Elazığ'da yaşayan kanser hastası Aziz Hıdır Doğan, emekli olduğunu ve sağlık sorunları karşısında devletten gerekli desteği alamadığını söyledi. Doğan, şunları söyledi:
"Ben emekliyim. 3 bin 100 lira maaş alıyorum. Geçinmem mümkün değil, kanser hastayım devlet cihazımı bile vermiyor. Suriyelilere bedava bakıyor, emekliye cihazını vermiyor. Elazığ milletvekillerine dosya verdim, Bakanlığa dosya gönderdim hiçbir cevap almadım. Elazığ milletvekillerinin Elazığ’dan haberi yok, vatandaştan haberi yok. Elazığ sahipsiz diyoruz Eskiden kendi bölümümde 7 bölümden ilaç alıyordum. İlaçlarımı bir sorun olmadan alıyordum.
Şimdi ilaçlarımı bile alamıyorum. İlaç için ayrı bölüme gideceksin, muayene olacaksın, randevu vereceksin, bir sürü işlem. Para ödeyeceksin. Geçen ay birçok ilacı yüzde 10 ödemesinden kaldırdılar. Yani bu hükümetin engellilerle, emeklilerle, hastalarla ilgili hiçbir politikası yok. Sağlık politikası iflas etmiş, günlerce hastanelerden sıra alamıyorum. Efendim hastane yaptın, yaptın ama gidebiliyor muyum? Parası olmayan gidemiyor, gitse bile kapıdan geri çevriliyorum, günlerce sıra bekliyorum.
'Evimize et girmiyor, meyve sebzeyi taneyle alıyoruz'
Evimize doğru dürüst et girmiyor, meyve sebzeyi artık kiloyla bırakın taneyle almaya başladık. Bunları bilmiyorlar mı bunları söylediğimde efendim memlekette aç adam var mı diyorlar, açım. Bakın bir milletvekili gelip emeklinin durumunu soramıyor. Niye? Çünkü emeklinin yüzüne bakacak halleri yok.”
'Dilimle karpuz alındığını ömrümde ilk defa gördüm'
"Pandemi süreci sonrası sürekli olarak her ürüne yapılan zamlar ve dur durak bilmeyen enflasyon çıkmazı emekli vatandaşın belini kırmış durumda. Aldığımız maaşı çocuğumuza mı verelim, evimizi mi geçindirelim, taksitlerimizi mi verelim?" ifadelerine yer veren Elazığlı emekli vatandaş Cemalettin Yıldız ise şunları söyledi:
"Ben Üniversite Hastanesinden emekliyim. Benimle birlikte emekli olan tüm arkadaşlar şu anda hepsi piyasada ek iş yaparak devam ediyor. Yani emeklinin yaşam düzeyi düşük bir düzeyde. 2 bin 500 lira alan arkadaşlar mesela bana şikâyette bulunuyor bana geliyor diyor ki biz 2 bin 500 lira alıyoruz. Çocuğumuza mı verelim, evimizi mi geçindirelim, taksitlerimizi mi verelim yani emeklinin çok çok sıkıntısı var. Emeklinin yaşam standardı biraz daha yükseltilmeli, memura verilen tüm şartların emeklilerin de aynı düzeyde olması gerekirken maalesef günümüz Türkiye’sinde şartlar daha git gide ağırlaşıyor. Ben 60 yaşındayım ben dilimle karpuz alındığını ömrümde ilk defa bu sene gördüm, ömrü hayatımda. Bu yani bizim ne gibi bir düzeye gittiğimizin göstergesi oluyor. Ama inşallah ki temennimiz güzel bir refah düzeyi olur."
'Emekliye verilen zamlar aynı gün eriyip gidiyor'
Bir başka emekli vatandaş Nadir Hangün, emekli maaşlarında iyileştirilmeye gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Hangün açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Emekliler şu anda geçim sıkıntısı çekiyor. Emekliler bu şartlarda bu paralarla verilen ücretlerle gerçekten geçim sıkıntısı çekiyorlar. Yani biz hükümetimizden bu temmuz maaşlarının daha da iyileşmesini daha da güzel bir artış vermesini bekliyoruz. Malum, mesela bu petrole gelen zamlar iğneden ipliğe her şeye yansıdığı için emekliye verilen zamlar aynı gün eriyip gidiyor. Hükümetimizden bunun iyileştirilmesini bekliyoruz. 3 bin 600 ek gösterge şu anda bize yok bize de verilmesini bekliyoruz."
'Yememden içmemden de kısacağım'
Yaşanan ekonomik buhranda hayat pahalılığının en çok emekliyi etkilediğini belirten Elazığlı emekli vatandaş Mehmet Ali Ayyıldız ise şunları söyledi:
"Her şeyden de kısacağım üstümden de kısacağım, yememden içmemden de kısacağım, ısınmamdan da kısacağım geçinmek için. Ben işçi emeklisiyim. 3 bin 630 TL maaş alıyorum. Fakat emekli maaşıyla geçinme sağlamanın mümkünatı yoktur. Ben artı esnaflık yapıyorum, evim de kira değil. Fakat sıkıntım 3 bin 630 liradan idare etme şansım yoktur. Herkes 15-16 bin maaş alıyor oturduğu yerden doğru dürüst 2 senedir çalışan da yok. Pandeminden dolayı İşler de yok öyle oturuyoruz. 3 bin 600 lira ile ben 2 tane mühendis öğrencim var idare etme şansım hiç yok. Esnaflık yapmasaydım asla idare etme şansım yoktur. Geçinmek için her şeyden de kısacağım. Üstümden de kısacağım, yemek içmemden de kısacağım, ısınmamdan da kısacağım. Çünkü ona göre idare etmem lazım. Benim gelirim nedir, bu yaştan sonra gidip başkasından borç mu alayım? Ödeyecek durumda değilim borçlanmak için. Bugün senden borç aldım yarın ödemem lazım. Nerden getirip ödeyeceğim, o da yok. Şu durumda hayat pahalılığı emeklileri çok etkiledi. Gerçi piyasada işi olmayanlar da çok. İki çocuk var. Birisi mühendis. İşe de giremediler. Boşta geziyorlar."