Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme - Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat yaptığı açıklamada, "Bu depremden hemen sonra depremi takip eden süreç içerisinde yaklaşık 3.2 ile 2 büyüklüğünde olan artçı depremler meydana gelmiştir. Özellikle Silivri ve İstanbul, Marmara Denizi'nin kıyısında yerleşim yerlerinde vatandaşlarımız tarafından hissedilmiştir. Ama canlılar ve doğa üzerinde çok büyük bir riski yok. Yani herhangi bir hasar ya da can kaybı beklenmemektedir. Bu depremden alacağımız bilgi ve ders şu olmalıdır, bildiğiniz gibi 1999 depremi ve sonrasında Marmara Denizi'nde özellikle bir büyük deprem bekliyoruz. Bu deprem ne zaman olacağı konusunda herhangi bir şey söylememiz söz konusu olmamakla birlikte, depremin büyüklüğünü hata kavramı içerisinde verebiliriz. Bu coğrafyada yaşayan bütün toplumlar yani yerleşim yerleri depreme hazırlıklı olun, afet bilinci yüksek toplum haline gelin ve afet öncesi ve sonrası neler yapılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olun. İkincisi ise bu deprem er ya da geç olacaktır" dedi.
"MARMARA'DAN BEKLEDİĞİMİZ DEPREMLER 6 İLE 7 CİVARINDA DEPREMLERDİR"
Kalafat şöyle devam etti:
"Marmara Denizi'nde iki önemli sistem bir şekilde çarpışıyor. Dolayısıyla hangisinin daha güçlü olacağı konusunda bir sonuç vermemiz gerekirse ağırlıklı olarak Kuzey Anadolu fayının daha tehlikeli olduğu ve daha büyük deprem üreteceğidir. Marmara'dan beklediğimiz depremler 6 ile 7 civarında depremlerdir. Bunlar depremin olacağı segment dediğimiz parçanın özelliğine bağlı olarak değişebilir. İki koldan da deprem olabilir ikisi de önemli derecede tahribata, kısmen de olsa yaralamalara can kaybına neden olabilir."
"UFAK DEPREMLER BİZE FAYIN AKTİF OLDUĞUNU İŞARET EDİYOR"
Kalafat, "Küçük depremler hiçbir zaman büyük depremin enerjisini almazlar. Ben şöyle tasavvur ediyorum, yaklaşık Marmara Denizinin 15-17 km altında bir fil ayaklarını kırmış yatıyor. Siz yalnızca 3'lük depremle filin tüyünü kopartıyorsunuz ama fili ayağa kaldırmak için gerekli olan kuvveti veremezsiniz. Dolayısıyla ufak depremler bize bu coğrafyada hazırlık safhasında olduğunu, fayın aktif olduğunu ve büyük deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olduğunu işaret ediyor. Kuzey Anadolu fayı 1999 depremi öncesinde de aynı özellikleri taşıyordu. Dolayısıyla Kuzey Anadolu fayı deprem üretmeden önce 10'lu yıllar içerisinde önemli derecede deprem aktivitesine sahiptir ama bunlar hiçbir zaman büyük depremin enerjisini sıfırlamaz. Yaklaşık ortalama 7 civarında ama hiçbir zaman 17 Ağustos büyüklüğünde olmayacak. Veya Erzincan depremi gibi 7.9, 7.8'ler gibi olmayacak ama yine 7'nin üzerine bir deprem İstanbul ve Marmara bölgesi için yıkıcı ve tahripkar bir deprem olacaktır" diye konuştu.
DHA