CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 günlük kapanmanın ardından TBMM'de gerçekleşen partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiriyor. Kılıçdaroğlu, grup toplantısındaki konuşmasına bu sene şampiyon olan Beşiktaş'ı kutlayarak başladı.
Organize suç örgütü liderlerinin son açıklamalarından yola çıkarak konuşan Kılıçdaroğlu, "Beşli çeteden yakınırken, şimdi karşımıza yeraltı dünyasının çeteleri çıkmaya başladı. Nasıl bir devlet yönetimi? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, güçlü bir parlamentosu, haksızlıkla mücadele eden, örnek alınan bir devlet nasıl olur yeraltı dünyasının çeteleri ile el ele kol kola gezer. Türkiye'yi bu iklimin içine kim soktu? Nereden çıktı bu yeraltı çeteleri? Birbirleriyle büyük paralar ile bir araya gelip sonra çatışarak bütün kanalizasyon pisliğini Türkiye'nin gördüğü ve kokusunu hissettiği ortama nasıl soktular Türkiye'yi?" dedi.
"Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı mafya" diyen Kılıçdaroğlu, ifadesini madde madde örneklerle de anlattı.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları ise şöyle:
'İsrail'in yaptığı bir katliamdır'
İsteriz ki güzel bir dünyada yaşayalım. Savaşlar olmasın, kadınlar, çocuklar, insanlar ölmesin. Doğaya herkes saygılı olsun. Mescid-i Aksa'da sabah namazından sonra Filistinlilere yapılan saldırı asla kabul edilemez. Saldırı sonraki süreçte de devam etti. 300'e yakın insan hayatını kaybetti. Çocuklar var içinde. İsrail'in yaptığı bir katliamdır. Dünyanın demokratları ne yapıyor? Neden engellemiyorlar? Orada ölen her çocuğun sorumluluğu tüm dünya vatandaşlarını ilgilendirilir.
Filistinliler işgal edilmiş topraklarını geri almak istiyor. Bu da en tabii hakları. Beni üzen İslam dünyasındaki parçalanma. Kendi ülkesinde barıştan söz edip, Filistin'de yapılan katliama sessiz kalan dünya... Biz Filistin halkı ile dayanışmamızı sürdürüyoruz. Filistin bağımsızlık mücadelesi verirken bizim gençlerimiz oradaydı. Filistin ile tarihi bağlarımız var. Filistin'in bağımsız devlet olarak ortaya çıkması en büyük arzumuzdur.
İhvan endeksli dış politika
İhvan endeksli bir dış politika Türkiye'nin bölgedeki saygınlığına çok büyük bir darbe vurdu. Ağırlığını kaybetti Türkiye büyük ölçüde. Üzülerek ifade ediyorum.
'Böyle bir devlet yönetimi Cumhuriyet tarihinde hiç olmadı'
Derin sorunlar yumağı içerisindeyiz biliyorum. Bütün vatandaşlarımız derin bir kaygı içinde. Türkiye bu girdaptan nasıl çıkar diye konuşuyorlar. Çünkü sorun doğrudan doğruya onu vurmuş durumda. Biliyorum, milyonlar geçinemiyor. Sorun var mutfaklarda. Esnaf kan ağlıyor. Biliyorum, milyonlarca evde işsizlerimiz var. Evlatlarımız işsiz. Fidan gibi çocuklarımız. Bütün bunlar olurken yapılan israfa isyan ediyorsunuz ben bunu da biliyorum.
Namaz kılmaya bile giderken onlarca araba ile giderseniz, israfın da haram olduğunu bilerek de bunu yaparsanız vatandaş 'nedir bu?' diyor. Elektrik, doğalgaz, kira ödemeye zorlandığınızı biliyorum. 19 yıldır ülkeyi yönetenlerin pandemiyi yönetemediklerini, beş maskeyi dağıtmaktan aciz olduklarını biliyorum. Kapanma sonrasında bile alınan kararların ne kadar dengesiz olduğu ortaya çıktı. Nasıl bir karardır? Neye danıştılar?
Pandemi döneminde vatandaşına hibe vereceğine, karşılıksız yardım yapacağına IBAN ile vatandaştan para topladılar. Hani Türkiye zengindi? Hani sorunumuz yoktu? Hani kasalar dövizle doluydu. Biliyorum, pandemi döneminde 2020'nin ilk 9 ayında 107 bin hanenin elektriği kesildi. Bunları anlatıyorum, söylüyorum. Sevgili vatandaşlarım sizlerle konuşuyorum. Ülkenin nasıl yönetildiğini siz de, ben de görüyorum.
Biliyorum, 128 milyar dolar nereye gitti sorusundan rahatsız oluyorlar. Dünyanın en makul, en gerçekçi sorusunu soruyoruz. Merkez Bankası'nın kasasındaki 128 Milyar Dolar nereye gitti diyoruz. Ben bilmiyorum, 600 milletvekili de 83 milyon da bilmiyor. Böyle bir devlet yönetimi Cumhuriyet tarihinde hiç olmadı.
