Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından hazırlanan güncel müsilaj haritası, 2021 yılındaki yoğun müsilaj dönemine benzer bir tablonun ortaya çıkmasına işaret ediyor.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Marmara Denizi'ndeki müsilaj durumu ile ilgili kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Bilim insanları, Bilim-2 araştırma gemisiyle 10 gün süren incelemeler yaparak denizin farklı derinliklerinden örnekler aldı.
Bu analizlerin ardından, Marmara Denizi'nde şu anda müsilajın başlangıç evresinde olduğu belirlendi. 2021 Haziran'ında müsilajın en yoğun dönemi yaşanırken, mevcut durumda müsilaj henüz yüzeye çıkmış değil. Ancak, ara tabakalarda belirgin şekilde yoğun fitoplankton üretiminin devam ettiği ve bu üretimin bir süre daha süreceği öngörülüyor.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, bu durumun 2021'deki gibi ciddi bir müsilaj riskini artırabileceğini belirtti. Özellikle Karadeniz'den girecek suyun bu sürecin belirleyicisi olacağı vurgulandı. Marmara Denizi'ndeki suyun akışının yavaşlaması ve oksijen seviyesindeki azalma, müsilajın daha yoğun hale gelmesine yol açabilir.
2021 İLE BENZERLİKLER
AA'nın haberine göre enstitü tarafından hazırlanan üç harita, Marmara'daki müsilajın evrelerini detaylı bir şekilde gözler önüne serdi. İlk harita, 2021 Haziran'ındaki yoğun müsilaj dönemine aitken, ikinci harita müsilajın azaldığı ve temizlik çalışmalarının etkili olduğu Eylül 2021 dönemine ait. Üçüncü harita ise 2025 Nisan'ında müsilajın yeniden artmaya başladığını, denizin büyük kısmını kaplayacak şekilde yayıldığını gösteriyor.
Prof. Dr. Barış Salihoğlu, şu anda fitoplanktonların yoğun üremesinin, ilerleyen dönemlerde daha fazla müsilaj üretimine yol açabileceğini belirtti. Bu sürecin, özellikle Karadeniz'den gelecek suyun etkisiyle şekilleneceğini ifade etti.
KURAKLIK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Kuraklık ve iklim değişikliği, Marmara Denizi'ndeki müsilaj riskini artıran önemli faktörler arasında yer alıyor. Özellikle Karadeniz'den gelen suyun azalması, Marmara'nın üst suyunun değişmesini zorlaştırıyor. Bu da denizdeki oksijen seviyelerinin düşmesine neden oluyor. Uzmanlar, kurak dönemlerin ve aşırı alg üretiminin müsilajı tetikleyeceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Marmara Denizi'nde oksijen seviyesindeki düşüş ve artan kirlilik, denizin daha kırılgan hale gelmesine yol açıyor. Bu da müsilajın etkilerinin çok daha büyük boyutlara ulaşmasına neden olabilir.
CİDDİ BOYUTTA
Marmara'da müsilajın yüzeye çıkıp çıkmayacağı, hava sıcaklıkları ve suyun oksijen tüketimi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ancak şu anda su sıcaklıklarının 10-11 derece arasında olması, müsilajın henüz yüzeye çıkmadığını gösteriyor. Ancak sıcaklık arttıkça, 2021'de olduğu gibi müsilajın tüm yüzeye yayılma riski bulunuyor.
Yapılan çalışmalara göre, Marmara Denizi'ndeki müsilaj riski, 2021'e benzer şekilde ciddi bir boyuta ulaşma potansiyeline sahip. Uzmanlar, bu durumun önlenmesi için oksijen tüketimi ve kirliliğin hızlı bir şekilde düşürülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Marmara'daki müsilajın önümüzdeki yaz aylarında daha belirgin hale gelmesi, çevre ve deniz ekosistemi için büyük tehditler oluşturabilir.