CHP’nin önceki gün yapılan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında, partinin geçen hafta sonu gerçekleştirdiği Uluslararası Suriye Konferansı ele alındı. Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcanı'nın haberine göre; Suriye Konferansı konusunda CHP genel başkan yardımcısı Ünal Çeviköz, konferansa ilişkin partinin değerlendirme notunu paylaşırken, konferansla ilgili katılımcılar konusunda yaşanan tartışmalarla ilgili olarak Kılıçdaroğlu’nun da kısa bir değerlendirme yaptığı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Kılıçdaroğlu, Suriye Konferansı’nı organize eden CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Ünal Çeviköz’e teşekkür etti. Konferansın çok başarılı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu’nun sorumluluk sahibi olan ve iktidar adayı bir siyasi parti olarak CHP’nin Suriye konusunu Türkiye için en önemli mesele olarak gördüklerini ifade etti. Türkiye’de 100 binle başlayan mülteci sayısının 4 milyonu bulduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu’nun “Mülteci sayısının daha da artacağı konuşuluyor. Bu nedenle bizim yapmış olduğumuz çalışma önemli” görüşünü bildirdiği kaydedildi.
‘DİKKATE ALMAYIN'
Kılıçdaroğlu’nun, Suriye Konferansı’nda herkesin düşüncesini özgürce açıkladığını belirterek “Bizim parti olarak görüşümüzü de ben açıkladım zaten. Yandaş medyanın saldırısını dikkate almaya gerek yok. Değersizleştirmeye çalışıyorlar. Bizim görüşümüzü ben açık açık anlattım. Hem benim konuşmam da hem de konferansın sonuç bildirgesinde CHP’nin bu konudaki görüşü var. Bu konferans, Suriye konusunda yapacağımız son çalışma olmayacak. İktidarın yapamadığını CHP yapıyor” diye konuştuğu öğrenildi.
‘DİPLOMASİ YOLUYLA ÇÖZÜLMELİ’
MYK toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz tarafından MYK’ye sunulan konferansa ilişkin bilgi notunda ise özetle şu maddeler sıralandı:
- Bölgemizdeki ve bölge dışındaki siyasi aktörlerin büyük çoğunluğunun Suriye’deki krize barışçıl yollarla son verme gayreti içinde olduklarını memnuniyetle not ediyoruz. Türkiye’nin Suriye siyasetinde barışı önceleyerek atacağı adımların ülkemizin çıkarları, bölgemizin refahı ve küresel güvenlik bakımından tayin edici olacağı belirtilmiştir.
- Suriye’de BM kararlarıyla terör örgütü olarak ilan edilen örgütlere karşı küresel ölçekte bir işbirliği gerektiğine işaret edilmiş, ayrıca, Türkiye’nin, Suriye’den yönelebilecek somut tehditlere karşı güvenliğini Suriye yönetimiyle ve Suriye toplumunu oluşturan bütün meşru aktörlerle çok yönlü diplomasiye başvurarak bertaraf edebileceği kaydedilmiştir.
- Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığını genişleterek masadaki gücünü artıracağı düşüncesinin tehlikeli bir hayal olduğu ifade edilerek, Türkiye’nin desteklediği örgütlerin yerlerinden ettiği sivillerin öfkesinin ülkemize yönelmesinden endişe duyulduğu kaydedilmiştir.