Bu ülkenin onuru ile oynar noktaya geldiler. 'Ben maske takıyorum, sen keyfine bak' diye videolar. Bari bu ülkenin onuru ile oynamayın.
'Saray ile Türkiye arasında 180 derece fark var'
Esnaf kan ağlarken, doğalgaz parasını, elektrik, su parasını ödeyemezken sarayın beslemeleri birden çok maaş alarak krallar gibi yaşadılar. Biliyorum, ekonomik ve siyasal bir buhranla vatandaş karşı karşıyayken saraydakiler keyif içinde yaşıyorlar. Hiçbir sorun yok orada. Saray ile Türkiye arasında 180 derece fark var.
'Kör kuruşa muhtaç ettiğin esnaf sana helallik verecek mi?'
Bütün bunlar olurken şimdi kalkmışlar sizden 'helallik' istiyorum diyorlar. Nasıl bir helallik? Kör kuruşa muhtaç ettiğin esnaf sana helallik verecek mi? İşsiz bıraktığın milyonlarca genç sana helallik verecek mi? Yatağa aç giren çocuklar, anneleri babaları sana helallik verecek mi? Pazar artıklarından beslenen yüz binler sana helallik verecek mi? Dükkanı kapalı, aylardır çalışmıyor icra memuru kapıda bu adam sana helallik verecek mi? Onlar da açıklama yaptılar, 'Biz hakkımızı helal etmiyoruz' dediler.
'Beşli çetenin keyfi yerinde'
Döviz yükseliyor kim bundan nemalanıyor? Beşli çete. Dolar arttıkça bunların keyfi yerinde. Öyle bir sözleşme yapmışlar ki sadece dolar artışından değil ABD'de enflasyon yükselirse onun da payını veriyorlar. Şu acı tabloya bak.
Bir avuç azınlığa daha fazla para, kaynak anlayışı ile devleti yönetemezsiniz. Orta çağ mantığı ile yönetemezsiniz. Devleti öyle yöneteceksin ki millet senden 'helallik' isteyecek.
'Hakça bir düzen olacak'
Son süreçte esnaf 20 gün kapalı kaldı. Talepleri var. SGK primlerini en azından faizsiz olarak erteleyin diyorlar. Rahmetli Bülent Ecevit, "Ne ezen, ne ezilen insanca, hakça birlikte" derdi. Size onu vaat ediyorum. Hakça bir düzen olacak. Herkesin evinde huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye vaat ediyoruz. Fazla değil Allah'ın izni ile iktidar olduğumuz zaman ilk 6 ayda göreceksiniz Türkiye'ye huzur gelecek, barış gelecek. Kamplaşma bitecek. Kimse kimliğinden, inancından, yaşam tarzından ötürü sorgulanmayacak. Benim bu millete bir sözüm var. İktidar olduğumuz zaman FETÖ'nün siyasi ayağını çıkaracağım, mafyanın da siyasi ayağını çıkaracağım.
Mafya-Siyaset ilişkisi
Beşli çeteden yakınırken, şimdi karşımıza yeraltı dünyasının çeteleri çıkmaya başladı. Nasıl bir devlet yönetimi? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, güçlü bir parlamentosu, haksızlıkla mücadele eden, örnek alınan bir devlet nasıl olur yeraltı dünyasının çeteleri ile el ele kol kola gezer. Türkiye'yi bu iklimin içine kim soktu? Nereden çıktı bu yeraltı çeteleri? Birbirleriyle büyük paralar ile bir araya gelip sonra çatışarak bütün kanalizasyon pisliğini Türkiye'nin gördüğü ve kokusunu hissettiği ortama nasıl soktular Türkiye'yi?
Bir gerçek ortaya çıktı. Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı çıktı. AK Parti, MHP ve yeraltı dünyasının çeteleri. Diyecekler ki, "Nereden çıktı mafya, nasıl oldu da üçüncü ortak olur" anlatacağım:
1. Meşru bir partinin genel başkanı, yeraltı dünyasının liderini hapishane ve hastanede ziyaret edip, onun için özel af çıkarılması için çalışırsa, onun taleplerine iktidar partisi boyun eğerse ve hapishaneden çıkarırsa bu kişi üçüncü ortak olur mu olmaz mı? Güçlerini siyasi iktidardan alıyorlar.
2. 19 yıldır devleti yönetiyorlar. 19 yılın sonunda Türkiye'yi uyuşturucunun ve insan kaçakçılığının merkezi haline getirdiler. Bu hale gelmişse arkasında siyasi bir güç vardır. Üç örnek vereceğim.
- Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen bir gemi var. 5 ton kokain yakalanıyor. Türkiye'de hangi adrese gelecekti bu? Bunu sormayan ortaktır, siyasi desteği vermiştir.
