Muş’taki Karasu Nehri’ne atılan çöp ve atık maddeler, çevre kirliliğine yol açarken hayvanlara ise zarar veriyor.
Muş Ovası’nda özellikle çiftçilerin tarım arazilerini sulamasında kullandığı kentin 2. büyük nehri olan Karasu Nehri, çöp ve atık maddeler nedeniyle tehlike saçıyor. Nehre atılan plastik kova, çocuk bezi, kanepe, ayakkabı, halı, hayvan leşleri, tarım arazilerine ve buradan su ihtiyacını karşılayan hayvanlara zarar veriyor. Yeşilce Mahallesi Muhtarı Mustafa İrfan Subaşı, plastik malzemelerin şu an bulunduğu konum itibariyle uluslararası terör örgütü gibi bir şey olduğunu belirterek, “Çünkü dünyanın başına bela olmuş. Yarın musluklarımızdan plastik malzeme akarsa hiç şaşmayalım. Cumhurbaşkanımızın marketlerde plastik malzeme ve poşetlerin parayla satılması ile ilgili konuda kendisini destekliyoruz. Şu an nehirlerimiz, ırmaklarımız plastik malzemelerle dolup taşmış. Karasu Nehri kıyısında bulunan plastik maddeler, nehrin kıyısında hayvancılık yapan vatandaşların tarım arazilerine büyük zararlar veriyor. Su için nehir kıyısına inen hayvanlar maalesef su içerken ister istemez poşetler boğazlarına kaçıyor ve çoğu hayvan telef oluyor” dedi.
Yeşilce Mahallesi’nin 120 büyükbaş hayvanına baktığını belirten çoban Ekrem Yılmaz da, vatandaşların araçlarla getirdiği çöpü köprünün üzerinden nehre döktüğünü söyledi. Yılmaz, hayvanların nehrin kenarında bulunan çöpleri yediğinde hastalandığını ve daha sonra ise telef olduğunu ifade etti.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Öğretim Görevlisi Yönetim ve Organizasyon Bölüm Başkanı Bengü Şekeroğlu ise, çevrenin insanı ve diğer tüm canlıları doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etkilerin bütününü kapsadığını söyledi. Çevrenin doğal yapısının bozulmasının insanları olumsuz yönde etkilenmesine ve çevre kirliliğine yol açtığını hatırlatan Şekeroğlu, “Çevre kirliliğinin oluşmaması, çevre eğitimi ile sağlanacak olan çevre bilincinin oluşturulmasına bağlıdır. Çevreye duyarlı olabilmek ve yeni nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilme bilincini sonradan kazandırmak oldukça zordur. Çevre eğitimi çocukluk döneminden başlayarak toplumun tüm kesimi kapsayarak yaygınlaştırılmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır. Çevre bilincinin geliştirilmesi için, çevreye duyarlı bireylerin yetiştirilerek bu bireylerde kalıcı davranışların yerleşmesi, doğal, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, çevresel faaliyetlere aktif olarak katılımın sağlanması için başta yerel olmak üzere konuyla ilgili tüm aktörlere görevler düşmektedir” dedi.
Çevre kirliliği nedeniyle su kaynaklarının kirlenmekte olduğunu ve bu kirliliğin başta insanlar olmak üzere tüm canlıları etkilediğini kaydeden Şekeroğlu, “Dünyada temiz su kaynakları giderek azalmakta, çoğu ülkeler giderek su yoksulu ülkeler arasına girmektedir. Su kirliliği tarım arazilerine, dolayısıyla tarım ürünlerine, su kaynaklarını kullanan insan ve hayvanlara kalıcı zararlar vermektedir. Çevre sorunları ve kirliliği küresel etkilere sahip olmakla birlikte Anadolu’nun en güzel coğrafyalarından biri olan bölgemizdeki, doğal ve kültürel varlıklara ve kaynaklara da oldukça zarar vermektedir. Özellikle şehrimizde bulunan Murat Nehri ve Karasu Nehri, çevre kirliliğinden etkilenmektedir. Yüzyıllardır bölgemize hayat veren bu su kaynakları, insanların çevre konusunda bilinçsizce davranması her türlü çöp ve atıkları nehre ve çevresine atmasıyla birlikte kirlenmeye başlamıştır. Bu anlamda özellikle Karasu Nehri çevre kirliliği konusunda tehlikeli boyutlara ulaşmış, tehlike sinyalleri vermeye başlamıştır. Çeşitli plastik atıkların, özellikle plastik poşetlerin Karasu Nehri’nin kirliliğini arttırmakta ve su kaynağını kullanan hayvanlara zarar verdiği görülmektedir. Plastik atıkların doğada çözünmelerinin ortalama 1000 yıl olduğu dikkate alındığında nesiller boyu bölgemize hayat veren su kaynaklarının çevre kirliliğinin arttığı ve tehlike altında olduğu görülmektedir. Su kaynaklarımızın gelecek nesillere de hayat vermesi için başta halkımızın bilinçlenmesi, çevreye duyarlı olması, atıkların uygun yerlerde depolaması gerekmektedir. Ayrıca başta yerel yönetim birimleri olmak üzere sivil toplum kuruluşları ile çevre eğitimi ve bilinç oluşturması konusunda etkili olan tüm aktörlerin gereken tüm çalışmaları yapması gerekmektedir. Bu anlamda Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu olarak şehrimizin doğal kaynaklarını korumak adına akademik, idari personelimiz ve öğrencilerimizle birlikte çevre temizliği etkinlikleri yaparak çevre bilinci kazandırmak, yaygınlaştırmak için çeşitli çalışmalar yapmaktayız” ifadelerini kullandı.
İHA