa oturdun kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur.
Son 14 ayda 124 bin esnafımız iflas etti arkadaşlar. İzledikleri yanlış politikanın getirdiği budur. Çiftçiye bakalım. Çiftçi hayatından memnun değil. Nevşehir'de Kırşehir'de 450 ton patates depolarda duruyor. Alacak kimse yok. Banka haciz gönderiyor. Traktörüne, arabasına, evine. Zamanında taksitlendirin dedik yapmadılar. Yeniden yapılandıracağız. Faizi 11'den 18'e çıkarıyorlar. Nasıl ödeyecek bu adam? Sen patatesi aldın mı? Malı satmadıktan sonra nasıl ödeyecek. Çiftçinin saray hükümetinden alacağı var. Ödemiyor parasını. Eskiden yapılandırmada 5 taksitti şimdi yüzde 30'u peşin 3 taksit. Nasıl ödeyecek bu adam.
Emekliler, eğer emekli kardeşimiz bir yerden değil beş yerden maaş alıyorsa memnun. Saray'da bunlardan lebaleb var. Tamamı orda. Peki Hakkari'de Siirt'te Rize'deki emeklinin durumu ne. Bin lira ikramiye verdiler 2018'de. Her şeye zam geldi. E buna da zam yap. Yapmam diyor, vermem diyor. Emekli hayatından memnun diyor. Hepimizin oturup düşürmesi lazım. 2 maaş ikramiyeyi alman için verdiğimiz mücadeleyi düşün. Emekli ikramiyesini en az bin 500 lira yapacağız. Emekli gramla et alıyor. Tavuğu 4'e bölüyor bir parçasını alıyor. 7 milyon 900 bin emekli asgari ücretin altında aylık alıyor. Bu emeklilerin günahı ne? Alınteri döktüler. Emekli oldular diye Saray iktidarı bunlara zulmetmeye başladı. Enflasyon kaç? Margarin yüzde 39 arttı son bir yılda. Mercimek yüzde 50 arttı, ayçiçeği yağı yüzde 60 arttı. Emekliye yüzde 8 ile idare et diyor. E saraya para var. Malı götürenlere para var. Dolarla, Avro'yla para var. Bu zulüm değil midir? Ayrıca dul yetim aylığı alanlar var. 2 milyon 600 bin kişi. 763 lira alıyorlar. Bunlarda ahlak, vicdan var mı?
"Senin bu çocuklarımızı umutsuzluğa sevk etme hakkın var mı?"
İstanbul'da Nişantepe'ye gittim. Erdoğan'ın gitmesi lazım. Diyecek ki "Burası Türkiye mi Afrika mı?" Senin altında uçaklar var. Görmüyor musun milletin halini. 2002 yılında en düşün emekli aylığı ile 7 çeyrek altın alınıyordu. Şimdi 2 çeyrek. Ya gençlerimiz ve işsizlerimiz onların hali ne olacak? 19 yıl devleti yöneteceksin, 10 milyon 287 bin işsiz yaratacaksın. Sonrada çıkıp bu memleketi ben güzel yönetiyorum diyeceksin. Hangi güzellikten bahsediyorsun? Üniversiteyi bitirmiş pırıl pırıl çocuklar. Senin bu çocuklarımızı umutsuzluğa sevk etme hakkın var mı? Senin, saraydakilerin, çocuklarının durumu iyi. Herkes birden fazla yerden maaş alıyor. Üniversiteyi, en iyi okulları bitirmiş çocuklar işsiz.
"Türkiye Cumhuriyeti'nde iktidar olduğumuzda bizi özgürce eleştirebileceksiniz"
Öğretmen açığının tamamını dolduracağız. 138 bin öğretmen açığı var. Bu öğretmenler evlatlarımızı yetiştirecekler. Eğitimden tasarruf edilir mi? KYK'dan kredi almışlar. Hem faiz hem işsiz. Hem iş vermiyorsun diyorsun borcunu öde. Nasıl ödeyecek? İcra göndereceğim diyor. Babanın ne günahı? Bunları bitireceğiz. Gençlere sözüm var. Sizin elinizden alınan bütün hakları size iade edeceğiz ve tamamını geri getireceğiz. 28 kez Türkiye Şampiyonu olan bir kardeşim var. Pazarda yumurta satarak geçiniyor. Bu bir devlet ayıbı değil midir? Niye işi yok? Torpili, dayısı olmadığı için. Bu tabloyu gençlerin önüne koyan kim? Saraydakiler. Çok derin ve üzüntülüyüz. Bu tablo Türkiye'nin kabul edeceği bir tablo değildir. Zulüm var. Zulümle yönetiyorlar. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri eylem yapıyor. Silah var mı yok, saldırı var mı yok. Saldırı yapan Saray'ın polisleri. Talimat geldi diyorlar. Talimatı verene dikkat edin. Sizin nefesinizi kesiyorlar, boğazınıza biniyorlar. Benim size sözüm var. Türkiye Cumhuriyeti'nde iktidar olduğumuzda bizi özgürce eleştirebileceksiniz.
