İstanbul Şişli’de 6 yaşındaki Şirin Elmas Hanilçi’nin, katledilmesi, ülkedeki çocuk cinayetleri sorununu bir kez daha gündeme getirdi.
Katliama art arda tepkiler gelirken İzmir Kadın Meclisi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, çocuk cinayetlerine karşı “Narin’den Şirin’e AKP çocukları koruyamıyor biz koruyacağız” başlıklı basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı, İzmir Kadın Meclisi İl Temsilcisi Tülin Osmanoğulları yaptı. Osmanoğulları açıklamada, cinayetlerin nedeninin iktidarın cezasızlık politikası olduğunu ifade ederken dört belediyeye kayyum atanmasına ‘demokrasi’ üzerinden tepki gösterdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslendi.
“BUNUN HESABINI VERECEKSİNİZ”
Ülkedeki mevcut düzene alışmayacakları mesajını vererek konuşmasına başlayan Osmanoğlulları, şunları söyledi:
“Biz bugün burada eylem yapmak kararını aldığımızda iki gün önce ‘Pazartesi çok geç. Pazartesi sabahı acaba hangi gündemle uyanacağız?’ demiştik. Bu sabah kayyumlarla uyandık. Aslında hiç şaşırmıyoruz bu kayyumlara. Ama alışmıyoruz bu kayyumlara. Biz bugün buraya öldürülen Narin'in hesabını sormak için arkasında öldürülen Şirin’in hesabını sormak için toplandık. Ama aynı zamanda kayyumlara da tepki koymak için buradayız. Günlerdir sokak Türkiye'nin her yerinde. Narin için sokaklardaydık. Narin'in nasıl öldürüldüğünü kim tarafından öldürüldüğünü açıklayamadılar. Narin'in bu ölümünü açıklayamadıkları için altı yaşındaki Şirin, İstanbul'un göbeğinde öldürüldü. Katil o kadar özgüvenle ve fervatsızca ‘Canım sıkılıyordu, canımı sıktı, boğdum, öldürdüm’ diyor. Bu katile bu gücü, bu özgüveni veren AKP siyasisidir. AKP'nin kendisidir. Kadınları koruyamıyorsunuz. Çocukları koruyamıyorsunuz. Ama bunun hesabını vereceksiniz.”
“UYGULAMADIKLARI YASALARLA KADINLARI VE ÇOCUKLARI GÖZDEN ÇIKARDILAR”
Kayyum atamaları, Hayvan Hakları Yasası’ndaki değişiklik ve yaşanan cinayetlerin, yerel seçim sonrası iktidarın ‘sopa gösterme’ yöntemi olduğunu belirten Osmanoğlulları, şu ifadeleri kullandı:
“Bir yerel seçim yaşadık. Bu yaşadığımız yerel seçimde halk, AKP’ye, politikalarına ‘Dur’ dedi. O günden itibaren onlar da bize birtakım mesajlar veriyorlar. Önce Van, arkasından Hakkari. Sonra gözünü sokak hayvanlarına diktiler. Sokak hayvanlarını katletme yasasını çıkardılar. Sonra zaten yıllardır uygulamadıkları yasalarla kadınları ve çocukları gözden çıkardılar. Bu ülkede işi kadınları korumak olan, çocukları korumak olan Aile Bakanı… Sana sesleniyoruz. Sana seslenmekten bıkmayacağız. Sana görevini hatırlatıyoruz. Senin görevin, Şirin’i, Narin’i, Sıla bebeği korumaktı. Ama sen neyi dert edindin? Çocuk doğurma sayısı azalmış, her haneye yakın yönde çalışma yapacaklarmış! Bu ülkede mevcut doğan çocuklar aç giriyor yatağa, aç gidiyor okula. Bu ülkede yoksulluk var. Sen daha bu hayatta var olan çocukları koruyamıyorsun. Yeni doğacak olanları nasıl koruyacaksın? Bu öfkemiz zannetmeyin burada konuşup konuşup dinecek. Kadın cinayetlerini, çocuk ölümlerini durdurana kadar bu meydanları terk etmeyeceğiz. Size görevinizi hatırlatacağız. Buraları boş bırakmayacağız.”
“BU TOPLUMUN AHLAKI, BU KADAR KOLAY BOZULUYOR MU?”
‘Ahlak’ anlayışı üzerinden iktidara tepki gösteren Osmanoğulları Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenerek şöyle konuştu:
“Burada bir gökkuşağı bayrağı açsak ‘Toplumun ahlakı bozuluyor’ derler. Bu ahlak nasıl bir ahlakmış ki bir gökkuşağı bayrağıyla bozuluyor! Ama bu ülkede, bu hükümet tarafından açılan özel hastanelerde kar gütmek için yeni doğan bebekleri öldürdüler. Sizin sayenizde yeni bir çete de oluştu. Sayenizde bir de ‘yeni doğan çetesi’ oluştu. Narin öldürülürken, Şirin öldürülürken, Şirin bebek öldürülürken, daha fazla kar elde etmek için bebekler öldürülürken nasıl oluyor da bu toplumun ahlakı bozulmuyor da bir gökkuşağı bayrağı açılınca bozuluyor? Bu, bu kadar kolay mı? Bu toplumun ahlakı, bu kadar kolay bozuluyor mu? Bir toplumun ahlakı, o toplumda hukuk yoksa adalet yoksa işte öyle bozulur. Adalet yoksa ahlak öyle bozulur. Adalet Bakanı'na seslenmek istiyorum. Şirin'in ailesi, bir televizyon kanalına çıktı ve çocuklarının kaybolduğunu söyledi. Eğer o televizyon kanalına çıkmasaydı aile, Şirin’e ne olduğunu bilecek miydik? Şirin'i dilendirildiği söylendi. Sayın Aile Bakanı bu ülkede kaç tane çocuk, okula gitmesi gerekirken sokakta dilendiriliyor? Bu ülkede kaç tane çocuk okula gitmesi gerekirken sokakta çalıştırılıyor. Sizin elinizde böyle bir veri var mı? Yok. Veri hazırlamak, bilim işidir. Sizin bilimle işiniz olmaz zaten. Biz bu ülkede tek bir kadın öldürülmeyene kadar, tek bir çocuk istismara uğramayana kadar, çocuk cinayetleri, kadın cinayetleri son bulana kadar ve ülkenin her yerine hukuk, adalet, eşitlik ve özgürlük gelene kadar mücadeleden vazgeçmiyoruz.”