İzmir Kadın Platformu: 5 kardeşin hayatını kaybetmesiyle ilgili iktidara tepki. Sorumlusu sizsiniz

İzmir Kadın Platformu, İzmir'in Selçuk ilçesinde bir evde çıkan yangında 5 kardeşin hayatını kaybetmesi nedeniyle iktidarın politikalarını protesto etti.

İzmir Kadın Platformu, İzmir'in Selçuk ilçesi anneleri hurda satmaya gittiğinde, elektrikli sobanın devrilmesi nedeniyle evde çıkan yangında 5 kardeşin hayatını kaybettiği olaya ilişkin basın açıklaması yaptı.

Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada, iktidarın aile, kadın ve çocuk politikaları eleştirilirken ilgili bakanlığın ihmalkar davrandığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in yaşanan olaya ilişkin kullandığı “Dönüp dolaşıyorsunuz her şeyi paraya bağlıyorsunuz" ifadelerine de tepki gösterildi.

Açıklamayı İzmir Kadın Platformu adına Nuray Öztürk yaptı.

“BU AÇIKLAMALARI KABUL ETMİYORUZ”

Öztürk, 25 Kasım’da düzenlenecek büyük eyleme çağrı yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bir yaşındaki Aras Bulut, iki yaşındaki Masal Işık, üç yaşındaki Aslan Miraç, dört yaşındaki Funda Peri ve beş yaşındaki Fadime Nefes, İzmir'in Selçuk ilçesinde hurdacılık yaparak çocuklarına bakmaya çalışan anne Melisa Akcan hurda parasını almak için yaşadıkları baraka evden ayrıldığı sırada çıkan yangında yitirdi. Daha sorumlu bakanlık ve kurumlardan açıklama yapılmadan ‘Aileye yardım yapıldı. Çocukları devlet korumasına vermek istemediler’ gibi haberler düştü ortalığa itiraf niteliğinde. AKP Grup Sözcüsü Özlem Zengin, Meclis kürsüsünden utanmadan ‘Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı tarafından ailenin 18 kez ziyaret edildiğini, 110 bin 705 lira kaymakamlık üzerinden de 9 bin lira civarında elektrik, su faturası desteği sağlandığını söyleyerek ‘Aile tüm bunlara rağmen çocuklarına kendi bakmayı tercih etmiş, kimsenin çocuğu zorla alma kastı yok. Öyle bir imkan da yok. Annemin de hayat tarzı’ diyerek tıpkı kadın cinayetlerinde olduğu gibi acılı anneyi hedefe koyabildi. Yetmedi. Ölümlerin sebebini soranlara, açıklama isteyenlere, ‘Her şeyi paraya bağlıyorsunuz’ diye çıkışıp ‘Altında başka sebepler var. Onları da arka tarafta size izah edeyim’ diyerek aileyi suçlamaya devam etti. Her facianın yoksulluk ve devletin sorumluluğunu yerine getirmediği gerçeği ortaya çıkmışken bu açıklamaları kabul etmiyoruz.

“NEDEN ÇOCUKLARA ÜCRETSİZ BAKIM HİZMETİ SAĞLAMADINIZ?”