"Türkiye Cumhuriyeti nasıl yönetilir dünyaya göstereceğiz"
Herkesi terörist, darbeci ilan ediyorlar. En zor zamanlarda yaşayanlarda Roman vatandaşlarımız. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü. Bunlar sokak ekonomisi dediğimiz günlük yaşayan insanlar. Şimdi yaşayamıyorlar, aç bunlar. Dünya Romanlar Günü'nde Türkiye'de en büyük açlığı yaşayan kesim. Onların da hakkına sahip çıkmamız lazım. Tablo böyle. İşleri güçleri CHP'ye saldırmak. Biz ne zaman iktidar olduk eleştiriyorsunuz? Şimdi olacağız ama. Türkiye Cumhuriyeti nasıl yönetilir dünyaya göstereceğiz.
"Saray'ın bekçisi cevap versin"
128 milyar dolar nereye gitti? Bunun cevabını almış değilim. Saray'ın bekçisi cevap versin. Esnaf, simitçi biz almadık diyorlar. Manava soruyoruz yok. Kim aldı 128 milyar doları? 128 milyar dolar nereye gitti diye soran Merkez Bankası Başkanı'nı neden görevden aldın? Gerçekler görünmesin diye mi?
"Ben Saray beslemelerine asla ve asla itibar etmeyeceğim"
Bahçeli hiçbir zaman işsizlerin, esnafın dertlerini dile getirmedi. Onun tek derdi var Saray'ın bekçiliğini yapmak. CHP'ye saldırmak. Ona bu görevi vermişler. Ülkücü kardeşlerime şunu söylemek isterim, hiç meraklanma ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli'ye de dünyaya da göstereceğim. Ben Saray beslemelerine asla ve asla itibar etmeyeceğim.
"Ne darbesi, kimse yemiyor bu numaraları"
Vay efendim Türkiye'de darbeciler var. Ne darbesi, ne darbesi kardeşim? Montrö Sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçiler açıklama yaptı tık yok. Emekli amiraller açıklama yaptı vay efendim yeniden darbe. Ne darbesi kardeşim. Ne darbe paranoyası bu? İşsizlik konuşulmasın, çiftçi sorunuyla baş başa kalsın. Sen çıkıp baştan ne Montrö Sözleşmesi, Ne Lozan'ı kardeşim. Bunlar Türkiye'nin güvencesidir desen bir şey olmayacak. Sonra bunlar darbeci. Geçti bunlar, kimse yemiyor artık bunları. Emekli amiral dünyanın neresinde darbe yaptı? Bunlar akıllarını peynir ekmekle yemişler. Devleti sağlıklı yöneten bir iktidar yoktur. Bakanlar bakan değil. Bürokratların tamamı yağcılardan oluşmuş. Akıllarını kiraya vermişler. Halkın gündemini çalmak için Yargıtay'a siz de bir bildiri yayımlayın. Derhal emredersiniz. Onlar bir açıklama. Danıştay'a bir telefon hemen açıklama. Allah bunlara akıl fikir versin. Artık bunlar devleti yönetemiyorlar. Bu millet bu numaraların hiçbirini yemiyor. Bu milletin yakasından düşmek zorundadırlar. Millet, "Kardeşim bırak bağırmayı, suçlamayı sandığı getir" diyor.
Hürriyet'e yanıt
Darbe marbe bilmem ne hikayelerini güçlendirmek için havuz medyasını kullanamıyorlar çünkü itibarı yok. Bir parça itibarı olan Hürriyet gazetesi üzerinden CHP'ye saldırmaya çalışıyorlar. O gazetenin geçmişine üzülüyor insan. Medyanın gerçekten amiral gemisiydi. Şimdi kuyrukta sandal bile olamadı. Gündem yaratıyor sözde. O da, CNN Türk'te o ikisi de ne yaparsa yapsın bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz.
"Hepsinden hesap soracağım"
Açıklama yapmış Erdoğan. "Vatanı satmak kendi dirayetsizliğin, kendi iş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi kriz üzerine krize sokmakla olur" diyor. Erdoğan'ın bu sözünü tutacağım. İktidar olduğumuzda bu vatan hainlerinin hepsinden hesap soracağım.