Kılıçdaroğlu iktidara meydan okudu: İstiyorlarsa yine YSK orada gitsinler

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu İstanbul seçimlerini hatırlattı hükümeti sert sözlerle hedef aldı. CHP lideri: İstiyorlarsa yine YSK orada gitsinler, yine desinler, vallahi de billahi de itiraz etmeyecek, yeniden seçime gideceğiz' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları;

Her şey çok güzel oldu her şey çok daha güzel olacak.

Güzel bir ülkemiz var, huzur içinde birlikte yaşamak istiyoruz. Kimliklerimiz, inançlarımız farklı olabilir ama bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz.

Değerli sanatçı Enis Fosforoğlu’nu dün sonsuzluğa uğurladık. Adalet Yürüyüşü’nde de beraber yürümüştük. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

GEZİ PARKI DAVASI

Gezi olayları dünyanın en demokratik eylemlerinden birisiydi.

Gezi direnişinde ağaçların kesilmesine karşı direndiler. Kitaplar okundu. Sevgi gösterilerinde bulunuldu. Yeryüzü sofraları kuruldu.

Osman Kavala içeride, niçin? Daha önce FETÖ'cü hakimlerin hazırladığı iddianameler vardı. O iddianameler sonucu beraat verildi. Ardan bir süre geçti, intikam alacaklar. Demokratik hakkınızı niye kullanıyorsunuz diye intikam alacaklar. Aynı iddianameden yola çıkıldı ve adına da yeniden kıymetlendirme denildi. Amaç Gezi eylemlerine katılan insanlardan hesap sormak.

Gezi'ye katılanların tamamı bizim çocuklarımız. Her görüşten gençlerimiz vardı orada.

İSTANBUL'U HAZMEDEMEDİLER

Hiç kimse meraklanmasın; Türkiye'nin önü açıldı, Türkiye'nin önü daha da açılacak. Türkiye'ye huzur gelecek, bereket gelecek, demokrasi gelecek.

31 Mart’ta bir seçim yapmıştık, güzel de bir sloganımız vardı; Mart’ın sonu bahar diye. Gerçekten Mart’ın sonu bahar oldu.

Ankara’da, Antalya’da, Adana’da, Mersin’de baharı getirdik. İstanbul’u hazmedemediler, binbir türlü iftira attılar. Oyları çaldılar dediler, nerede bu hırsız?

Elimizde kamera görüntüleri var dediler, e hani nerede? Sonunda itiraf ettiler, siyasi bir söylem dediler. Siyasetin de bir ahlakı vardır!

Seçim yenileme kararı alınınca kimi çevreler boykot edin dedi. Kimileri de beklediler ki CHP’liler sokağa dökülsün, camı çerçeveyi indirsin. Biz sağduyulu hareket ettik. 16 milyon İstanbulluya sonuna kadar güveniyoruz dedik ve güvendik.

Haktan, hukuktan, adaletten bahsedenler hakem olarak milleti görürler.

13.729 oy farkla kazanmıştı Ekrem İmamoğlu. 23 Haziran’da sandığa gittik ve 800.000’i aşan bir oyla İmamoğlu seçimi aldı. Bu milletin ahlakına, ferasetine ve vicdanına güvendik, güveniyoruz.

Seçimler her türlü iftiraya rağmen yapıldı, Pontus’tan tutun diplomaya kadar. Doğrudan doğruya İmamoğlu’nu hedef alarak orantısız bir güçle propaganda yaptılar. Ama bizim de vicdanımız, Allah’ımız ve inancımız var!

DEMOKRASİ DESTANI YAZDIK, TÜRKİYE BİZİMDİR DEDİK

Şimdi bir daha 82 milyonun vicdanına ve adalet duygusuna sesleniyorum; eğer bir kişi tarafsız davranacağına dair namusu ve şerefi üzerine and içmişse tarafsız kalmalıdır.

Hep beraber bir demokrasi destanı yazdık.

Hem Ekrem bey, hem Milletvekillerimiz, İl Başkanlarımız, örgütümüz, taraflı Cumhurbaşkanı’na rağmen güzel bir çalışma sergilediler.

Eğer bütün dünya bugün Türkiye’yi konuşuyorsa 16 milyon İstanbullu sayesindedir. 16 milyon İstanbullu bir siyasi destan yazdı. Ve bu destan bizim siyasi tarihimizin en önemli destanlarından biridir.

Millet İttifakı'na teşekkür ediyorum, Saadet Partili, AKP'li, MHP'li, HDP'li yöneticilere ve oy veren seçmenlere teşekkür ediyorum. Hep birlikte demokrasi destanı yazdık. Bu destan demokrasiye susayanların destanıdır.

