Kıbrıs Gazisi: Kanla kazandık, masada kaybetmeyelim

20 Temmuz 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyeleri “Kıbrıs’ı kanımızla kazandık, masada kaybetmeyelim” dedi

20 Temmuz 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan Türkiye Muharip Gaziler Derneği üyeleri “Kıbrıs’ı kanımızla kazandık, masada kaybetmeyelim” dedi. Türklerin özgürlüğü için mücadele eden Kıbrıs gazilerimiz, KKTC’de insanların umutsuz hale geldiğini söyledi ve ekledi: Rumlarla birleşilmesini isteyenler bilsinler ki Türk ve Rumlar birlikte yaşayamaz. Askerlerimizin orada bulunması şart.

-Sözcü'den Saygı Öztürk'ün haberi- Kıbrıs Adası'nda Türklerin uğradığı baskı ve zulmü ortadan kaldırmak amacıyla TSK tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden 44 yıl geçti. “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla başlatılan harekat, adada akan kanı durdurdu, vatandaşlarımız özgürlüklerine kavuştu. O yıllarda vatanı uğruna mücadele eden gazilerle Ankara Dikimevi'ndeki Türkiye Muharip Gaziler Derneği'nde bir araya geldik… Emekli albaylar Mehmet Şükrü Tandoğan, Mithat Işık, emekli astsubaylar Osman Yaşar Eken, Sabahattin Ünlüsoy, emekli memurlar Şinasi Eryiğit ve İsmail Güçlü neler yaşandığını anlattı. 498 şehit verdiğimiz Kıbrıs savaşına katılan 37 bin 500 askerden 27 bini hayatta. 66 şube ve 52 temsilcilikleriyle gazilerimizi ulusal bayramlarda görmek gurur veriyor.

‘KIBRIS BİZİM ÖZ DAVAMIZDIR'

Derneğin Genel Başkanı emekli Albay Tandoğan, Kıbrıs harekatına genç bir subayken katıldı.

KKTC'deki gelişmeleri yakından izleyen Tandoğan şu uyarıyı yaptı:

“Sorun, askeri anlamda 1974 yılında çözülmüştü. Kanla kazandığımız zaferi masada kaybetmeyelim. KKTC'de insanlar umutsuz hale gelmiş. Bir an önce Rumlarla birleşilmesini isteyenler var. Bilsinler ki Türk ve Rumlar birlikte yaşayamaz. Silahlı Kuvvetlerimizin orada bulunması şart.” Dernekte konuştuğumuz gazilerin sözleri hep aynı: “Kıbrıs bizim öz davamızdır. Şehit vererek kazandığımız topraklarımızın masada kaybedilmesini istemiyoruz. Ayrıca ülkemiz için de KKTC uçak gemisidir. Oradan asla vazgeçilmez.”

MADALYALARI 5 YILDIR DAĞITILAMADI

Atatürk, 20 Kasım 1920 tarihinde Madalya Kanunu çıkartmış. Savaştan sonra ilk aşamada 6 bin 700 kişiye İstiklal Savaşı gazisi madalyası verilmiş daha sonra bu sayı 155 bine çıkarılmış. Kore gazilerine, ABD ve Kore madalyalarını daha savaş devam ederken vermiş. Kıbrıs gazilerimizin madalya durumunu Mehmet Şükrü Tandoğan anlatıyor:

“1983 yılında Kıbrıs gazisi 550 kişiye madalyaları törenle verildi. 1999 yılında o madalyalar yürürlükten kaldırıldı, savaşan ülkenin madalya vermesi gerektiği söylendi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 5 yıl önce darphanesinde madalyaları bastırdı. Ama, bunların dağıtımı 5 yıldır organizasyonluktan yapılamadı. Versinler, biz dağıtalım. İnsanlar, madalyasını göremeden vefat ediyor.”

