Kılıçdaroğlu: Cumhurbaşkanının her gün konuşmaması lazım

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur'da Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması'nda konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir dizi ziyaret için gittiği Burdur'da muhtarlar ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, "4 ayaklı bir strateji hayata geçirmek zorundayız" diyerek madde madde stratejileri anlattı. 

Olması gereken cumhurbaşkanı profilinden bahseden Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım, her gün konuşmaması lazım. Cumhurbaşkanı yılın belli günlerinde konuşur, millet onu dinler acaba ne diyecek diye. Cumhurbaşkanlığı makamı milletin sigortasıdır. Halka hesap vermesi lazım, devletin saydamlığına dikkat etmesi lazım. Erdemli, saydam olması lazım. En önemlisi egemen güçler tarafından mal varlığı dolayısıyla tehdit edilmemesi lazım. Sıradan bir makam değildir cumhurbaşkanlığı. Biz ittifak olarak böyle düşünüyoruz. " dedi. 

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle: 

Her birimizin sorumluluğu var. Benim sorumluluğum sizden daha fazla ama sizin de sorumluluğunuz var. Bunu dostların bir toplantısı olarak görüyorum. Böyle bakacağız.

Çiftçi memnun değil, esnaf, sanayici memnun değil. İşsizlik, açlık var doğru. Bunlar için nasıl bir strateji geliştirmeliyiz? Öyle bir strateji geliştirelim ki farklı görüşlerdekiler bile bu doğrudur diyebilsinler.

4 madde ile anlattı

4 ayaklı bir strateji hayata geçirmek zorundayız. Nedir bunlar?

1. Bu ülkede herkesin can ve mal güvenliği olmalıdır. Birinci halkamız bu olmalıdır. Can ve mal güvenliği demek hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı demektir. Özgür bir medya demektir. 

21 yüzyılda toplumlar ikiye ayrıldılar. Demokrasiden yana olanlar, otoriter rejimden yana olanlar. Biz demokrasiden yanayız. Baskıcı bir yönetim değil, halkın kendini özgürce ifade edebileceği bir rejim istiyoruz. Devleti yönetenler millete hesap vermek zorundadırlar. 

Şu sorunun yanıtını ben bilmiyorum. Kamu Özel işbirliği var, güzel. Kaça yapılıyor? Ben bilmiyorum. 600 milletvekili de bilmiyor. Kim biliyor? Benim torunlarım borçlandırılıyor ama bilmiyoruz kaça yapıldı. Demokrasilerde hak arama var ama bir başka nokta devletin vatandaşına hesap vermesi lazım. 

Otoriter rejimlerde hesap verilmez, milletten hesap sorulur. Örneğin, son günlerin en popüler konusu. 128 milyar dolar nereye gitti? Bilen var mı? Hayır, niye bilmiyoruz? 83 milyonun parası nereye gitti? Bu soruyu sormak suç konusu haline geldi. Demokrasi bu kadar önemli bir şey.

2. Üreten Türkiye. Türkiye'nin her alanda üretmesi lazım. Vergi, bütçe, maliye, para politikası üretim üzerine endekslenmek zorundadır. Üretene destek vereceksin, teşvik edeceksin. Bunu yapanı özel olarak koruyacaksın. 

Bu ülkede mercimek mi, saman mı, nohut mu, et mi üretilmiyor niçin dışarda alıyoruz? Konya'dan küçük olan Hollanda yıllık 185 milyar dolar tarım ürünü ihraç ediyor. Devasa Türkiye, 18 milyar dolar ihraç ediyor, niçin? Türkiye'nin her alanda üretmesi lazım. 

Sanayi alanında da Türkiye güçlü olmak zorundadır. Katma Değeri yüksek ürün üretmezseniz, katma değer üreten ülkelerin pazarı konumuna gelirsiniz. 

Üniversitesi bilgi üretmeyen bir ülkenin büyüme, demokratikleşme şansı yoktur. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılmak zorundadır. 

Türkiye'yi üretimden, tarımdan koparmak kimin stratejisidir? Üniversite bitirip evlerde temizliğe giden kadınlarla konuştuk. Torpil olmadan işe girilemediğini gördük diyor. Üretirseniz istihdam yaratırsınız. Üretirseniz dünyada saygınlığınız artar. Ürettiğiniz fazlaysa Afrika'ya da Filistin'e de gönderirsiniz. 