Çocukların ölümünün nedeni apaçık bir biçimde derin yoksullukken, ‘mesele para değil’ diyen, ‘gelin arka tarafta konuşalım’ diyen Özlem Zengin'e buradan soruyoruz. Sosyal yardım alırken hala yiyecek almak için hurdaya çıkmak zorunda kalan anne çaresizliğine, yaşam tarzı demeye utanmıyor musunuz? Madem bakanlık da dahil ilgili kurumların takibindeydi, bu çocuklar neden öldü? Çocuk Koruma Kanunu’nda yer alan barınma tedbiri maddesini neden uygulamadınız? 18 kere gittiğiniz evde yaşanamayacağını, çocukların ve annenin bu evde olmaması gerektiğini görmediniz mi? Neden anneye çocuklarıyla beraber sağlıklı bir biçimde kalacakları bir ev sağlamadınız? Neden kadına güvenceli, gelir getirici bir iş, çocuklara ücretsiz bakım hizmeti sağlamadınız? Neden psikolojik destek sağlamadınız. Verdiğinizi iddia ettiğiniz para ki bunun da kamuda tasarruf tedbirleri kapsamında kesildiğini biliyoruz. Yoksulluk sınırının 70 binleri aştığı ülkemizde beş çocuklu bir ailenin geçimine yeterli mi? Aile Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, kaymakamlık ve belediye dahil onca kurumun bilgisi, takibi, müdahalesi altında yaşamını yitirdi bu çocuklar. Eğitimden sağlığa, barınmadan beslenmeye çocuk her alandaki ihtiyaçları devlet tarafından göz ardı edildiği için can verdi. Kadınlar olarak arka tarafta değil dosdoğru, kamuoyuna açık yerde konuşuyoruz. Sizin sermaye yanlısı politikalarınız yüzünden ölüyor çocuklar. Tasfiye ettiğiniz kamusal hizmetler yüzünden ölüyor. Kamu kreşlerini kapattığınız, sosyal devlet ilkesini sosyal yardıma, onu da tarikat ve cemaatlere bağladığınız için ölüyor. Siyasal çıkarlarınız için palazlandırdığınız, devlet yurtları yetersiz olduğu için mecbur bıraktığınız tarikat ve cemaat yurtlarında intihara sürükleniyor. Uyuşturucu ticareti merkezi haline getirdiğimiz ülkemizde çocuklar, uyuşturucu bataklığına saplanıyor. Tacize, tecavüze, istismara uğruyor. Bu ülkede 13 üç yaşında çocuklar, AIDS’ten ölüyor. Sermaye ve onun en çürümüş hali çetelere terk ettiğiniz sağlık sistemi içinde yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde can veriyor çocuklar.

“O ÇOK ÖVÜNDÜĞÜNÜZ BÜYÜME RAKAMLARI, ÇOCUKLARI VE KADINLARI ÖLDÜRÜYOR”

O çok övündüğünüz büyüme rakamları, çocukları ve kadınları öldürüyor. Siz halktan topladığınız vergileri sermayeye teşvik, vergi indirimi, muafiyeti diye dağıttığınız, yap-işlet-devret modelli otoyol, köprü ve hastanelere peşkeş çektiğiniz, yandaş sermayenin borcunu bir gecede silerken eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetlere para ayırmadığımız için ölüyor. Sadece 2024 yılında sermayeden 2 trilyon 210 milyar vergi alacağınızdan vazgeçerken kadının güçlendirilmesi başlığı altında bir kadına yıllık yaklaşık 139,3 lira günlük 38 kuruş ayırdığımız için ölüyor. Bir yandan aileyi kutsallaştırıp diğer yandan o çok kutladığınız aileleri yoksulluğa sürüklediğiniz için. Patronların ihracat rakamları büyüyor. Sizin şatafatlı yaşamınız büyüyor. Çocuklar, kadınlar, işçi ve emekçiler, yoksullaşıyor. Artan yoksulluk, özellikle kadın ve çocuklara şiddet olarak geri dönüyor. Eğer kadınların her mahalleye her iş yerine 7/24 ücretsiz kreş taleplerine kulak tıkamasaydınız, okullara bir öğün ücretsiz yemek taleplerini ‘aç çocuk yok’ diye cevaplamasaydınız, güvenceli istihdam olanaklarını ortadan kaldırmasaydınız, eşit işe eşit ücret taleplerini görmezden gelmeseydiniz bu çocuklar ölmeyecekti. Sorumlusu sizsiniz, yaratılan ölüm düzeni. Bizim canımız sizin ölüm düzeninize feda olmayacak.”

Türkiye Haberleri