ATATÜRK VE İNÖNÜ RESİMLERİ

Emekli Albay Tandoğan, Kıbrıs harekatına genç bir subayken katıldı. KKTC'deki gelişmeleri hep yakından izliyor, “Sorun, askeri anlamda 1974 yılında çözülmüştü. Kanla kazandığımız zaferi masada kaybetmeyelim. KKTC'de insanlar umutsuz hale gelmiş. Bir an önce Rumlarla birleşilmesini isteyenler var. Bilsinler ki Türk ve Rumlarla birlikte yaşayamaz. Silahlı Kuvvetlerimizin orada bulunması şart” diyor. Komutan, Kıbrıs anısını anlatıyor:

“Kahramanmaraş 14. Piyade Alayında görevliydim. 25 Temmuz'da Kıbrıs'a gittim. Bulunduğum bölgede, erkeklerin çoğu şehit olmuş ya da esir alınmıştı. Kadınlar, kızlar, çocuklar bizlere sarılıyordu. İkmal sıkıntımız vardı. O insanlar evlerinde ne varsa bizlere taşıyordu. Biz geldiğimiz için esirlerin kurtulacağının rahatlığı içindeydiler. Evlerinde, Atatürk'ün İsmet İnönü'nün fotoğrafları asılıydı. Türklük bilincini kaybetmemişlerdi.

Hiç unutamadığım bir durum ise akşam olunca mücahitlerin evlerine gitmek istemeleriydi. Onlara savaşta olduğumuzu anlattım ve bir daha benzer talepte bulunmadılar. Mücahitlerle omuz omuza taarruz ettik.”

“ÜZERİMİZE MERMİ SARIP GİTMİŞTİK”

Barış harekatından önce 1974 yılının Şubat ayına Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayına giderken, Piyade Teğmen Mithat Işık da, mücahitlere götürülmek üzere vücuduna mermileri sarmıştı. Askerin çantaları aranıyor ama üzerleri aranamıyordu. Üzerlerini aramak istedikleri zaman neler yapacakları konusunda da bir hafta eğitim almışlardı. TSK'dan albay rütbesiyle emekli olan Kıbrıs gazisi, üstün cesaret ve feragat madalyası sahibi Mithat Işık o günleri anlatıyor:

“ASLA GERİ ÇEKİLMEYİN” EMRİ

“Takım komutanı olarak görevim Tuzlatepeyi tutup havadan inenleri ve denizden çıkanları korumaktı. O gün akşam saatlerinde mevzilerimize Yunan Alayı tarafından tanklarla taarruz başladı. Tanka karşı kullanacak silahımız yoktu. Bize, ‘Asla geri çekilmeyeceksiniz. İleriye gitmeniz serbest' emri verilmişti. 20 Temmuz gecesi bizim için çok sıkıntılı geçti. Uçaklarımız gelince, Yunanistan'ın tankları bizim elimize geçti.

SANCAĞI BIRAKIP KAÇTILAR

İkinci harekatta, görevimiz Yunan alayına taarruz etmekti. 14 Ağustos saat 05.30 civarında taarruza başladık. Orada tam anlamıyla bir Türk-Yunan savaşı oldu. Büyük bir savaş yaşanıyordu. Saat 14.00 civarında Yunan askerinin mevzilerine girmeye başladık. Yunanlılar. Alay sancağını da bırakıp kaçmışlardı. Orada bulunan 950 kişilik Yunan alayına resmen imha ettik.”

Aradan yıllar geçti. Onlar da yaşlandı. En büyük övünçleri madalyaları ve verdikleri mücadeleler. Anılar anıları izliyor. Emekli albaylar Mehmet Şükrü Tandoğan, Mithat Işık, emekli astsubaylar Osman Yaşar Eken, Sabahattin Ünlüsoy, emekli memurlar Şinasi Eryiğit ve İsmail Güçlü ile birlikte anıların yaşatıldığı küçük müzeye gidiyoruz. Dernek yöneticileri o kadar ilgili, o kadar duyarlı ki herkesi davet ediyor, anılarını onlarla paylaşmak istiyor…Öğrencileri, gençleri mutlaka bekliyorlar.

Dernekte konuştuklarımızın son sözleri hep ayrı: Kıbrıs bizim öz davamızdır. Şehit vererek kazandığımız topraklarımızın masada kaybedilmesini istemiyoruz. Ayrıca ülkemiz için de KKTC uçak gemisidir. Oradan asla vazgeçilmez.

Türkiye Haberleri