- Mersin Limanı'nda bir gemi yakalanıyor. 615 kilo kokain, duyan oldu mu? Hangi adrese gelecekti, sahibi kim?
- 25 Ağustos 2020'de Kocaeli'de 540 kilo kokain yakalandı. Kime gidiyordu bu? Niye üstü örtülüyor? Arkasında siyasiler olduğu için.
3. Yeraltı çetelerinin ardında siyasi destek olursa kimse bunlara dokunamaz. Yeraltı dünyasının aktörleri dünyanın gelirini elde ederler, beş kuruş vergi vermezler. Elde ettikleri gelirleri meşru bir ülkenin bankasına yatıramazlar. Bunlar paraları nerede tutuyorlar? Vergi cennetlerinde. Bunlar da ahlak, adalet var mı? Yok. Kim ortağı bunların? Mafya bunların ortağı.
4. Bir bakan getirdiler. Ticaret Bakanı, kocası ile bir şirket kurdu. Başladılar dezenfektan satmaya. Nüfus ticareti diyoruz biz buna. Suçtur bu. Kim dinleyecek bunu? Onlara göre koskoca bakan o da milleti soymuş ne olacak ki? Şimdi araştırma önergesi verdik bu bakan ile ilgili olarak. Adım gibi eminim, AK Parti ve MHP'li vekiller 'gerek yoktur' diyecektir. İnşallah yanılırım.
5. Nüfus ticareti kullanan, birisi de bakanlık yaptı. Çikolata kutuları içinde rüşvet aldı. Öbürü 1 milyon dolarlık rüşvet aldı. Bunları büyükelçi yaptılar. Akıl, mantık, adalet, inanç, iman, din nerede bunlar? Rüşvet alan birisini sen büyükelçi atıyorsun. Yeraltı dünyasından alıyor bu elçiyi? Sen büyükelçinin ne demek olduğunu biliyor musun? Arabasında Türk bayrağı taşıyacak, Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil edecek bu kişi? Mafya ile kol kola girerseniz bu tablo ortaya çıkar.
6. Bir ülkenin Hazine ve Maliye bakanını düşünün. Kanunlara aykırı olarak 128 milyar doları satıyor. Kime sattığını kimse bilmiyor. Mafyadan ne farkı var? Hesabını soran var mı? Yok. Soruyu soruyoruz, niye soruyorsunuz diyorlar. E vatandaşın hakkını kim savunacak? Biz savunacağız.
7. Mafyanın bir başka özelliği daha var. Devleti yönetenleri ele geçirmeye çalışır. Yeri gelir para verir, yeri gelir başka şeyler yapar. Zindaşti denilen birisi vardı. Uyuşturucu ticareti yapıyordu. Cumhurbaşkanının Başdanışmanı ile ilişkileri çok iyiydi. Hapse giren kişiyi telefon edip hapisten çıkardı. Niçin üçüncü ortak diyoruz? İşte bu yüzden. İktidar partisini ve onun küçük ortağını ne kadar finanse etti bilmiyoruz ama sözüm söz bunları ortaya çıkaracağız.
8. Hazine ve Maliye Bakanı istifa ederken önemli bir cümle kullandı. 'At izi it izine karıştı' dedi. 'Kanunsuzluk o boyutlara ulaştı ki ben işin içinden çıkamıyorum' demektir bu. Bu yeraltı dünyasının çeteleri ile birlikte hareket etmektir.
9. Devleti yönetenlerin adil olması lazım, kul hakkı yememesi lazım. Her kuruş verginin hesabını vermesi lazım. Ahlaklı olmaları lazım. Eğer devleti yöneten kişi mal varlığı dolayısıyla bir başka ülke tarafından tehdit ediliyor ve sesini çıkaramıyorsa o kişi yeraltı dünyasına teslim olan kişidir.
İçlerinde aklı başında insanlar da var. Cemil Çiçek gibi. 'Bu iddiaların yüzde 1'i doğru olsa felakettir. Savcı harekete geçmelidir' diyor. Hangi savcı harekete geçecek? Devletin düştüğü hale bakın. Sonunda İçişleri Bakanı, iddialar hakkında soruşturma açın talimatı verdi. Ne olacak ki? Bir gizlilik gelir.
Her alanı kirlettiler, devletin içinde ciddi bir çürüme var. 'Mafya, yeraltı dünyası bizim ortağımız değil' diyorlar. Sen bilmiyor musun Türkiye'de mafya liderleri bildiri yayınlıyorlar. Bildiride 'Cumhur İttifakı'nı destekliyoruz' diyor. Daha ne desin? 'Hele Kılıçdaroğlu var ya, onun burnundan getireceğiz' diye laflar ediyorlar. Sizin şahınız gelse benim sözümü kesemez. Biz ülkemizi seviyoruz. Hizmet etmek istiyoruz. Adaletle hizmet etmek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'ni bir avuç mafya artığına ve onun yöneticilerine asla bırakmayacağız. Gücümüzü halktan alacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz.