Kılıçdaroğlu: AK Parti'nin ve MHP'nin vekilleri soyguncuların yanında yer aldı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. 20 Aralık gecesi yaşanan dolardaki hareketliliğe ilişkin verilen araştırma önergesine AKP ve MHP'li vekillerin 'Hayır' oyu verdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "AK Parti'nin ve MHP'nin milletvekilleri fakirin değil soyguncuların yanında yer almıştır. Siz o soyguncuların ortağı mısınız?" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, 20 Aralık gecesi dolarda yaşanan sert düşüşe ilişkin TBMM'de verilen araştırma önergesini hatırlatarak, "Birileri 18 liradan dolarını bozdurdu 2 gün sonra gitti 13 liradan dolar satın aldı. Milyarca lira para kazandı bazıları. Bunu araştıralım dedi Meclis'te. AK Parti'nin ve MHP'nin milletvekilleri 'Hayır araştırmayalım' dediler. Buradan milletime açıkça şikayet ediyorum. AK Partinin ve MHP'nin milletvekilleri fakirin değil soyguncuların yanında yer almıştır. Hem hak, hukuk diyecekler 84 milyon insan soyuluyor kim soydu bunları deyince hayır diyorlar. Siz ortak mısınız onlara? Siz o soyguncuların ortağı mısınız?" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle oldu:

Elbette ki hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Siyasi görüşlerimiz, kimliklerimiz, yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama güzel Türkiye'mizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. O kadar güzel hasreti ki var ki bu toplumun. 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' denir. Komşuluklarımız, dostluklarımız vardı. Şimdi neredeyse herkes birbirine düşman olmaya başladı. Türkiye'yi buradan çekip çıkaracağız o eski güzel günlerine yeniden kavuşturacağız. Bunun sözünü 84 milyon vatandaşıma veriyorum.

Barış Akademisyenlerin KHK ile atılmalarının 6. yılı. Unutmadık onları unutmayacağız. Üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılabilmeli. Eğer üniversitede siz düşünceyi sınırlarsanız üniversite üniversite olmaktan çıkar.

Bursa Orhaneli'nden 4 itfaiyeci can kurtarmaya giderken hayatlarını kaybettiler. Allah'tan rahmet diliyoruz. Konyaspor futbolcusu Ahmet Çalık hayatını kaybetti. Konyaspora ve futbol camiasına başsağlığı diliyorum.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü

Dün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'ydü. Basın Özgürlüğü raporu çıktı. Raporun bir bölümünü okuyacağım. "Kapanan gazeteler ve televizyonlar, işsiz kalan 12 bini aşkın basın emekçisi, gözaltına alınan, yargılanan, mahkum edilen gazeteciler, saldırıya uğrayan, sokak eşkıyaları tarafından öldüresiye dövülen gazeteciler, haberi erişimin kamu gücüyle engellenmesi, ifade ve basın özgürlüğünün hiç olmadığı kadar kısıtlanması, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkında mahkum bırakılması demokrasilerde kabul edilemez" deniliyor.

Siyasetçiler için basın özgürlüğü kadar değerli bir şey yoktur. Bugünkü medya, bize bütün doğruları araştırır ve önümüze koyar. Bizler de gerçekleri öğreniriz. Bir yerde birinin hakkı mı yenildi, siyasi otorite hemen o haksızlığı gidermek ister. Siz tek sesli bir basın yaratırsanız haksızlığı gideremezsiniz. Siyasetçinin sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı var.

Basın dünyasına söylemek isterim. Hiç meraklanmayın az kaldı zaten. Göreceksiniz önümüzdeki süreçte kim olursa olsun, hangi kalem olursa olsun ahlaklı davrandığı sürece basın özgürlüğünü görecekler. İstediklerini yazabilecekler, eleştirebilecekler. Biz de o eleştirilerden ders almasını bileceğiz.

Tütün üreticilerinin sorunları

Sadece Adıyaman'da değil Malatya, Çanakkale, Artvin, Bitlis, Düzce, Mardin, Muş, Bingöl, Hatay illerinde kıymalık tütün üretiliyor. 3 ila 6 yıl arasında hapis cezası. Kuralların temelinde kooperatif kurmak var. Hapishaneler dolu kardeşim. Bu insanları neden hapisle tehdit ediyorsunuz. Tütün üreticileri de meraklanmasınlar. Onların sorununu çözmek benim boynumun borcu olacak.

'İktidar olduğumuzda engellilere teslim edeceğiz'

Devlet sakatların korunmasını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirler alır diyor anayasa. Parlamentoya zaman zaman gelen yasalar konusunda görüş ifade ediliyor. Bütün engelli kardeşlerim biliyor ki binlerce engelli kadrosu şu anda boş. O kadroları iktidar olduğumuz zaman bütün engellilere hakkaniyet içinde teslim edeceğiz. Milletin iktidarında. Engellilerin eğitilmesi lazım, eğitim kurumları lazım.

Özel eğitim kurumlarında çalışan sayısı 47 bin. 425 bin engelli bu kurumlarda eğitiliyor. Engelli çocukların servislerini bu kurumlar kendileri ücretsiz sağlıyorlar. Ailelerden hiçbir ücret alınmıyor. Her bir birey için devlet para ödüyor. 2006 yılında her bir engelli için asgari ücret kadar para ödüyordu. Bugün bu rakam asgari ücretin yüzde 20'sine kadar indi. Dün bir tebliğ yayınladılar yüzde 30 oranında zam yapmışlar bu ücretlere. Engellinin eğitimine bile yeterli kadar kaynak ayıramayan bir iktidar var. Bütün engelli anne babalara sesleniyorum. Bizim iktidarımızda göreceksiniz bütün engelliler rahat bir eğitim alacaklar. Devlet her türlü desteği yapacak onlara, mezun olduklarında da işleri hazır olacak.

Atama bekleyen ziraat mühendisleri

10 Ocak Zirai Eğitimin başlangıcının 176. yılı. Daha önce atama bekleyen öğretmenlerle çok sohbet ettik. Şimdi atama bekleyen Ziraat Mühendisleri var. Bana geldiler 'Siz dillendirin. Siz dillendirirseniz beyefendi duyabilir o sizi dikkatle dinliyor' dediler. Dikkatle dinleyecek tabii, sadece doğruları ben söylüyorum ona.

2 yıl geçti yüksek puanlar aldık atama yapılmıyor diyorlar. Tarım Bakanı'na bakmak lazım, atama kapasitesi, bilgisi, becerisi, gücü var mı? Tarım Bakanı, 'Gidin pazarda limon satın, tarım işiyle uğraşın' diyecektir.

Bakan, 'Benim onlara tavsiyem bir yerde mutlaka toprağı eşelesinler' diyor. Beyefendi eşelemekten çok memnunsa git sen eşele. O kişi fakülteyi bitirdi. Toprakla, ağaçla uğraşır. Senin görevin ona istihdam sağlamaktır.

Buradan atama bekleyen ziraat mühendisleri ve teknisyenlerine seslenmek isterim. İktidar olduğumuzda kırsalın bulunduğu her yerde mutlaka bir ziraat mühendisi ve teknisyeni olacaktır. Bunlar yapamadı, yapmak istemiyorlar biz yapacağız.

'Güçler siyasi otoriteye yön veriyor'

Daha önce ifade etmiştim. Bu iktidar, yani tek kişilik hükümet çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıyadır. Şu an devlet yönetilmiyor. Güçler aslında siyasi otoriteye yön veriyor. Bazıları uyuşturucu baronları, bazıları dolar baronları, bazıları tefeci baronları, bunlar yön veriyor.

Benim ne kadar doğruları söylediğimi bütün milletimin bilmesini isterim. Devleti adaletle yönetmek istiyorsanız ekonomide de adalet olması lazım. Gencecik evlatlarımız evleniyor. Aileler büyük bir umutla düğünleri yapılıyor. İkisi de işsiz, evi bırakıp anne ve babaların yanına geliyorlar. İnsanları bu hale getirdiler.

SODEV'in bir anketi var. Türkiye nereye gidiyor diye soruluyor. İyiye gidiyor diyenlerin oranı yüzde 10.8. Bu toplumun yüzde 90'ı ekonomi kötüye gidiyor diyor.

'Bu ülkeye mutlaka adaleti getireceğiz'

Mülakat haksızlığına uğrayanlar vardı. Cahide diye bir kardeşimiz Ordu Milletvekilimize bir mesaj göndermiş. 'Ben 2 branşta öğretmenlik bitirmiş iki yüksek lisans yapan kendi branşımda 96 puan alan birisiyim. Mülakatım da çok iyi geçmesine rağmen elendiğimi öğrendim. Elenme nedenimi bilmiyoruz. O puanlar hiç kolay alınmıyor. Ben her gün Ordu'dan Giresun'a gittim okul için bunun 7 ayını da hamile olarak geçirdim. Bir kaç dakikalık bir mülakatın bu emeği hiç sayması çok büyük bir haksızlık. Bu konuda sesimize ilk kulak veren yine adalet ve hakkaniyet noktasında hassasiyetle genel başkan sayın Kılıçdaroğlu oldu. Bizi yalnız bırakmamanızı arzu ve rica ederim' diyor. Biz de CHP Grubundan Cahide ve bütün Cahidelere selam gönderiyoruz. Bu ülkeye mutlaka adaleti getireceğiz.

Adaleti sağlamazsanız devleti yönetemezsiniz. Adaleti sağlamazsanız toplumsal bilinciniz gelişmez. Adaleti sağlamazsanız düşmanlık yaratırsınız. Devletin dini adaletse bunların yaptığı ne? Yargıda, ekonomide, istihdamda, eğitimde adalet yok. Her yerde adaletsizlik var.

'AK Parti'nin ve MHP'nin vekilleri soyguncuların yanında yer almıştır'

20 Aralık gecesi dolarda ciddi düşüş oldu. Birileri 18 liradan dolarını bozdurdu 2 gün sonra gitti 13 liradan dolar satın aldı. Milyarca lira para kazandı bazıları. Bunu araştıralım dedi Meclis'te. AK Parti'nin ve MHP'nin milletvekilleri 'Hayır araştırmayalım' dediler. Buradan milletime açıkça şikayet ediyorum. AK Partinin ve MHP'nin milletvekilleri fakirin değil soyguncuların yanında yer almıştır. Hem hak, hukuk diyecekler 84 milyon insan soyuluyor kim soydu bunları deyince hayır diyorlar. Siz ortak mısınız onlara? Siz o soyguncuların ortağı mısınız?

Soygunun arkasında duran, koruyan AK Parti'nin ve MHP'nin sizi sürüklediği çıkmaz yoldan sizi bu kardeşiniz kurtaracaktır.

Doğalgaz faturalarını ödeyemeyenlerin sayısı

2019 yılında Ankara'da 74 bin 61 kişi doğalgaz faturasını ödeyemediği için kapatılmış. 2020 yılında 74 binden 87 bin 626'ya çıkıyor. 2021'in ilk 8 ayında 107 bin 679 oluyor. Saray ve şürekasına sormak zorundayız. Beyefendi sen orada rahat oturuyorsunuz, bir elin yağda bir elin balda, kira vermiyorsun, doğalgaz, su, elektrik vermiyorsun... Doğalgaz faturasını ödeyemediği için 107 bin kişinin doğalgazı kapatılıyor. Kim onların yanında olacak? Biz olacağız.

'Hazine tam takır, ondan mı zam yapıyorsun?'

Akaryakıta 1 yılda 46 kere zam geldi. Dolar yükselince zam yapıyorsun anladık. Dolar düşünce niye zam yapıyorsun? Galiba trafik sorununu böyle çözecekler öyle anlaşılıyor. Hazine tam takır, ondan mı zam yapıyorsun?

Bütün bu döviz dalgalarıyla Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununu gerçekleştirdiler. Bir avuç insana dolarları kazandırdılar. 'Faizi düşürüyoruz' dediler. Ocak başında açıklandı. Devletin 5 yıllık borçlanma faizi yüzde 22.70'den 26.34'e çıktı. Hani faizler düşüyordu? Bu faizleri 84 milyon ödeyecek.

'Tefecilere hizmet eden kişinin adı Erdoğan'dır'

Faiz artıyor, dolar da yükseliyor. Vatandaş iki ayrı yerden negatif olarak etkileniyor. Tefecilere hizmet eden kişinin adı Erdoğan'dır. Çıksın, 'Bay Kemal sen faiz yükseldi diyorsun. Devletin borçlanma faizi düştü' desin. Diyemez. Tefecilere hizmet ediyor, dolar baronlarına hizmet ediyor.

'Ekonomide tam bir çöküş yaşanıyor'

Ekonomide tam bir çöküş yaşanıyor. Yüksek mevduatı olanlara verilen rüşvet. Bir avuç zenginin bankada biriktirdiği mevduata 'Ben sana para vereceğim sen yeter ki paranı orada tut' diyor. Bu fakir fukaradan aldığını zengine aktarmak demektir.

Baktılar yine maya tutmuyor, dolar yukarı gidiyor. İhracatçılara, 'İhracat bedelinin yüzde 25'ini Merkez Bankası'na yatıracağız' dediler. İhracatçının sırtına çöktüler şimdi.

Üçüncüsü, bu Bahçeli'ye kapak olsun. Vatandaşlığı satmak... Konut alana vatandaşlık veriliyordu baktılar bu tutmadı bankaya 500 bin dolar yatırırsan sana vatandaşlık vereceğim diyor. 500 bin dolara vatandaşlık satıyorsun. Hani siz milliyetçi, ülkücüydünüz? Bunların tamamını düzelteceğim ve o beylerin burnundan fitil fitil getireceğim.

'Türkiye'yi en itibarsız, en güvensiz ülke haline getirdiler'

Türkiye'yi öyle bir itibarsızlaştırdılar ki içim acıyor. Şimdi bir Merkez Bankası kanunu getirdiler. Bir maddelik bir değişiklik. Yani Katar Merkez Bankası bizim Merkez Bankası'na para gönderdiği zaman bizden herhangi birisi gidip o parayı haczedemeyecek kanun getiriyorlar. Gerekçesi, güven temelinde yürütülmesi... Demek ki hiç kimse sana borç para vermeye güvenmiyor. Türkiye'yi en itibarsız, en güvensiz ülke haline getirdiler.

Gelen bu paralar kimin parası? Niye o ülkeler size güvenmiyorlar? Başka bir ülkenin parasını biz neden haczedelim? Bugün TBMM'de görüşülecek bu. Şimdi ben yine bütün ülkücüler bütün milliyetçiler adına sayın Bahçeli'ye soruyorum. Bu maddeye hangi gerekçe ile siz 'evet' diyeceksiniz?

Sultan'ın sofrasına oturan alimin bilgisine itibar edilmez. Onlar sultanın sofrasına oturdular. MHP vekillerinin vicdanına sesleniyorum. Bu memleket sadece benim değil hepimizin memleketi. Neden Türkiye'ye güven duymuyorlar sorun kardeşim. Sormayacaklar, el kaldırıp indirecekler.

Kimse umutsuzluğa kapılmasın hepsini düzelteceğiz. 6 ay içinde Türkiye'nin bütün çarkları adalet, üretim, ülkenin itibarı için dönecek.

Türkiye Haberleri