Kış mevsiminin ilk yarısının tamamlanmasına rağmen henüz etkili kar yağmaması ve hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, doğal yaşamı da olumsuz etkiledi. Bazı hayvanlar, kar yağmadığı için kış uykusuna yatmadı. Birçok bölgede kar yağmaması nedeniyle kış uykusuna yatmayan ayılar, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce yaban hayatını izlemek için kurulan fotokapanlara yansıdı. Uzmanlar, bu durumun uzun vadede hayvanlarda sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.
Sıcaklar huzur kaçırdı
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Öztürk, kış uykusunun, soğukkanlı hayvanların ve bazı küçük memeli hayvanların gerçekleştirdiği fizyolojik adaptasyon mekanizması olduğunu kaydetti. Öztürk, "Özellikle 'küçük memeli' dediğimiz kirpi, köstebek, yarasa, tarla faresi, tarla sincabı, porsuk gibi hayvanlar gerçekten kış uykusuna yatarlar. Buradaki amaç; zorlu, çetin iklim koşullarında hayatta kalmak, korunaklı yuvalarında havaların tekrar ısınma anına kadar rahat bir sezon geçirmek. Aslında hayatta kalma stratejisi. Ayılar gibi bazı hayvanlar da kış uykusuna yatarlar. Mevsim değişikliği, havaların böyle sıcak gitmesi hayvanların fizyolojilerini de olumsuz yönde etkilemekte. Havaların soğuması, hayvanlarda kış uykusuna yatma ile ilgili fizyolojik mekanizmaları tetiklemekte. Havalar sıcak gittiğinde hayvanlar kış uykusuna yatmamakta ya da daha geç yatmakta. Kış uykusuna yatarken de bazı hazırlık süreçleri devreye girmekte daha çok beslenmekte, yağ depolamakta, kışın da bu enerji rezervlerini kullanmakta. Hayvanlar kış uykusuna yatmadıklarında bu rezervlerini tamamlayamamakta ya da güçsüz düşmekte" diye konuştu.
Bazı ırklar yok olabilir
Prof. Dr. Öztürk, yaban hayvanlarında yaşanan bu durumun ilerleyen yıllarda sorunlara sebebiyet verebileceğine değinerek, "Bu ileriki vadede hayvanlar üzerinde bazı sağlık sorunlarına sebep verebilmekte. Yapılan araştırmalarda göç eden kuşların daha kuzey enlemlere göç ettiği ortaya çıktı. Bazı hayvanlar havaların erken ısınması ile kış uykusundan daha erken uyanmakta ve olumsuz çevre koşulları ile karşılaştıklarında çeşitli sağlık sorunları ile karşılaşmakta. Bu, çok uzun vadede hayvan nesillerini olumsuz yönde etkileyebilir, bazı ırkların yeryüzünden kaybolmasına kadar gidebilecek süreçlere sebebiyet verebilir. Böyle bir durumda hayvan uygun şekilde beslenemeyecek, uygun şekilde üremesini devam ettiremeyecek, yavrularını uygun şekilde besleyemeyecek. Bu da o hayvan türünün nesli üzerinde olumsuz etki doğurabilecek" dedi.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Oytun Okan Şenel de iklim değişikliğinin yaban hayvanlarında ikinci ve önemli etkisinin, habitatını terk etmek zorunda kalan hayvanların şehir yaşamına ya da uygun olmayan ortamlara giriş yapması olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şenel, "Çünkü ortam değiştirirken bir geçiş koridoruna ihtiyaç duyuyorlar ama şehirleşme nedeniyle çoğunlukla bunu bulmaya imkan yaratamadıkları için otoyollarda trafik kazalarına maruz kalıyorlar, şehir yaşamının içinde insan ile istemedikleri karşılaşmalara maruz kalıyorlar. Hayvan hastanemizde ve yaban hayvanları birimimizde çok sayıda yaban hayvanını bu nedenle misafir etmek durumunda kalıyoruz. Belirli sıcaklık aralıklarında ve belirli bitki örtüsünün bulunduğu ortama adapte olan hayvanlar, iklim değişikliğinin yarattığı sera etkisine adapte olabilmek için önce bulundukları ortamda irtifa değiştirmeye çalışıyorlar ama o ortam onlar için yaşanamaz duruma geldiğinde zorunlu olarak mülteci hale geliyorlar ve ortam değiştirmek durumunda kalıyorlar" diye konuştu.