3. Güçlü bir sosyal devlet kurmak zorundayız. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmayacağı bir devlet inşa etmek zorundayız. Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında olan devlet demektir, Türkçesi budur. İşsizliğin, yoksulluğun olduğu bir yerde huzur olmaz. Huzurun olması için herkesin karnının doyması lazım.

Aile Destekleri Sigortası neden çıkmıyor? 50 yıl önce Meclis kabul edilmiş, neden çıkarılmıyor? Sağ elin verdiğini sol elin görmediği bir sosyal devlet kurmak zorundayız.

4. Sürdürülebilirliği sağlamak zorundayız. Bilgiyi ve teknolojiyi sürekli geliştirmek, yenilemek zorundayız.  Osmanlı'nın batışı Sanayi Devrimini kaçırmasından dolayı olmuştur.

Her birimiz bir planlama yaparız. Bütçeyi denk getirmeye çalışırız. Eskiden bu memlekette Devlet Planlama Teşkilatı vardı, nerede bu teşkilat? Yok oldu. Elin oğlu 50 yılı, 100 yılı planlıyor biz yarın sabah ne olacağını bilmiyoruz. 

'Sorun yönetim anlayışında'

Bütün emeğimi, yıllarımı Maliye Bakanlığı'nda çalışarak verdim. Harcama nasıl yapılır, israftan nasıl kaçınılır bunlarla uğraştım 27,5 yıl. Türkiye zengin bir ülke, kaynağı var. Sorun yönetim anlayışında. Kaynağı nereye sevk edeceksin, bu bir siyasi tercihtir. 

Kanal İstanbul yapacağım diyor. Parayı oraya harcayacağına Bucak Ovasını sula burada. Bu tercih mi tercih. 

Bunları yapmak için en tepeden başlayarak en aşağıya kadar devleti namuslu insanların yönetmesi lazım. Boğazından aşağı haram lokma inmemesi lazım, kul hakkı yenmemesi lazım. Millete hesap vermesi lazım. Devleti soyulacak bir organ gibi görmemesi lazım. 

'Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım, her gün konuşmaması lazım'

Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım, her gün konuşmaması lazım. Cumhurbaşkanı yılın belli günlerinde konuşur, millet onu dinler acaba ne diyecek diye. Cumhurbaşkanlığı makamı milletin sigortasıdır. Halka hesap vermesi lazım, devletin saydamlığına dikkat etmesi lazım. Erdemli, saydam olması lazım. En önemlisi egemen güçler tarafından mal varlığı dolayısıyla tehdit edilmemesi lazım. Sıradan bir makam değildir cumhurbaşkanlığı. Biz ittifak olarak böyle düşünüyoruz. 

'Ne yetkisi var parlamentonun?'

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem. Tek adam rejimini kurduk güzel, ne yetkisi var parlamentonun. Siz milletvekili seçmiyorsunuz, siz bir listenin altına mühür basıyorsunuz. Milletin vekilini milletin seçmesi lazım. Parlamento, milletvekilleri vesayet altındaysa orada milli irade gerçekleşmez. Ben bunları söylerken yeni bir Türkiye'nin inşasından, erdeminden, ahlakından, herkesin imrenmesi gereken bir Türkiye'den bahsediyorum. 

Bir seçim çağrısı daha

Çağrımı bir de buradan yapayım. Bu kadar büyük sıkıntıların altına milleti sokmaya hakkımız var mı? Milletin iradesine saygı. Korkma kardeşim, getir sandığı. Vatandaş seni seçiyorsa başımın üstünde yerin var. Çünkü geçen her gün bu toplumun aleyhine gelişiyor. Ben üzülüyorum, ha benim karnım tok söyleyeyim. Onu da siz ödüyorsunuz söyleyeyim. Bu ülkenin çiftçisi, işçisi, sanayicisi... 

Sayın Erdoğan, halktan korkulmaz. Milli irade her zaman başımızın üzerindedir. Biz bir hesaplaşma derdinde de değiliz. Biz bu ülkenin güzel yönetilmesini istiyoruz. Yöneten devletin şeffaf olmasını istiyoruz. 

Adliyeye, kışlaya, camiye niye siyaseti sokuyorsun? Her görüşten insan oralarda görev alırlar. Oralar siyasetin olduğu mekanlar mı? Güzel, temiz bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. 

Türkiye Haberleri