Kadıköy'de katledilen kadınlar için eylem! "Hayatlarımız için isyandayız"

İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu'nun çağrısıyla Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelen kadınlar "Kadın cinayetlerine karşı, hayatlarımız için isyandayız, mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

Kadınlar kadın cinayetlerine karşı sokağa çıkmayı sürdürüyor. Bugün Kadıköy Rıhtım’da İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar "Hayatlarımız için, Azra için isyandayız, Emine Gökkız için isyandayız, Esra Hankulu için isyandayız, biz her gün öldürülürken İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranlara karşı isyandayız! Çünkü bir kişi daha eksilmeye tahammülüz yok!" dedi.

"Kadınlar katledilirken bu devlet İstanbul Sözleşmesi'nden çıktı. Hayatlarımız için isyandayız!" pankartı açan kadınlar, kadınların katledilmesine göz yumulmasına, katillerin serbest bırakılmasına tepki gösterdikleri dövizler taşıdılar.

"3-5 ay yatar çıkarım" güvencesini erkeklere verenler, İstanbul sözleşmesinden çekilenler, iktidar, yargı ve kolluk kuvvetleri bu cinayetin sorumlusu" diyen gurubun basın açıklaması şöyle:

"Hayatlarımız için isyandayız"

Hayatlarımız için isyandayız! 2 Ağustos günü, Atalya’da beş gündür haber alınamayan 5 Azra Gülendam Haytaoğlu’nun Mustafa Murat Aydın tarafından katledildiği ortaya çıktı. "Bana bir şey olmaz", "3-5 ay yatar çıkarım" güvencesini erkeklere verenler, İstanbul sözleşmesinden çekilenler, iktidar, yargı ve kolluk kuvvetleri bu cinayetin sorumlusu! 

Hayatlarımız için isyandayız! Yine 2 Ağustos’ta Maraş’ta cumartesi gününden bu yana kendisinden haber alınamayan Emine Gökkız ormanlık bir alanda ölü olarak bulundu. 

Hayatlarımız için isyandayız! 5 Ağustos’ta Aleyna Çakır’ın ölümünün baş şüphelisi olan Ümitcan Uygun’un evinde ölü bulundu. Faili koruyanlar, Aleyna Çakır’ın ölümünde etkin soruşturma yürütmeyenler, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilenler, iktidar, yargı ve kolluk kuvvetleri bu cinayetin sorumlusu! 

İşte bu yüzden biz kadınlar bugün öfkemizle, isyanımızla sokaklardayız. Biz kadınlar bu ülkede her gün öldürülürken, her gün erkek şiddetiyle karşılaşırken, İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede feshederek, tacizcileri tecavüzcüleri katilleri cesaretlendiren devletin, kadına yönelik şiddeti “tolere edilebilir” düzeyde bulanların da en az failler kadar suçlu olduklarını biliyoruz. Bizler failleri de failleri koruyanları da aklayanları da biliyoruz. Kadın cinayeti yoktur diyenleri tanıyoruz. 

O yüzden bir kez daha söylüyoruz: Kadın cinayetleri politiktir.

Biz kadınlar bir kez daha söylüyoruz. Katledilen bütün kadınlar için isyandayız, hayatlarımız için isyandayız, katilleri koruyanlara karşı, erkek-devlet şiddetine karşı isyandayız. Azra için, Emine için, Esra için sokaktayız!
 
Evde, sokakta, kampüslerde, iş yerlerinde şiddete maruz kalan biz kadınlar, failleri cezasız kalan biz kadınlar, İstanbul Sözleşmesi kaldırıldığı için şiddete açık hale getirilen biz kadınlarız. Ve biz kadınlar Emine Bulut için, Pınar Gültekin için, İstanbul Sözleşmesi için nasıl sokakları doldurduysak bugün de sokaklardayız. Çünkü erkek şiddetinin münferit olmadığını biliyoruz; çünkü kadın cinayetlerinin politik olduğunu biliyoruz. Kadına şiddetin teşvik edildiğini biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıranların; yargıya erkekleri korumaya, aklamaya devam edin dediğini, erkeklere, “eşit değilsiniz” diyerek bizi baskıya, şiddete açık hale getirdiklerini biliyoruz. Yargısıyla, polisiyle, medyasıyla bu iktidarın erkek egemenliğini güçlendirmeye çalıştığını görüyoruz. Biz kadınlar tüm bunlara karşı isyandayız, sokaktayız.

Katledilen bütün kadınlar için isyandayız. Hayatlarımız için, haklarımız için isyandayız. Bizler bir kişi daha eksilmeyene dek sokaklarda olmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.

İstanbul Sözleşmesi'ni Uygula Kampanya Grubu 
 

 

Türkiye Haberleri