İSTİYORLARSA YİNE YSK'YA GİTSİNLER; VALLAHİ DE BİLLAHİ DE İTİRAZ ETMEYECEĞİM

Hep birlikte güzel şeyler yapacağız. Bu seçimlerin iki sonucu var; biri Türkiye için, diğer dünya için. İlki; seçmen ülkedeki siyasilere bir mesaj verdi. Seçmen, siyasetin vesayetinde olan yargıya önemli bir mesaj verdi; İmamoğlu'nun mazbatasını haksız şekilde elinden aldınız. Bizim görevimdir haksızlık karşısında susan şeytan olacaksa biz şeytan olmayacağız, mazbatayı hak edene vereceğiz' dedi. İstiyorlarsa yine YSK orada gitsinler, yine desinler, vallahi de billahi de itiraz etmeyecek, yeniden seçime gideceğiz

KILIÇDAROĞLU'NDAN BELEDİYE BAŞKANLARINA 7 KURAL

Asıl görevimiz şimdi başlıyor. Belediye Başkanlarımıza düşen görev halk için Başkanlık yapmaktır. Yedi kuralımız var ve hepimiz buna uyacağız.

1- Beldedeki bütün kimlikleri kucaklayacaksınız

2- Hizmeti, zümre kişi akraba yandaş için değil halk için yapacaksınız

3- Fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Dezavantajlı gurupları önceleyeceksiniz

4- Yoksullara yardım yaparken asla teşhir etmeyeceksiniz

5- Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz.

6- Belediye yönetim kurullarında liyakata uyacaksınız

7- Belediyeyi adaletle yöneteceksiniz

ERDOĞAN’A BAĞIMSIZLIK ÇAĞRISI

Bu seçimin bir anlamı daha vardı: Halk tarafsız bir cumhurbaşkanı istediği mesajını verdi. Tarafsızlık konusunda bir referanduma hazırız. Gelsinler yapalım o referandumu. Görürsünüz, ezici bir şekilde tarafsızlık çıkacak.

"DAMAT HAZİNENİN BAŞINDA EKONOMİ TEPETAKLAK GİDİYOR"

Demokrasi törpülendiği için ekonomi kan kaybediyor. Demorkaside çıtayı aşmak ekonomide de çıtayı aşmayı zorunlu kılıyor. Demokrasiyi önceleyerek ekonomik standartlar geliştirilirse Türkiye kalkınır. Ekonomide ciddi sorunlarımız var. Erdoğan bir yıl önce 'Siz 24'ünde bu kardeşinize yetkiyi verin, dolarla faizle nasıl mücadele yapılır göreceksiniz' dedi. Ekonominin sorumlusu benim dedi, doğru. Her şeyin sorumlusu o. Tek adam rejimi var zaten. Demokrasi yok, ekonomi tepetaklak gidiyor. Sorumlusu benim demek dış güçler sorumlu değil demektir. Yetkiyi aldı ne oldu, devlet aile şirketi gibi yönetilmeye başladı. Sarayda beyefendi, damadı da hazinenin başında. Ekonomide kriz var. Faturayı kim ödeyecek? 

"TEK ADAM REJİMİ BU ÜLKEYE HUZUR GETİRMEDİ"

Saraya bakıyorum, fatura öder mi? Hayır. Ejder meyvesine kadar her şey var. Rantiye sınıfı var, faizciler.  Onların durumu da çok iyi. Faiz arttıkça daha çok para kazanıyorlar. havuz medyası da ekonomik krizden etkilenmiyor. Faturayı kim ödeyecek? Sadece sıradan vatandaş değil, çiftçi ve sanayici. 8 aydır sanayi üretiminde düşüş var. Çünkü talep yok. Son 4 ayda 600 binden fazla kişi icralık oldu. Ekonominin sorumlusu benim diyen kişiye soracaksınız. Sevdiğinizi biliyorum, sevmek ayrı memleket ayrı. Bir kişi işsizlik nedeniyle intihar ediyorsa hepimiz bunu sorgulamak zorundayız. Memleketi bu hale yönetenler getirdi. 

AK Partili kardeşim bilmelidir ki tek adam rejimi bu ülkeye huzur getirmedi. Devletin çalışmadığını gördük. Ekonominin kontrol edilemediğini gördük. Vatandaşın borç batağında olduğunu gördük. Tek adam rejiminde FETÖ borsası kurulduğunu gördük. Parası olanın dışarda garibanın içerde olduğunu gördük." 

Türkiye Haberleri